TANRI’NIN HZ. İBRAHİM’LE OLAN ANTLAŞMASI

Tanrı İbrahim’e, “Sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız” dedi,

Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek.

Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak.

Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.” (Yaratilış17)

Daha önce Hıristiyanlıkta sünnet koşulunu kaldıranın Pavlus olduğunu belirtmiştik. Tabi şimdi Evanjelikler “O antlaşma eskidi”. Tanrı şimdi bizimle yeni bir antlaşma yaptı. Eski antlaşmanın geçerliliği kalmadı. Zaten Tevrat için ESKİ ANTLAŞMA (Eski Ahid), İncil için YENİ ANTLAŞMA (Yeni Ahid) denir” diyeceklerdir. Böyle söyleyenler İncil’e göre yerden göğe kadar haklılar. Mevcut İncillerde bu konu böyledir. En önemli buyruklardan olan Cumartesi yasağı (Şabat) ve Sünnetle seçilmiş imtiyazlı halk olma hakkı Yeni antlaşmayla kaldırılmıştır. İşte sorun da burada kendini göstermekte. Eğer Tanrı’mn böyle bir antlaşması varsa, günümüzde Yahudiler nasıl oluyor da “SEÇİLMİŞ IRK” oluyor ve Filistin Yahudiler için “Vaad Edilmiş Topraklar” oluyor. Bu hak, TANRI’NIN YENİ ANTLAŞMA yapmasıyla sona ermiş olması gerekmiyor mu? Yani Hz. İsa’mn gelmesiyle bütün ulusları kapsayan YENİ ANTLAŞMAYA göre, Yahudilerin seçilmişliği sona ermiştir.

Hz. İsa’nın belirttiği gibi Kudüs ve Tapmak yıkılarak, Yahudiler sürgün edilip cezalandırılmışlardır. Bu durum da KATOLİKLER haklıdır. Tanrı’mn Mesih Plam’nda, Mesih öncesi Yahudiler sürgünden dönüp tekrar Filistin’de bir devlet kurmaları ve tekrar Tapmağı inşa etmeleri yoktur. Eğer YENİ ANTLAŞMA DOĞRU VE GEÇERLİ İSE, ESKİ ANTLAŞMA’nın geçerliliği sona ermiştir. Bu Pavlus’un İncil’deki öğretilerine göre böyledir. Tanrı’mn yeni dininde üstünlük Tevrat’a uymada ve Yahudi doğmada değil, Mesih’e imanla kurtuluştadır (Romalılar 2:1215, 3:1922,10:4, Galatyalılar3:1112, Efesliler2:1416).

Eski antlaşma sona ermiş, Tamı inananlarla yeni antlaşma yapmıştır. Geçerli olan yeni antlaşmanın kurallarıdır. Özellikle günümüze dönük bir meselede, yeni antlaşmayla desteklenmeyen bir hükmü uygulamaya kalkanlar, bu tavırlarıyla Yeni Antlaşma’nın güvenirliğini sarsmaktadırlar. ESKİ ANTLAŞMA’nın günümüzde hükümleri halen devam ediyorsa, (kimse kızmasın ama) o zaman bu durum da, YENİ ANTLAŞMA diye bir şey yoktur. Bu Pavlus’un uydurduğu bir yalan olur ve dolayısıyla da TANRI’NIN HZ. İBRAHİM’LE OLAN ANTLAŞMASI devam ediyor demektir. Yani özellikle Protestanlar yüzyıllar öncesinde gerçekleşmeyen bir vaadi bu günlere taşıması ve “seçilmiş ırkvaad edilen topraklar” konusunu, bu gerçekleri görmezden gelerek hala sürdürmesi İncille bağdaşmamaktadır. Bu durum ayni zamanda mevcut İncilleri de geçersiz kılar. Pavlus teolojisine göre durum böyle ama bu işte önemli bir çelişki de yok değil. Yukarıda Tevrat’ta okuduğumuz “Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim” hükmüne ne diyeceğiz? Bu ESKİ ANTLAŞMA denilen Tevrat’ta Tanrı’mn bir vaadi. Şimdi çık işin içinden çıkabilirsen. İster kabul edelim, ister etmeyelim gerçek tüm açıklığıyla budur. Bu çıkmazı birileri iyi değerlendirmeli. Bizden hatırlatması.

Yalnız burada önemli bir sorun daha ortaya çıkmaktadır.

Bu durum da Yahudiler sünnetsiz Evanjelikler hakkında ne düşünür acaba? Yukarıdaki Tevrat ayetlerine göre, Müs1 ümanlar da Tanrı’mn antlaşmasına uymakta ve Hz. İbrahim soyundan olma şerefine ermiş olmaktadırlar. Yeri gelmişken birilerini yine uyaralım. İster dikkate alsınlar, ister almasınlar. Kendileri gibi tek Tanrı inancındaki Müslümanlarla düşman olan Yahudiler, sünnet olmayarak, Tanrı’yla olan antlaşmayı bozan, Tann’nın yanında Hz. İsa’yı da tanrılaştırarak, Tann’nın birliğini bozan Hıristiyanlarla, acaba gerçekten samimi düşüncelerle işbirliği yapar mı? Gerçi Evanjelikler de Mesih’in bir an önce gelmesi için MESİH PLANI gereğince, bu işe destek verdikleri bir gerçek. Birileri gerçekten takiyye yapıyor ama hangisi? Sanırız her ikisi de. Hz. Muhammed, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail soyundan olduğundan, Müsltimanlar tek Allah’a inandığından ve antlaşmanın gereği olan sünnet de olduklarma göre Yahudilere Hıristiyan Evanjeliklerden daha yakın oldukları bir gerçek.

O zaman aralarındaki bu kavga niye. Birileri yanlış yapıyor ama kim? Tek Tanrı inancında olduklan için, Tevrat’ta Perslerden övgü ile bahsedilmektedir. Perslerin inancından çok daha fazla Tevrat’la ortak yönleri olan İslam’a karşı tutumlarında yanlışlar olsa gerek. Zaten Kuran’da da Allah, İslam Dini’nin Hz. İbrahim’in Dininin devamı olduğunu söylemektedir:

“(Rasulüm !) de ki: Şüphesiz Rdbbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.” (Kur’anEnam161)

Şimdi birileri aşağıdaki Tevrat ayetlerine bakıp bazı itirazlan olabilir:

“Tann, “Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın” dedi, “Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim.

İsmail’e gelince, seni işittim. Onu kutsayacak, verimli kılacak, soyunu alabildiğine çoğaltacağım. On iki beyin babası olacak. Soyunu büyük bir ulus yapacağım.

Arıcak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sara’nın doğuracağı oğlun İshak’la sürdüreceğim” (Yaratılış17)

Bir önceki yazımız olan Kahve falında uçak başlıklı makalemizde falda bozuk para, falda jeton görmek ve Kahve falında jilet hakkında bilgiler verilmektedir.

Leave a comment