Şubat 1980’de, ikinci çocuğumun doğumundan ve o sıralarda evliliğimin bitmesinden iki ay sonra âşık oldum. Oturacak bir ev arıyordum ve bir öğleden sonra Manhattan’ın Üst Batı Yakası’nda bir apartman dairesinden içeri 10 adım attım ve kalbim donup kaldı. Tepetaklak oldum. Buydu işte. İlk görüşte. Buldum. İçeri 10 adım attım ve “Tutuyorum” dedim.

Apartman dairesi çok büyüktü. Broadway ve Yetmiş Dokuzuncu Sokak’m köşesinde meşhur taş yapı Apthorp’un beşinci katmdaydı. Kirası ayda 1500 dolardı; Manhattan standartlarında tam bir kelepir. İnanın bana, öyleydi. Ek olarak, daha önceki kiracıya, daireye taşmabilmem için, 24.000 dolar hava parası (Bu, New York’ta alışılagelmiş bir şeydi) ödemem gerekiyordu. O kadar param yoktu. Bankaya gidip o parayı borç aldım. Binadaki hiç kimse bu kadar yüksek bir hava parasını ödeyeceğimi düşünmemişti. Bu astronomik bir rakamdı. Dairenin çoğu taksi sarısına boyanmış (bu konu halledilebilirdi) güzel odaları, yüksek tavanı vardı, bol ışık alıyordu, (çalışır durumda olmasa da) iki adet muhteşem şöminesi ve saydım, toplam beş yatak odası vardı. Eğer bu dairede 24 yıl yaşarsam, hava parası yılda sadece bin dolara kendisini amorti edecek, bu da az bir para edecekti; günde 2,74 dolar eder ki, Starbucks’ta günde bir fincan cap puccino parasından az tutacaktı.

Gerçi o zamanlar Starbucks yoktu ya, neyse. Zaten orada sadece 24 yıl yaşayacak değildim. Ömrümün sonuna kadar orada yaşamayı düşünüyordum. Ta ki ölüm bizi ayırana kadar. Bu durumda, belki de daha az bir miktara kendini amorti edecekti. Böyle düşünüyordum (Bu arada belirtmem lazım ki, bana pahalı gelen bir şeyin çok kelepir ya da bedava olduğunu ispatlamaya çalışmadığım zaman, “amorti etmek” tabirini kullanırım. Bu genellikle şu şekilde çalışır: Bana pahalı gelen ürünü ne kadar süre kullanacağımı hesaplarım. Fiyatı, yıl sayısına bölerim. Eğer işe yaramazsa, ta ki bir fincan cappuccinodan daha aza gelene kadar, bedelini günlere, aylara ve saatlere bölerim).

Şimdi parayı boş verin canım. Eninde sonunda bu hikâye parayla ilgili değil. Bu aşkla ilgili bir hikâye. Aşkla ilgili her hikâye de, önce bir miktar akılcılıkla başlar.

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment