Genel

Sağlık Belirleyicileri

Sağlık Sorularının Kapsamı
Zamammızda, hastalığın teşhisi, ne olduğunun tespiti ile tedavisi doktorun işidir. Taroloğa ise hastalığın, varlığı, ciddiyeti, süresi ve iyileşmesi konularmda teşhis ve tedavi ile ilgili olmayan genel sorular sorulabilir. Bir kişinin hasta olup olmadığı, hastalığın ciddiyeti önemli bir şey olup olmadığı, hastalığın ne kadar zaman alacağı, tam bir iyileşme olup olamayacağı gibi sorular olabilir.

 

 
Sağlıkla ilgili sorularm içinde ölüm ile ilgili olanları, en kritik sorular olup cevap verirken çok dikkatli davranmalıdır. Ölüm ile ilgili sorulara cevap verilmemesi üzerine prensip kararı alınabilir. Tarolog yeterli bilgi ve tecrübesi yoksa bu tip sorulara cevap vermemelidir. Uzman olsa bile yine cevap verip vermeme kararım, enine boyuna iyice düşünerek, sonuçta toplum ve kişi huzurunun bozulmaması, bir fayda sağlanması gibi ahlaki ölçülere göre oluşturmalıdır.

 

 
Aşağıdaki örnekte danışan kanser olan ve çeşitli tedaviler görmekte olan arkadaşı için herhangi bir iyileşme ümidi olup olmadığı konusunda taroloğa damşmaktadır. Horoskop açılımında
1.    Evde Kupaların kralı
4.    Evde Kılıçların üçlüsü
5.    Evde Asaların dörtlüsü
6.    Evde Kupaların beşlisi
10.    Evde Tılsımların altılısı
11.    Evde kılıçların sekizlisi
kartlan görünmektedir. Hasta olan damşamn arkadaşı olduğundan, 11. Ev 01. ev olacak şekilde horoskop döndürüldüğünde
1.    Evdeki Kılıçların sekizlisi hastayı
06. Evdeki Kılıçların üçlüsü sağlık durumunu
08. Evdeki Kupaların beşlisi de ölüm durumunu
12.    Evdeki Tılsımların altılısı hastane durumunu belirlemektedir.

 

 
Hasta 01. evdeki kılıçların sekizlisi ile temsil edilmekte. Bu hastamn kaçışı olmayan bir duruma düştüğünü göstermekte. Kart merkür ve ikizler burcu ile eşleştiği için hastamn zihinsel olarak aktif durumda olduğunu da göstermekte. 06. Evde görünen Kılıçların üçlüsü çok üzücü bir hastalığa işaret etmekte. Bu kart kova burcu ve satürn ile eşleşmekte. Soru ölümle ilgili olduğu için 08. evdeki kupalarm beşlisi ölümle ilgili durumu belirlemekte. Bu şanssız ve üzüntü dolu ölümü destekleyen bir kart. Bu kart da akrep burcu ve mars ile eşleşmekte. Ölümve hastalık konularının mars ve satürn veya küçük ve büyük şeytan ile eşleşmesi ölümcül sonun belirgin işaretleri. Ayrıca hasta hava, ölüm su ile belirlenmekte. Bu uyumsuz enerjiler de ölüme işaret etmekte.

 

 
Horoskop açılımında büyük ve küçük meleklerin, yani jüpiter ve venüsün yardımlarının olup olmadığı, güneş ve aym hastayı hayat enerjileri ile besleyip beslemediği de araştırılmalı. Bunun için horoskop açılımında herhangi bir evde bu planetlerle ilgili kartlarm çıkıp çıkmadığına bakılmalı. Bu örnekte Jüpiter 07., güneş ise 12. evde görünmekte. 07. Evde görünen asaların dörtlüsü jüpitere ve yay burcuna işaret etmekte. Hasta yayın zıttı ikizler ile temsil edildiğinden bu yardımcı enerjilerin hastadan uzaklaştığım göstermekte. 12. Evde görünen tılsımların altılısı güneşe ve aslan burcuna işaret etmekte. Hastaneye kapatılmış tükenen bir hayat enerjisini göstermekte. Topraksı bir kart olması, hava ile temsil edilen hastaya bir yardımının olmayacağının işareti.
Durumu saatler astrolojisi kurallarına göre değerlendirilen hastamn, altı ay kadar sonra vefat ettiği görülmüştür.

Fal bakma.gen.tr ile bilgilendirici makalelere devam edicez.

 

 

 

Ortalama Yerel Saat Ayarı

“Planet saatleri tablosu kullanılmadan önce duvardaki saat zamam veya yerel zaman (LT) gerçek zaman olan ortalama yerel zamana (LMT) dönüştürülmelidir.

 

 
Yerküre üzerinde bulunulan noktadan gökyüzüne bakarken doğan yükselen ve batan güneşe göre tarif edilen zamana o yerin ortalama zamanı (LMT=Local Mean Time) denilir. Evdeki koldaki saatler bu zamana göre değildir. O zaman heryerde saatler farklı olurdu. Bu nedenle kolaylık olması için belli bir bölge veya ülke için ortalama bir zaman kabul edilerek o bölgede veya ülkedeki bütün saatler ay m gösterilmektedir. Örneğin Türkiye saati 30 derece doğu boylamına göre ayarlanmıştır.

 

 

Buna standart boylam denilebilir. Greenwich doğusuna doğru 30 derece boylam 30×4 dk=120 dk veya 2 saat fark eder. Türkiye’de duvar saati 15. 00 iken Greenwich’de 13.00’tür.
Duvar saatine baktıktan sonra bir yerin gerçek ortalama zamanım bulmak için, bölge saatinin ayarlandığı bu standart boylam ile bulunulan noktamn boylamı arasındaki derece cinsinden farkı 4 dakika ile çarpıp bulunan zaman farkı duvar saatine(LT) + veya  olarak ilave edilmelidir. Bulunulan yer standart boylamın doğusunda ise zaman ilerlemiş olacağından bu fark duvar saatine ilave edilmelidir. Batısında ise zaman daha oluşmadığından çıkarılmalıdır.

 

 
Ankara’nın boylamı 32.50 doğu veya 30 derece standart doğu boylamına göre 2 derece 50 dakika daha doğuda olduğundan Ankara ortalama zamam standart boylam zamanına göre (2+50/60) x4=ll dakika fazla olmalıdır.
Ankara’da duvar saati 15.00 ise yerel ortalama saat 15.11’dir. İstanbul’un boylamı ise 28.57 doğu veya 30 derece standart doğu boylamına göre 1 derece 3 dakika daha batıda olduğundan İstanbul ortalama zamam standart boylam zamanına göre (1+3/ 60)x4= 4 dakika az olmalıdır. İstanbul’da duvar saati 15.00 ise yerel ortalama zaman 14.56’dır.

 

 
Yaz saati veya benzeri bir uygulama varsa bu saat farkı duvar saatinden çıkarılmalıdır. Yaz saati varsa Ankara’da duvar saati 15.00 iken, Ankara boylamında gerçek ortalama zaman 15.11 01.00=14.irdir. İstanbul’da ise 14.5601.00=13.56’dır.
Sonuç olarak Türkiye’de saat 15. 00 iken, planet saatleri tablosundan, Ankara’da bulunuluyor ise 14.11’e, İstanbul’da bulunuluyor ise 13.56’ya bakılmalıdır”Fal bakma.gen.tr ile bilgilendirici makalelere devam edicez.

Saat Dilimi Hesabı

“Duvar saatine bakıldığında, güneş doğumundan itibaren kaçıncı saat diliminde bulunulduğunu hesaplamak için aşağıdaki kısa yöntem uygulanabilir. Eğer yaz saati veya başka bir saat farkı yaratan uygulama var ise bu farklar çıkarılarak standart saate veya memleket saat ayrına göre duvar saati değerine ulaşılır. Örneğin 10 Eylül 2000 de İstanbul’da duvar saati 14. 50 ise, yaz saati uygulaması olduğundan bir saat çıkarılırsa standart zaman 13.    50 dir. Bu 30 derece boylama göre Türkiye için oluşturulmuş duvar saatidir.
İstanbul ‘büyük olduğu için boylamı yaklaşık ortalama 29 derece alınırsa, 30 derece boylama göre ortalama gerçek zaman 4 dakika geridedir. 13. 50 den 4 dakika düşülerek, bulunan 13. 46 değeri ortalama zamandır. 10. Eylül 2000 de duvar saati 14. 50 iken güneş doğuşu ortalama zaman tablosundaki değerler ile aym bazda olan değer 13. 46 dır.

 
Güneş Ortalama Doğuş Zamanları ‘m gösteren tablo aşağıda sunulmaktadır. Buna göre Güneş 41 derece enlemli yerlerde 8 Eylülde 05.33,15 Eylül de ise 05.39 da doğmaktadır. Bu değer 10 eylül için doğrusal orantı ile 05. 35 alınabilir. 13.46 Değeri güneş doğuş noktasmdan itibaren 13.4605.35=08.11 dilim veya 9. saat dilimindedir.”

 
Planet ve Burç Saatlerinin Bulunması
” Haftanın her günü bir planetin yönetimindedir.
Pazar    Güneş’in,
Pazartesi    Ay’ın,
Salı    Mars’ın,
Çarşamba    Merkür’ün,
Perşembe    Jüpiter’in,
Cuma    Venüs’ün
Cumartesi    Satürn’ün
yönetiminde olup, güneş doğuşundan itibaren yaklaşık bir saatlik ilk dilimi yöneten planet ile, o günü yöneten planet aynıdır. Örneğin perşembe günü jüpiter yönetiminde olup, perşembe günü güneş doğuşundan itibaren ilk saati de jüpiter yönetir. Planetler hızlarına göre en yavaşmdan başlamak üzere
Satürn
Jüpiter
Mars
Güneş
Venüs
Merkür
Ay
şeklinde sıralanırlar. Örneğin bu sıraya göre güneş doğuşundan itibaren ilk dilim jüpiterin ise ikinci dilim marsın, üçüncü dilim güneşin dördüncü dilim venüsün vs şeklinde 24 saatin yöneticileri belirlenir. Bu hesaba göre pazar günü sabah üçüncü dilim merkür saatidir. Cumartesi günü ilk dilim satürnün ikinci dilim ise jüpiterin kontrolundadır.

 
Güneş doğuşundan itibaren yaklaşık bir saatlik ilk dilimi yöneten burç içinde bulunulan güneş burcu ile aynıdır. Örneğin 15 şubatta güneş kova burcunda olduğundan ilk dilimin yönetici burcu kovadır. İkinci üçüncü ve diğer dilimlerin yönetici burçları da bilinen burç sıralamasına göre bulunur. Örneğin 15 Şubatta ilk dilim kova ise İkincisi balık üçüncüsü koç burcu yönetimindedir. Gün 20 mayıs ise ilk dilimin yöneticisi boğa, İkincisi ikizler vs şeklinde sıralanırlar.

 

 

5 mayıs da da burç sıralaması aynı olup ilk dilim boğanındır.
Böylece güneş doğuşundan itibaren 24 adet herbir dilim bir planet ve bir burç yönetimindedir. Örneğin 2000 yılında isek, 15 Şubat günü salı olup, ilk dilim mars planetinin ve kova burcunun yönetimindedir. Bu şekilde 24 dilimin yönetici planetleri ve burçları sıralanırlar. Fal bakma gen.tr sundu…

ALTAR FORMU

ALTAR FORMU
Altar kelimesi mihrap anlamına gelmekte olup, burada üzerinde okült çalışmanın yapılacağı küp şeklindeki masa için kullanılacaktır. Küp şekli hava, ateş ve su alanlarından yansıyan enerjileri toplayıcı bir şekil olarak düşünülmektedir. Aşağıda altarm hazırlanmasıyla ilgili gerekli malzemeler anlatılmaktadır. Altar için var ise özel bir oda tahsis edilebilir ve çalışma için standart bir fon müziği hazırlanabilir. Pamuklu kumaş, ipek, metal, ahşap, kristal, cam, taş gibi malzemeler suda yıkanabilir. Aşağıda kağıt gibi özel sıvı ile yıkanamayan malzemeler gösterilmektedir.
•    Elektronik müzik setiAlet ve müzik kontrol ünitesi
•    Çalışma fon müziğini içeren kayıt Kaset CD vs.
•    80x80x80 cm veya daha büyük küp şeklinde ahşap bir masa
•    140×140 cm ölçülerinde üstü astrolojik semboller ile süslü olabilen siyah masa bir örtüsü
•    Mabed şamdanı için büyük beyaz mum
•    İki Sandalye Biri altın sarı diğeri mor renkli olabilir
•    Yaklaşık 10 cm çaplı şamdan altlığı biri beyaz diğeri siyah iki ahşap tabak
•    Altar şamdanları için biri beyaz diğeri siyah ince uzun iki mum
•    Tütsü Danışma konusu ile ilgili planet tütsüsü olabilir
•    Kaya veya deniz tuzu
•    Güzel kokulu taze çiçekler (Venüs Menekşe, kırmızı gül, leylak, manolya, lale, siklamen, Girit otu)
•    Bitter çikolata
•    Elma Sirkesi
Aşağıda ise özel sıvı ile yıkanabilecek malzemeler gösterilmektedir.
•    Altın sarısı renkli yere koyulacak büyük mabed şamdanı
•    60×60 cm siyah veya mor ipek
•    İki büyük gümüş şamdan (beyaz diğeri siyah renkli ahşap olabilir)
•    Pirinç Tütsülük Ateş
•    KamaHava
•    Gümüş KupaSu
•    Kristal kül tabağıToprak
Altar Malzemelerinin Temizlenmesi, Arındırılması


Malzemelerin üzerinde dokunan kişilerin tesirleri kalmaktadır. Bu nedenle malzemeler mümkün olduğunca kullanılmamış olmalıdır. Kağıt gibi yıkanamayan malzemelerde yeni satın alınmış olması yeterlidir. Yıkanabilir malzemeler de ise malzemelerin görünen ve görünmeyen yüzleri bir cins temizlenme işlemine tabi tutulmalıdır.

 
Malzemelerin görünen yüzleri yaşadığımız toprak alemindeki yansımalarıdır. Toprak alanındaki görünen malzemenin su ateş ve hava alanlarmda karşıtları vardır. Bunlar aura esir astral gibi değişik isimler alabilirler. Bir para su ile yıkansa da karşıtları üzerinde ki tesirler kalır. Bu tesirler den arındırma, sterilizasyon, vaftiz gibi işlemlerle yapılabilir.

 
Bu malzemeleri hızlı bir şekilde temizlemek için şu yöntem uygulanabilir. Temiz bir cam kabı, bir litre ılık suyla doldurup içine iki çorba kaşığı deniz tuzuyla birlikte iki çorba kaşığı da elma sirkesi koyun. Karıştırarak tuzu iyice eritin. Karıştırdıkça bu suyun içine koyulan malzemeleri kötü bütün tesirlerden arındıracağını düşünün. Sonra temizlenecek bir kristali veya malzemeyi suya koyarak on dakika bekletin ve soğuk suyla durulayın. Bu su sirke ve tuz miktarları bir kristal içindir. Malzeme büyüklüğüne göre bu malzeme miktarları aym oranda arttırılmalıdır.

 
Temizlenme işleminden sonra kullanılmış olan su başka bir temizleme için kesinlikle kullanılmamalıdır. Bunlarda pis malzeme artıkları ve sinmiş tesirler vardır. Bunları yok etmek için su evden uzak toprak bir alana veya tuzlu denize dökülebilir.
Altar olarak kullanılacak olan çalışma masasımn bulunacağı odada bazı düzenlemeler yapılmalıdır. Oda her zaman temizlenen ve mümkünse sadece çalışma için kullanılacak kapalı özel bir oda olmalıdır. Odada gerekli ışık düzeni organize edilmelidir. Elektronik yaym yapan müzik seti ve hopörlörler altardan uzakta olmalıdır. Çalışma sırasında kullanılacak özel bir müzik kaydı hazırlanmalı ve müzik kontrol ünitesi altarm kuzey batı köşesine çalışma sırasında kolayca ulaşılabilecek uygun bir yere koyulmalıdır. Çalışma sırasındaki duygusal ortamm dolayısıyla OD enerjisinin arttırılması için müziğe ilave olarak, taze çiçekler ile yenecek bir çukulata yine altarm kuzey batı köşesinde uygun bir yere koyulabilir.

 
Altar olarak mümkün olduğu kadar petrol orijinli maddelerden uzak doğaya yakın kök boya ile boyanmış, küp şeklinde 80x80x80 cm ölçülerinde ahşap bir masa, üstüne astrolojik sem bolerle süslü siyah koton bir örtü örtülerek çalışma odasının uygun bir yerine koyulabilir. Altarm doğu yönünde altardan uzak orta noktaya tanrının ışığım simgeleyen mabed şamdanı, altarm doğu tarafındaki orta noktaya danışanın batı tarafındaki orta noktaya da maginin oturacağı sandalyeler koyulmalıdır.
Siyah veya mor 60x60cm ölçülerindeki ipek örtü altarm ortasına serilebilir.

 
Mabed sütunları temsil eden iki büyük şamdan ipek örtünün doğu yönündeki köşelere koyulup, kuzey doğudakine siyah güney doğudakine de beyaz mum koyulmalıdır. Mum akıntısını önlemek için, kuzey doğudaki şamdamn altına siyah diğerinin altına da beyaz renkli ahşap tabaklar koyulmalıdır.

 
Güney yönüne ipeğin dışına ateşin sembolü olan tütsülük içinde tütsü ile yanına da doğudaki havamn sembolü olan kama koyulmalıdır. Aynı şekilde kuzey yönüne ipeğin dışına toprağm sembolü olan kristal tabak içinde kaya tuzu ile, yanma da suyun sembolü olan gümüş kupa içinde temiz su koyulmalıdır. Akışın hava ateş su toprak sıralamasında olduğu hatırlanmalıdır.
Altar aşağıda gösterilen şemalara uygun olarak hazırlanmalıdır. Fal bakma gen.tr sundu…

 

Güneş Doğuşu Ortalama Zamanları

“Aşağıdaki tablo Naval Observatory, Washington D. C., U. S. A. tarafından hazırlanarak ABD hükümetince yaymlanan Nautical Almanac’taki ortalama zaman (Mean Time=MT) esasına göre düzenlenmiştir. (K10, 56). Bu tablodaki bir değer yeryüzünün bütün boylamlarda aym olan gerçek güneş doğuş saatini gösterir. Güneş doğuş zamam sadece enlem ile belli bir ay ve güne göre değişmektedir. Örneğin İstanbul’un enlemi 41 dereceye yakındır. O halde 01 Şubat’ta güneş doğuşu için ortalama zaman sabah 7. ll’dir. 08 Şubat’ta 7. 04,15 Şubat’ta ise 6. 56’dır.

 

 
Bunlar ortalama zaman (Mean Time) olup duvardaki saat (Clock Time) değerine ulaşmak için önce, yaz saati uygulaması var ise bu tablodaki değerlere bir saat ilave edilmelidir.

 

 
Duvar saati değerini bulmak için ikinci bir ayar daha gereklidir. Örneğin Türkiye için Memleket saat ayarı 30 derece boylama göredir. Yani Türkiye’nin her bir boylamında, 30 derece boylamındaki saat uygulanır. Duvar saatleri buna göre ayarlıdır. Oysa güneş, 29 derece boylamlı bir şehirde, 30 derece boylamlı bir yere nazaran daha batıda olduğundan 4 dakika sonra doğacaktır. 30 Derecece boylamın batısında veya doğusunda olan yerlerde bir zaman farkı olmalıdır. İstanbul 28 derece 57 dakika doğu boylamında olup, 30’a göre 1 derece 3 dakika veya 63 / 60=1.05 derece daha batıda olduğundan 1.05 x 4 dakika=4.2 dakika bu değerlere eklenmelidir. İstanbul enlemi 41 alınırsa 1 Ocakta güneş doğuşu duvar saatinde 7. 25+4=7. 29 olarak görünmelidir.

 

 
Aradaki değerler doğrusal bir bölme çarpma işlemi ile bulunabilir. Örneğin 35 nolu enlem değerleri, 31 enlem değerlerine 41 ile 31. enlem değerleri arasındaki farkın (3531)/(4131)=0.    40’nın ilavesi ile bulunabilir. 5 ocaktaki bir değer de 1 ile 8 ocaktaki değerler üzerinden aynı şekilde hesaplanabilir. Sonuçta hata payı yaklaşık +  3 dakikadan fazla olmayacaktır. Aym tablo Güney yarım küre için de kullanılabilir. Ancak tablodaki ay ve günlere 6 ay ilave edilmelidir. Örneğin güney yarım kürede 31 enlemli bir noktada, 1 Temmuzda güneş 6. 58 de doğmaktadır. 1 ocak değerleri, 1 Temmuz değerleri gibi alınmalıdır.”

 
PLANET SAATLERİ Güneş Doğuşu Ortalama Zamanları (Saat ve Dakikalar)

 
Kuzey Enlemleri (Derece)
Aylar Günler    31    41    51
Ocak 0107    6. 58    7. 25    8.04
0815    6. 59    7. 25    8.03
1623    6. 59    7.23    7. 57
2431    6. 57    7.19    7.49
Şubat 0107    6. 52    7.11    7. 38
0814    6. 48    7.04    7. 27
1521    6.42    6. 56    7.14
2229    6. 35    6. 46    7. 01
Mart 0107    6. 28    6.35    6.46
0815    6.19    6.24    6. 31
1623    6. 09    6.12    6.13
2431    6. 00    5. 58    5. 55
Nisan 0107    5. 50    5.44    5. 37
0814    5. 41    5. 33    5.22
1522    5. 33    5. 22    5. 06
2330    5. 23    5.09    4. 50
Mayıs 0107    5.16    4. 59    4.34
0815    5.10    4. 50    4.22
1623    5.04    4. 41    4.09
2431    5. 00    4. 35    3. 58
Haziran 0107    4. 58    4. 31    3. 51
0814    4. 55    4. 29    3. 46
1522    4.55    4. 26    3.44
2330    4. 57    4. 28    3.46
Temmuz 0107    4. 59    4. 31    3.49
0815    5.03    4. 35    3.54
1623    5. 07    4. 41    4.02
2431    5.11    4. 47    4.13
Ağustos 0107    5.16    4.55    4.16
0815    5. 20    5.02    4.34
1623    5. 26    5.10    4. 47
2431    5. 31    5.17    4.59

Kuzey Enlemleri (Derece)
Aylar    Günler    31    41    51
Eylül    0107    5. 36    5.26    5.12
0814    5. 39    5. 33    5.23
1522    5.44    5. 39    5.34
2330    5. 48    5. 48    5. 46
Ekim    0107    5.53    5. 56    6. 00
0815    5. 58    6.03    6.11
1623    6.03    6.12    6.24
2431    6.09    6. 21    6. 38
Kasım    0107    6.12    6. 31    6. 51
0814    6. 21    6. 38    7.04
1522    6.26    6. 47    7.16
2330    6. 34    6. 56    7. 29
Aralık    0107    6.40    7.05    7. 41
0815    6. 46    7.12    7. 50
1623    6. 51    7.18    7. 57
2431    6. 55    7. 23    8. 02

 

Altarın fiziksel Toprak planı

Altar formunun ın EKLERKISA KORUNMA ÇEMBERİ (Banishing Ritual of Lesser Pentagram ) ile EKLERENERJİ TOPLAMA(Middle Pillar Exercise) kısımlarında anlatılan kaba listik formasyonlarla benzerlik içinde bulunduğuna ve OD ve OB akışına dikkat edilmelidir.
Konsantrasyon, kontamplasyon ve meditasyon zihnin içinde bulunduğu birbirinden farklı üç halidir.

 
Konsantrasyon objektif olup, dikkatin algılama yolu ile gelen dış uyarıcılar üzerinde toplanmasıdır. Bilincin tek bir imaj, fikir veya his üzerine toplanması bu hali yaratır. Dikkatle yapılan bir okuma dinleme vs faaliyetinde bilinç algılama organları aracılığı ile gelen titreşimler üzerinde toplanmıştır. Konsantrasyon aktif bir hal olup iradenin kullanılmasını gerektirir ve derin nefes çekme ile gelişir. Konsantrasyon halinde fizyolojik seviyede beyin beta dalgaları yayınlar, ve hipofiz bezinin faaliyeti artar.

 

 

Konsantrasyon ile tranz ve self hipnoz hallerine girilebilir. Konsantrasyonda varlıkla bilinçsiz bir birleşme vardır. İzlenimler veya imajlar farkında olunmaksızın bilincin derin seviyelerine ulaşır. Bireyselden evrensele bilinç aktarımı vardır.

 
Kontamplasyon ise sübjektif olup dikkatin içteki mantık hatırlama ve imajinasyon faaliyetlerinin üzerinde toplanmasıdır. Kontamplasyon da aktif bir faaliyet olup iradenin kullanımını gerektirir.

Meditasyon

Meditasyon ise ne objektif ne de sübjektiftir. Amaç dikkatin hiçbir şey üzerinde toplanmamasıdır. Meditasyonda dikkat ne konsantrasyonda olduğu gibi dıştan gelen bir uyarıcı, ne de kon tamplasyonda olduğu gibi hatırlama, mantık ve imajinasyon sonucu oluşan düşünce zincirleri üzerinde toplanmaktadır.

 

 
Bilincin değişimi konusunda bir çaba var ise de bu hiçbir beklenti olmaksızın sadece ne olacağı beklenerek yapılan bir çalışmadır. Meditasyon hali derin nefes vermeler ile gelişir. Meditasyon halinde fizyolojik seviyede beyin alfa dalgaları yayınlar ve hormon bezi faaliyetleri artar. İzlenimler farkedilerek bilincin derin seviyelerine ulaşılır. Meditasyon ile kişi dış dünya ilişkisini durdurur ve kendi içinden ve dışından sezgisel şekilde gelen izlenimleri yakalamaya çalışır. Bilginin bu şekilde elde edilmesi yönteminde de meditasyomn amacı olan bilincin derin seviyelerine ulaşma ve varlıkla birleşme düşüncesi yatar.

 

 
Meditasyon kelimesinini orijinal karşıtı, bhavanadır. Bu zihinsel seviyede kültür, gelişim ve evrim demektir. Amacı zihni, ihtirasa dönüşmüş istek, nefret, üzüntü huzursuzluk gibi rahatsız edici olumsuz hallerden temizleyerek, zihinsel enerjinin artması ve konsantrasyon, farkmdalık, irade, analiz, zeka, güven, neşe, huzur gibi üstün zihin kalitelerinin geliştirilmesi ile en yüksek hikmete ulaşmaktır. Meditasyon tek başma bir yaşam sanatı, metafizik inançlar ve bilinci değiştirici uygulamalar dizisi haline dönüşebilir.
Zihin her algılamayı bir kelime ile birleştirmeye alışmıştır.

 

 

Lisan ile algılamalar kelimelere dönüşmektedir. Bu işlem algılama, hissetme ve kelimeye dönüştürme olarak üç safhada devamlı oluşmaktadır. Zihin her yeni algılamada eski kelimeleri tekrarlar. Bir kelimeden diğerine atlayarak bir kelimede odaklaşır. Oysa yaşam hiçbir zaman tekrarlanmamaktadır. Yeni açan bir güle gül denildiğinde, eski anılar canlanır. Oysa şartlar geçmişe göre değişmiştir. Yeni açan bu gül de başka bir gül olmalıdır. Böylece zihin gerçeği saptırmış olur. Gerçek gül ile zihindeki gül farklıdır. İşte bu şekilde kelimeler, gerçek ile insan arasmda engel oluşturmaya başlarlar.

 

 

Artık algılama hissetme ve kelimeye dönüştürme işlemi, kısa devre yaparak algılama ve kelimeye dönüştürme olarak tezahür etmektedir. Algılama ile kelimeleştirme arasındaki gerçek farkındalık hissetme hali yok olur. Bu algılamada gerçeği tam olarak farketme, tam bilinç hali yoktur.  Meditasyon algılamanın zihinde kelimelerle ifade bulmadığı, kelimelerin olmadığı, anların yaşandığı bir haldir. Algılanan ile kelime arasındaki boşluğun yaşanması hissedilmesidir. Algılanan ile algılayanın karşılaşmasıdır. Bu varlıkla bir olma, gerçeğin fark edilmesi halidir.

 

 

Normal olarak birşey bizden ayrı ise onun farkına varabiliriz. Algılanan ile algılayanın birleşmesi halinde bilinçsizlik oluşur. İnsanın kendini tamamen unutarak yapılan bir şeyin içinde kaybolması halinde işte böyle bir birleşme söz konusudur. Bir konuşmacı kendini unuttuğu anda en iyi halindedir… Ortaya çıkan nutka kendisi de şaşabilir. Evrensel zihin alanının bireysel zihin kanalı ile tezahürü gerçekleşmiştir. Yaratıcılığa yönelik bütün büyük spritüel, entellektüel, sanatsal işler yaratıcısının kendiği tamamen kaybettiği anlarda yapılmıştır. Bu anlaşılabilen bir olaydır. Oysa meditasyonda algılayan ile algılananın bilinç kaybolmadan birleşmesi söz konusu olup anlaşılması zordur. Var olanla bilinçli bir birleşme oluşmaktadır.

Meditasyon Tekniği

Meditasyon Tekniği

 
Meditasyon tekniği kelimelerin olmadığı anların yaşanmasına izin verme temeline dayanır. İki kelime arasmda daima bir boşluk vardır. Bu boşlukta sessizlik, huzur ve bilinç yaratıcı özellik bulunur. Kelimeler hızla aktıklarından bu boşluklar hiç farke dilmezler. Bu boşluğa dikkat edilmeli ve o hissedilmelidir. Amaç bu boşlukla birleşmektir. Oysa zihin kelimelerle birleşerek onlara takılır ve hızla hareket ederek onlar arasmda kaybolur. Eğer sadece kelimelerin akışı gözlenir, sıra sıra nasıl aktıklarına dikkat edilirse, zihin akıntının dışında tutulmuş olacak ve akıntıya kapılmaktan kurtulacaktır.

 

 

Zihin kelimeleri seyrettikçe onları fark ettikçe hızı yavaşlar, hızı yavaşladıkça da fark edişi artar ve kelimelerin arasındaki boşluğu görür, hisseder. Fal bak O zaman zihin kelimelerden ayrılmış, boşluğa odaklanmıştır. Şimdi sanki boşluk genişlemiştir. Kelimeler görülüyorsa boşluk, boşluk görülüyorsa kelimeler görülmez. Kelimeler çoktur, boşluk tektir. Meditasyon zihnin boşluğa odaklaştığı bir haldir. O zaman sonsuz sessizliğin ve huzurun farkına varılır, onunla birleşilir. Boşluk gözlenir ancak şimdi gözleyen gözlenendir. Orada birlik vardır. Meditasyon yokluktur. Sesszlik heryerde aranmalıdır. Orada evrensel bilinç vardır.

 

 
Konsantrasyon, kontamplasyon ve meditasyon zihnin içinde bulunduğu birbirinden farklı üç halidir.
Konsantrasyon objektif olup, dikkatin algılama yolu ile gelen dış uyarıcılar üzerinde toplanmasıdır. Bilincin tek bir imaj, fikir veya his üzerine toplanması bu hali yaratır. Dikkatle yapılan bir okuma dinleme vs faaliyetinde bilinç algılama organları aracılığı ile gelen titreşimler üzerinde toplanmıştır. Konsantrasyon aktif bir hal olup iradenin kullanılmasını gerektirir ve derin nefes çekme ile gelişir.

 

 

Konsantrasyon halinde fizyolojik seviyede beyin beta dalgaları yaymlar, ve hipofiz bezinin faaliyeti artar. Konsantrasyon ile tranz ve self hipnoz hallerine girilebilir. Konsantrasyonda varlıkla bilinçsiz bir birleşme vardır. İzlenimler veya imajlar farkında olunmaksızın bilincin derin seviyelerine ulaşır. Bireyselden evrensele bilinç aktarımı vardır. Kontamplasyon ise sübjektif olup dikkatin içteki mantık hatırlama ve imajinasyon faaliyetlerinin üzerinde toplanmasıdır. Kontamplasyon da aktif bir faaliyet olup iradenin kullanımını gerektirir.

 

 
Meditasyon ise ne objektif ne de sübjektiftir. Amaç dikkatin hiçbir şey üzerinde toplanmamasıdır. Meditasyonda dikkat ne konsantrasyonda olduğu gibi dıştan gelen bir uyarıcı, ne de kon tamplasyonda olduğu gibi hatırlama, mantık ve imajinasyon sonucu oluşan düşünce zincirleri üzerinde toplanmaktadır.

 

 
Bilincin değişimi konusunda bir çaba var ise de bu hiçbir beklenti olmaksızın sadece ne olacağı beklenerek yapılan bir çalışmadır. Meditasyon hali derin nefes vermeler ile gelişir. Meditasyon halinde fizyolojik seviyede beyin alfa dalgaları yayınlar ve hormon bezi faaliyetleri artar. İzlenimler farkedilerek bilincin derin seviyelerine ulaşılır.

 

 

Meditasyon ile kişi dış dünya ilişkisini durdurur ve kendi içinden ve dışından sezgisel şekilde gelen izlenimleri yakalamaya çalışır. Bilginin bu şekilde elde edilmesi yönteminde de meditasyomn amacı olan bilincin derin seviyelerine ulaşma ve varlıkla birleşme düşüncesi yatar.

Meditasyon Yeteneğinin Geliştirilmesi Çalışmaları

Meditasyonda hedef dikkatin hiçbir şey üzerinde toplanmaması olduğuna göre, zihin bütün iç ve dış uyarıcılara karşı kapatılacak demektir. Bu çalışmalarda bioritim asgari seviyelere düşer. Bu hedef göz önünde tutularak gerekli olan zihinsel, bedensel ve çevresel çalışma şartları sağlanmalıdır. Sinirsel gerilimler ve yorgun bir beden ile meditasyon mümkün değildir. Sindirim faaliyetini asgaride tutabilmek için mide yüklü olmamalıdır. Beden bol giysiler içinde ve rahat bir şekilde bağdaş kurmuş veya sandalye üzerinde sırtı dik olarak oturuyor olmalıdır. Kulak ve gözün dış uyarıcılardan etkilenmemesini sağlamak için sessizlik ve karanlık ortama hâkim olmalı, çalışma bioritmin hızlandığı gündüz, özellikle öğle saatlerinde yapılmamalıdır.

 

 
Havalandırılmış bir odada 1215 kere yapılacak derin nefes alma, rahatsız olmayacak şekilde nefes tutma ve yavaş nefes verme ile kana hayatiyet kazandırılmalı ve psişik merkezler uyarılmalıdır. Psişik merkezlerin uyarılmasındabelli titreşimleri olan bazı kelimeler nefesle beraber seslendirilebilir.

 

 
İnsana hoş gelen bir düşünce, bir tecrübe veya başka bir şey bir süre zihinde tutularak yüksek duygular harekete geçirilmeli, bu şekilde yapılan kontamplasyon ile canlandırılan güzel duygularla psişenin veya şuurluluğun derin seviyeleri cezbedilmeli dir. Bu safhada müzikten de yararlanılabilir.

 

 
Bu şekilde şartların uygunluğunun sağlanması nefes, titreşim ve kontamplasyon çalışmaları ile çevre şuurluluğunun yok olduğu meditasyona uygun bir hale ulaşıldığında sorun veya kişinin sorunu çözmek için uğraşısı hayal edilmeye çalışılır ve daha iyi ne olabileceği sorulur. Sonra derinliği gittikçe artırılacak nefes vermeler ile meditasyon haline ulaşılır. Pasif olarak beklenir, izlenimler seyredilir. Seyir sırasmda irade kesinlikle kullanılmaz. Soru meditasyon sırasında tekrar sorulabilir.

 

 
İkinci bir yaklaşım, çözümü istenilen sorun yerine M, Y, N, O gibi negatif titreşimlerden yapılan bir mantranın zihinde tutulması ile olur. Önce zihin serbest bırakılır. Uçuşarak gelen düşünceler seyredilir. Zihnin bu düşüncelere kapıldığı anlaşıldığı an, mantra hatırlanarak zihnin düşüncelerin arasmda kaybolması önlenir ve gittikçe hızları yavaşlayan ve sayıları azalan düşünceler seyredilmeye devam olunur.

 
Fal bak ve Meditasyon 1560 dakika sürebilir. Yorulma olursa derhal durulmalıdır. Daha fazla devam etmenin faydası olmaz. Meditasyon sırasında aniden bir fikir ışıldaması olur. Bu bazen birkaç dakikaya sığan bir aydınlanma halidir. Bu noktada meditasyon başarıya ulaşmıştır. Konsanrasyon ve ulaşılan trans hali ise daha uzun süre ve tehlikeli olabilir. Meditasyon, soruna getireceği çözümün yam sıra kişide bir nevi enerjinin birikimini sağlar.

Kontamplasyon Çalışması

Fal bakma Zihin konsantrasyon, kontamplasyon ve meditasyon olmak üzere üç seviyede çalışmaktadır. Konsantrasonda dikkat dış dünyaya meditasyonda ise iç dünyaya dönüktür. Dikkatin dıştan içe doğru döndürülmesi, aradaki kontamplasyon safhasına girilerek daha kolay bir şekilde elde edilebilir. Kontamplasyon aşağıda anlatıldığı şekilde yapılmalıdır.

 

 
1.    Aşağıda anlatılan kontamplasyon çalışmalarından en fazla hoşunuza giden ve kolayınıza geleni seçin.
2.    Sessiz loş bir yerde sırt dik, eller dizler üstünde olduğu halde rahatça bağdaş kurun veya bir sandalyeye oturun. Mümkünse burundan nefes alıp vermeye başlayın.
3.    Mümkünse hoşunuza giden, içinizde güzel duygular uyandıran, geçmişteki güzelliklerle dolu zihin kayıtlarını uyandıran bir melodiyi çalmaya başlayın. Bu melodi her kontamplasyon çalışmasında aynen tekrarlanacaktır.
4.    Yavaş yavaş nefes verirken gözleri yavaşça kapayın ve sessizliği hissedin.
5.    Melodiyi dinlerken kendinizi müziğin ahengine kaptırmaya, içinizdeki yüksek duyguları uyandırmak için de düşünebildiğiniz kadar sonsuz kutsallığı düşünmeye ve hissetmeye çalışın.
6.    Melodi bitinceye kadar, beş dakika gibi bir süre ile, seçtiğiniz kontamplasyon çalışmasında anlatılan görüntüleri zihninizde aynen canlandırmaya çalışın. Dikkati sadece bu anlatılan görüntülere çevirin. Dikkatin dağıldığını fark ettiğiniz an tekrar görüntüleri hatırlayın, dikkatin dağılmaması için en kolayı, “beyaz bir giysinin eteklerinin rüzgârla dalgalanması, ayakların adımlar atması” gibi hareket hâlindeki görüntüleri takip etmektir.

Kontamplasyon Görüntü Örnekleri

Kontamplasyon çalışmalarında aşağıda anlatılan görüntü örneklerinden birini kullanabilirsiniz.

 

 
Sonsuzluk


“Dik sivri tepelerin olduğu bir dağın hemen hemen tepesi. Ama daha çıkılamayacak çok sivri uçlar var. Çevrede yeşillik yok. Kurak ve sivri görüntüler. Gökyüzü sabahın alacakaranlığı ile yıkanmış. Rüzgarın tepelerde uçuşurken çıkardığı ürpertici uğultular, ıslıklar işitilmekte. Üzerinizdeki beyaz bol giysi bütün vücudunuzu sarmakta. Kol ağızları çok bol. Başınızda beyaz kapişon da var. Göğe doğru bakıyor ve sivri tepelerin ötesinde kainatın sonsuzluğunu düşünüyorsunuz. Bu sonsuzluktan yeryüzüne doğru akan kozmik ışınlar varlığınızı yıkamakta. Bu muhteşem güçler altında, içinizi, güçsüzlüğün ve yalnızlığın hüznü kaplıyor. Yapayalnızsınız. Sadece siz ve sonsuz olan tanrı var. Uğuldayan rüzgar ve evrenin ilahi müziği ile beraber, üzerinizdeki bol giysinin eteklerinin de uçuşmakta ve dalgalanmakta olduğunu izliyorsunuz. ”

 

 
Tapınak


“Harabelerin arasından antik bir yolda kapişonlu beyaz cüppelerin içinde yavaş yavaş yürümekteyiz. İnce beyaz giysilerimizin etekleri kumlar uçuşurken çölün hafif esintisiyle dalgalanmakta. Çok ileride devasa piramitlerin silüetleri görünmekte. Gökyüzü alacakaranlık ve yıldızlar net bir şekilde parıldamakta.

 
İleride devasa bir kapısı olan taştan yapılma mabed görünmeye başladı. Girişteki geniş merdivenleri aşarak mabedin içine giriyoruz. İçerisi adeta mor lacivert ışıklarla yıkanmakta. Beyaz giysilerimiz mor ışın yaymaya başladı. Mabedin kubbesine yakın pencerelerinden ise altın renkli ışıklar sızmakta. Kubbenin altındaki büyük mihraba doğru yürüyor ve oturuyoruz.

 
1.    Sırt dik eller dizler üstünde olduğu halde rahatça sandalyede otururken mümkünse burundan nefes almaya ve vermeye başlayın
2.    Üç kere yavaş yavaş nefes verirken gözleri mümkün olduğu kadar yavaşça kapayıp, sessizliği hissedin, sonra yavaş yavaş nefes alırken gözleri de yavaşça açın.
3.    Gözleri kapalı tutarak bir ritim = bir veya iki mezür olacak şekilde bir ritim alış iki ritim veriş şeklindeki negatif nefesi, nefesin mavi
• bir duman şeklinde ciğere girerken serinliğini, çıkarken de sıcaklığını hissederek uygulayın.
4.    Her nefes alışta tanrısal kutsallığın içe dolarak odaklaştığını, sonra her nefes verişte bu ruhsal kalitenin halkalar şeklinde yansıyarak bütün evrene yayıldığını hayal edin.
1.    Sinirsel ve fiziksel yorgunluğun fazla olmadığı, midenin fazla yüklenmediği bir zamanda sessiz, loş bir yerde, sırt dik, eller dizler üstünde olduğu halde rahatça bağda kurun veya bir sandalyeye oturun ve burundan nefes alıp vermeye başlayın.
2.    Dikkati önünüzdeki bir mumun alevine bakarak toplayın.
3.    Yavaş yavaş nefes verirken, gözleri yavaşça kapayın, sessizliği hissedin, sonra yavaş yavaş nefes alırken gözleri de yavaşça açın. Gözleri kapama ve açma mümkün olduğu kadar yavaş olmalı, nefesle orantılı olarak, nefs verme ve almaya paralel götürülmelidir. Bunu altı kere tekrarlayın.
4.    Gözler kapalı olduğu halde zihinle nefesi takip ederek normal ritimde nefes alıp verin. İki kaşın ortasında genizde ciğerde, vs. giren nefesin serinliğini, çıkanın da sıcaklığını hissedin. Bunu altı kere tekrarlayın.
5.    Zihinle nefesi takip ederek (bir ritim bir veya iki mezür olmak üzere, bir ritim alış iki ritim veriş şeklindeki) negatif nefesi uygulayın. Mümkün olduğu kadar nefesi yavaş yavaş verip yavaşça alın. Bunu altı kere tekrarlayın.
6.    Her nefes alışta kutsal, tanrısal bir şeyin içinize dolarak odaklaş tığını, sonra her nefes verişte bu ruhsal kalitenin sizden halkalar şeklinde yansıyarak bütün evrene yayılıp yaşam ile birleştiğini düşünün. Bunu altı kere negatif nefes ile beraber uygulayın.
7.    Zihni ve nefesi serbest bırakın. Zihinde uçuşarak gelen düşünceler varsa izleyin. Hiçbir şey yapmayın. Bir süre sadece bu akışı izleyin. Sonra ilk kelime veya düşünce aklınıza geldiğinde, kutsal titreşimi(l) hatırlayın. Zihin düşüncelerin akışına kapıldığı veya kendinizi düşüncelerin arasında bulduğunuz an, yavaşça kutsal titreşimi çağırın ve nefes verişe paralel olarak içinizden titreşimi uzatarak seslendirir gibi sessizce tekrarlayın. Bu safha 1520 dakika veya daha fazla sürebilir.
8.    Kutsal titreşimi durdurun. Gözler kapalı olduğu halde biriki dakika hareketsiz bekleyin. Sonra gözleri açın.
Not: (1) Kutsal titreşim OOOM’dur. OUUUM şeklinde seslendirilir. Derin ve genizden gelen bas sestir. Sesli meditasyonlarda bu bas ses çıkarılırken göğsün üst kısmı ve boğazın titreştiği hissedilir. O harfi sonsuz evreni ve ölümsüz hayatı, M harfi ise huzur verici koruyucu ana gücü simgeler.