Kasım 2012

Fiziksel Özelliklerden Karekter Analizi

Herkes kendi yaratılmış olduğu şekle göre hareket eder.
Uzun Boy: Hamaratlığa, sadelik ve saflığa.
Orta Boy: İyi ahlaka, şefkat ve nezakete, kalbi yardım ve iyikle dolu olmaya.
Kısa Boy: Şehvete, hilekarlığa, fitneye ve fitnekarlığa, menfaatperestliğe.

BAŞ
Büyük, her tarafı muntazam şekilde yuvarlak bir baş; sır saklamaya, sebat ve hayırseverliğe ve ihtiyatla sır saklamaya.
Uzun ve sivri baş; şirretliğe ve hasete.
İri baş ve geniş çehre; şiddetkar olmaya, nezakatten yoksun olmaya. Her şeye kusur bulmaya.
Öne doğru eğri baş; iyiyi kötüden ayrılabilmeye, sadeliğe.
Arka tarafı yüksek baş; çocuklara karşı şefkate, temizkalbe ve canlılığa.
Yüksek kafatası; zeka ve sürekli algılamaya. Her şeyi çabuk kavramaya.
Yassı kafatası; keder ve gam taşımaya.
Üstü geniş ve büyük kafatası; tertip ve intizama.
Tepesi yumru kafatası; vesvese, evham, sürekli homurdanma ve tedirginliğe.
Arkası basık olan baş; işlere meyili az olmaya.
Küçük baş; zekiliğe, hafifliğe, sır saklamaya.
Yanlardan basık baş; darcanlı olmaya ve çabuk kızmaya.
SAÇ
Siyah saç; faaliyete ve hatırnazlığa.
Gayet ince ve kaba saç; hassas bir vücuda, mükemmel bir sağlığa.
Gayet koyu ve siyah saç; kıskançlığa.
Koyu kestane renkli saç; uyuşulması kolay bir yapıya ve sadakate.
Bulanık saç; hafifmeşrepliğe, sebatsızlığa, tezcanlılığa.
Soluk ve yıkanmamış gibi görünen siyah ve sarı saçlar; alaycılığa, ruhen ve cismen zayıflığa.
Uzun düz sarı ve ince saçlar; hazımsızlığa.
Sarı saç; kibir ve gurura. Gazap ve hiddete, entrikacılığa.
Açık sarı saç; hayalperestliğe.
Altın sarısı saç; mülayim bir yapıya, korkaklığa.
İnce saç; hassas bir kalbe.
Sert saç; sert ve inançlı bir yapıya.
Yumuşak saç; yılışkanlığa, cesaretsizliğe.
Erkeklerde uzun ve seyrek saç; iyi yiyip içerek bedenine iyi bakmaya ve rahatını her şeye tercih eden bir mizaca.
Çok sert saç; otoriter ve sert bir yapıya.
Dik ve sert saç; dış görünüş olarak sert ama normalde korkak insanlara.
Çok sık saç; geç kavramaya.
Çok kıvırcık saç; koyun gibi mülayim olmaya.
Kıvırcıkları büyük olan saçlar; inada.
Sağa ve sola yatan saçlar; sabırsız, bir işi yarım bırakıp diğer işe geçen kişilere.
Dökülmüş ve seyrek saçlar; zihin karışıklığına. Kişinin hiçbir meziyeti olmamasına ve beden rahatsızlığından dolayı maddi zevklere fazla düşkünlüğe.
Not: Saçlar hakkında yazılmış olan görüşler orfinal saçlar içindir.

ALIN
Geniş bir alm; fedakar ve karşıdakinin ne yapmak istediğini anlamaya.
Alm kısmının kabarık olması; kuvvetli hafızaya.
Orta kısmının kabarık olması; değerlendirme gücü kuvvetli olmaya.
Alt kısmı kabarık olması; becerikliliğe, meslek ve sanata karşı hassasiyete.
Gayet ufak bir alın; geç anlamaya.
Yumru ve yüksek bir alın; zekaya, anlayışlı olmaya.
Yassı ve düz bir alın; kötülük yapmaya, sık sık hastalığa tutulmaya.
Ortası çukurlanmış bir alın; kanaatkarlığa, kendini beğenmişliğe.
Dar ve basık bir alın; inada, düşünmezliğe.
Dar alçak ve çıkıntılı bir alın; ulu orta atılganlığa. Uzun çukurlu alın; fena ahlaka, fikir azlığına.
Uzun bir alın ise; vesveseliğe, müşkülpesentlik ve intikama.
Dar ve sert bir alın; azim ve metanetle bir işi yapmaya.
Üstü çıkıntılı bir alm; uzak görüşlülüğe, ciddiyete ve terbiyeli olmaya.
Daima buruşuk bir alın; ilim adamlarında kemale ve çok düşünür bir mizaca.
Arkaya eğilimi olan bir alm; hayal kurmaya ve hayvani hislere düşkünlüğe.
Etli bir alm; cesaret ve hiddete.
Kabarık alınlar; hilekarlığa ve fesatlığa.
Genç yaşta oluşan ince çizgiler; intiba edilmeye.
Hem geniş hem de yüksek alm; vasat bir zekaya, sakarlığa.
Alçak ve fazlaca ileri taşmış bir alın sahsi gülümsemeden mahrum olmaya.

KAŞ
Koyu ve siyah kaş; genellikle iyi ahlaka.
Sık kaş; iyilikseverliğe, cimriliğe.
Dolgun, düz ve intizamı az olan kaşlar; hoşgörülü, soğukkanlı, kendi halinde olmaya.
Yumuşak ve seyrek kaşlar; hayalperestliğe.
İnce kaş; kibir ve gurura.
Kaim ve birbirinden ayrılmış kaşlar; zeka ve hassas bir kalbe.
Yay gibi kaşlar; nezaketli ve şeffaf kalbe.
Kaim ve gayri muntazam kaşlar; şiddet ve öfkeli bir tabiata, kötü huy ve ahlaka, ömrünün gam ve kederle geçmesine.
Sık ve yumuşak kaşlar; aklıselim, kuvvetli mahkeme gücüne sahip terbiye ve sadeliğe.
Kavisli yay gibi kaim telli kaşlar; cömertliğe, el açık, lığına, son derece iyi ahlaka, edebe ve akraba canlılığına.
Gözlere çok yakın olan kaşlar; çok anlayışlı ve kavrayış zekasına sahip olmaya.
Kısa ve birbirine karışmış kaşlar; sır saklamaya, hafıza kuvvetine.
Birbirinden uzak olan iki kısma ayrılan kaşlar; zekanın azlığına.
Çatık kaş; her şeyi kalbinden geçirip zehreden gibi görünmeye, kıskançlığa ve bazı kimselerde hiddet ve şiddete.
Kaş ortasında nihai doğru eksikliği; merhametsizliğe, korkaklığa, kendisinden zayıf olanlara zulmetmeye.
Sert ve dik kaşlar; mertliğe ve cesarete.
Uçları aşağı doğru eğilmiş kaşlar; yumuşak bir kalbe.
Uçları yukarı kalkık kaşlar; hafifmeşrepliğe ve kalbi zayıflığa.
Gözün üstünü örtecek kadar göze yakın kaş; ilim ve irfana.
Kaşları hilal gibi ince olanlar; hassas ve ince ruhlu insanlara.
GÖZKAPAKLARI
Kemerli gözkapağı; büyüklük taslayan bir yapıya.
Gözün üst kapağının mesafeli ve açık olması; edepsizliğe, hayasızlık, arsızlık ve oburluğa.
Kısa gözkapakları; ihtirasa ve cimriliğe.

KİRPİKLER
Gayet muntazam ve düzgün kirpikler; iyi ahlaka, iyilikseverliğe, anlayışa, akıl ve zekaya.
Sert ve gayri muntazam kirpikler; hiddette.

GÖZLER
Büyük gözler; zarafete ve hafifmeşrepliğe.
Küçük gözler; iffet ve müşkülpesentliğe.
Siyah gözler; hayra, söz dinler bir yapıya.
Ela gözler; ilme ve ciddiyete, sabır a, terbiyeye, sadık lığa ve sadakat.
Kumral gözler; cesarete.
Gayet açık ela gözler; düşüncedeki nezaket ve inceliğe.
Mavi gözler; hissizliğe, merhametsizliğe, lakaytlığa.
Yeşil gözler; şehvete ve hafif kırıcılığa.
Gayet açık mavi gözler; sanata eğilime, hayalperestliğe ve çabuk kanmaya.
Parlak gözler; zeka ve şehvete.
Güzel, gayet iri ve parlak gözler; zeka, edep ve terbiyeye.
Gayet iri ve şeffaf gözler; hırçınlığa ve hassaslığa. Küçük ve hassas gözler; faaliyet ve şiddete.
Gülen gözler; çok fazla iyilik yapmaya.
Gözbebeği gülen gözler; oynaklığa.
Baygın gözler; kalp ve yürek hırsızlığına.
Süzgün bakışlı gözler; şehvete ve az zekalığa. Yuvarlak gözler; kalp dinamikliğine.
İçine gömülmüş gözler; inat ve sebata.
Yumru gözler; çok hazla hassas olmaya.
Noktalı gözler; çok isabet etmeye ve dikkatliliğe.
Şaşı göz; uğursuzluğa eli eğriliğe.
Kirpik gözler; uğursuzluğa.
Fırlak gözler; cinnete, müsrüflüğe, inada.
Yere bakan gözler; yürek yakıcılığa.
Sabit bakışlı gözler; inada, hasete, fenalığa.
Aşağı bakan dalgın gözler; hayalperestliğe.
Kırmızı ve kanlı gözler; hiddet ve şiddete.
Yukarı bakan gözler; mütevazi bir yapıya.
Sönük gözler; korkaklığa.
Yarı kapalı karanlık görünüşlü gözler; hüzün ve kedere.
Göz karasının büyük olması; cesarete.

KULAKLAR
Büyük kulaklar; cehalet ve tembelliğe.
Mütevazi kulaklar; doğruluk ve metanete.
Küçük kulaklar; hassas bir ruha.
Mütevazi ve iyice kıvrılmış kulaklar; büyük bir zekaya, sağduyusu kuvvetli olmaya.
Kenarları gayrı muntazam kulaklar; düşünce ve mahkeme gücü azlığa.
Muntazam surette iyi kıvrılmış ve pembe renkli kulaklar; nazar almaya müsait olmaya.
Büyük yassı, ince kıvrımsız kulaklar; zeka noksanlığına, kabalığa ve cimriliğe.
Gayri muntazam şekilde rengi soluk kulaklar; iyi olmayan bir sağlığa ve zekanın sürekli düşmesine.
Kıvrımsız ve son derece yassı kulak; herkese yaptığı fenalıktan zevk almaya fikirsizliğe ve iktidarsızlığa.
Gayri muntazam yuvarlak kulaklar; beceriksizliğe akıl azlığına.
Kabarık gibi duran kulaklar; düşüncesizliğe.
İnce ve muntazam kıvrık olan yuvarlak ve dolgun kulaklar; orta zekaya.
Küçük çok pembe kulaklar; vasıfsız, şeytan gibi bir zekaya ve hilekarlığa.
Kafasından çok ayrı kıvrılmış kulaklar; gevezeliğe, hilekarlığa, ihanet ve sadakatsizliğe.
Uzun ve etli kulaklar; tembelliğe, kibir ve gurura, küstahlığa.

BURUN
Büyük burun; vesvese ve evhama, korkaklığa.
Kısa burun; çok korkaklığa.
Uzun burun; az anlayışlı olmaya, iyilikseverliğe.
Burun ucunun ağza yakın olması; inat ve ısrara.
Ufak güzel ve muntazam bir burun; iyi ahlaka ve orta bir hayat yaşamaya.
Yassı ve geniş burun; vesvese ve her şeyden mana çıkarmaya.
Gayet iri ve etli burun; gözaçlığma, oburluğa.
Burun kemiğinin ortasındaki kabarıklık; dirayetli olmaya, zeki ve iyi vicdanlı olmaya.
Gaga burun; fena huy ve ahlaka, cimriliğe, faaliyetsizliğe.
Burun ucunun iriliği ve yuvarlaklığı; iyi ahlaka.
Burun ucunun kırmızımtırak oluşu; ayyaşlığa ve eğlenceye düşkünlüğe.
Kırmızı burun; inatçılığa, budalalığa ve kabalığa.
Basık burun; ekseriyetle az zekaya, başkalarının sözüyle hareket etmeye.
Ucu tamamen yuvarlak burun; hassas kalbe, iyilikseverliğe.
Büyük ucu şişkin toprak burun; şefkat ve ilme.
Hafif yassı yarım dörtköşe burun; büyük zeka ve icat kabiliyetine.
Ucu yukarı kalkık burun; boşlaflığa, hayalperestliğe ve gurura. Burun derinliklerinin geniş olması son derece zihin sizliğe, dar burun kemiği ise itimatsızlığa, şüpheciliğe.
Bir ucundan diğer ucuna sivri görünen burun; maharet, hilekarlık ve ince fikre.
Kadınlarda burun kanatlarının açık olması; kahırlı bir hayata, zarafet ve hisse.
Gayet iri burun delikleri; şehvete düşkünlüğe.
Burun deliklerinin darlığı; göğüs hastalıklarına karşı hassasiyete.
Kolay açılıp kapanan burun; şehvetliğe,kolay kanan ve düzenliliğe.
Kapalı duran burun delikleri; gurura, yalnızlığa, talihsizliğe.

AĞIZ
Büyük ağız; fena ahlaka, yıldızı alçak olan merhametsiz kişiliğe.
Gayet muntazam ve güzel bir ağız; mükemmel bir kişiliğe, iyi niyete.
Küçük ağız; anlayışlı, iyi ahlaklı merhametli, hoşgörülü bir yapıya.
Mütevazi bir ağız; neşeye ve neşeli olmaya.
Eğri ağız; uğursuzluğa, talihsizliğe.
Çökük ağız; kedere.
Tam bitmemiş yarım ağız; zihin noksanlığına, hep işini yarım bırakmaya
Çok küçük bir ağız; hafif mizaca, yaramazlığa.
Çok geniş ağız; pis nefse ve boşboğazlılığa.
Büyük ve geniş ağız; oburluğa, laf ebeliğine ve yalancılığa.
Yarım gibi duran bir ağız; ağır ve kaba fikirliliğe. DUDAKLAR
Büyük dudak; erkeklerde zarafete, yüksek mevkilere düşkünlüğe.
Kaim ve iri dudaklar; kadınlarda şehvete, çabuk ka narlılığa, tembelliğe bazen de kabalığa.
İnce dudaklar; söz anlar ve zeki olmaya, aynı zamanda ketumluğa.
Çok ince dudaklar; bedbahtsızlığa, yani fenalık ister bir yapıya, diğer yandan da çok fazlı hırslı olmasına
Üst dudağın alt dudaktan büyük olması; sabır ve tahammüllü olmaya.
Alt dudağın büyük olması; oburluğa, şehvetliğe ve hayalperestliğe.
Kaim ve şiş gibi duran dudak; oburluğa, çok çabuk kandırılmaya.
Üst dudağın alt dudaktan daha içeri olması; sabırsızlığa ve çok çabuk kızmaya.
Üst dudağın alt dudaktan hafif ileri olması; iyi ahlâka.
İnce ve birbirine bitişik gibi duran dudaklar; inatçı ve kötü niyetli olması.
İnce dudak ve geniş ağız; çok kötü ve ahlaklı biri olduğuna.
Pek küçük dudaklar; gösterişe ve yüksek mevkilere düşkünlüğe.
Alt dudağın ortasında çatlak veya çukurlar; ivme ve nezakete.
Her iki dudağında mütevazi olması; ideal bir kişi olmaya ve ahlaka, aynı zamanda da ahlaksız olmaya.

DİŞLER
Küçük, kısa ve sağlam dişler; kendi kuruntuları ve fikirlerini sürekli mahkeme eden kişiler.
Uzun diş; hassas kalpli olanlar.
Parlak olmayan sarımtırak, düzgün ve sağlam dişler; insana yardımcı, iyiliği seven ve ahlaklı.
Üst dudağı geçen dişler; her işe burnunu sokan, menfaat düşkünü, kusur arayan.
Alt dudağı geçen dişler; cimrilik, kabalık, hilekar.
Üst dişin açık ve seyrekliği; sakin bir mizaca.
Sağlam ve az sivri dişler; uzun bir ömre, hararetli oluşa, obur ve hilekarlığa.
Geniş ve kaim dişler; dünyaya yalnız yemek yemek içiiı geldiğine.
Üst tarafı açık dişler; soğuk mizaçlı kişiliğe.
Gözüken ve düzgün diş; sadakat ve iyi ahlaka.
Önde ve üst sırada bulunan iki dişin iri olması; kıskançlığa.
Küçük ve sivri dişler; kötü kalbe ve kötü davranmaya.
Birbirinin üzerine binmiş dişler; inat ve ısrara, merhametsizliğe.
Sağlam ve iyi sıralanmış donuk renkli dişler; çalışkanlığa.
Seyrek diş; saadet ve mutluluğa.
Geniş ve beyaz diş; açık yürekli olmaya.
Kısa ve birbirinden ayrı diş; nezaketli, ince fikirli olmaya.
İri diş; inatlı olmaya.

DİL
Kaim ve sert dil; güvensizliğe.
Ağızda kolay hareket eden dil; iyi icatlar yapmaya. Uzun dil; budalalığa.
Kısa dil; zekaya ve azme.
Söz ağızdan çıkmadan sen söze hakimsin, söz ağızdan çıktıktan sonra söz sana hakim unutma!
SES
Kalın ses; bazen kuvvete, hiddet ve iyi huya.
Zayıf ses; kanaatkarsızlığa, her şeye itiraza.
Titrek ses; tembelliğe ve korkaklığa.
Tatlı ses; namus ve tedbirli olmaya.
İnce ve tane tane bir ses; şehvetperestliğe.

ÇENE
Dar çene; ihtirasa.
Çenenin boğaza doğru kaçık olması; fesat ve iyi ahlaklı olmamaya.
Sivri çene; hafif yapıya ve sevecenliğe Geniş ve kaim çene; inat, azim ve iradeye.

YÜZ
Büyük yüz; hamarat fakat dikkatsizliğe.
Küçük yüz; kibir, gurur ve hafifçe hilekarlığa.
Yumru yüz; hasete, çok bilmişliğe
Yassı yüz; sade olup çabuk kanarlılığa.
Zayıf yüz; hilekarlığa ve asabiyete.
Yumuşak yüz; hatırnazlığa, yumuşak kalpli ve merhamete.
Eti bol yüz; ahlaka, başkalarına yük olmamaya.
Sert yüz; merhametsiz, kalp kırıcı ve toksözlü.
Uzun yüz; yalancılık ve sahtekarlığa.
Geniş yüz; acı sözlere sahip olmaya.
Elmacık kemikleri görünen çukur yüz; ahmaklığa, korkaklığa, sağlıksızlıktan dolayı kabalığa.
Yuvarlak yüz; iyi ahlaka, düzenliliğe ve hoş görülüğe BENİZ
Beyaz beniz; sahibinin edep ve terbiyeli bir kimse olduğuna.
Beyaz ve ince beniz; çok iyi ahlaka, güzel şeyleri seven kimseye.
Esmer beniz; sevimliliğe, çalışkanlığa, bazı hallerde de hastalığa.
Sarı beniz; hastalığa, hırs ve hassasiyete.
Siyah ve bulanık beniz; hilekarlık, şefkatsizlik, merhametsizlik, hilebazlığa.
Kırmızı beniz; kaynayan coşan bir tabiata, şeytani düşünceye.
Solgun beniz; iyi ahlaka, iyi bir mizaca.

 

YANAKLAR
Dolgun yanaklar; durgun bir mizaca, soğukluk ve ihtirasa.
Dar ve zayıf yanak; kanaatkarlığa, ciddiyete.
Çok dar bir yanak; zeka azlığına, aynı zamanda iyi niyetliliğe.
Gözlere doğru şişkin yanaklar; hassasiyet ve şehvete, iyi niyetliliğe.
Zayıf ve kuru yanak; kıskançlık ve hafifmeşrepliğe ve vurdum duymazlığa.
Kadınlarda düz yanak; istek ve azme.

BENLER
Göz kapaklarının üzerinde olan benler; hassas bir mizaca.
Burun üzerinde olan ben; kendi çıkarlarına düşkünlüğe.
Çene üzerinde olan ben; aşk ve şehvetin bir arada olmasını istemeye.
Gözlerin alt kapağında olan benler; evhamlı, hasta bir ruha.
Sağ şakak üzerinde olan et beni; kararsızlığa.
Çene ile boyun arasında bulunan ben; mucizeliğe, havai şeylere düşkünlüğe.
Çeneye yakın bir ben; müsrifliğe.
Alında, şakak ve kulakta olan yassı ve sararmış ben ler; sürekli işini gücünü terk edip, başka işlerde uğraşan kişilere.
Alm üzeride ben; alnın sağ tarafındaki benler kuvvetli bir hafızaya. Bu tür insanlar diplomat olurlar.
Alında saçlara yakın benler; aşk oyunları ile meşgul olmayı seven bir kimseye.
Alnın sağında olan ben; sahibinin uzun ömürlü ve sıhhati olacağına.
Alnın solunda olan ben; dine düşkünlüğe, dini inancın fazlılığma.
Burun deliğine yakın ben; aşka düşkün bir mizaca.
İki kaş arasında ve sağda olan ben; aşkı seven, ticareti anlayan, hoş sohbetli, parlak bir istikbale.
Soldaki ben; daima mantıklı iş görebilen bir kişilere.
Göz etrafında olan ben; cana yakın, dost canlısı, şefkatli, açık bir kimselere.
Kulak üzerinde olan ben; başına buyruk bir mizaca, anne ve kardeşlerine uymaktan hoşlanmayan, toplum içinde bulunmayan kişilere.
Dudak kenarında ben; iyi yemek, eğlence iyi yaşamak ve rahatlığına düşkünlüğe.
Sağ yanakta ben; zeki, fikir icadına sahip, tuttuğunu koparan, eli sıkı kişilere.
Sol yanakta ben; ateşli, ihtiraslı, eli açık, evlilikte zor mutlu olan, dış görünüşünden daha hassas olan kişilere.
Göz üzerinde ben; parlak, sürekli değişken, toplum kurallarına uymayan, yalnızlığı ve macerayı seven kişilere. Bu kişiler, sanat, edebiyat ve ilim sahasında başarılıdırlar.

 

 

GÜLMEK
Çok gülmek; hayırsızlığa, az akla, sır saklamamaya.
Güleryüz; herkes tarafından sevilmeye.
Dişlerini göstermeden gülme; sır saklamaya ve iyi mizaca.
Gülerken üst dudağı dişlerini gösterecek kadar a çan; geveze bir tabiata, sır saklamamaya.
Kadınlarda ince bir kahkaha; şevhetperest, çok fazla gereksiz istekliğe ve hasetliğe.

 

SAKAL
Siyah ve seyrek sakal; zeka ve vesveseye.
Sarı sakal; cesarete ve cüretkarlığa.
Değirmi sakal; sahibinin erbabı iyi huylu ve sağlam.
Uzun ve sık sakal; ahmaklığa, hünersizliğe, boşboğazlığa.
Köşeli sakal; bazen hileye ve pisgözlülüğe.

 

BOYUN
Uzun ve muntazam boyun; azimsizliğe.
Zayıf ve dik boyun; iftiraya ve karşı tarafın mutsuzluğundan hoşnut olmaya.
Zayıf ve sert damarları çıkmış boyun; karşı tarafın fikrini sürekli tenkit eden, itiraza meyilli, fena huylarla dikkat çekmeye.
Uzun ve zayıf boyun; kendini beğenmişlerde bulunur.
Yağlı ve şişman boyun; şehvet düşkünlüğü ve hazımsızlığa.
Kısa ve geniş boyun; kötü ahlaka ve hayvani kuvvete.
Zayıf ve kısa boyun; sabır ve sebata, sır saklamaya.
Yuvarlak ve muntazam boyun; halim, selim kişiliğe.
Uzun boyun; az anlayışlı olmaya.
Kısa boyun; çok hilekarlığa, şefkatsiz ve merhametsizliğe.
Kaim boyun; oburluğa ve boş konuşmaya.
Gayet kısa boyun; çok dikkatli ve güvenilirliğe.
Dik boyun; gurura.
İçeri kaçık boyun; korkaklığa.
Kaim ense; gevezeliğe, oburluğa, şehvetperestliğe. Katmerli ense; müfrit ve iktidara.

 

 

OMUZLAR
Sivri omuz; fenalık ve hırsızlığa eğim ve sahtekarlığa.
Kısa omuz; hastalıklı bir yapıya.
Eğri omuz; eğri işler işlemeye.
Düşük omuz; rezalet ve kötü hayalperestliğe.
Kalın ve dolgun omuzlar; kuvvetli bir vücuda, sıhhatli bir bünyeye.
Değirmi omuz; ince fikre ve bedenini güzel kullanmaya.
KOLLAR
Uzun kollar; iyi ahlaka.
Kısa kollar; iftiraca olmaya.

 

ELLER
Düzgün el; bütün işlerde akıl ve muhakeme ile hareket etmeye.
Vücuda göre büyük el; maharet, hırs, kanaatkar ve hilekarlığa.
Kısa el; fena fikirliliğe ve kötü göze.
Uzun el; hilekarlığa, lüzumlu lüzumsuz her şeye burun sokmaya, vesveseye.
Avucu uzun, parmakları kısa ve kaim el; tembelliğe, ihmalciliğe ve lakaytlığa.
Çok dar kadın eli; zor doğum yapmaya.
Tombul ve biçimli eller; iyi huya, güzele ve sağlığa.
Zayıf ve biçimsiz eller; kötü huyluluğa, cimriliğe, kavgacılık, geçimsizliğe ve sağlıksızlığa.
Çirkin ve pürüzsüz bir el; kendine mahsus bir hayat yaşamaya.
Uzun ince ve kuru eller; uğursuz bir kimse olmaya.
Kısa ve ince eller; hissizliğe, gevezeliğe ve oburluğa.
Üstü kabarık el; az çalışarak çok kazanma merakı, para ve hesap işlerinde ideal olmaya.
Yumuşak biraz buruşuk eller; iyilik yaparken karşılık beklemeye.
Sert ve buruşuk el; kavgacı bir tabiata.
Beyaz ince parmaklı el; ince yapılı, hassas bedene. Kırmızı eller; kanlı canlı bir yapıya ve ince hisse.