Fal Genel

Fallar Hakkında

Fallar Hakkında

FALLAR HAKKINDA
Fallara inanmazmıyız? “Fala inanma ama falsızda kalma!” Bu sözü duymayanınızın olduğunu sanmıyorum. Peki hiç düşündünüz mü; “Nasıl oluyor da, oluyor?”
Herkes yaşamındaki bazı dönemleri merak eder. O dönemler özel dönemlerdir. Acaba o dönemlerde neler olacaktır? Gelecek öğrenile bilinir mi? Buna imkan var mı?
Fallar çok çeşitlidir. Dünyada kullanılan ya da bilinen fal sayısı binden fazladır desek, inanın abartmış sayılmayız.
Her şeye rağmen gelecek yine de belli ortamlar ve metotlar içinde görülebilir.
Falların hepsinde de amaç hep aynıdır. Geleceğin görülmesine çalışılır. Bunların bazılan üst düzeyde bilgi gerektiren mistik veya akült yöntemlerdir. Daha da ötesi, doğuştan gelen bazı algılama yöntemleridir. Benim burada sizlere açıklayacağım fallar bunların dışında; Mistisizm gerektirmeyen yöntemler olacaktır.
insanoğlu varoluşundan bu yana gelecek hakkında çeşitli öngörülerde bulunmak ve önceden öğrenmek dürtüsünü yenememiştir. Bu güçlü dürtü ile birlikte geleceği tahmin yöntem ve araçlarını içeren fallar (kehanet sanatları) ve bu falların uygulanmasından elde edilen kehanet doğmuştur.
Günümüzde falların çağa ayak uydurması sağlanarak, birer kehanet aracı olmaktan çok kişinin kendisini, içinde bulunduğu durumu ve bilinçaltının mesajlarını elde etme yolunda kullanılır hale getirilmişlerdir.
Kehanet, akılsal ve sezgisel olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılabilir. Akılsal kehanet yöntemleri arasında Astroloji (bir fal değildir), Tarot (kartomansi), IChing, El Falı (şiroman si), Numeroloji (sayı bilimi ve falı), Kahve Falı, Domino Falı, Zar Falı, yazıyı inceleme (grafoloji) ya da yüz hatlarını inceleme (fizyonomansi) olarak sayılabilir.
Sezgisel olanlar asıl kehanetleri teşkil ederler. Bunlar duygu olarak, fikir ve zihni aniden aydınlatan önceden biliş (pre kognisyon) şeklinde ifade edilmektedir. Bu bir medyumluk türüdür ve burada herhangi bir biçimde aklı kullanma ve mantık yürütme söz konusu değildir. Bu gibi kehanetlerden bazıları akla ters düştüğü için, zihin tarafından reddedilse bile yine de gerçekleşmektedir.
Sözün özü, hazırladığımız bu site sayesinde ve burada anlattığımız bilgiler doğrultusunda, mistisizme çok da gerek duymadan onlarca çeşit fala bakmayı ve yorumlamayı öğrenmiş olacaksınız.

fal, kahve falı, el falı, fal bakma, fala inanmalıyız, fal nedir

Fiziksel Özelliklerden Karekter Analizi

Herkes kendi yaratılmış olduğu şekle göre hareket eder.
Uzun Boy: Hamaratlığa, sadelik ve saflığa.
Orta Boy: İyi ahlaka, şefkat ve nezakete, kalbi yardım ve iyikle dolu olmaya.
Kısa Boy: Şehvete, hilekarlığa, fitneye ve fitnekarlığa, menfaatperestliğe.

BAŞ
Büyük, her tarafı muntazam şekilde yuvarlak bir baş; sır saklamaya, sebat ve hayırseverliğe ve ihtiyatla sır saklamaya.
Uzun ve sivri baş; şirretliğe ve hasete.
İri baş ve geniş çehre; şiddetkar olmaya, nezakatten yoksun olmaya. Her şeye kusur bulmaya.
Öne doğru eğri baş; iyiyi kötüden ayrılabilmeye, sadeliğe.
Arka tarafı yüksek baş; çocuklara karşı şefkate, temizkalbe ve canlılığa.
Yüksek kafatası; zeka ve sürekli algılamaya. Her şeyi çabuk kavramaya.
Yassı kafatası; keder ve gam taşımaya.
Üstü geniş ve büyük kafatası; tertip ve intizama.
Tepesi yumru kafatası; vesvese, evham, sürekli homurdanma ve tedirginliğe.
Arkası basık olan baş; işlere meyili az olmaya.
Küçük baş; zekiliğe, hafifliğe, sır saklamaya.
Yanlardan basık baş; darcanlı olmaya ve çabuk kızmaya.
SAÇ
Siyah saç; faaliyete ve hatırnazlığa.
Gayet ince ve kaba saç; hassas bir vücuda, mükemmel bir sağlığa.
Gayet koyu ve siyah saç; kıskançlığa.
Koyu kestane renkli saç; uyuşulması kolay bir yapıya ve sadakate.
Bulanık saç; hafifmeşrepliğe, sebatsızlığa, tezcanlılığa.
Soluk ve yıkanmamış gibi görünen siyah ve sarı saçlar; alaycılığa, ruhen ve cismen zayıflığa.
Uzun düz sarı ve ince saçlar; hazımsızlığa.
Sarı saç; kibir ve gurura. Gazap ve hiddete, entrikacılığa.
Açık sarı saç; hayalperestliğe.
Altın sarısı saç; mülayim bir yapıya, korkaklığa.
İnce saç; hassas bir kalbe.
Sert saç; sert ve inançlı bir yapıya.
Yumuşak saç; yılışkanlığa, cesaretsizliğe.
Erkeklerde uzun ve seyrek saç; iyi yiyip içerek bedenine iyi bakmaya ve rahatını her şeye tercih eden bir mizaca.
Çok sert saç; otoriter ve sert bir yapıya.
Dik ve sert saç; dış görünüş olarak sert ama normalde korkak insanlara.
Çok sık saç; geç kavramaya.
Çok kıvırcık saç; koyun gibi mülayim olmaya.
Kıvırcıkları büyük olan saçlar; inada.
Sağa ve sola yatan saçlar; sabırsız, bir işi yarım bırakıp diğer işe geçen kişilere.
Dökülmüş ve seyrek saçlar; zihin karışıklığına. Kişinin hiçbir meziyeti olmamasına ve beden rahatsızlığından dolayı maddi zevklere fazla düşkünlüğe.
Not: Saçlar hakkında yazılmış olan görüşler orfinal saçlar içindir.

ALIN
Geniş bir alm; fedakar ve karşıdakinin ne yapmak istediğini anlamaya.
Alm kısmının kabarık olması; kuvvetli hafızaya.
Orta kısmının kabarık olması; değerlendirme gücü kuvvetli olmaya.
Alt kısmı kabarık olması; becerikliliğe, meslek ve sanata karşı hassasiyete.
Gayet ufak bir alın; geç anlamaya.
Yumru ve yüksek bir alın; zekaya, anlayışlı olmaya.
Yassı ve düz bir alın; kötülük yapmaya, sık sık hastalığa tutulmaya.
Ortası çukurlanmış bir alın; kanaatkarlığa, kendini beğenmişliğe.
Dar ve basık bir alın; inada, düşünmezliğe.
Dar alçak ve çıkıntılı bir alın; ulu orta atılganlığa. Uzun çukurlu alın; fena ahlaka, fikir azlığına.
Uzun bir alın ise; vesveseliğe, müşkülpesentlik ve intikama.
Dar ve sert bir alın; azim ve metanetle bir işi yapmaya.
Üstü çıkıntılı bir alm; uzak görüşlülüğe, ciddiyete ve terbiyeli olmaya.
Daima buruşuk bir alın; ilim adamlarında kemale ve çok düşünür bir mizaca.
Arkaya eğilimi olan bir alm; hayal kurmaya ve hayvani hislere düşkünlüğe.
Etli bir alm; cesaret ve hiddete.
Kabarık alınlar; hilekarlığa ve fesatlığa.
Genç yaşta oluşan ince çizgiler; intiba edilmeye.
Hem geniş hem de yüksek alm; vasat bir zekaya, sakarlığa.
Alçak ve fazlaca ileri taşmış bir alın sahsi gülümsemeden mahrum olmaya.

KAŞ
Koyu ve siyah kaş; genellikle iyi ahlaka.
Sık kaş; iyilikseverliğe, cimriliğe.
Dolgun, düz ve intizamı az olan kaşlar; hoşgörülü, soğukkanlı, kendi halinde olmaya.
Yumuşak ve seyrek kaşlar; hayalperestliğe.
İnce kaş; kibir ve gurura.
Kaim ve birbirinden ayrılmış kaşlar; zeka ve hassas bir kalbe.
Yay gibi kaşlar; nezaketli ve şeffaf kalbe.
Kaim ve gayri muntazam kaşlar; şiddet ve öfkeli bir tabiata, kötü huy ve ahlaka, ömrünün gam ve kederle geçmesine.
Sık ve yumuşak kaşlar; aklıselim, kuvvetli mahkeme gücüne sahip terbiye ve sadeliğe.
Kavisli yay gibi kaim telli kaşlar; cömertliğe, el açık, lığına, son derece iyi ahlaka, edebe ve akraba canlılığına.
Gözlere çok yakın olan kaşlar; çok anlayışlı ve kavrayış zekasına sahip olmaya.
Kısa ve birbirine karışmış kaşlar; sır saklamaya, hafıza kuvvetine.
Birbirinden uzak olan iki kısma ayrılan kaşlar; zekanın azlığına.
Çatık kaş; her şeyi kalbinden geçirip zehreden gibi görünmeye, kıskançlığa ve bazı kimselerde hiddet ve şiddete.
Kaş ortasında nihai doğru eksikliği; merhametsizliğe, korkaklığa, kendisinden zayıf olanlara zulmetmeye.
Sert ve dik kaşlar; mertliğe ve cesarete.
Uçları aşağı doğru eğilmiş kaşlar; yumuşak bir kalbe.
Uçları yukarı kalkık kaşlar; hafifmeşrepliğe ve kalbi zayıflığa.
Gözün üstünü örtecek kadar göze yakın kaş; ilim ve irfana.
Kaşları hilal gibi ince olanlar; hassas ve ince ruhlu insanlara.
GÖZKAPAKLARI
Kemerli gözkapağı; büyüklük taslayan bir yapıya.
Gözün üst kapağının mesafeli ve açık olması; edepsizliğe, hayasızlık, arsızlık ve oburluğa.
Kısa gözkapakları; ihtirasa ve cimriliğe.

KİRPİKLER
Gayet muntazam ve düzgün kirpikler; iyi ahlaka, iyilikseverliğe, anlayışa, akıl ve zekaya.
Sert ve gayri muntazam kirpikler; hiddette.

GÖZLER
Büyük gözler; zarafete ve hafifmeşrepliğe.
Küçük gözler; iffet ve müşkülpesentliğe.
Siyah gözler; hayra, söz dinler bir yapıya.
Ela gözler; ilme ve ciddiyete, sabır a, terbiyeye, sadık lığa ve sadakat.
Kumral gözler; cesarete.
Gayet açık ela gözler; düşüncedeki nezaket ve inceliğe.
Mavi gözler; hissizliğe, merhametsizliğe, lakaytlığa.
Yeşil gözler; şehvete ve hafif kırıcılığa.
Gayet açık mavi gözler; sanata eğilime, hayalperestliğe ve çabuk kanmaya.
Parlak gözler; zeka ve şehvete.
Güzel, gayet iri ve parlak gözler; zeka, edep ve terbiyeye.
Gayet iri ve şeffaf gözler; hırçınlığa ve hassaslığa. Küçük ve hassas gözler; faaliyet ve şiddete.
Gülen gözler; çok fazla iyilik yapmaya.
Gözbebeği gülen gözler; oynaklığa.
Baygın gözler; kalp ve yürek hırsızlığına.
Süzgün bakışlı gözler; şehvete ve az zekalığa. Yuvarlak gözler; kalp dinamikliğine.
İçine gömülmüş gözler; inat ve sebata.
Yumru gözler; çok hazla hassas olmaya.
Noktalı gözler; çok isabet etmeye ve dikkatliliğe.
Şaşı göz; uğursuzluğa eli eğriliğe.
Kirpik gözler; uğursuzluğa.
Fırlak gözler; cinnete, müsrüflüğe, inada.
Yere bakan gözler; yürek yakıcılığa.
Sabit bakışlı gözler; inada, hasete, fenalığa.
Aşağı bakan dalgın gözler; hayalperestliğe.
Kırmızı ve kanlı gözler; hiddet ve şiddete.
Yukarı bakan gözler; mütevazi bir yapıya.
Sönük gözler; korkaklığa.
Yarı kapalı karanlık görünüşlü gözler; hüzün ve kedere.
Göz karasının büyük olması; cesarete.

KULAKLAR
Büyük kulaklar; cehalet ve tembelliğe.
Mütevazi kulaklar; doğruluk ve metanete.
Küçük kulaklar; hassas bir ruha.
Mütevazi ve iyice kıvrılmış kulaklar; büyük bir zekaya, sağduyusu kuvvetli olmaya.
Kenarları gayrı muntazam kulaklar; düşünce ve mahkeme gücü azlığa.
Muntazam surette iyi kıvrılmış ve pembe renkli kulaklar; nazar almaya müsait olmaya.
Büyük yassı, ince kıvrımsız kulaklar; zeka noksanlığına, kabalığa ve cimriliğe.
Gayri muntazam şekilde rengi soluk kulaklar; iyi olmayan bir sağlığa ve zekanın sürekli düşmesine.
Kıvrımsız ve son derece yassı kulak; herkese yaptığı fenalıktan zevk almaya fikirsizliğe ve iktidarsızlığa.
Gayri muntazam yuvarlak kulaklar; beceriksizliğe akıl azlığına.
Kabarık gibi duran kulaklar; düşüncesizliğe.
İnce ve muntazam kıvrık olan yuvarlak ve dolgun kulaklar; orta zekaya.
Küçük çok pembe kulaklar; vasıfsız, şeytan gibi bir zekaya ve hilekarlığa.
Kafasından çok ayrı kıvrılmış kulaklar; gevezeliğe, hilekarlığa, ihanet ve sadakatsizliğe.
Uzun ve etli kulaklar; tembelliğe, kibir ve gurura, küstahlığa.

BURUN
Büyük burun; vesvese ve evhama, korkaklığa.
Kısa burun; çok korkaklığa.
Uzun burun; az anlayışlı olmaya, iyilikseverliğe.
Burun ucunun ağza yakın olması; inat ve ısrara.
Ufak güzel ve muntazam bir burun; iyi ahlaka ve orta bir hayat yaşamaya.
Yassı ve geniş burun; vesvese ve her şeyden mana çıkarmaya.
Gayet iri ve etli burun; gözaçlığma, oburluğa.
Burun kemiğinin ortasındaki kabarıklık; dirayetli olmaya, zeki ve iyi vicdanlı olmaya.
Gaga burun; fena huy ve ahlaka, cimriliğe, faaliyetsizliğe.
Burun ucunun iriliği ve yuvarlaklığı; iyi ahlaka.
Burun ucunun kırmızımtırak oluşu; ayyaşlığa ve eğlenceye düşkünlüğe.
Kırmızı burun; inatçılığa, budalalığa ve kabalığa.
Basık burun; ekseriyetle az zekaya, başkalarının sözüyle hareket etmeye.
Ucu tamamen yuvarlak burun; hassas kalbe, iyilikseverliğe.
Büyük ucu şişkin toprak burun; şefkat ve ilme.
Hafif yassı yarım dörtköşe burun; büyük zeka ve icat kabiliyetine.
Ucu yukarı kalkık burun; boşlaflığa, hayalperestliğe ve gurura. Burun derinliklerinin geniş olması son derece zihin sizliğe, dar burun kemiği ise itimatsızlığa, şüpheciliğe.
Bir ucundan diğer ucuna sivri görünen burun; maharet, hilekarlık ve ince fikre.
Kadınlarda burun kanatlarının açık olması; kahırlı bir hayata, zarafet ve hisse.
Gayet iri burun delikleri; şehvete düşkünlüğe.
Burun deliklerinin darlığı; göğüs hastalıklarına karşı hassasiyete.
Kolay açılıp kapanan burun; şehvetliğe,kolay kanan ve düzenliliğe.
Kapalı duran burun delikleri; gurura, yalnızlığa, talihsizliğe.

AĞIZ
Büyük ağız; fena ahlaka, yıldızı alçak olan merhametsiz kişiliğe.
Gayet muntazam ve güzel bir ağız; mükemmel bir kişiliğe, iyi niyete.
Küçük ağız; anlayışlı, iyi ahlaklı merhametli, hoşgörülü bir yapıya.
Mütevazi bir ağız; neşeye ve neşeli olmaya.
Eğri ağız; uğursuzluğa, talihsizliğe.
Çökük ağız; kedere.
Tam bitmemiş yarım ağız; zihin noksanlığına, hep işini yarım bırakmaya
Çok küçük bir ağız; hafif mizaca, yaramazlığa.
Çok geniş ağız; pis nefse ve boşboğazlılığa.
Büyük ve geniş ağız; oburluğa, laf ebeliğine ve yalancılığa.
Yarım gibi duran bir ağız; ağır ve kaba fikirliliğe. DUDAKLAR
Büyük dudak; erkeklerde zarafete, yüksek mevkilere düşkünlüğe.
Kaim ve iri dudaklar; kadınlarda şehvete, çabuk ka narlılığa, tembelliğe bazen de kabalığa.
İnce dudaklar; söz anlar ve zeki olmaya, aynı zamanda ketumluğa.
Çok ince dudaklar; bedbahtsızlığa, yani fenalık ister bir yapıya, diğer yandan da çok fazlı hırslı olmasına
Üst dudağın alt dudaktan büyük olması; sabır ve tahammüllü olmaya.
Alt dudağın büyük olması; oburluğa, şehvetliğe ve hayalperestliğe.
Kaim ve şiş gibi duran dudak; oburluğa, çok çabuk kandırılmaya.
Üst dudağın alt dudaktan daha içeri olması; sabırsızlığa ve çok çabuk kızmaya.
Üst dudağın alt dudaktan hafif ileri olması; iyi ahlâka.
İnce ve birbirine bitişik gibi duran dudaklar; inatçı ve kötü niyetli olması.
İnce dudak ve geniş ağız; çok kötü ve ahlaklı biri olduğuna.
Pek küçük dudaklar; gösterişe ve yüksek mevkilere düşkünlüğe.
Alt dudağın ortasında çatlak veya çukurlar; ivme ve nezakete.
Her iki dudağında mütevazi olması; ideal bir kişi olmaya ve ahlaka, aynı zamanda da ahlaksız olmaya.

DİŞLER
Küçük, kısa ve sağlam dişler; kendi kuruntuları ve fikirlerini sürekli mahkeme eden kişiler.
Uzun diş; hassas kalpli olanlar.
Parlak olmayan sarımtırak, düzgün ve sağlam dişler; insana yardımcı, iyiliği seven ve ahlaklı.
Üst dudağı geçen dişler; her işe burnunu sokan, menfaat düşkünü, kusur arayan.
Alt dudağı geçen dişler; cimrilik, kabalık, hilekar.
Üst dişin açık ve seyrekliği; sakin bir mizaca.
Sağlam ve az sivri dişler; uzun bir ömre, hararetli oluşa, obur ve hilekarlığa.
Geniş ve kaim dişler; dünyaya yalnız yemek yemek içiiı geldiğine.
Üst tarafı açık dişler; soğuk mizaçlı kişiliğe.
Gözüken ve düzgün diş; sadakat ve iyi ahlaka.
Önde ve üst sırada bulunan iki dişin iri olması; kıskançlığa.
Küçük ve sivri dişler; kötü kalbe ve kötü davranmaya.
Birbirinin üzerine binmiş dişler; inat ve ısrara, merhametsizliğe.
Sağlam ve iyi sıralanmış donuk renkli dişler; çalışkanlığa.
Seyrek diş; saadet ve mutluluğa.
Geniş ve beyaz diş; açık yürekli olmaya.
Kısa ve birbirinden ayrı diş; nezaketli, ince fikirli olmaya.
İri diş; inatlı olmaya.

DİL
Kaim ve sert dil; güvensizliğe.
Ağızda kolay hareket eden dil; iyi icatlar yapmaya. Uzun dil; budalalığa.
Kısa dil; zekaya ve azme.
Söz ağızdan çıkmadan sen söze hakimsin, söz ağızdan çıktıktan sonra söz sana hakim unutma!
SES
Kalın ses; bazen kuvvete, hiddet ve iyi huya.
Zayıf ses; kanaatkarsızlığa, her şeye itiraza.
Titrek ses; tembelliğe ve korkaklığa.
Tatlı ses; namus ve tedbirli olmaya.
İnce ve tane tane bir ses; şehvetperestliğe.

ÇENE
Dar çene; ihtirasa.
Çenenin boğaza doğru kaçık olması; fesat ve iyi ahlaklı olmamaya.
Sivri çene; hafif yapıya ve sevecenliğe Geniş ve kaim çene; inat, azim ve iradeye.

YÜZ
Büyük yüz; hamarat fakat dikkatsizliğe.
Küçük yüz; kibir, gurur ve hafifçe hilekarlığa.
Yumru yüz; hasete, çok bilmişliğe
Yassı yüz; sade olup çabuk kanarlılığa.
Zayıf yüz; hilekarlığa ve asabiyete.
Yumuşak yüz; hatırnazlığa, yumuşak kalpli ve merhamete.
Eti bol yüz; ahlaka, başkalarına yük olmamaya.
Sert yüz; merhametsiz, kalp kırıcı ve toksözlü.
Uzun yüz; yalancılık ve sahtekarlığa.
Geniş yüz; acı sözlere sahip olmaya.
Elmacık kemikleri görünen çukur yüz; ahmaklığa, korkaklığa, sağlıksızlıktan dolayı kabalığa.
Yuvarlak yüz; iyi ahlaka, düzenliliğe ve hoş görülüğe BENİZ
Beyaz beniz; sahibinin edep ve terbiyeli bir kimse olduğuna.
Beyaz ve ince beniz; çok iyi ahlaka, güzel şeyleri seven kimseye.
Esmer beniz; sevimliliğe, çalışkanlığa, bazı hallerde de hastalığa.
Sarı beniz; hastalığa, hırs ve hassasiyete.
Siyah ve bulanık beniz; hilekarlık, şefkatsizlik, merhametsizlik, hilebazlığa.
Kırmızı beniz; kaynayan coşan bir tabiata, şeytani düşünceye.
Solgun beniz; iyi ahlaka, iyi bir mizaca.

 

YANAKLAR
Dolgun yanaklar; durgun bir mizaca, soğukluk ve ihtirasa.
Dar ve zayıf yanak; kanaatkarlığa, ciddiyete.
Çok dar bir yanak; zeka azlığına, aynı zamanda iyi niyetliliğe.
Gözlere doğru şişkin yanaklar; hassasiyet ve şehvete, iyi niyetliliğe.
Zayıf ve kuru yanak; kıskançlık ve hafifmeşrepliğe ve vurdum duymazlığa.
Kadınlarda düz yanak; istek ve azme.

BENLER
Göz kapaklarının üzerinde olan benler; hassas bir mizaca.
Burun üzerinde olan ben; kendi çıkarlarına düşkünlüğe.
Çene üzerinde olan ben; aşk ve şehvetin bir arada olmasını istemeye.
Gözlerin alt kapağında olan benler; evhamlı, hasta bir ruha.
Sağ şakak üzerinde olan et beni; kararsızlığa.
Çene ile boyun arasında bulunan ben; mucizeliğe, havai şeylere düşkünlüğe.
Çeneye yakın bir ben; müsrifliğe.
Alında, şakak ve kulakta olan yassı ve sararmış ben ler; sürekli işini gücünü terk edip, başka işlerde uğraşan kişilere.
Alm üzeride ben; alnın sağ tarafındaki benler kuvvetli bir hafızaya. Bu tür insanlar diplomat olurlar.
Alında saçlara yakın benler; aşk oyunları ile meşgul olmayı seven bir kimseye.
Alnın sağında olan ben; sahibinin uzun ömürlü ve sıhhati olacağına.
Alnın solunda olan ben; dine düşkünlüğe, dini inancın fazlılığma.
Burun deliğine yakın ben; aşka düşkün bir mizaca.
İki kaş arasında ve sağda olan ben; aşkı seven, ticareti anlayan, hoş sohbetli, parlak bir istikbale.
Soldaki ben; daima mantıklı iş görebilen bir kişilere.
Göz etrafında olan ben; cana yakın, dost canlısı, şefkatli, açık bir kimselere.
Kulak üzerinde olan ben; başına buyruk bir mizaca, anne ve kardeşlerine uymaktan hoşlanmayan, toplum içinde bulunmayan kişilere.
Dudak kenarında ben; iyi yemek, eğlence iyi yaşamak ve rahatlığına düşkünlüğe.
Sağ yanakta ben; zeki, fikir icadına sahip, tuttuğunu koparan, eli sıkı kişilere.
Sol yanakta ben; ateşli, ihtiraslı, eli açık, evlilikte zor mutlu olan, dış görünüşünden daha hassas olan kişilere.
Göz üzerinde ben; parlak, sürekli değişken, toplum kurallarına uymayan, yalnızlığı ve macerayı seven kişilere. Bu kişiler, sanat, edebiyat ve ilim sahasında başarılıdırlar.

 

 

GÜLMEK
Çok gülmek; hayırsızlığa, az akla, sır saklamamaya.
Güleryüz; herkes tarafından sevilmeye.
Dişlerini göstermeden gülme; sır saklamaya ve iyi mizaca.
Gülerken üst dudağı dişlerini gösterecek kadar a çan; geveze bir tabiata, sır saklamamaya.
Kadınlarda ince bir kahkaha; şevhetperest, çok fazla gereksiz istekliğe ve hasetliğe.

 

SAKAL
Siyah ve seyrek sakal; zeka ve vesveseye.
Sarı sakal; cesarete ve cüretkarlığa.
Değirmi sakal; sahibinin erbabı iyi huylu ve sağlam.
Uzun ve sık sakal; ahmaklığa, hünersizliğe, boşboğazlığa.
Köşeli sakal; bazen hileye ve pisgözlülüğe.

 

BOYUN
Uzun ve muntazam boyun; azimsizliğe.
Zayıf ve dik boyun; iftiraya ve karşı tarafın mutsuzluğundan hoşnut olmaya.
Zayıf ve sert damarları çıkmış boyun; karşı tarafın fikrini sürekli tenkit eden, itiraza meyilli, fena huylarla dikkat çekmeye.
Uzun ve zayıf boyun; kendini beğenmişlerde bulunur.
Yağlı ve şişman boyun; şehvet düşkünlüğü ve hazımsızlığa.
Kısa ve geniş boyun; kötü ahlaka ve hayvani kuvvete.
Zayıf ve kısa boyun; sabır ve sebata, sır saklamaya.
Yuvarlak ve muntazam boyun; halim, selim kişiliğe.
Uzun boyun; az anlayışlı olmaya.
Kısa boyun; çok hilekarlığa, şefkatsiz ve merhametsizliğe.
Kaim boyun; oburluğa ve boş konuşmaya.
Gayet kısa boyun; çok dikkatli ve güvenilirliğe.
Dik boyun; gurura.
İçeri kaçık boyun; korkaklığa.
Kaim ense; gevezeliğe, oburluğa, şehvetperestliğe. Katmerli ense; müfrit ve iktidara.

 

 

OMUZLAR
Sivri omuz; fenalık ve hırsızlığa eğim ve sahtekarlığa.
Kısa omuz; hastalıklı bir yapıya.
Eğri omuz; eğri işler işlemeye.
Düşük omuz; rezalet ve kötü hayalperestliğe.
Kalın ve dolgun omuzlar; kuvvetli bir vücuda, sıhhatli bir bünyeye.
Değirmi omuz; ince fikre ve bedenini güzel kullanmaya.
KOLLAR
Uzun kollar; iyi ahlaka.
Kısa kollar; iftiraca olmaya.

 

ELLER
Düzgün el; bütün işlerde akıl ve muhakeme ile hareket etmeye.
Vücuda göre büyük el; maharet, hırs, kanaatkar ve hilekarlığa.
Kısa el; fena fikirliliğe ve kötü göze.
Uzun el; hilekarlığa, lüzumlu lüzumsuz her şeye burun sokmaya, vesveseye.
Avucu uzun, parmakları kısa ve kaim el; tembelliğe, ihmalciliğe ve lakaytlığa.
Çok dar kadın eli; zor doğum yapmaya.
Tombul ve biçimli eller; iyi huya, güzele ve sağlığa.
Zayıf ve biçimsiz eller; kötü huyluluğa, cimriliğe, kavgacılık, geçimsizliğe ve sağlıksızlığa.
Çirkin ve pürüzsüz bir el; kendine mahsus bir hayat yaşamaya.
Uzun ince ve kuru eller; uğursuz bir kimse olmaya.
Kısa ve ince eller; hissizliğe, gevezeliğe ve oburluğa.
Üstü kabarık el; az çalışarak çok kazanma merakı, para ve hesap işlerinde ideal olmaya.
Yumuşak biraz buruşuk eller; iyilik yaparken karşılık beklemeye.
Sert ve buruşuk el; kavgacı bir tabiata.
Beyaz ince parmaklı el; ince yapılı, hassas bedene. Kırmızı eller; kanlı canlı bir yapıya ve ince hisse.