Mart 2014

Üç Noktada Rahatlama

Amaç: Baştan ayaklara kadar hızla, üç solunuma göre rahatlamak.
Kurallar: Havayı derince içinize çekin, sonra bir kamışın içine üflermiş gibi yavaşça ağızdan vererek çenenizi, alt çene kemiğinizi, yüzü, başın arkasını ve boynu gevşetin. Bu bölgede bu şekilde yerleşmiş olan gevşemenin farkına varın: baş, yüz, boyun.

Havayı ikinci bir kez derince içinize çekin, sonra yavaşça dışarı vererek omuzlarınızı bırakın, kollarınızı, göğüs kafesinizi ve sırtınızı gevşetin. Bedenin bu bölgeleri düzeyinde gerçekleşmiş olan gevşemenin farkına varın.

Üçüncü bir kez nefes alıp yavaşça vererek karnınızı, bacaklarınızı ve ayaklarınızı derinlemesine gevşetin.
Böylece üç odak noktası sayesinde çene, omuzlar ve karıntüm bedeninizi rahatlatmış oluyorsunuz.

Artık, zihninizi dinlendirmek için, solunumunuza odaklanabilirsiniz; bu yumuşak ve uyumlu hareketin sizi sallamasına izin verin.

Bitirirken, solar pleksus düzeyinde (midenin arkası) gözünüzün önüne bir güneş getirin ve bu sıcak ve rahatlatıcı sıcaklığın tüm bedeninizin üstünde ışımasına izin verin. Tavsiye: Bu teknik günde yalnızca 5 dakika çalışmanızı gerektirir.

Bunu ilk olarak oturma pozisyonunda sonra ayakta uygulayabilirsiniz.

logo

Tarot Falı Asaların Kralı

Asaların Kralı

BU KART GELENEKSEL OLARAK, YOLCULUK VE KURAMSAL MACERALAR ÎLE İLGİLİ BİR ERKEĞİ TEMSİL ETMEKTEDİR.

Kartta sunulan Kral, ateşin ruhunu simgeleyen, ateşli bir cin gibidir. Onun eşi olan ejderha, hükümdarlığın ve gücün, Asaların ebediyen ulaşmak istediği madde ve ruhun birlikteliğinin sembolüdür. Kral ile ejderhamn birlikteliği, ateşe özgü sezgi ve maddesel gücün birlikteliğini oluşturur.

Ateş krallığının eril ruhu olan Asaların Kralı, Koç, Aslan ve Vay burçları ililişkilidir. Tipik olarak Kral canlı, özgürlüğüne düşkün, hırslı ve mizah doludur.

Kralın birlikte belirdiği ejderha, kralın gücünü sembolize eder ve kralı Keltik miti ile ilişkilendirir. Efsanevi Kral Arthur ile ilişkili ‘pendragon’ kelimesi ‘şef’ anlamına gelen Keltik mitindeki bir kelimedir. Bu figür, iş yaşamında başarılı olan bir erkeği ya da iş görüşmelerinizde, finansal kuramlarda karşılacağınız bir bireyi temsil eder.

Yaşamınızda güven duyduğunuz, enerji dolu ve yenilikçi bir yaşıtınızı da belirtebilir. Bu birey iş ve sosyal yaşamında hayat dolu bir insandır. Bu birey, çoğunlukla başkalarına ilham kaynağı olur ve genel olarak takım yöneticisi ya da müdür statüsündedir.

Romantik anlamda, Asaların Kralı iki role sahiptir. Sevgili olarak, çekici, cömert ve eğlendirici bir bireyi temsil eder. Yaşam dolu coşkunluğu oldukça baştan çıkaracıdır ve samimiyette yoğun duygulardan hoşlanır. Özgürlüğe olan düşkünlüğü, geniş ve açık alanlara olan düşkünlüğü ile belirginlik kazanır; kendini rahat hissedebileceği ferah ortamlar onun için duygusal, ruhsal ve zihinsel olarak oldukça önem taşımaktadır.

Asaların Kralı aynı zamanda, gizli ve yasalara aykırı bir ilişki yaşayan erkek bir sevgiliyi de ifade edebilir. Ters Aşıklar kartı ile birlikte açıldığında bu yorum daha güçlenir. Kılıçların Üçlüsü ile birliktelik söz konusu olduğunda ise bir aşk üçgeni belirtilir. Her zaman çekici olan Asaların Kralı, böyle durumlarda çok fazla ciddiyete alınmamalıdır. Duygusal anlamda oldukça yoğun ve sorumlu bir birey temsil edilmektedir.

Tarot Falı Asaların Kralı Tersin Anlamı
Kart ters geldiğinde, ateşin kaba ve bencil nitelikleri sunulmaktadır. İş yaşamınızda amacına ulaşıncaya kadar sizi kaygı duymadan kullanabilecek bir bireye dikkat çekilmektedir. Bu kişi sizinle rekabet eden bir fırsatçı olabilir. Aşk ilişkilerinizde,sonrasında sizi duygusal yıkıma ve öfkeye sürükleyebilme ihtimali olan, haz verici bir flört dönemini sunmaktadır. Dolayısıyla bu kişi, uzun dönemli ilişkilerden daha çok kısa süreli fakat keyifli tatil birlikteliklerine ve romantizmine uygun bir birey gibi görünmektedir. Alevleri oldukça parlak ve sıcaktır fakat çok kısa sürede sönmeye meğillidir. İçtenliği başka bir yerlerde aramak gerekiyor!

Tarot Falı Asaların Kralı Soyut / Genel Anlam
Soyut anlamda bu kart, mülkiyete, evlilik ve boşanma ilişkin fi nansal görüşmeleri temsil etmektedir. Yardımseverlik, güven , hayırsever kuruluşlar ve sanatı destekleyen organizasyonlar bu kart ile simgelenmektedir. Görüşme ve beklenmedik finansal olasılıklar, özellikle bu olasılıkları destekleyen kartlar ile desteklendiğinde, Asaların Kralı tarafından simgelenir.

Silikon ve kanser gelişimi

Silikona bağlı kanser geliştiğini gösteren herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Bu konuda pek çok çalışma yapılmıştır ve son yapılan çalışmalar meme protezi olan bayanlarda meme kanserinin, meme protezi olmayanlara karşı % 30 daha az görüldüğünü göstermiştir. Meme kanseri tanınmasında kullanılan meme grafileri normal bayanların meme kanserinin tanınmasında % 920 oranında yetersiz kalmaktadır.

Meme grafi yöntemlerinin çok gelişmesine rağmen en önemli kanser teşhis yöntemlerinden biri kişinin kendini muayene etmesidir. Meme protezinin protezin üstünde bulunan meme dokusunun daha kolay muayene edilmesine olanak sağladığı düşünülmektedir. Üstelik, meme protezine bağlı olarak kanser teşhisinin geciktiği şeklinde herhangi bir bulgu da yoktur. Amerikan Kanser Derneğinin meme grafisi çektirilmesi gereken durumlarda protezsiz bayanlar ile protezli bayanlar aynı kategoride değerlendirilir.

Silikon ve romatizmal hastalıklar

Bazı romatizmal hastalıklar silikon ile ilişkilendirilmeye çalışılmıştır. Yakın zamanda silikon meme protezleri ile romatizmal hastalıklar arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı bildirilmiştir. Ancak bağ dokusu hastalığı olan kişilerde silikon implant kullanırken önceden konunun değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Daha önce de belirtildiği gibi silikon jel içeren meme protezlerinin kullanımı sınırlandırılmışken, serum içeren silikon meme protezlerinin kullanımında herhangi bir kısıtlama yoktur.

Komplikasyonlar

• Enfeksiyon
Nadiren görülebilir
• Kan toplanması (hematom)
• Meme ucunda duyarlılığın değişmesi
Meme ucu duyarlılığındaki değişiklikler genellikle geçicidir.
• Kapsül oluşumu

Meme protezi yerleştirildikten sonra silikon etrafında iyileşmenin doğal bir sonucu olarak kapsül gelişir. Bu kapsül her bireyde gelişir. Ancak az bir kısmında uzun dönemde şiddetli miktarda olur ve bu meme şeklini değiştirip ağrıya da yol açabilir. Bu durumda ikinci bir cerrahi işlem ile düzeltilmesi gerekir. Gerekirse protez yenilenir. Meme protezinin ömür boyu kullanılması yerine 1015 yılda bir değiştirilmesi önerilmektedir.

Protez delinmesi veya serum fizyolojikli protezlerde görülen sönmeler dışında sonuç, uzun sürelidir. Ancak yer çekimi ve yaşın ilerlemesiyle memenin şekli ve boyutu da her kadında olduğu gibi değişebilir. Eğer yıllar sonra bu değişiklikler rahatsız ederse meme dikleştirme operasyonu yapılabilir.

logo

Yin-Yang ve Dört İmge

Geleneksel Çin tıbbı doğanın ve işleyişinin bin yıllık gözleminden doğan “bir yaşam felsefesine” dayanıyor. Bu metafizik arka plan tüm geleneksel bilimlerde bulunuyor: tıp, siyaset, savaş sanatı, Feng Shui (Çin jeobiyolojisi), Yi king (kehanet sanatı), Çin astrolojisi, içsel savaş sanatları (Qi gong, Taichi, Kung-fu), resim sanatı ya da çiçek düzenleme sanatı… Yin ve Yang kavramları tüm bu disiplinlerin merkezindedir. Bunlar günümüzde Batı’da kayda değer ölçüde biliniyor ancak bu bilgi çoğunlukla yüzeyseldir: YinYang’ın anlaşılması ilk bakışta görünebileceği kadar kolay değildir, çünkü ikilikle damgalanmış dünyamızda, her şey her zaman görecelidir.

 

Bu felsefenin özünü anlamak için iki kavramın sürekli olarak hafızada tutulması gerekiyor. YinYang geleneğin Tao olarak adlandırdığı, gün yüzüne çıkarılmayan aynı özün iki görünümüdür. Çevirisi yöntem, yol ya da bir anlamına geliyor. Birbirini tamamlayanlarzıtlar çiftinin işleyiş kurallarını açıklayan işte bu ortak kökendir. Bunun enerji yasaları karşılıklı bağımlılık, gelişim (artma ve azalma hareketi) ve birbirinin içinde değişimdir.

 

İkinci olarak, her görünümün enerji dinamizminin anlaşılması için, Yang imge ya da simgesinin ateş, Yin imgesinin ise su olduğunu hatırlamak gerekir. Bu yandaki tablodaki tüm benzerlikleri (ezberlemeden) kolayca bulmanıza yardımcı olacaktır.

 

YinYang çiftinin inceliğini gösteren basit bir örneği ele alalım: Ayın Yin olduğunun söylenmesi ancak ay ve güneş arasındaki ilişki çerçevesinde geçerlidir. Gerçekten de, başka bir bakış açısından, ayın farklı evrelerinin başvuru çerçevesi içinde dolunay Yang’dır ve yeni ay Yin’dir. Ay geceyi aydınlattığından gene Yang’dır. Bu örnek karşılıklı bağımlılık yasasını ve başvuru çerçevesinin daima tanımlanması gerekliliğini açıklıyor.

 

Böylece, bu felsefeye göre, dünya bu zıtlarbirbirini tamamlayanlar çifti tarafından yönetiliyor.

 


İki sonra dört…

 

Hücre olmak üzere bölünen hücre gibi Yin ve Yang’ı iki alt bölüme “bölebiliriz”: bu bizi dört imgeye götürür. Bunlar Tai Ji’nin üstüne yerleştirildiğinde,her devrenin dört evresi görünüyor: yılın, ayın, bir günün, yaşamın evreleri… Yang’ın simgesi sürekli bir çizgi, Yin’inki ise kesikli bir çizgidir.

 

• Aşağıda iki Yin çizgisiyle simgelenen en Yin enerji bulunuyor: Yin’in Yin’i. Bu kış, yeni ay, gece yarısı, yaşlılıktır.

 

• Solda bir Yang çizgisinin üstünde bir Yin çizgisiyle simgelenen Yang’ların en az Yang’ı olan (ya da Yang’ların en Yin’i olan) enerji bulunuyor: Yang’ın Yin’i. Bu ilkbahar, ilk dördün, saat sabahın altısı, çocukluktur…

 

• Yukarıda iki Yang çizgisiyle simgelenen en Yang enerji bulunuyor: Yang’ın Yang’ı. Bu yaz, dolunay, saat on iki, yetişkinliktir…

 

• Sağda Bir Yin çizgisinin üstünde bir Yang çizgisiyle simgelenen Yin’lerin en az Yin’i (ya da Yin’lerin en Yang’ı) enerji bulunuyor: Yin’in Yang’ı. Bu sonbahar, son dördün, saat akşamın altısı, olgunluk yaşıdır…

Bu simgenin dikey ekseni Yin’in Yang olduğu ve Yang’ın Yin olduğu gün dönümlerinin, uçların simgesidir (birbirinin içinde dönüşme yasası). Bu Yin’in Yang’a ya da Yang’ın Yin’e dönüşümünü göstermek için, özellikle elleri yakan aşırı soğuk ve “aşırı iyinin düşmanıdır” halk deyişi düşünülebilir. Yin ve Yang’ın balıkların gözleriyle (küçük daireler) simgelenen tohumlarını işte bu eksen üzerinde bulmaktayız. Yatay eksen ise, gün-gece eşitliklerinin, Yin ve Yang arasındaki dengelerin eksenidir.

Bu simge bize Tai Ji’nin aynı zamanda dinamik bir simge olduğunu bildiriyor (gelişim yasası, artma ve azalma). Bu durum galaksilerin kuyruğu ya da balıkların kuyrukları gibi, bunun kuyruklarıyla gösterilmekte: bunlar saat yönünde dönmekteler. Dönüş yönünü gözünüzde canlandırmakta zorlanıyorsanız, bunu döndürmek için üstüne üflediğinizi düşünün. Böylece saat yönünün tersi yönde hemen hiç dönemeyeceğini fark edeceksiniz.

logo

Tarot Falı Tılsımların Altılısı

Tılsımlar 6

Tılsımların altılısı, kurdelerle kuşatılmış madeni para üçgeni ya da yükselen bir piramit olarak belirtilmiştir. Piramit, eril, güneşe özgü ve evrensel eylemi simgeleyen bir semboldür. Ve burada, Tılsımlar takımının belirttiği nesnel dünyadaki akışı ve uyumu sembolize eden, altı rakamının sunduğu dişil niteliklerle birleşir.

Tarot Falı Tılsımların Altılısı Düzün Anlamı

Bu kart, geleneksel anlamda insanseverliğin, cömertliğin ve değerli hediyelerin kartıdır.Bu kart, aktif ve yenilikçi içgüdüleri birlikte barındırdığı için, kazanç ve bolluk kavramlarını da beraberinde getirir. Beraberinde açılan kartlar, söz konusu hediye ya da kazançların hangi yönde olacağımbireyin kendisine ya da bireyden başkalarına verilen belirleyeceklerdir.

Nakit kazanç, burs, miras, ve bağış gibi olasılıklar özellikle belirtilirken, bu kart aynı zamanda manevi dünyaya ilişkin yardımları da simgelemektedir. Yolunuzdaki engeller, güçlü bir birey ya da yardım kuruluşları tarafından tamamen yok ediliyor. İş teklifleri, yeni müşteriler ya da ilgi alanları dahilinde olumlu sürprizler ile karşılaşabilirsiniz. Ödüller ya da statü yükselmelerine de dikkat çekebilir. Eğer yardımı sunacak kişi konumundaysanız, bu kart başkalarına sunabileceğiniz teklif ve desteği belirtmektedir.

Tarot Falı Tılsımların Altılısı Tersin Anlamı

Tılsımların altılısı, bütün takımlardaki altılılara da özgü olan, iki farklı anlama sahiptir. Açgözlülük, hırsızlık ve kumarbazlık olasılıkları karşısında sizi uyarmaktadir. Bu durumda,dışsal bir etkinin neden olduğu parasal bir bağış ya da içsel bir baskı nedeniyle aptalca verilen bir karar ya da yapılan bir davranış söz konusu olabilir.
Yasal ve para ile ilgili anlaşma ve ödemeler de bu kart ile simgelenmektedir. Söz konusu anlaşmalar genellikle iş, boşanma ya da miras ile ilgilidir. Burada sunulan fedakarlık motifi, istem dışı da olsa paylaşma gereksinimi ya da parasal konularda egemenlik ya da özgürlüğün gereksiniminden vazgeçişi vurgulamaktadır.

Homosisteini yükseltme riski olan faktörler

• Kalıtım yani ailede kalp hastalığı, inme, kanser, Alzheimer, şizofreni ya da diyabet hikâyesinin olması

• Günde 800 mcg’dan az folat alımı (besinlerden ortalama alım: 200-250 mcg; 800 mcg 1,2 kg çilek yenerek alınabilecek miktardır)
• Yaşlanma (homosistein düzeyi yaş ile birlikte artar; tavsiyem yaşınızın onda biri düzeyinde olması)
• Cinsiyet erkek olmak
• Östrojen eksikliği
• Aşırı alkol, kahve ya da çay tüketimi
• Sigara kullanımı
• Hareketsizlik
• Düşmanca hisler besleme ve bastırılmış öfke
• Enflamatuvar bağırsak hastalıkları (çölyak, Crohn hastalığı, ülseratif kolit)
• H. Pylori kaynaklı ülserler
• Hamilelik
• Katı bir vejetaryen ya da vegan olmak
• Aşırı miktarda kırmızı et içeren yağlı beslenme, yağlı süt ürünleri tüketimi

İyi haber ise homosistein düzeyiniz ne olursa olsun, doğru besin maddelerini alarak ve beslenme ve yaşam tarzınızda yapacağınız değişiklikler ile homosistein düzeyinizi düşürebil menizdir.

Yeni moda folik asit alimim tavsiye etmektir. Ancak tek başına bunu almanın yarattığı etki, doğru besin maddelerini bir arada almanın etkisinden çok daha azdır. İhtiyacınız olan miktar mevcut homosistein düzeyinize de bağlıdır (öneriler için yandaki tabloya bakm). Bir çalışmaya göre; yalnızca folik asitin yüksek doz alımmda homosistein düzeyi yüzde 17, yalnızca B12 alımmda yüzde 19, folik asit ve B12 alımmda yüzde 57; folik asit, B12 ve B6 alımmda ise yüzde 60 düşüş göstermiştir.71 Ve bu sonuca üç haftada ulaşılmıştır!

Bununla birlikte, daha iyi sonuçlar trimetilglisinin (TMG) de dâhil edilmesiyle elde edilebilirdi. TMG, alınabilecek en iyi metil donörü takviyesidir ve sameden bile daha iyidir. Çünkü ‘tri’, üç ‘metil grubu’ içerdiği anlamına gelir ve bunlardan birini homosisteine arımda bağışlayarak detoksifiye olmasını sağlayabilir.

Yeni Zelanda’daki bir çalışmada kronik böbrek yetmezliği olan ve çok yüksek homosistein düzeylerine sahip olan hastalardan oluşan birinci gruba 4 gr TMG ile birlikte 50 mg B6 ve 5.0 mcg folat; ikinci gruba ise yalnızca B6 ve folat verilmiştir. Karşılaştırma sonucunda birinci gruptaki hastaların homosistein düzeyleri, diğer gruptakilere göre yüzde 18 daha fazla düşüş göstermiştir.

logo (1)

Geleceğin kanser belirticisi?

Homosistein, metilasyon sorunlarına dair bir belirteç olarak dikkatleri üzerine çektiğinden ve metilasyon sorunları birçok kanser türünün temel nedeni olarak görüldüğünden; homosistein ve birçok kanser türü arasmda bir ilişki kurulduğunu görmeye başlamamız yakındır.

Şimdilik yalnızca yüksek homosisteinin kanser riskini (özellikle kolon, cilt kanseri, lösemi, servikal displazi ve diğer displaziler) arttırdığına dair sağlam kanıtlar olduğunu söyleyebiliriz. Ve homosisteini düşüren bir beslenme ve takviyeler yoluyla (bu bölümün sonunda açıklanıyor) kanser riskinizi muhtemelen en azından üçte bir oranında düşürebileceğinize inanmak için iyi nedenler vardır.

Tüm bunlar; homosisteini ölçmenin, bizi kansere yol açabilecek mevcut sorunlara karşı uyarabileceğim göstermektedir. Böylelikle bu sorunları hafifletmenin yollarını arayabilir hatta kanserin oluşmasmı ya da ilerlemesini önleyebiliriz. Daha önce bahsettiğim gibi ölçmek hayati önem taşır; çünkü kanser hastalarındaki homosistein düzeyleri düşük de olabilir, yüksek de.

Homosistein ölçümü
Ölçüm yaptırma konusunda doktorunuza başvurabilirsiniz. Homosistein, mmol/1 olarak ölçülür. 15 birimin (mmol/1) üzerindeki değerlerin ‘yüksek’ olduğunu düşünürdük, bu artık kalp krizi riskinizi arttıran ya da Alzheimer riskinizi iki katma çıkaran bir değer olarak kabul ediliyor. Kalp hastalığı hikâyesi oları kişilerin yaklaşık yüzde 30’unun homosistein düzeyi 14 birimin üzerindedir. 10’un üzerinde bir değer kanser riskinin artmasıyla ilişkilendirilir.

İngiltere’deki ortalama düzey 10,5’tir. Ancak çoğu uzman 6 birimin altmda bir değerin ideal olduğunu düşünmektedir.
Aslında resmî olarak belirlenen güvenli bir düzey yoktur ve beslenmeniz ve almakta olduğunuz takviyelerin homosis teini kontrol altmda tutacağının garantisi de verilemez. İlgili risk faktörlerinden herhangi biri sizde varsa, test yaptırmanız önem taşır.

logo (1)

Homosistein

Aynı risk kombinasyonu(hasarlı gen, düşük folat, B12 ve B2 vitaminleri) meme kanseri için de geçerlidir. Yüksek folat alımı da yine riskin azalmasıyla ilişkilendirilmektedir.69 İsveçli araştırmacılar 11.699 menopoz sonrası dönemdeki kadının folat alimim incelemiştir. Az işlemden geçmiş yiyeceklerden günde ortalama 456 mcg folat alan kadınların meme kanseri riski, ortalama olarak en düşük miktarda alan gruba (günde 160 mcg) göre yüzde 44 daha az bulunmuştur. Ancak başka bir çalışmada da yüksek düzeyde folatın (günde 853 mcg’dan fazla) yarardan çok zararı olduğu gösterilmektedir. Bunun muhtemel açıklaması, yukarıda anlatıldığı gibidir. Kolon kanserinde olduğu gibi, bu defa COMT adındaki belirli bir genin mutasyonu yüksek homosisteine ve metilasyon sorunlarına yol açmaktadır.

Bir kez daha araştırmacılar, meme kanserli kadınların yüksek homosistein ve bu genetik risk faktörüne bağlı olarak metilasyon sorunları yaşayıp yaşamadığını merak etmişlerdir. Günümüze dek yapılan araştırmalar, bu genetik mutasyona sahip insanların gerçekten de yüksek homosistein düzeyine sahip olduğunu, ancak homosistein ve meme kanseri arasında güçlü bir ilişkinin henüz bulunmadığını göstermektedir.70 H değerinizi bildikten sonra, genetik yapmız nasıl olursa olsun, uygun beslenme ve takviyelerle seviyesini düşürebilir ve meme kanseri riskinizi ya da homosisteine bağlı herhangi bir hastalığın riskini azaltabilirsiniz.

logo (1)

Stresin bağırsak üzerindeki etkisi

Stres; kanserojenlerin vücuda giriş yaptığı ana geçit olan bağırsağın bağışıklık mekanizmasını da önemli ölçüde baskılar. Bu çok vahim bir durumdur çünkü bağışıklık hücrelerimizin yaklaşık üçte biri burada bulunur. Savunmamızın ilk hattını sekretuar imünoglobulin A (SlgA) adı verilen madde oluşturur. Uzun süreli stres bu maddenin seviyesini düşürür, dolayısıyla bağırsağa gelen kanserojenlere karşı daha savunmasız kalırız. Bu durum, uzun süreli stresten sonra kolorektal kanser riskinin neden yükseldiğine açıklama olabilir.

Bugün stres hakkmda bildiklerimizin çoğu, bir endokrino log ve stres konusunda uzman olan Dr. Hans Selye tarafından 19301u yıllarda keşfedilmiştir. Yürüttüğü çalışmalarda, üzerinde çalışacağı sıçanları yakalayabilmek için bir süre onları kovaladıktan sonra bu sıçanlara enjeksiyon yapmıştır. Daha sonra sıçanlara enjeksiyon yapmadığmda bile, enjeksiyon korkusu ve beklentisinin hayvanlarda ülsere yol açtığı ortaya çıkmıştır. Bu da vücudun strese verdiği yanıtın, sonuç olarak stresi yaratan kaynaktan daha zararlı olabileceğini göstermektedir. Şu an stresin mide ülserlerinin (insanlardaki çoğu mide ülseri, Helicobacter pylori ya da kısaca H. pylori bakterisinin yol açtığı enfeksiyon sonucu oluşur) tek nedeni olmadığı bilinse de, hassas kişilerde ülsere katkı yapan faktörlerden biri olan H. pylori virüsünü teşvik ettiğine inanılmaktadır.

Stresin üç aşaması

Dr. Selye stresin üç ‘aşamasını’ tanımlamıştır. İlki, ‘savaş ya da kaç’ tepkisidir. İkinci aşama ise, vücudumuz normale dönene kadar stresli bir dönemi atlatabileceğimiz ‘direnç aşaması’dır.Bu aşama,stres kaynağı eğer smav ya da bir teslim tarihine iş yetiştirme gibi kısa vadeli ise sonuç verir. Ne yazık ki vücutlarımız, stresimizin kaynağı hâlâ fizikselmiş gibi yanıt vererek bizi ‘savaşmamızı’ ya da ‘kaçmamızı’ sağlayacak hormonlara boğmaktadır. Bu durumun gerektirdiği gibi savaşmaz ya da kaçmazsak, ya da hormonları dağıtmak için egzersiz yapmazsak, bu hormonlar salgılanmaya devam ederek vücudumuza hasar verir. Vücut böylelikle üçüncü aşamaya, ‘tükenme aşamasına’ girer. Bu noktada vücudun tüm kaynakları sonunda tükenmiş, vücut normal işlevini sürdüremez hale gelmiştir. Stresin kaynağı var olmaya devam eder ve bu süreç daha da uzarsa, uzun süreli hasar meydana gelebilir. Stres işte bu şekilde kronik hale gelir ve ‘kötü’ stres adım alır.

Daha önce stresin ülsere yol açabileceğinden bahsetmiştim; Robert Sapolsky de Why Zebras Don’t Get Ulcers adlı mda insanlar ve hayvanlar arasmda bu konuda büyük bir fark olduğunu dile getiriyor. Hayvanlarda da tehlike aranda ‘savaş ya da kaç’ yanıtı oluşur, ancak yalnızca insanlar bu yanıtın oluşmamasını sağlamaya çakşır. Duygusal rahatsızlık yaratan durumların uzaması; ülser, bitkinlik ve sağlığa ciddi boyutta zarar veren sonuçları doğurabilir.

Kaygılandığımız ya da strese girdiğimiz zaman, vücudumuz bir hayvanmki ile (bir aslan tarafından kovalanan zebra gibi) aynı fizyolojik tepkileri verir, ancak biz bu tepkileri savaşmak ya da kaçmak gibi aynı şekilde eyleme geçirmeyiz. Üstelik bünyemizde uyandırılan bu tepkiler; ekonomide durgunluk, mortgage, ilişkiler vb. konularda kendimizi sıktığımız için aylar boyunca etkin kalır.Bu şekilde devam eden bir süreç, hayati tehlike oluşturan ve kısa vadeli tepkiler doğuran durumlardan epey farklıdır. Savaş ya da kaç yanıtının tetiklenmesi kronikleşir ve uzun vadeye yayılırsa, vücuttaki onarımla ilgili vediğer önemli süreçler (örneğin bağışıklığın desteklenmesi) uzun süre baskılanır. Stres yanıtının bu denli faal olması bizi zamanla hasta eder. Bu nedenle zebralar ülser olmazken, biz oluruz.

logo (1)

Uzayın sonsuz ve büyük ölçeği

Uzayın sonsuz ve büyük ölçekte maddeyle düzgün olarak dolu olduğunu varsayarak, Tegmark sizin en yakın “ikizinizin” 10’un 1029 kuvveti kadar metre uzaktaki bir gezegende yaşadığını hesaplar. Bu kavranamayacak kadar büyük bir sayıdır. Tegmark, astronomların teleskoplarıyla incelediği her şeyi içeren Hubble hacminin yarıçapından çok daha büyük olduğu için, buna “astronomik seviyeden daha fazla” demeyi sever. Ama yine de sonsuzlukla karşılaştırıldığında son derece küçüktür; Tegmark’ın belirttiği üzere, sayının büyüklüğü ikizinizi daha az gerçek yapmaz.

Aynı varsayımları kullanarak, 100 ışık yılı genişliğinde yarıçapa ve Dünya üzerinde merkezlenmiş 100 ışık yılı yarıçapındaki uzay bölgesindekine özdeş içeriğe sahip dünyadan 10’un 1091 kuvveti kadar metre uzaklıkta uzayın küresel bir hacmi olmalıdır; ve aynı şekilde 10’un 10115 kuvveti kadar metre uzaklıkta tüm Hubble hacminin özdeş bir kopyası olmalıdır. Sizin kopyalarınızın gelecek hayatlarını etkiledikleri değişik seçimler yaptıkları, Evrenimizin biraz daha kusurlu birçok kopyası ve Everett yorumundaki kuantum gerçekliğinin farklı versiyonlarından benzersiz olmayan çeşitlemeler olmalıdır. Tegmark’ın ortaya koyduğu gibi, “burada prensipte olabilmiş olabilecek her
şey, aslından başka bir yerde olmuştur,” tıpkı piyangoyu kazanmanız veya “Dünya” üzerindeki yaşamın büyük bir asteroitin çarpmasıyla beraber bir hafta önce yok olması gibi.

Tegmark bu durumu bir “1. Tür” Çoklu Evren olarak tanımlar, ki böyle her şeyin aynı Büyük Patlama’dan ortaya çıktığı sonsuz ve genişleyen bir metaevrende her şeyin başka kopyalan vardır ve her şey aynı fizik yasalanna uyar. İsmin ima ettiği gibi, Çoklu Evren’in başka türleri de vardır ve Everett tarzı kuantum fiziğinin paralel evrenleriyle (Tegmark bunlan “3. Tür” olarak sı nıflandınr) daha sonra açıklayacağım farklı olasılıklar bunlara dahildir. Ama bu Çoklu Evren teması üzerine en basit çeşitlemedir ve Tegmark 1. Tür Çoklu Evren fikrinin tam olarak gözlemsel kanıtlan yorumlayan kozmologlann varsayımlan üzerine kurulduğunu savunur. Örneğin kozmik ardalan ışıması gözlemleri gökyüzünde biraz daha sıcak ve biraz daha soğuk parçalar gösterir. Bu parçaların büyüklüğü uzayın eğriliğine bağlıdır ve gözlemler kuvvetli bir şekilde uzayın bir kürenin yüzeyi gibi eğri olmadığı fikrini destekler.

Kozmologlar tarafından kullanılan dilde, küresel model yüzde 99,9 güvenle göz ardı edilir. Bunun anlamı, standart hesaplamalara göre bizim gördüğümüz büyüklükte sıcak ve soğuk parçalar binde bir kez şans eseri küresel bir evrende gözükebilirler. Ama Tegmark bu sayılar yorumunun ancak gözlemlenebilecek 1.000 tane başka küresel evren varsa anlamlı olacağını söyler. “Yüzde 99,9 güven aralığının” tam olarak anlamı, her bin taneden 999 küresel evrenin bizim gördüğümüz değişik büyüklükte lekeler gösterme olasılığıdır ve bizim lekelerin uzayın düz olduğunu düşündürdüğü ender küresel bir evrende yaşıyor olmamız pek olası değildir. Burası sonsuz uzay ile gidebileceğimiz son nokta; peki, ama ya sonsuz zaman? Zaman kozmolojik hesaplamalara nerede girmektedir?

logo (1)

Tıp Yanıt Vermekte Yavaş Mı?

Bağırsaklardaki mikroorganizma ve bakterilerin sağlığımız için birçok açıdan hayati olduğunu gösteren sağlam kanıtlara rağmen, çoğu doktor probiyotiklere mesafeli durur ve çok azı bunları reçete eder.

Ancak insanlar bu kadar tutucu değil. Probiyotiklerin faydalı olduğunu düşünüyorlar ki, yaklaşık iki milyon İngiliz olarak probiyotik içeren hap, yoğurt ve içeceklere harcadıkları tutar tahmini olarak 135 milyon sterlini buluyor. Diğer taraftan tıp dünyasının geneli ise bağırsakları; tıkandığında açılması, fazla akışkan olduğunda durdurulması, fazla iltihaplanma ya da asitlerime olduğunda ilaç verilmesi, bunların hiçbiri işe yaramazsa da bir kısmını kesip atmayı gerektiren bir nevi boru tesisatı olarak görmeye devam etmektedir.

Bu yaklaşımın göz önünde bulundurmadığı şey; bağırsakların sıra dışı karmaşık bir yapısı olduğu, özellikle de içinde bir bakteri ekosistemini barındırmasıdır. Bağırsaklarımızda, birçoğu laboratuvar ortammda üretilemeyen binden fazla tür yaşar ve bunlar, atıklan metabolize etme ve besleyici maddeleri çekip çıkarmanın yanı sıra bağışıklık sistemiyle de yakından ilgilidir.

logo