ÜÇÜNCÜ ÇAKRANIN KRİZİ

Üçüncü çakra kendi fal gücümüzü kullanmamızı, kendi fal kaderimizden sorumlu olmamızı teşvik eder. Yani, kendini idareyi başarır. Böyle bir bilinç bizi kaçınılmaz olarak iki krizden birine götürür.

İlk kriz kendini idarenin çelişkisi olan demagojidir. Aslında insanlar gelişimlerinde ilerledikçe kaçılmaz bir egonun yerleşmesi ile oluşan bir kuyudur. Daha yetenekli, daha başarılı ve daha kibirli olurlar. Kendi kaderlerinin hakimi oldukları yanlış inancına kapılabilirler. En sonunda bu onları soyutlayabilir ve hayatlarına zarar verebilirler. Bu, üçüncü çakranın bizi götürebileceği karanlık yollardan sadece biridir.

Ancak, İkincisi kendimizi yas, üzüntü, tüm istediklerimize ulaşamadığımız için kendini suçlamaya giden yolda bulmamızdır. Burada üçüncü çakrada, hayal kırıklıklarımızın çoğu, kendimize neden bunu yapmadım? veya neden şu olmadım? neden yol üzerinde daha iyi tercihler yapmadım? gibi zor ve kritik sorular sorarken buluruz.

Bu sorular bir yaşam krizi, üçüncü çakranın zorunluluklarının  çoğunlukla kendi kaderimizin hakimi olmak için aşırı isteğimizin hayatta başarısız olduğumuz sonucuna varmaya zorladığı bir orta yaş krizi meydana getirir.

Kendimizi karar verdiğimiz kadar ayrıntılı idare etmeyiz. Olmak için yola çıktığımız büyük insanlar olmayız. Yani, sık sık üçüncü çakrada kilitlenen acı ve üzüntü duyarızÜçüncü çakranın iyileştirilmesi, büyüme adımı özellikle zor olduğu için hayatı daha geniş terimlorle görebilmemiz için bizi daha yüksek bir bakış açısına çağıran dördüncüye hareketimize bağlıdır.

Modern kültürümüz hepimizi bağımsız, kendine yeterli ve kendi kaderinin hakimi olmaya zorlamaktadır. Kültürümüz bizi birinci, ikinci ve üçüncü’çakralarda yaşamaya yönlendirmektedir. İyileşmemiz’dördüncüye doğru hareketimizde yatmaktadır.

Bizi dördüncü çakraya götüren sevgidir.

fal bakma .gen.tr sundu…

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment