BOĞA BURCU (TAURUS)

indir

BOĞA (TAURUS)

Sembol

Bilinç, Koç’un kızgın fırınının bitkinliğinden sonra, durgun su havuzlarının, yeşil yapraklar arasından gelen kuş seslerinin peşine düşer. Huzur arar. Nutukları senfoniyle, tutkuyu sessizlikle takas eder. Ruh, savaş ateşiyle yanmayı bırakır, eklemleri şişmiş ellerle toprağa uzamr. Tohumlan, çamuru, yeryüzünün etini, kanını hisseder.

Sembolü Boğa’dır. Matadorun kırmızı bayrağı önünde öfkeden köpüren canavar değil. Bir meşenin altmda sakin sakin güneşin tadım çıkaran, çimleri yiyen boğa. Besi hayvanı ve toprak. Onu hiçbir şey korkutmaz. Ürkütücü görünümlü Koç gitmiş, yerine kendi dünyasımn kontrolünü elinde tutan, korkudan çok uzak, bu nedenle korkusuzluğu anlamsız bulan Boğa gelmiştir. Koç’un savaşı kazanılmıştır. Boğa huzur içindedir.

Son Nokta

Mayıs ayırım başlarında bir tepenin üzeri. Ilık bir rüzgar tembel bulutlan yalıyor. Kızılcıklar çiçekleniyor. Atmacalar sıcak hava akımında süzülüyor. Tek başma oturup, altınızda güneşten ısınmış kayayı hissediyorsunuz. Güneş banyosu yapıp, baharın tadını çıkarıyorsunuz. Önünüzde verimli, çiçeklerle dolu vadi uzanıyor. Çiftçiler tarlalarında çalışıyor. Hayvanlar otluyor. Baharın yeşil tonları tarlalardaki saban izlerinden ormanın derinliklerine doğru kendine yol açarak ilerliyor.

Aynı noktada oturuyorsunuz. Bir saat. îki saat. Üç saat. Düşünmeden. Sadece hissediyorsunuz. Büyük sorular aklınıza gelmiyor. Yaşamın doğası ilginizi çekmiyor. O anda, o kayanın üzerinde, o bulutların al65

tında, yalın biçimde varsınız. Söze gerek yok. O enginlikte, ne hissediyorsunuz? Üretken toprak size ne öğretiyor? Zamana bağlı olmamayı. Dinginliği. Huzuru. Sınırsız bir şekilde karmaşık, ancak yine de sade olmayı. Kavranamayacak kadar derinliğe sahip olmayı, ancak bunun üzerinde konuşmaya ihtiyaç duymamayı.

İşte, bu noktada Boğa’nın son noktasım görürüz. Boğa’nın hüneri: dinginliği bulmak ve onu korumak.

Strateji

Tüm Boğa’lar doğayı sevmez. Ancak o tepede oturmak temel bir gelişim stratejisidir. Toprak Ana Boğa’mn ilk öğretmenidir. O ruhu yatıştırır, sadeliği ve dinginliği öğretir. Ormanda kısa bir yürüyüş, çağlayanın yaranda sakin bir saat bunlar Boğa’ya “konuşma terapisinden daha fazla huzur getirir. Kaderin Boğa’yı kente sürüklemesi psikolojik bir yıkımın göstergesi değildir. Sade Boğa her zaman sessiz ve kolay bir yaşam, yeşillik bir ortam seçer. Yine de, hiçbir insan sadece bir burcu taşıyamaz. Farklı faktörler güçlü Boğa özellikleri olan birisini metropole çekebilir. Bu durumda huzuru bulmak zorlaşır. Kentsel Boğa’mn belirli aralıklarla kenti terk etmesi, haftasonu veya bir kaç gün için kırlara gitmesi bir zorunluluktur. Ve çiçeklerle dolu bir evde yaşaması ona yardımcı olabilir. Bir kedi veya köpek de toprakla bağlarım güçlendirebilir.

Toprak Ana’nın karanlık yönleri ağır basan bir kız kardeşi vardır. Birini bulduğumuz yerde diğeri de fazla uzakta olamaz. Bu, Boğa’run ikinci önemli öğretmenidir. Adı Sessizliktir. Boğa burçların en konuşkan olmayanıdır. Onun enerjisine sahip insanlar konuşmayı kendilerim engelleyen bir şey olarak kabul ederler. Özleri sözcüklere karşıttır, dile tercüme edilemez. Sessizlik sadeliği, sadelik huzuru doğurur. Boğa bunu bilir ve sezgisel olarak konuşmaya karşıdır.

Dışsal sessizliği sağlamak zordur. Boğa’mn gerçek hedefi olan içsel sessizlik ise daha da zor. İşte bu noktada da bir öğretmen ortaya çıkar ve

bir strateji önerir. Paradoksal olarak, o müziktir. Kendini dinlemeye kaptırmış, ritme karşı notaların oyunuyla hipnotize bir durumda, ne olur? Zihinde dilin bitmek bilmez uğultusu bir kaç saniye için susar. Huzurun Beethoven veya Led Zeppelin dinleyerek gelmesi önemsizdir: her iki halde de zihin kendisiyle konuşmayı bırakmıştır. Ve Boğa için bu herşey dir.

Müzik onu dinlediğimiz zaman bizi sessizleştirir. Ama eğer müziği üretirsek daha büyük anlam kazanır. Boğa için, duşta şarkı söylemek veya armonika çalmak kadar etkili bir evrimsel strateji olamaz. Koca evin içinde Chopin çalmak da aym etkiyi gösterir. Ancak kendimizi bir topluluk önünde çalarken hissedeceğimiz gurur ve huzursuzluk duygusuna kaptırmamız şarttır..

Tüm burçlar içinde, Boğa en fiziksel olanıdır. Zihnin imgesel tansiyonundan maddesel dünya yoluyla kaçmaya çalışır. Etini, kanını hissederek. Elleriyle toprağa uzanarak. Parmaklarım eski, güzel bir kemanın ahşabında gezindirerek. Çamurla, boyayla oynamak, hatta evi temizlemek, sebzeleri doğramak bile Boğa’yı iyi hissettirecek uğraşılardır. Yolu bedenden geçer. Tenin ötesine atlamaz. Onun içinde yer, içer, eğlenir. Onun içinde kızarır, yüzünü ateş basar. Onu kutlar ve över.

Boğa dokunmalıdır. En temel şey budur. Dünyayı duyularıyla, derisiyle, parmaklarının ucuyla hissetmelidir. Sadece aklım kullanarak dünyayı bulamaz. Toprağı ayaklarımızın altmda hissederiz. Müziği kulaklarımızla duyarız. Sevgilimizin vücudunun sıcaklığını bizimkine değdiğinde duyumsarız. Yaşamın doğası? Kim bilebilir? Kimin umurunda? Kim düşünür ki? O kusursuz an yaşamın doğasının kendisidir. Onun hakkında konuşmak sadece perdeyi düşürmeye yarar.

Kaynaklar

Çapraşık olaylardan, koşullardan hoşlanmama. Karmaşıktan kuşku duyma. Bunlar Boğa’mn kaynaklarıdır. İçgüdüsel bir şekilde, kendi ses67

sizliği ve sadeliğini bulabileceği ortamları arar. Sabit bir iş. Güven duygusu veren ilişkiler ağı. Sabırla, sonsuz bir pratiklikle kozasını örer. Kozanın içinde, bir sarkıtın oluşumuna benzer şekilde, metodik ve durmaksızın çalışır durur.

Janie’nin neo-Freudcu, reenkamasyonal vitamin terapisi uygulayan, yeni bir psikologu var. Karanlık dehlizlerde yıllarca dolamp durduktan soma nihayet cevabını bulduğu için huzur içinde. Sam şimdi Allah’ı buldu. Ann orgazmı, Joe ise kendini buldu.

Boğa için bunlar çılgınlıktır. Omuzlarım silker. O yaşamaktadır. Yaşamı rahat bırakır. Deri koltuğuna rahatça yerleşir. Ağzmda elmadan ısırdığı parçanın tadını hisseder. Çocuklarına bakar. Yuvasının sağlamlığım, vücudunun verimliliğini duyumsar. Ve içinde, çok derinlerde, sessiz bir yerde, başka burçların hissedemediğini hisseder.

Saygı ile karışık sevgiyi hisseder.

Karanlıklar

Dağlar, büyük meşeler gibi dayanıklı, ağır ve sağlam objeler Boğa’nın aradığı huzurun benzetmesidir. Onlar Boğa’ya yol gösterir. Ancak, o, hedefi gözden kaybederek, maddesel güvencenin peşine düşebilir. Bu, onun karanlık noktasıdır. Gerçekte içsel güvenceden doğan huzuru aramasına rağmen, bunun dış dünyadaki yansıması olan para, arazi, varlıklar ve emeklilik planları ile kendim kandırabilir.

Güvencenin kötü bir şey olduğunu söylemek istemiyorum. Ancak bu Boğa’mn aptalca çekici bulduğu bir altma dönüşebilir. Eğer güven-ce’nin çekiciliğine kapılırsa, burcun tüm sonsuz dinginliği çarçur edilebilir. Ve onun yerine uyuşuk, ruhu öldürücü bir durağanlık doğabilir. Boğa kendini sıkarak, bıktırarak öldürebilir.

Boğa’mn er veya geç karşılaşmak zorunda olduğu, bir dönüm noktası vardır. Bir yanda, maddesel güvenceye, durağanlığa ve tahmin edilebilirliğe giden bir yol durur. Bu yol, büyük olasılıkla kendisinden başka68

sına zararı dokunmayacak, dürüst ve ahlaki bir yoldur. Diğer yanda ise, onu heyecanlandıran, ona büyüme ve değişim sunan bir yol görülmektedir. Belirsiz, güvensiz, buna rağmen baştan çıkarıcı olan bu yol Boğa’ya temel bir seçenek sunar: Yaşamak saldırıya yönelik bir eylem midir, yoksa savunmaya mı yöneliktir? Ben büyümek için mi buradayım, yoksa güvende olmak için mi?

Güvence zihinsel düzeyde de bir hareketsizliğe dönüşebilir. Burada Boğa’mn dillere destan inatçılığı ile karşılaşırız. Tüm sabit burçlar gibi, Boğa, hemen algılanamasa bile, kararlıdır. Çoğunlukla, yüzeyde sakin ve suya sabuna dokunmaz gibi görülmesine rağmen bunu asla kararsızlık ve güçsüzlükle karıştırmayın. Bu sakinliğin altında demir gibi bir irade gücü vardır. Bu güç ona, kalkıştığı her işi yapabilme yeteneğini verir. Ama aym zamanda esnek olamamayı doğurur.

inatçılık, deneyimlere dar kalıplar içinde, hayal gücünden yoksun tepkiler vermekle ve dolu bir yaşamın temel unsuru olan var oluşsal sıçramalarda kısa kalmakla sonuçlanabilir. Biz büyüyoruz ve değişiyoruz. Bu esnada kendimizi tanımlamamız, davranışlarımız ve görüşlerimiz de değişmelidir. Boğa bunu yapamayabilir. Kendisine yol gösteren tepeler gibi “Ben dün böyleydim, bugün böyleyim, yarm da böyle olacağım” diyebilir.

Ve o zaman her şey yitmiştir.

Bir önceki yazımız olan Koç Burcu başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment