Kuantumu kullanma yolları

Daha genel bir düzeyde ve ifadenin en yaygın kullanıldığı anlamıyla dünya görüşü, benlik anlayışını, ben ve ötekilerin anlatımını ve tüm bunlann daha geniş bir dünyayla (Doğayla ve diğer yaratıklarla bir bütün olarak çevreyle, gezegenle evrenle ve son olarak tannyla) ilişkisini, her şeyi kapsayan bir maksat veya bir yön duygusuyla birlikte bütünleştiren bir temadır. Bu düzeyde hepimiz, niçin doğduk ve niçin ölmek zorundayız, yaşamamızın anlamı ne ve nasıl sürecek, iyi olarak yaptıklanmız neler ve çektiğimiz acılann anlamı ne, sorulannı sorarız.

Eğer, bu en genel düzeyde birisi tutarlı bir dünya görüşüne sahip değilse, benlik ve dünya anlayışı çözülür. 0 zaman, kendimizi “boş”, yaşamlanmızı “anlamsız” hissederiz; her şey bize bir hiçmiş gibi gelir. Burada yaşanılan yabancılaşma, genel bir tinsel yabancılaşmadır.

Sonuç olarak, başanlı bir dünya görüşü tüm bu düzeyleri (kişisel, toplumsal ve tinsel) tek bir tutarlı bütün içinde toplar. Eğer bu gerçekleşirse, o zaman birey kendinin kim olduğu, niçin burada olduğu, başkalarıyla arasındaki bağın ne olduğu ve nasıl davranmanın değerli olduğu konusunda bir parça fikre sahip olur. Aksi takdirde, eklemlenmesi gereken dünya parçalanacak ve birey herhangi bir düzeyde, belki de tüm düzeylerde yabancılaşma yaşayacaktır.

Bir dünya görüşünün başan ya da başarısızlığı, eski bir dünya görüşünün yenildiği yerde yeni bir dünya görüşünün doğuşu; sonuç olarak bireye ve onun kendi deneyimleri ve sezgileriyle ne kadar temasta olup olmadığına bağlıdır. Jung’un dediğine göre, “son tahlilde, temel şey bireyin yaşamıdır… Biz, kendi çağımızı yaratırız.”1 Bireyin kendi çağını yaratma deneyiminin en önemli kısmı dünya ve kendisi hakkın daki bilgisi olacaktır.

Son 2000 yılın büyük bölümünde, Batı’daki insanlann büyük çoğunluğu herhangi bir dini grubun üyesi olsun olmasın Yahudi Hıristiyan bir dünya görüşünü benimsedi. Bu dünya görüşünün insanlara bireyin kozmos ve doğayla nasıl bir bağ içinde olduğu konusunda bir anlayış sunduğu açıktır. İnsanlar tanrının suretinden yaratılmış, o aşkın tannnm özel ürünüydüler. Yaşamlarımızı tannnm yarattığı düzende sürdürdük ve bize yeryüzünde bir üstünlük verildi. Yaşamımızın sonunda bir çeşit yargılama, yeniden doğuş ya da ölüm sonrası yaşam yaşayacağız.

Fakat tanrının yarattığı düzen sadece kozmosla değil, toplumsal ve kişisel yaşamın hemen her ayrıntısıyla ilgilidir, tannya inanç ve onun yasasını veya Oğul’u kabullenme yoluyla, insan başkalarına nasıl davranması ve onlara karşı nasıl hissetmesi gerektiğini bilir; işini nasıl idare etmesi, çocuklan nı nasıl eğitmesi; binalarını nasıl inşa etmesi ve nasıl müzik bestelemesi, hatta nasıl, ne zaman ve hangi şartlar altında sevişmesi gerektiğini bilir. Mutlaka birçok önemsiz, günlük istisnalar olmuştur, fakat her birey yaşamının her düzeyini kapsayan, ona kim olduğu, nereye ait olduğu ve yaşamının neden bir anlamı olduğu konusunda bir anlayış sağlayan birleştirici bir temaya sahiptir. Geleneksel Yahudi Hıristiyan dünya görüşü tutarlılığını ancak dayalı olduğu birçok kozmolojik varsayımı modern bilimin yerle bir etmesiyle yitirmeye başladı. Bireyin kendisi ve dünyası hakkındaki gittikçe artan bilgisi artık Mukaddes Kitap’taki yaratılış hikayesi, dünya merkezli evren kozmolojisi, insanın özgünlüğünün biyolojisi, fiziğe karşı koyan mucizeler ruhu, kutsal haberciler ve ilahi müdahaleyle uyum sağlamaz hale geldi.

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment