Ocak 2016

Güneş Ay ve Yükselen Burç

KURAL BİR: Güneş, Ay ve Yükselen burcu bütünüyle kavrayana kadar diğer tüm bilgileri bir kenara bırakın.

Bu basit kural yorumu yeni öğrenmeye başlayanlara verilebilecek en faydalı ve değerli öğüttür. Bundan asla uzaklaşmamanızı şiddetle ririm.

Güneş, Ay ve Yükselen diğer etkilerin üzerinde bir yer işgal eden Bunlar birincil üçlüdür. Hangi burç ve evde yer aldıklarından ve h açıları yaptıklarından bağımsız bir şekilde, doğum haritasımn kilit talandırlar. Bu üçlü tarafından desteklenmeyen bir özellik, insanm liğinde önemli bir vurguya şahit» olamaz

talandırlar. Bu üçlü tarafından desteklenmeyen bir özellik, insamn kişiliğinde önemli bir vurguya sahip olamaz.

Birincil üçlüyü karakterin iskeletini oluşturan unsurlar olarak düşünün. Venüs ve Jüpiter doku ve renk katabilirler. Ama asıl boyutu ve hacmi belirleyenler Güneş, Ay ve Yükselen’dir. Örneğin, eğer bir insamn birincil üçlüsü tedbirlilik, ürkeklik gösteriyorsa, çok güçlü bir konuma sahip bir Mars bile bu inşam bir kaplana dönüştüremez. Veya tam aksine, eğer Güneş, Ay ve Yükselen ateş grubu burçlarda yer alıyorlarsa, altıncı evde ve Balık burcunda bulunan bir Mars bile inşam yumuşatamaz.

Her iki örnekte de Mars’ın bir anlamı vardır. Ama bu anlamı ancak doğum haritasının bütünlüğü içinde kavrayabiliriz. Ve bunu başarabilmek için, birincil üçlüyü tamamen hazmedene kadar, Mars’ı unutmamız eerekir

Güneş kimliği oluşturur. Altıncı bölümde gördüğümüz gibi, benliği sembolize eder. Bize, belirli bazı doğal nitelikler ile değerlerimizi, motivasyonlarımızı biçimlendiren bazı bilinçsiz önyargılara sahip, farklı bir insan olduğumuz duygusunu verir. Kısaca, Güneş egoyu temsil eder.

Ay’m hareketi Güneş’in hareketinin temelini oluşturur. Ay sübjektif elementleri duygularımızı, korkularımızı, duygusal ihtiyaçlarımızı ve hoşlandıklarımızı temsil eder. Zihnin içgüdüsel boyutunu sembolize eder. Ay psişenin haleti ruhiyesidir. Bir yaşam boyu süren “ortalama” ruh halidir. Bu kadar derin ve mantıktan bu kadar uzak olması nedeniyle Ay’ı ruh olarak isimlendirebiliriz.

Yükselen Ay ve Güneş’in birbirleriyle etkileşiminin üzerine yerleştirilen ambalaj kağıdıdır. İki tane birbiriyle yakmdan ilişkili psikolojik ilkeyi sembolize eder: birincisi, hepimizin, günlük yaşamda bir araç olarak kullanmak üzere, kimliğimizin sadeleştirilmiş bir uyarlamasını yaratmamız gerektiğidir. Ve İkincisi, bu aracın, tüm benliğimizi rahat bir biçimde, aerodinamik olarak ifade edebilecek verimli ve etkili bir araç olmasını sağlamaktır. Bir başka deyişle, biz Yükselen’in hem arkasına saklanırız, hem de onun kanalıyla kendimizi ifade ederiz. Bu anlatılan nedenlerle, Yükselen’i bir maske olarak düşünmek faydalıdır.

Bu üçü insan zihninin yapısal bir modelim oluştururlar. Bu model yararlı olabilecek kadar geniş ve engin, çabuk ve kolay kavranacak kadar basittir. Diğer gezegenleri eklemek modeli daha kesin hale getirir ama, aym zamanda aklımızı karıştırabilir. Yorumu öğrenmenin başlangıcında karışıklık ne pahasına olursa olsun önlenmelidir. Bir elimizi musluğun üstünde tutmamız gerekir.

Güneş, Ay ve Yükselen: kimlik, kimliğin arkasındaki ruh ve bunların dünyaya takındığı maske. Basit. Net. Faydalı.

Astrolojiye ciddi yaklaşan insanlar birincil üçlüyü, kokteylparti astrologlarının burçları kullandıkları gibi kullanırlar. “Benim burcum Aslan” değil, ama, “Güneş’im Aslan’da, Ay’ım Oğlak’ta, ve Yükselenim Yay”. Aradaki fark “Ben New York’luyum” demekle “Ben Manhattan’ın kuzeyinde, Columbus Caddesinde yaşayan vejeteryan, Zen Budist bir İrlandalIyım” demek arasındaki fark gibidir. Her iki cümle de bir şeyler anlatmaktadır. Ama İkincisi bizi daha fazla bilgiyle donatır.

Oniki adet burç var. Bu tür bir astroloji bütün dünyayı bir düzine “tip”e böler. Bu bölünme işlevsel ve bazen de faydalıdır ikili bir tipoloji olan içedönüklük ile dışadönüklüğün bile bir değeri vardır. Ama ufkumuzu Ay’ı ve Yükselen’i de içerecek kadar genişletirsek, tipolojimiz daha fazla bireyselleşmiş olur. Bir düzine kategori yerine 1728 kategori doğar ve eğer buna Güneş ve Ay’m ev ve burç konumlarını da eklersek sayı daha da yükselir. Genelden özele doğru, belirsizlikten netliğe doğru ilerleriz.

Bunu nasıl yaparız? İzlenecek prosedürler nelerdir? İlk hatırlanması gereken nokta Güneş ve Ayin burçları ve evlerinin de diğer gezegensel birimler gibi yorumlandığıdır. Onları incelerken Venüs ve Merkür’ü incelemek için yaptıklarımızı yaparız. Eğer bu yöntemleri hatırlamıyorsanız geri dönüp 8. bölümün sonlarım tekrar okuyun. Aşağıdaki beş aşama bunları hatırladığınızı varsayıyor.

İkizler’deki Merkür ile Terazi’deki Venüs

Eğer İkizler’deki Merkür ile Terazi’deki Venüs doğum haritasımn geri kalanına çok sayıda açı yaparlarsa, diğer gezegenleri atlayarak, daha da önemli bir konuma yükselirler. Belki sadece Güneş ve Ay’ı geçemezler.

Böyle bir bilgi doğum haritasmda perspektifimizi korumayı sağlar. Genellikle haritada çelişkili, hatta karşıt temalar bulunur. Hangi temanın daha etkili olduğunu bilmek, içsel çatışmanın hangi yönünün davranış olarak dışarıda görülebileceğini, hangi yönünün ise daha az belirgin olarak ifade edilecek şekilde baskı altmda tutulabileceğim görmeye yarar.

Bunlar 10. bölümün konuları. Şimdilik, doğum haritası üzerinde perspektif oluşturmanın daha basit bir yöntemine, tarihsel perspektife konsantre olalım. Haritayı doğumdan önceki ve ölümden somaki zamanlara bağlayan bir çift sembolle karşılaşalım.

BAŞAK BURCU 2016

indir (1)

BAŞAK

24 Ağustos 23 Eylül

2016’dan itibaren sizin için önemli bir değişim ve dönüşüm sürecine gireceksiniz. Gezegenler sizin de içinde bulunduğunuz değişken burçlar üzerinde ilerlerken sizi bu değişime zorluyor. Ancak bu yıl Jüpiter’in burcunuzda ilerlediği 9 Eylül’e kadar burçlar arasında en şanslı olanı sizsiniz. Zira Jüpiter her türlü zor duruma karşın size şans ve destek getirecek. Her şeyden önce özgüveniniz yerine geliyor. Kişiliğinizi çok daha öne çıkarmak, ilişkilerinizde söz sahibi olmak istiyorsunuz. Kendinizden emin olduğunuz bu dönemde kişisel tüm konularda kontrolü ele alıyorsunuz. Daha önce uğradığınız haksızlıkların, yaşadığınız kötü tecrübelerin acısını çıkarırcasına kendinizi, çevrenizi ve ilişkilerinizi değiştirme arzusunda olabilirsiniz. Yeni uğraşlar edinebilirsiniz. Görünümünüzle ilgili kozmetik ve estetik değişiklikler yapabilirsiniz. Spora, fiziksel aktivitelere daha fazla zaman ayn

YENİLENME SÜRECİ

2015 sonunda Yay burcuna geçen Satürn hayatınızın temellerini yeniden yapılandıracağınız bir dönemi başlatıyor. 2016 boyunca Satürn bu burçta ilerleyecek. Bu süreçte evinizi, yaşadığınız yeri ve ortamı değiştirebilirsiniz. Ailenizle birlikte yaşıyorsanız ailenizden ayrı eve çıkabilirsiniz. Kendinize yeni bir yuva ve ev kurabilirsiniz. Kendi ailenizi ve yuvanızı kurmak için önemli bir başlangıcın eşiğine. Bu yıl şans sizden yana. 9 Eylül’den itibaren Jüpiter maddi kaynaklarınızı ve imkanlarınızı destekleyecek. Jüpiter’in burcunuzdan çıktığı 9 Eylül sonrasında bu yalnızlığı daha fazla hissedebilirsiniz. Diğer yandan Jüpiter maddi kaynaklarınızı ve imkanlarınızıdestekleyecek. Daha çok kazanma fırsatları yakalayabilirsiniz. Gerek bu zamana kadar edindiğiniz bilgiler ve öğrendik Burcunuzun da yöneticisi Merkür’ün geri gideceği dönemler leriniz gerekse Başak’taki Jüpiter’le birlikte gelen daha fazla iş hayatınıza yavaşlama getirebilir.

Merkür 626 Ocak ayı öğrenme iştahınız sizi başvurulan kişi haline getirecek. Beceri da Oğlak burcunda geri giderken kariyerinizde dilediğiniz lerinizi, ellerinizi, yeteneğinizi, sözel ve yazınsal kabiliyetinizi adımları atmanız, düşlediğiniz girişimlerde bulunmanız zor de kullandığınızda pek çok kişiye tavsiyede bulunabilir, ilham taşabilir. 29 Nisan23 Mayıs arasında Merkür, Boğa burcunda verebilirsiniz. Ancak Satürn bu yıl Mars’la birlikte Yay burcun gerilerken iş ve para konularında ihtiyatlı davranmanız gereki da ilerlerken kendinize ve sağlığınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Buna karşın plan, proje yapmak, geçmişi ve geleceği birlikte de ziksel koşullar olduğu gibi, t ğerlendirmek için gayet uygun bir dönem geçirebilirsini Hastalıklara direnciniz, yaşama dirayetiniz artıyor. Her şeye bir parça kaygı, karamsarlık ve temkinle yaklaşan siz, Jüpiter’in etkisiyle daha emin ve neşeli bir duruş sergiliyorsunuz ü, stres ve gerginlik gibi duy gusal hareketler de olabilir. Dolayısıyla hangi şartta olursanız olun gerek fiziksel gerek de zihinsel ve ruhsal sağlığınıza diğer burçlara kıyasla daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor.

Açıları Nasıl Tanıyabiliriz?

indir (2)

Eğer elementleri ve nitelikleri hatırlamak sizi zorluyorsa, açıları far-ketmeniz için daha da kolay bir yol vardır: sadece burçları saymamz yeterlidir.

Her hangi bir burç seçin. Ona bir numara verin. İster saat yönüne, isterseniz bu yönün aksine saydığınız zaman ikinci burç bir açı yapmaz. Üçüncü burç altmışlık, dördüncü burç kare, beşinci burç üçgen ve altmcı burç karşıt açıdır.

Burçlarm her biri 30 derece genişliğindedir. Ama orb’lar 6 veya 8 derecedir. Bu nedenle, eğer gezegenler arası açıdan söz etmek istiyorsak, bir adım ileri gitmemiz gerekir.

Mars’ın 15 derece Akrep’te yer aldığım düşünelim. Hangi açıları yaptığını görmek istiyoruz. Kavuşum açısı Akrep’te olacaktır, ama Akrep’in her hangi bir yerinde değil. Söz konusu gezegene 8 derecelik mesafe içinde bir başka deyişle 7 derece Akrep ile 23 derece Akrep arasmda yer alacaktır. Gökyüzünün bu bölümü içinde bulunan her hangi bir gezegen Mars’la kavuşum yapacaktır. Akrep’in ilk 7 derecesi ile son 7 derecesi içindeki bir gezegen Mars’la kavuşum yapamaz.

Bu andan itibaren, 7 dereceden 23 dereceye bizim büyülü formülümüzdür.

Bu formülün diğer açılara nasıl uygulandığım görelim.

Boğa Akrep’in karşıtıdır. 7 derece Boğa ile 23 derece Boğa arasmdaki her hangi bir gezegen Mars’a karşıt açı yapar. 2 derece Boğa ve 27 derece Boğa’daki yapamaz orb fazla geniştir.

Akrep’e açı yapan diğer burçlar da bu mantık çerçevesinde gözden geçirilir. Bu bittiği zaman, Mars’ın doğum haritasının geri kalamna nasıl bağlandığım tam olarak bilebiliriz.

Durumu karmaşık hale getiren bir faktör daha vardır. Bir gezegen bir burcun başlangıcına ve sonuna yakın olduğu zaman dikkatli olmamız gerekir. Açılar “yanlış” burçlar arasmda olabilirler.

Jüpiter’in 26 Koç’ta olduğunu düşünelim. Kavuşumun orb’u ne olacaktır? Geriye doğru, 18 Koç’a kadar uzanır. Zodyakta ilerledikçe orb’u 34 derece Koç’a uzatmamız gerekir. Ama böyle bir derece yoktur. 30’da Koç biter, Boğa başlar. “34 Koç” gerçekte 4 Boğa’dır ve Boğa’nın başlangıcında bulunan bir gezegen Koç’un sonundaki Jüpiter’le kavuşur.

Jüpiter’in diğer açılarım saptarken de benzer bir mantık kullanılır. Gezegenler arasmdaki açılar söz konusu olduğunda, bizzat bu açılar gözönünde bulundurulmalıdır. Burçlar açıların saptanmasında sadece kolaylık sağlarlar.

Bir gezegen “yanlış” burca geçtiği zaman, etkisi zayıflar. Kare yine de karedir, ama bir yönü elinden alınmıştır. Bu durumda orb’u biraz daraltmak faydalıdır.

Açılar saptandıktan soma, haritanın üzerine kaydedilirler. Bunun için farklı metodlar uygulanır. Bazı astrologlar haritadaki gezegenler arasmda renkli çizgiler çizerler. Bazıları, yandaki sayfada bizim İngiliz’in haritasmdaki açıları gösterene benzer, bir açı matrisi doldururlar.

Astrolojik Orb (Etki Alanı)

indir

İki gezegen birbirinden 90 derece uzakta ise kare açı oluşur. Peki eğer ORB

Eğer Mars 15° Akrep’teyse Kova’nın 7° ve 23°leri arasında kalan bir gezegen ona kare açı yapar.

Uzaklık 91 derece ise? Bu hâlâ bir kare midir?

Evet, karedir. Bütün açılarda bir miktar esneklik bulunur. Havai fişeklerin atılması için gezegenler arasmda kesin geometrik açıların oluşması gerekmez. Açımn birkaç derece içerisinde olması yeterlidir. Bu toleransa açımn orb’u denir.

Orb’u katı ve kesin bir şekilde belirlemek mümkün değildir. Onları bu şekilde bağlamaya çalışmak, kuzunun tam olarak hangi gün koyun olduğunu belirlemeye çalışmaya benzer. İşlemez.

Tam açılar en güçlü açılardır. Ama 2 veya 3 derece uzaktaki açı da aşırı enerjiktir. Beş derece: göz ardı edilemeyecek kadar önemlidir. Altı veya 7, hâlâ etkili, ama kesinlikle güçsüz. Sekiz veya 9: mevcut ama o kadar etkisiz ki dikkatimizi başka noktaya yöneltebiliriz. Eğer açıyı yapanlardan birisi Güneş veya Ay’sa orb’u biraz daha genişletebiliriz. Bu ikisi kişiliğin temel taşlarıdır. Onları etkileyen herşey özenle incelenmelidir.

60 Derece: Altmışlık Açı

images

Bir başka “iyi” açı, altmışlık genellikle üçgenin gücü azaltılmış biçimi olarak düşünülür. Gerçekte, hareketi oldukça belirgindir. Diğer açılar gibi altmışlık da gezegensel birimler arasmdaki belirli bir evlilik formunu temsil eder. Bu evliliğin kendi özel mantığı ve kendine özgü tehlikeleri vardır. Üçgen gibi o da arkadaşlığa yönelmiştir. Ama benzerlik bundan öteye gitmez. Altmışlığı üçgenle karşılaştırmak, valsi kovboy dansıyla
karşılaştırmaya benzer. İkisi de danstır, ama benzeşme buraya kadardır.

Altmışlık coşku ve heyecan yaratır. Hassas, renkli ve dinamiktir. İki gezegen de cardı ve gayretlidir. Hayatiyet kazanmıştır. İki gezegen altmışlık açıyla biraraya gelince, sanki iki genç ilk defa aşık olmuş gibidir. Ortam büyülüdür. Neşelidir. Enerji yüksektir. Ama huzur, sükunet ve süreklilik yoktur. Gençlerin ilk aşkı gibi, altmışlık da iki gezegenin olgunlaşmasına yardımcıdır. Aşk gibi, o da gelişimi hızlandırır, insamn özünü aydınlatır. Ama ilaç sersemleticidir. Aym zamanda baş döndürür ve gerçekdışılık yaratır. Heves birden parlar ve sonuçta birşey elde edilemeden söner gider.

Aslan’da yer alan bir gezegenle İkizler’deki bir gezegenin altmışlık açı yaptığını düşünün. Birinci gezegenin niçin’i kendini ifadedir. İkinci gezegeninki ise bilgi toplamaktır. Aslan’daki birim iletir. İkizler’deki alır ve daha fazlasını ister. Bu Aslan’ı canlandırır ve daha başka şeyler iletir. Süreç hızlanır ve iki gezegen de harekete doğru uyarılır. Altmışlık açı budur.

Bazen coşku daha belirsiz olur. Yengeç’te bir gezegen Boğa’daki bir gezegenle altmışlık açı oluşturur. Yengeç sübjektiviteyi ve hayal gücünü geliştirmek ister. Boğa sükuneti, huzuru kovalar. Bunlar onların ni-çin’leri ve oldukça farklılar. Ama nasılları hemen hemen aym; ikisi de belirsizlikleri, tedirginlikleri eleyerek, dışa dönük yaşamlarım sadeleştirmek ve sabit hale getirmek istiyorlar. Bir kere daha üçgenin coşku karakteristiği ile karşılaşıyoruz: Yengeç kabuğunun içine çekilerek Boğa’yı sevindiriyor. Bu arada, Boğa da dünyada güven ve düzen oluşturmaya uğraşıyor. Ve bu da Yengeç’i rahatlatıyor.

Üçgenler gibi altmışlıklar da ileriyi görememenin sıkıntılarım çekebilirler. Yengeç ve Boğa birbirlerini ölümüne sıkabilirler. İkizler Aslan’ın performansmdan yorulabilir ve o zaman Aslan kendisini ihanete uğramış hissedebilir. Üçgen ve altmışlık açılar gezegenlere bir perspektif sağlamazlar. Dostça evlilikler gibi, bu açıların karakterindeki zayıf nokta da temelde yatan etkileşimli zayıflıkları farketmekteki yavaşlıktır. Ve bu farkındalık olmadan bir savunma mekanizması ve gelişme olasılığı olamaz. Altmışlıklar buna bir tehlike daha ilave ederler: heves, gençlik aşkı gibi, geçicidir. Kalıcılık ve dayanıklılık – bunlar onun akima gelmeyen niteliklerdir. Bu açı ile birleşen birimler arasmda büyük bir enerji alış verişi vardır. Ama renkli, dramatik ve yararsız bu enerjiler belirli bir amaç ve hedeften yoksun parlayıp sönerler.

Burçlar Ve Açılar

images (1)

Eğer burçlar, gezegenler ve evler astroloji dilinin temel sözcükleriyse, açılar da bu sözcükleri nasıl birleştireceğimizi gösteren gramer kurallandır. Açılar tutarlı bir astrolojik cümle kurmamn birinci somut adımını temsil ederler.

Açılar nedir? Fiziksel anlamda, gezegenler arasmdaki geometrik açılardır. Her doğum haritası bir dairedir. Her dairede 360 derece vardır. Bu daire üzerinde, örneğin Mars ve Venüs birbirlerinden 90 derece uzakta olabilirler. Bu bir açıdır.

Yüzyıllar boyunca astrologlar gezegenler arasmdaki bazı açıların hiçbir özelliği yokken, bazılarının güçlü etkileşimlere neden olduğunu keşfetmişlerdir.

Örnek olarak Mars ile Venüs arasmdaki 90 derecelik uzaklığı alalım. (Yan sayfadaki şekil) Bu, kritik açılardan birisidir. İki gezegeni ayıran bu sayıdaki bir dereceden söz ederken, bir gezegeni anlamadan diğerini anlayamayız. İkisi birbirine bağlıdır. Bu birleşime sahip bir insanda Mars’a özgü bir sorun, aym zamanda Venüs’e özgü bir sorundur ve Venüs’ü güçlendirmek Mars’ı daha uyumlu çalışır bir duruma getirmenin bir yolu olabilir.

Geleneksel astrologlar açıları iki kategoriye ayırırlar: iyi ve kötü. Bütün açılar işlevseldir; hepsinin hizmet ettiği bir gaye vardır. Bazıları daha iyi hissedilirler, ama tali bir konudur. Genellikle en iyi hissedilenler, bizi en karmaşık durumlara sokanlardır. Aklınızdan iyi ve kötüyü silin, en azından astrolojik düşünceden çıkarın. Şimdi bu açıların her birine kolay ve zor hissedilişlerine göre değil, fonksiyonları açısmdan bir bakalım.

0 Derece: Kavuşum

Açıların en basiti kavuşumdur. Bu açı iki gezegen tam birbirlerinin üzerindeyken gerçekleşir. İkisinin fonksiyonu birarada kaynaşır. Birisi diğerini etkiler ve bunların birleşiminden bir çeşit “makrobirim” oluşur, bu tek bir burç-gezegen-ev kombinasyonundan daha karmaşıktır.

Füzyon, kaynaşma kavuşumun özü budur. İki “birim” bir olur.