AKREP BURCU (SCORPIO)

burclar

AKREP (SCORPIO)

Kazanmamız gereken müttefik düşmanımızın gerçeği bilen kesimidir.

Mohandas K. Gandhi

Sembol

Katı bir ceset gibi, uyku tulumunda yatıyorsunuz. Çöl güneşi, dişinizdeki dolguyu erimiş altına dönüştürme tehdidiyle, yükseliyor.

Kımıldadığınız an öleceksiniz: karnınızın üstünde bir akrep kıpırdamadan duruyor.

Evliliğinizdeki gerilim. İşinizdeki kritik kulis faaliyetleri. Dün akimız bu sorunlarla doluydu. Bunlar dünyanızın merkeziydi. Bugün, karnınızdaki akreple, galaksinin derinliklerindeki loş kırmızı bir yıldız gibi ne kadar da uzak görünüyorlar.

Şu anda, kamınıza yerleşmiş akrep gerçeği ile, sadece şimdiki zamanın korku dolu yoğunluğuna yer var. Bunun dışında herşey bütün ihtiraslar, bütün gurur, bütün kandırmaca silinip gitmiş. Yalnızca zorunlu şeyler kalmış. Ve akıl, çıplak ve uyamk, keskin bir şekilde odaklanmış, ölmeye veya yaşamaya hazır bekliyor.

Bu davramş, bilincin bu düzeyi, Akrep’tir.

Son Nokta

Oturmuş bir astroloji kitabı okuyorsunuz. Aklınızı oraya vermişsiniz. Tahminen huzur dolu ve rahatsımz. Doğumunuzu unutmuşsunuz. Ölümünüz çok uzaklarda. İkisinin arasında bir yerlerde, kaynayıp gidiyorsunuz. Ne gelirse onu alıp, tadım çıkarmaya çalışıyorsunuz.

Ama düşünün: dev gibi bir nükleer bombanın çevresinde hızla hareket eden bir gezegenin üzerinde yaşıyorsunuz. Milyon ton kaya parçaları, saniyede yüz mil hızla etrafınızda gelişigüzel parçalanıp, havaya uçuyor. Sizi sadece ince bir gaz tabakası koruyor. Bu hava kalkanının alfanda, yıkıma ve yok edişe kendim adamış deli adamlarla birlikte yaşıyorsunuz. Bazılarının 38’liği var, bazılarının nötron bombaları. Ve onlardan kaçabilseniz bile farketmez. Çünkü Buffalo arazisindeki bir orkide gibi, narin ve kaçınılmaz sonlu bir fiziksel gövdeye sahipsiniz.

Bu gerçek bizi hemen dehşete düşürür. En iyisi görmezden gelmektir. Böylece planlarımızı yapar, hayat sigortalarımızı imzalar ve kabul edilemezi düşünmekten kaçınırız. Ama, eğer düşünmeye cüret edersek ne olur? Eğer ölümü sarmalayan tabuyu çözme cesaretimiz varsa? O zaman ne olur?

Uyku tulumunu akreple paylaşan insan gibi önceliklerimiz netleşir. Gelecek kaybolur. Geçmiş uçar gider. Keskin bir şekilde içinde bulunduğumuz ana odaklanırız. Başka hiçbir şeyin önemi kalmaz. Ve şu anda bütün poz atmalarımız, kibarlığımız, sahte ve rahat cevaplarımız üzerimizden soyulup gider. Sadece gerçek kalır. Daha önce hiç olmadığı kadar, kim olduğumuzu ve ne istediğimizi biliriz.

Eğer o akrep uyku tulumdan aşağı inip, çöle doğru yürüyüp giderse, kabus bir nimete dönüşebilir. O dürüstlüğün, yoğunluğun ve netliğin bir kısmım hayatımıza taşıyabiliriz. Belki değiştirilemez, düzeltilemez bir geçmişe ve olanaksız bir geleceğe bağımlılığımızın oranını azaltabiliriz.

Akrep’in son noktası budur. Bu yoğunlukta yaşamak. Bütün sahteciliği yok etmek. Korkunun duvarları arkasında saklananları açığa çıkarmak. Bilinçsizi bilinçli hale getirmek.

Bir bakıma, Akrep’in amacı her dakikayı son dakikaymış gibi yaşamaktır.

Strateji

Doktorunuzun size altı aylık ömrünüz kaldığım söylediğini düşünelim. Ne yapardımz? Bunu daha ilgi çekici hale getirmek için, size bu haberle birlikte bir milyon dolar verildiğini varsayalım. Şimdi her istediğinizi yapma özgürlüğüne sahipsiniz, ama elinizi çabuk tutsanız iyi olur.

Bazılarımız dehşet içinde, derhal gemi ile bir dünya turu organize etmeye başlar. Diğerleri, aym dehşetle, geçmişte yapükları hataları telafi etmeye girişirler. Ama, bu gerçeğe başarıyla adapte olabilenler ortak bir tavır sergilerler. Hepsi sessizce oturup duruma konsante olurlar ve ne yapmak istediklerini hissetmeye çalışırlar. O esnada düşünmüyorlardır. içgüdüsel bir şekilde mantık, rasyonalite ve genel ilkelerden sonuç çıkarmanın yapılması gereken şey için yanlış araç olduğunun farkındadırlar. Bunlar başka alanlarda işe yarayabilirler, ama içinde bulunulan koşulda uygunsuzdurlar.

Bu insanlar Akrep’in temel stratejisinin takipçileridir: davranışları mantıktan daha çok duygulara dayandırma.

Niçin? Çünkü mantık çok genel ve kişisellikten çok uzaktır. Yaşamın dönüm noktalarında bir çok belirgin mantıksal seçenekler bulunur. Örneğin bir çoğumuz akla yatkın işler seçeriz. Mantıksal evlilikler yaparız. Mantık sadece bir amaca hizmet eder: imkansız ve saçma olam ayıklamaya. Bundan soma Akrep yaşamdaki yolunu hissetmelidir.

Mutluluk, büyük oranda, istediğimizi elde ettiğimiz zaman gelir. Ve ne istediğimizi mantıksal çıkarsamalarla bulamayız, onu hissederiz. Akrep bunun farkındadır.

Bu her zaman böyledir; ölüm sadece bunun daha belirgin hale gelmesini sağlar. Eğer Akrep, her dakikayı son dakika gibi yaşayacaksa, kendi duyguları ve davranışları arasında mükemmel bir uyum oluşturması gerekir. Bunu yapabilmek için de duyguların bilince ulaşmasmı engelleyen duvarlarm yıkılması zorunludur. Duygular ne kadar korkutucu olursa olsun veya sonuçları hayatı ne kadar etkilerse etkilesin, bir şey hissetme cesareti geliştirilmelidir.

Ölümü düşünmek, anlatılan düzeye ulaşmakta Akrep’e yardımcıdır. Şok edici niteliği duygusal netliğe neden olur. Strateji, insanın kendi kaçınılmaz sonunun gerçekliğini bilinçli bir şekilde kabullenmesidir. Ölümün danışman rolünü üstlenmesine izin vermektir. Korkuyu hissetmek, duyguları ayaklandırmak ve ondan soma ölüme kritik soruyu sormak: “Burada zamanım kısıtlı olduğuna göre, bundan sonra ne yapmalıyım? Benim için gerçekten önemli olan ne var? Hangi bağlantılarım ve davranış biçimlerim fiziksel anlamda ölümsüz olduğum varsayımına dayanıyor?”

“Akrepler seksidir” bütün popüler astroloji kitaplarında rastlanan ortak bir cümledir. Bunda doğruluk payı bulunmakla birlikte, genellikle üstünkörü yanlış yorumlanmaktadır. Burada anlaşılması gereken nokta uçsuz bucaksız duygusal enerji deposunun cinselliğimizle sıkı sıkıya bağlantılı olduğudur ve burada cinselliği, fiziksel bir aktivite olarak değil, duygusal ve kişisel bir bakış açısıyla tanımlamamız gerekir. Orgazm gereksiniminden daha çok, yoğun duygusal temas gereksinimidir.

Eğer cinselliğimizin bu gereksinimlerini karşılayamazsak, her dakikayı son dakika gibi yaşamak ve bu yoğunluğu şimdiki zamana taşımak olanaksızlaşır. Duygusal ihtiyaçlarımızın bir çoğu ve psikolojik gerçekliğimizin büyük bir kısmı bastırılmış gereksinimlerden oluşan bir duvarın arkasmda kaybolur gider. Ve, Akrep’in hedefine karşıt olarak, bastırma duygular ve davranışlar arasında bir uyumsuzluk yaratır.

İnsanın kendi cinselliğim kabullenmesi, duygularım bu kapsamda hissetmesi, Akrep’in önemli bir stratejisidir. “Yap” diyen fıstık gibi kızlara ve Marlboro erkeklere aldırış etmemek. “Yapma” diyen namus taslayıcı-larım ve vaaz verenleri susturmak. Çok duyarlı ve özenli bir şekilde cinselliğinin olduğu gibi gelişmesine fırsat tanımak – işte Akrep’in yöntemi budur.

Asıl konu seks değildir. Asıl konu duygulardır. Genellikle katı ahlakçı veya aşırı cinsellik yüklü eğitimin çarpıttığı, incittiği duygular. Herkesin ölümlü olduğu bu dünyada kararlı ve mutlu bir hayat sürdürebilmemiz için örtüsünü kaldırmak zorunda olduğumuz duygular.

Kaynaklar

Bilinçliliği bilinçsizlikten ayıran sınırda bir bekçi beklemekte. Görevi bizi altüst edebilecek ve kendi gözümüzde değerimizi düşürebilecek bir farkma varma sürecim bilincimizden uzak tutmak. Bekçi tutucu, yargılayıcı ve tedbirli. Psikoloji dilinde bu bekçiye bastıncı mekanizmalar deniyor.

Akrep’te bastıncı mekanizma kusurludur. Çalışır. Ama iyi çalışmaz. Ezici duygular, yıkıcı düşünceler, koşulların yanlış ve üzücü yorumu beynin içinde volkan gibi patlamaktadır.

Böyle olmasma rağmen, şaşırtıcı bir şekilde, bu kusurlu bastıncı mekanizma Akrep’in ana kaynağıdır. O olmadan, Akrep’in yapacakları için çok gerekli olan, acımasız bir kendini gözden geçirme süreci olanaksızdır. Yıkıcı, bazen hayatı bütünüyle alt üst edici duyguların bilincine varma gerçekleşemez.

Bastıncı mekanizmanın başarısızlığı beyni duygularla doldurur ve onu içe doğru döndürür. Bilinç kendisine karşı dürüstleşir. Sonsuz bir şekilde kendi içsel alanını dolaşır, farkındalığın kayıp ayrıntılarım bulmaya çalışır, düşünülmezi arkasma sakladığımız perdeyi açma yollarım arar.

Başka hiçbir burç bu kadar acımasızca iç gözlemsel değildir.

Bu içsel yoğunluğun aym zamanda dışsal etkileri de olacaktır. Akrep kendi içine yönelttiği delici bakışları dış dünyaya da aym yoğunlukta çevirir. İçgüdüsel kuşkuculuğu, çevresindeki insanların karanlıkta kalmış sırlarım, en derinlerdeki güdülerim öğrenebilmek ve anlayabilmek için onların zihinlerini araştırmasına neden olur. Ve beklendiği biçimde, bunları bulmayı da başarır.

Akrep’in kaynağı? Rahatlatıcı her yalam, yatıştırıcı her yarıdoğruyu, her sahte pembe tabloyu bozmaya kararlı, sivri bir kama gibi keskin ve sessiz bir akıl. Kendini tammaya kesin bir şekilde kararlı bir akıl.

Karanlıklar

Akrep iki karanlık arasında kıstırılmış durumdadır: kendini çok fazla ve çok az tammak. Her ikisinin de tuzakları var. Her ikisi de ölümcül. Akrep ikisinden birine yakalandığında, burcun bütün yoğunluğu, bilgeliği ve ilhamı bir zehire dönüşebilir.

Kendim çok fazla tammak? Akrep için bu kabullenmesi zor bir kavramdır. O, otomatik olarak, bazen körlemesine, en temel gerçeği veya hayatını dönüştürecek son kavrayışı aramak üzere bilincinin derinliklerine dalmaktadır.

Bazen Akrep’in buldukları yüzleşebileceğinden çok daha fazla olur. İnsanlarda bastıncı mekanizmanın bulunmasının bir anlamı vardır. Bu mekanizma kusurlu olduğunda, bilinç büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır: hipnotize olabilir, çözümlemesi çok karmaşık duygular tarafından esir alınabilir.

Eğer bu olursa, Akrep karmaşık, saati saatine uymaz bir ruhsal durumda çökebilir. Bilinç kendisini derinliklerinden kurtaramaz. Kederli bir biçimde düşünür durur. Olanaksız, çözümlenemez koşulları teybe alır ve tekrar tekrar çalar durur, ta ki farkındalık güçsüzleşip, bitkin düşüp, umutsuzluğa dönüşene kadar.

Bir önceki yazımız olan Terazi Burcu Aylık Yorumu başlıklı makalemizde Aylık, TERAZİ ve Yorumu hakkında bilgiler verilmektedir.

Leave a comment