Astroloji hipotezinin milyarlarca kişi tarafından kabul edilmiş olması ve binlerce yıldır ayakta kalabilmiş olması gerçeğinin astrolojinin doğruluğu ile herhangi bir ilişkisi var mıdır? Hayır. Bilimsel hipotezlerin geçerliliği, halkın oyuna değil; bilimsel yönteme dayanır. Bilimde doğrular, en çok oyu hangi hipotezin aldığı meselesi değil; hangi hipotezin öngörülerinin deney sonuçları ile uyum içinde olduğu meselesidir.

1975 te, astrolojinin iddialarına hiçbir kanıt olmadığı gerçeğini halka duyurmak için bir bildiri yazılmıştır. Bu bildiride başı çeken iki kişi, uluslararası üne sahip bir astronom olan Bart Bok ve Buffalo’daki New York Eyalet Üniversitesi nde felsefe profesörü olan Paul Kurtz’du. Bildiriyi, çoğunlukla Ulusal Bilimler Akademisi üyesi ve birçoğu Nobel Ödülü kazanmış 186 kişinin imzasıyla yayımladılar.

Duyurdular ki:
Astronomlar, astrofizikçiler ve diğer alanlardaki bilim insanları olarak aşağıda imzaları bulunan biz, özel ya da halka açık olarak astrologlar tarafından verilen öğütlerin ve öngörülerin sorgulanmadan kabul edilmesine karşı halkı uyarmayı diliyoruz. Astrolojiye inanmak isteyenler, ilkelerinin hiçbir bilimsel temeli olmadığını anlamalıdır…

Doğum anında yıldızların ve gezegenlerin uyguladığı güçlerin herhangi bir yolla geleceğimizi biçimlendirebileceğine inanmak düpedüz bir yanlıştır. Uzak göksel cisimlerin konumlarının belirli günleri ya da dönemleri bazı eylemler için daha elverişli yaptığı ya da doğduğu burcun kişinin diğer insanlarla uyumundan ya da uyumsuzluğundan sorumlu olduğu da doğru değildir.

Bunu imzalar mıydınız? Biz imzalardık.

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment