TÜRK KAHVESİ NASIL PİŞİRİLİR?

Normal kavrulmuş kahve, suyla, isteğe göre şekerli veya şekersiz birkaç taşım kaynatılır. Türk kahvesinin en makbulü, üzerinde bol köpük olanıdır. Kısık ateşte yavaş yavaş pişirildiğinde kahvenin tadı kıvamında, köpüğü ise bol olur.
Önceleri kahve yemişleri bütün olarak veya kırılarak, yağda kavrulup yenmekteydi. Un gibi öğütülerek ekmek gibi temel besinlerde de kullanılırdı. Kahve çiğ olarak satılıyor, evlerde el değirmenlerinde çekildikten sonra pişirilip içiliyordu.
İlk defa Mehmet Efendi, çiğ kahveyi kavurup dibeklerde öğüterek, hazır çekilmiş olarak tiryakilere sunmaya başladı. Bu yenilik ve kolaylık, küçük baharatçı dükkanının Kurukahveci Mehmet Efendi olarak tanınmasına yol açtı. Türk kahvesinin, tadı ve özü bozulmadan günümüze kadar taşınmasında Mehmet Efendi’nin önemli rolü olmuştur.
Türk kahvesi tadı damakta en uzun süre kalan kahve türüdür. Türk kahvesinin Türkiye’de yetişmeyen “Arabica” türü, yüksek kaliteli çekirdeklerden üretilir. Tadını ve tazeliğini koruması, aromasını yitirmemesi için kavrulduktan hemen sonra özel olarak paketlenmelidir.

ÜNLÜ TÜRK KAHVESİ TUTKUNLARI
Bir zamanlar, memleketin ileri gelenleri ve makam sahipleri kahvehanelerden çıkmazdı. Türkleri ve Türk kahvesini seven ünlü Fransız yazar Pierre Loti her fısatta soluğu Eyüp’teki kahvehanelerde alırdı. Sürekli gittiği
Eyüp’teki kahvehane bugün onun adı ile anılmaktadır.
Venedikli ve Marsilyalı tüccarların Avrupa’ya taşıdıkları Türk kahvesi, onlar için kısa zamanda vazgeçilmez tutku olmuştu. Kahve tutkunu olan AvusturyalI besteci Johann Sebastian Bach bu merakını ünlü “Kahve Kantatı”nda notalara dökmüştü. Andree Gide, Victor Hugo, Honoré de Balzac, Moliere, Dumas, Madame Pompadour gibi isimleri de kahve tutkunu ünlüler arasında sayabiliriz.

 fal bakma sundu…

 

fal bakma sundu…

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment