Meditasyon ise ne objektif ne de sübjektiftir. Amaç dikkatin hiçbir şey üzerinde toplanmamasıdır. Meditasyonda dikkat ne konsantrasyonda olduğu gibi dıştan gelen bir uyarıcı, ne de kon tamplasyonda olduğu gibi hatırlama, mantık ve imajinasyon sonucu oluşan düşünce zincirleri üzerinde toplanmaktadır.

 

 
Bilincin değişimi konusunda bir çaba var ise de bu hiçbir beklenti olmaksızın sadece ne olacağı beklenerek yapılan bir çalışmadır. Meditasyon hali derin nefes vermeler ile gelişir. Meditasyon halinde fizyolojik seviyede beyin alfa dalgaları yayınlar ve hormon bezi faaliyetleri artar. İzlenimler farkedilerek bilincin derin seviyelerine ulaşılır. Meditasyon ile kişi dış dünya ilişkisini durdurur ve kendi içinden ve dışından sezgisel şekilde gelen izlenimleri yakalamaya çalışır. Bilginin bu şekilde elde edilmesi yönteminde de meditasyomn amacı olan bilincin derin seviyelerine ulaşma ve varlıkla birleşme düşüncesi yatar.

 

 
Meditasyon kelimesinini orijinal karşıtı, bhavanadır. Bu zihinsel seviyede kültür, gelişim ve evrim demektir. Amacı zihni, ihtirasa dönüşmüş istek, nefret, üzüntü huzursuzluk gibi rahatsız edici olumsuz hallerden temizleyerek, zihinsel enerjinin artması ve konsantrasyon, farkmdalık, irade, analiz, zeka, güven, neşe, huzur gibi üstün zihin kalitelerinin geliştirilmesi ile en yüksek hikmete ulaşmaktır. Meditasyon tek başma bir yaşam sanatı, metafizik inançlar ve bilinci değiştirici uygulamalar dizisi haline dönüşebilir.
Zihin her algılamayı bir kelime ile birleştirmeye alışmıştır.

 

 

Lisan ile algılamalar kelimelere dönüşmektedir. Bu işlem algılama, hissetme ve kelimeye dönüştürme olarak üç safhada devamlı oluşmaktadır. Zihin her yeni algılamada eski kelimeleri tekrarlar. Bir kelimeden diğerine atlayarak bir kelimede odaklaşır. Oysa yaşam hiçbir zaman tekrarlanmamaktadır. Yeni açan bir güle gül denildiğinde, eski anılar canlanır. Oysa şartlar geçmişe göre değişmiştir. Yeni açan bu gül de başka bir gül olmalıdır. Böylece zihin gerçeği saptırmış olur. Gerçek gül ile zihindeki gül farklıdır. İşte bu şekilde kelimeler, gerçek ile insan arasmda engel oluşturmaya başlarlar.

 

 

Artık algılama hissetme ve kelimeye dönüştürme işlemi, kısa devre yaparak algılama ve kelimeye dönüştürme olarak tezahür etmektedir. Algılama ile kelimeleştirme arasındaki gerçek farkındalık hissetme hali yok olur. Bu algılamada gerçeği tam olarak farketme, tam bilinç hali yoktur.  Meditasyon algılamanın zihinde kelimelerle ifade bulmadığı, kelimelerin olmadığı, anların yaşandığı bir haldir. Algılanan ile kelime arasındaki boşluğun yaşanması hissedilmesidir. Algılanan ile algılayanın karşılaşmasıdır. Bu varlıkla bir olma, gerçeğin fark edilmesi halidir.

 

 

Normal olarak birşey bizden ayrı ise onun farkına varabiliriz. Algılanan ile algılayanın birleşmesi halinde bilinçsizlik oluşur. İnsanın kendini tamamen unutarak yapılan bir şeyin içinde kaybolması halinde işte böyle bir birleşme söz konusudur. Bir konuşmacı kendini unuttuğu anda en iyi halindedir… Ortaya çıkan nutka kendisi de şaşabilir. Evrensel zihin alanının bireysel zihin kanalı ile tezahürü gerçekleşmiştir. Yaratıcılığa yönelik bütün büyük spritüel, entellektüel, sanatsal işler yaratıcısının kendiği tamamen kaybettiği anlarda yapılmıştır. Bu anlaşılabilen bir olaydır. Oysa meditasyonda algılayan ile algılananın bilinç kaybolmadan birleşmesi söz konusu olup anlaşılması zordur. Var olanla bilinçli bir birleşme oluşmaktadır.

Bir önceki yazımız olan Kartların Yayılması başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment