Bireysel mutluluğumuz

Asaların Altılısı

Bireysel mutluluğumuz, maddiyata dayalı hedeflere ulaşılarak arttırılmaz. Pozitif psikolojide gittikçe yaygınlaşan görüşe göre her birimizin bir “mutluluk seviyesi” ve artması ya da azalmasının maddi kazanım ve ödüllerle çok az alakalı olduğu bir duygusallık düzeyi vardır; ancak tekrar ve tekrar kendimize yine aynı hedefleri amaç ediniriz.
Geleceğe yönelik planlar yapmak için Dördüncü Adımda benliğin yerine oturması ve Beşinci Adımda kişinin gerçek durumunu görerek zengin bir bakış açısı elde etmesi gerekir. Planlama, kimliğimizin değerli olduğuna ikna edilmesi sonucunu değil, dünyada sürekli yeni in siyatifler alabileceği bir benlik seviyesini hedefler.

Bölünmüş bir benlik yanlış olduğunu zannettiği bir şeyi düzeltmeye çalışabilir. Planlarımız, düzeltilmesi gerektiğini düşündüğümüz meseleleri değiştirecek sonuçlar yaratmayı hedefler. Çocukların daha iyi davranmasını, gelecek çeyrekte satışlarda artış olmasını, sorun çıkaran ülkenin artık bir tehdit unsuru olmaktan çıkmasını isteriz. İsterseniz bu hedeflenen sonuç noktasına B diyelim.

Bizim planımızın çıkış noktası A noktasıdır. Hedefi bu noktada durarak belirleriz. Bu nokta “yanlış” olarak gördüğümüz noktadır ve plan B noktasına yani bunların sona ereceği noktaya doğru yol alır. Yaramaz çocuk örneğini düşünün. Çocuktaki problemin “hakkından gelmek” için çocukları azarlıyoruz fakat bundan sonra yeni bir problemle karşılaşıyoruz. Çocuklar daha iyi “davranmaya” başlasalar bile bu sefer de suçları yüzlerine vurulduğu için çok kızgın ve daha az angaje olacaklardır. Çocukların kızgınlıkla hareket ettikleri gerçeğini göz önünde bulundurarak, artık B noktasından değil de C noktasından meseleyi halletme ihtiyacı duyarak, problemi yeniden belirliyoruz. Dolayısıyla bu kızgınlıkları ve angaje eksikliklerinin üstesinden gelmek için C noktası ile ilgili yeni bir plan yapıyoruz.

Leave a comment