logo (1)

Genetik alanındaki bilgiler her iki yılda bir katlanarak artarken, genetik mühendisleri fazla mesaiyle birbirleriyle yarışırken, New Scientist dergisi şöyle açıklıyor: “Genetik mühendislik gerekli hazırlıkları tamamladı ve artık işe başlamaya hazır.” Bilimsel konularda yorumlarda bulunan Lord RitchieCalder, şöyle diyor: “Tıpkı plastik ve metalle oynayarak onlara istediğimiz biçimi verebildiğimiz gibi, artık canlı malzemeler üretebilecek duruma da geldik.”

Büyük şirketler, daha şimdiden yeni biyolojinin ticari amaçlarla kullanılması için yöntemler geliştiriyorlar. Egzozun kontrol edilmesi ve kirlilikle ilgili bilgiler, bu bilgilere dayanarak motoru ayarlayacak olan bir mini işlem makinesine göndermek üzere enzimlerin otomobillere yerleştirilmesi gibi fikirler, bu yöntemler arasında yer alıyor. The New York Times, “değerli madenleri bulup çıkarmak üzere üretilen metal açlığı çeken mikroplar”dan söz ediyor. “İcat ettikleri” canlı varlıklar için patent almak üzere başvuran ve alan şirketler bile var. Eli Lilly, HoffmannLa Roche, G. D. Searle, Upjohn ve Merck General Electric’ten söz etmeye bile gerek yok müthiş bir yarıştalar.

Birçok bilim, adamının da aralarında bulunduğu gergin eleştirmenler, haklı olarak bu yarış fikrine karşı çıkıyorlar. Düşündükleri şey petrolün denize yayılarak kirlilik yaratması değil, salgın hastalıklara ve koca bir ülke nüfusunun yok olmasına neden olabilecek bir “mikrop yayılması”dır. Ama son derece zehirli mikropların yaratılması ve kazayla çevreye yayılması, korkulacak şeylerden sadece biridir. Son derece ciddi ve saygın bilim adamları, hayallere durgunluk verebilecek türden başka olasılıklardan da söz ediyorlar.

Beslenme sorununu çözmek veya hafifletmek için, saman ve ot yiyebilecek şekilde sığırlar gibi işkembeleri olan insanlar mı üretelim? İşçileri yaptıkları işlere uygun olarak biyolojik açıdan değiştirelim mi? Daha çabuk tepki verebilmeleri için pilotların sinir sistemlerini mi değiştirelim? Normal bir insana aşırı monoton gelen işleri yapmaları için montaj bandında çalışan işçileri aptallaştıralım mı? “Aşağılık” insanları ortadan kaldırıp, “süper ırk” mı yaratalım? (Hitler’in yapmaya çalıştığı şey buydu ama laboratuarlarımızın yakında geliştireceği araçlardan yoksundu.) Bizim için savaşsınlar diye genetik askerler mi üretelim? “İşe yaramaz” çocukları önceden ortadan kaldırmak için genetik tahminlerde mi bulunalım? Kendimiz için yedek organ mı yetiştirelim; bizim için yedek böbrek, karaciğer, akciğer saklanan “bankalar” mı açalım?

Bunlar kulağa çok tuhaf geliyor olabilir ama bilim adamları arasında bu fikirleri savunan insanlar var ve ticari açıdan ne kadar etkili olabileceklerini tahmin etmek de zor değil. Genetik mühendisliğini eleştiren Jeremy Riflcin ve Ted Howard, Who Should Play God? (Kim Tanrıyı Oynamalı?) adlı larında şöyle diyorlar: “Birleşik Devletler’de genetik mühendislik de tıpkı montaj bandı gibi bir gün yaygın şekilde kullanılacak. Genetik alanındaki her ilerleme ticari uygulama özelliği kazandığında, tüketiciden yeni taleplerin gelmesine neden olacak ve yeni bir teknoloji için gereken pazar böylece yaratılacak.”

Örneğin, yeni bir biyoloji potansiyel olarak enerji sorununu çözebilir. Bilim adamları, güneş ışığını elektrokimya türünde bir enerjiye çevirebilen bakteriler üretme fikrini inceliyorlar. “Biyolojik güneş pili”nden söz ediyorlar. Nükleer enerji santrallerinin yerini alacak canlı varlıklar yetiştirmek mümkün mü? Mümkün olabilirse, radyoaktif tehlike yerine biyoaktif tehlikeyle mi uğraşacağız?

Bir önceki yazımız olan Akrep burcu Çin Astrolojisi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment