Mart 2015

Dünyayı Yöneten Gizli Güçler

Kupaların 3

Zenginlerin Komplosu
1990 yılında yazdığım küçük bir kitapçığın ismi, Deccalı Nasıl Tanıyacağız idi. Bu kitapçıkta; canavarın (Deccal), kendisine hizmet etmekle yükümlü Has Daire üyeleri üzerindeki muazzam etkinliğini açıklamıştım. Deccal, kendisine bu muazzam gücü veren şeytan (ejderha) tarafından takdis edilmiştir. Deccal’in, dünya hâkimiyetinin zirvesine, bir komplo ile yükseleceği, geçeceği ve paramparça edeceği”ne ilişkin kehanetler, bu ihtimali güçlend irmektedir.

Evrensel Bir Yasa Geliyor
Incil’in canavarla ilgili kehanetinde; evrensel gücü ele geçirdiğinde canavarın “zamanı ve yasaları değiştirmek istediğinden” bahsedilmektedir. Zaten şu anda, Tarot falı gibi uluslararası antlaşmalar ve sözleşmelerden oluşan dev dalgaların tehdidi ile yüz yüzeyiz. Bir Dünya Çevre Ajansı, bir Uluslararası Ceza Mahkemesi, bir Dünya Gelir Teşkilatı (İRS) (Birleşmiş Milletler yönetimi altında bir vergi ajansı) kurulması ile ilgili planlar yürürlüktedir. Daha da ötesi, yeryüzündeki değişik uluslar silahlı güçlerini Birleşmiş Milletler’in emri altına vermek üzere mevzuatlarında değişiklikler yapmaktadırlar. 1993’te, bir kesin emir ile (Başkanlık kararı 25), Başkan Bili Clinton, ABD askeri yetkililerinin BM’nin emri altına girmelerini ve gönüllü olarak Türkiye’de, Brezilya’da, Yunanistan’da Çin’de veya Rusya’da BM kumandası altında hizmet etmelerini emretti. Bunun yanı sıra, tüm Amerikan askeri birimlerine; Savunma Bakanlığina ait binalardan, ekipmanlardan ve sahip oldukları uçaklardan, füzelerden, tanklardan, askeri taşıyıcılardan “USA” armasını ve işaretlerini sökmeleri emri verildi.

ABD Hava Kuvvetleri’nin mavi renkli üniformalarından “ABD” armasının kaldırılması emri, Tarot falı bak denince Hava Kuvvetleri personeli arasında isyana neden olunca, geri alınmak zorunda kalınmıştı. Clinton yönetimi ve onun BM yanlısı kuklaları, Polonya doğumlu Genel Kurmay Başkanı John Shalikashvali, bir isyan çıkar korkusu ile “ABD” armasının ve diğer vatanseverlikle ilgili işaretlerin, üniformalardan kaldırılması ile ilgili emirlerini geri almak zorunda kaldılar.

DeccaPe devrettilerse, eğer durum böyleyse, peki neden Deccal, üç kralı yerlerinden edecek ve egemenliği altına alacak?

Sanırım bu sorunun yanıtı, bu yazının ilerleyen bölümlerinde detaylıca inceleyeceğimiz, Tarot falı ve Hegelci Diyalektikte yatmaktadır. Bu on kral, yeryüzündeki on krallığı, ulusu/bölgeyi, idare etmektedirler. Bazı nedenlerden dolayı, bu uluslardan/ bölgelerden üç tanesi, Deccal’in dünya hâkimiyeti hedefinin gerçekleştirilmesi adına kurban edilecektir (feda edilecek). İlluminati’nin en önemli sırrı da zaten; “denge; kaostan doğan düzen”dir. Kaos düzeni ile bunun sonucunda ortaya çıkacak ölümler, kan banyoları ve kargaşa vasıtası ile yeryüzünde, kıyamete yakın zamanlarda hüküm sürecek on kraldan üç tanesi kurban edilecek ve böylece İlluminati’nin bahsettiği denge ve dünya düzeni sağlanacaktır.

Yaşadığımız zamanda, G 7 (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya İngiltere ve Kanada) liderleri, İlluminati’nin emirlerini yerine getirmek üzere, düzenli olarak toplanarak kendilerine gündemler ve hedefler belirlemektedirler. Bu grup, kesinlikle Rusya’yı ve Çin’i de içine katarak sayılarını dokuza çıkaracaklardır. Sonra da onuncu üye gelecektir. Bu üye de muhtemelen, Deccal’in zamanı gelince karargâhını kuracağı Kudüs şehrinin de bulunduğu İsrail olacaktır. Aslında bu, uzun zamandır İlluminati’nin gizli planındaki en temel unsurdur.
Şu konuyu anlamak bizim için önemlidir ki bu on krallığın gücünün kompozisyonu ne olursa olsun, “küçük boynuz” onların arasından çıkacaktır. (Daniel 7 8). Deccal bu on kraldan sonra ortaya çıkacak ve onlardan farklı ya da “ayrı” olacaktır. Bu kehanet bize Deccal’in, Birleşmiş Milletler kanalıyla iktidara geleceğini mi haber vermektedir acaba? Kutsal metinlerde geçen ve küçük boynuzun “tüm yeryüzünü yiyip yutacağı, ezip

Esrarengiz Örgüt İlluminati

Kupaların Şövalye

Deccalin Küçük Boynuzu
Kitabı Mukaddes’teki “Daniel Kitabı” bölümü, kehanet olarak bildirilen kutsal bulmacanın önemli bir parçasının yerine oturmasını sağlar. Bu kitapta; Yeni Dünya Düzeni’nin kıyamete yakın zamanlarda kurulacağı bize bildirilmiştir. Aynı resmin çizildiği (aynı konulardan bahsedilen) Vahiyler Kitabı’nda ise, on boynuzlu canavardan da bahsedilir. Fakat Daniel Kitabı 7:7 8, 23 25’de ayrıca; canavarın güçleneceği ve iktidara geleceği olaylar zinciri ve canavarın nasıl olacağı ve nasıl davranacağı da anlatılır. On boynuzun tam ortasından bir başka “küçük boynuz” çıkacağından bahsedilir.

Ve on boynuz bu krallıktan çıkacak olan on kraldır. Ve onlardan sonra bir başka kral gelecektir. Ve bu kral öncekilerden farklı olacaktır. Ve o, üç kralı hâkimiyeti altına alacak, Tarot falı ve Yüceler Yücesi’ne karşı ağır sözler sarf edecek, Yüceler Yücesi’nin azizle rine eziyet edecek, zamanı ve kanunları değiştirmek isteyecektir ve bu azizler, bir zaman, zamanlar ve zamanın bir bölümünde (üç buçuk yıl) onun eline teslim edilecektir. (Daniel 7:24’25)
Bu küçük boynuz bir insandır, bu nedenle Daniel Kitabı’nda şöyle denir: “Bu boynuzun gözleri insan gözleri gibiydi ve büyük sözler sarf eden (böbürlenen) bir ağzı vardı.” (Daniel 7 8)

Daniel Kitabı’nda bahsedilen Tarot falı gibi bu küçük boynuz Deccal’dir. İçi ve dışı şeytanla dopdoludur zaten, ruhu da şeytan tarafından ele geçirilmiştir. Kehanet bize onun; ilk on boynuzdan farklı olduğunu söylemektedir. Deccal canavarı büyük bir güç ka zandığında, on boynuzdan üç tanesini köklerinden sökecektir. Yani üç tane kralı hâkimiyeti altına alacaktır.

Vahiyler 17’de bize, bu on kralın hepsinin Deccal’e (küçük boynuza) sadık oldukları belirtildiğine göre, hepsi tek bir akıl sahibi gibi hareket ediyor ise tüm güçlerini ve yetkilerini yaratılmış herhangi bir şey, bizi Efendimiz Isa Mesih’te olan Tanrı sevgisinden ayıramayacaktır.” (Romalılar 8:38 39)
Tanrimn Krallığı’ndan kovulmuş ON ahlaksızlık, 1 Korin toslulara Mektup 6:9 10’da şu şekilde listelenmiştir: “Doğru olmayanların (günahkârların), Tanrimn Krallığı’na varis olamayacaklarını bilmiyor musun? Dikkat edin, aldanmayın! (1) Ne fuhuş yapanlar, (2) ne puta tapanlar, (3) ne zina edenler, (4) ne kadınlara benzemeye çalışan erkekler, (5) ne oğlancılar, (6) ne hırsızlar, (7) ne açgözlüler, (8) ne sarhoş ve ayyaşlar, (9) ne küfürbazlar, (10) ne de soyguncu ve şantajcılar, Tanrimn Krallığı’na varis olamayacaklardır.”
Öşür (zekât); kazancımızdan Tanrimn hakkı olan onda birlik kısımdır. “Kazancınızın onda birlik kısmını ambara (devlet hâzinesine) getirin,” buyurulmuştur. (Malaki 3:10). Öşür (onda birlik kısım), bizim Tanriya inancımızın DELİLİDİR.

İlluminati’nin gizli doktrini

Fırsata Dönüşen Suni Krizler
İlluminati’nin gizli doktrini Ordo Ab Chao Kaostan Doğan Düzen , konuyu bilmeyen ve mantıklı düşünen kişiler tarafından kafa karıştırıcı ve hatta hezeyan olarak değerlendirilir. İlerde etraflıca göreceğimiz üzere bu doktrin, “demir demiri keser” deyişinde ifadesini bulan gerçekliğe ve “krizler aynı zamanda yeni fırsatlara gebedir” politik inanışına dayanır. Şeytanın adamları Tarot falı ve nesiller boyu şunu fark ettiler ki geniş halk yığınları korktuklarında, yağma ve kaosa uğradıklarında ve yoğun bir karmaşa ve kaosla çepeçevre kuşatıldıklarında; kendilerini yönetenlere dönerek, “Her şeyi düzeltin bir şeyler yapın ama hemen, ŞİMDİ,” diye yalvarırlar. Güvenliğe ve düzene duyulan bu çılgınca arzu, İllüminati için çok çeşitli fırsatlar yaratır. Bu nedenle, kaos yaratmak için insanların bir kısmında korku ve öfke oluşturabilmek ve bu sayede insanların sükûnete ve

Büyük Çapta Katliam ve Kaoslar
1990’lı yıllarda kaos ve kanlı kıyımlar bol miktarda yaşanmıştı. Bosna’da, Ruanda’da ve Burundi’deki katliamlar ve soykırımlar, dünya kamuoyunun bilincini şoka uğratmıştı. FBI, CIA, BATF ve diğer Büyük Birader casusluk örgütleri, terörist saldırıları ve bombalamaları, Tarot falı gibi keskin nişancı saldırılarını, yangınları ve ABD’nin çeşitli bölgelerinde ölüm tarlalarını organize ettiler. New York’taki Ticaret Merkezi’nin bombalanması, Oklahoma kentindeki Federal Flükümet binasına saldırı ve Teksas Waco’daki Davidian tarikatı üyelerinin yakılması eylemini bunlar organize etmiştir.6 Ama tabii ki bu eylemleri, tarikatlara, korkunç vatanseverlere ve her renkten köktenci teröristlere mal etmişlerdi. Hıristiyan ve Müslüman “teröristlere”’. Doğal olarak bu terörist eylemleri de şeytani ayin takvimine uygun olarak planlamışlardı.

Bu tür olayların esrarengiz önemine dair bir ipucu, Işığa Bir Köprü isimli Masonluk kitabında bulunabilir (Masonluğun yüce konseyi olan İskoç Ayinleri grubu tarafından 1988 yılında yayımlanmıştır). Bu kitabın sayfaları arasında Pike’nin Tarot falı teorisini de buluruz. Bu teoriye göre krizler ve kargaşalar, “gerçek Mason kardeşliğinin kutsal imparatorluğunu uzun vadede gerçek ve mümkün” kılacaktır.8 Evet, Masonik bilgeliğe göre, kaostan düzen doğacak ve böylece Ordo Ab Chao gerçekleşecektir.

Bu elbette okült bir öğretidir ve düşük seviyeli, din dışı ka’ bul edilen masonlar bu konuda hiçbir şey bilmezler. Gerçekler bu kimselerden, sembollerle ve esrarengiz ifadelerle gizlenir. Fakat bu öğreti, Has Daire üyeleri ve İllüminati uşakları için mükemmel bir dinî inanç ve dogmadır.

Kupaların 10

Yüksek seviyeli üyeler ise ölümün, kan dökmelerin ve aynı zamanda kaosun, Büyük Plan’m işleyişinde mevcut olduğunun rüşmenin resmi adı Dünya Forumu’ydu. Karargâhı Presidio, California’da olan, doğal olarak Amerikalı vergi mükellefleri sayesinde kurulan Gorbaçov Vakfı, bu olayı “BİRİNCİ DÜN YA MEDENİ YETİ’nin doğuşu” olarak ilan etti Gorby’nin fal ve toplantısından sadece birkaç hafta sonra, İlkimi nati sponsorluğunda iki büyük olay daha meydana geldi. Ekim ayının başlarında, Papa II. John Paul Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda konuşma yaptı. Saygın ve şeytani kurumun 50. kuruluş yıldönümü kutlamasında Papa, “hoşgörünün, dünya din birliğine nasıl katkıda bulunacağı” konusu hakkında yorumlarda bulundu. Bu konuşma aynı zamanda, Birleşmiş Milletlerin 1995 yılını “Uluslararası Hoşgörü Yılı” olarak ilan etmesinin, Papa tarafından desteklendiğinin de ilanı niteliğindeydi.

İsrail’in Birleşmiş Milletler Büyükelçisi, arkadaşı Papa’dan bu mesajı duyunca kuşkusuz heyecanlanmıştı. Aslında Yahu diler kendi uluslararası galalarını kutladılar. Bu gala, Ekim ayında gerçekleşen ve Kudüs’ün 3000. yıldönümünü kutlayan, abartılı bir üçüncü bin yıl doğum günü partisidir.

Toprak anaya tapan, okültist (gizli güçlere tapan kimse) olan, şeytani plana sadık başkan yardımcısı Al Gore’un, “hükümeti yeniden inşa etmek” olarak iddia edilen hedefi için basın tarafından yoğun biçimde reklamı yapılmıştı.4 Bu arada konuyu bilenler, Illuminati üyesi temsilciler meclisi sözcüsü Newt Gingrich’in, tekno faşist bir yeniçağ kitabı olan ve Alvin ve Heidi Toffler tarafından yazılan Yeni Bir Medeniyet Kurmak kitabını neden onayladığını çok iyi anlar.

Dizayn Edilmiş Kaoslar Ve Krizler

Aşağıda, Onvell’in öngördüğüne benzer kabus gibi bir dünya hükümeti kurma amacında olan İlluminati’nin yarattığı kaoslardan ve tertip ettiği krizlerden bazı örnekler göreceksiniz.

Icat Edilmiş Bir Savaş: 7 Aralık 1941’de, Japonlar Pearl Harbor limanına saldırdılar. Şimdilerdeki tarih bilgimiz bize, 33. dereceden mason olan Başkan Franklin D. Roosevelt ve hain arkadaşlarının Tarot falı ve bu saldırının olacağını önceden bildiklerini söylemektedir. Savaş Bakanlığı aslında Japonların şifrelerini çözmeyi başarmıştı. Fakat Başkan Roosevelt, Amerika’nın II. Dünya Savaşı’na girmesini istiyordu. Bunun için de savaş karşıtı ve içe kapanmacı Amerikan kamuoyunun savaş ilanını gönüllü olarak desteklemelerini sağlayacak bir neden gerekiyordu.12
1 cat Edilmiş Başka Savaşlar: Ağustos 1964’te, Başkan Lyndon B. Johnson (LBJ), Kuzey Vietnam savaş gemilerinin, Vietnam kıyıları açıklarında Amerikan gemilerini topa tuttuğunu iddia etti. Amerikan Kongresi’nden neredeyse oy birliği ile geçenlerdir. 1917 yılında, Lusitania gemisi, içinde Tarot falı ve yüzlerce yolcusu ile birlikte battı. Bir Illuminati üyesi olan Başkan Woodrow Wilson, bu trajedinin sorumlusu olarak Alman denizaltılarını suçladı. Aslında onun gerçek niyeti, Ingiliz gizli cemiyetleri ve Farmasonlarimn isteği ile ABD’yi I. Dünya Savaşina dâhil etmekti.

O’nun bu konudaki sıkıntısı ve komplocu ortakları nin sıkıntısı , Amerikan halkının çoğunluğunun savaşa karşı olması hatta savaştan nefret etmesiydi. Gerçekten de bir yıl önceki seçimleri kazanmak için Wilson, Amerika’nın evlatlarını Avrupa’nın savaşma asla göndermeyeceğine dair söz vermişti. Bazı yetkin tarihçiler şimdilerde, Lusitania gemisini Ingilizlerin kendilerinin batırdığına ve Alman denizaltılarını suçladığına, bu sayede Başkan Wilson’a bu olayı kullanarak Amerikan ordusunu Almanlara karşı savaşa sokmak için Tarot falı bak denince bahane oluşturulduğuna inanmaktadır. Başka tarihçiler ise Lusitania gemisinin Amerika’da imal edilmiş silahlarla yüklü olduğuna ve bu silahların savaşta kullanılmak üzere Ingiltere’ye taşındığına inanmaktadır. Her halükârda, ortada gizlenen bir şeylerin bulunduğu aşikârdır. Başkan Wilson, hem yalan söylemiş hem de kamuoyunun Almanya’ya karşı nefretini kullanarak halkı tahrik etmiştir. Bu şekilde kızgın kamuoyu yoğun bir propagandaya maruz bırakılmış ve Amerikan ordusunun I. Dünya Savaşina katılmak üzere denizaşırı ülkelere gönderilmesine ikna edilmiştir.

Kupaların 8

Illuminati, savaşın yarattığı kaosu kullanarak fal ve kendi küresel planlarını gerçekleştirmek istemiştir. Müttefiklerin zaferi sonrasında Başkan Wilson ve onun perde gerisindeki akıl hocası Albay House sonradan Dış İlişkiler Konseyi’nin kurulmasına yardım etmiştir , bugünkü Birleşmiş M illetler’in öncüsü olan Milletler Cemiyeti kavramını öne çıkarmışlardır. O dönemde düzene olan umutsuz ihtiyacını istismar edebilmek için yoğun bir gayret gösterirler.

1920’lerde, Nazi Almanya’sı öncesi dönemlerde, komünist tahrikçiler ve göstericiler caddeleri işgal etti ve insanların gü venliğini tehdit etmeye başladı. İşte o zaman Hitler, kendine bağlı kahverengi gömlekli haydutlarını komünistlerle mücadele etmeleri için seferber etti. Bu mücadele sonucu ortaya çıkan düzensizlik ve kaos, Alman halkını, Kaostan Doğacak Düzeni order out of chaos yeniden kuracak bir lider aramaya yöneltti. O hengamede Hitler, bir beyaz atlı prens, kaostan doğacak düzeni kuracak bir kurtarıcı olarak ortaya çıktı.
Ama elbette hem Marksist, Komünist güçleri hem de Nazi haydutları kontrol eden şeytani gizli topluluklardı. Başka bir deyişle, kaos bilinçli olarak yaratıldı ki böylece düzen (ve kontrol) yeniden tesis edilebilsin. Her an bir tehdit teşkil eden kaosun korkunç sonuçları karşısında halk yığınları, kaosu ortadan kaldıracak ve düzeni yeniden tesis edecek olan bir kurtarıcıya parlak zırhlı şövalyeye güç ve yetki vermeye dünden razıdırlar. Devrimci bir kaosun neticesi ise İllüminati’nin planının gerçekleşmesi için uygun bir ortam ve fırsat ortaya çıkmasıdır.
Komplo teorileri yazarı Nesta Webster; zorbaların ve diktatörlerin gücünün bu Masonik doktrinde yattığını söyleyen çok az sayıda araştırmacıdan biridir. Dünya Devrimi kitabında Webster; küresel çaptaki komplocuların operasyon planlarını ayrıntıları ile anlatmıştır. “Onların amacı, huzursuzluk ve kargaşa yaratarak bundan çıkar sağlama amacıyla sistemli bir şekilde gayret etmektir,” diye yazar.

Lusitania’yı Batırmak
Sürekli ve sürekli olarak, bizi kontrol edenler suni krizler çıkarmışlar ve sonra da önceden hazırlanmış çözümler üretmiş çok iyi farkındadırlar. Gezegen Komisyontinun ve dünya çapında her yıl düzenlenen “işbirliği Anı” etkinliğinin organizatörü olan John Randolph Price, “Tanrısal Plan”ın, parlak ve yeni bir çağın doğumundan önce, tüm dünyayı temizleyecek ve saflaştıracak bir kaosa ihtiyaç duyduğunu iddia eder:

“Bu yeniçağ gelecektir. Yeryüzünde yeni bir cennet kurulacak tır. Hazırlıklar tamamlanmak üzeredir. Kaostan doğacak düzen sonucu yeryüzünde barış hâkim olacak ve insanoğlu için Yeni Düzen kurulacaktır.”

Bu alıntının, John Randolph Price’ın Süpervarlıklar kitabında yer alması ilginç bir durumdur. Bu kitapta Price, öteki âlemlerden gelen belirli ruhani varlıkların kendisine, yeryüzünde kurulacak bir Yeni Çağ Krallığı’nı müjdelediğini yazar yüksek ölçüde gelişmiş ve “aydınlanmış” süpervarlıklarm öncülük ettiği bir yeniçağ .

Knox; “Faşizm, İllüminati için idealdir

Knox; “Faşizm, İllüminati için idealdir. Demokratik olma’ yan ama oligarşik ve diktatörce olan bir tek parti sistemi olarak dizayn edilmiştir,” diye yazar. Nazilerin hayata geçirdiği şekliyle Faşizmde, endüstri, ticaret ve mallar bireylerin ve şirketlerin mülkiyetinde bırakılmıştır. Ancak yine de nihai otorite merkezi, devlet ve hükümettir.

fal bak

Yeni Dünya Düzeni’nin gerçekleştirilmesi için tasarlanan, Faşizm’in 2000’li yıllar sonrası yeni versiyonunda ise kurumsal seçkinlerin en üst kademesindeki devlet bulunmaktadır. Devlet mutlak ve hâkim güçtür. Sanayi ve ticaret kendi iyilikleri adına, devlet tarafından düzenlenecektir. Özel mülkiyet tüm pratik sonuçları ile birlikte devlet malı haline gelecektir. Sadece müh kiyetten kaynaklanan unvanlar, özel kişiler tarafından Tarot falı ve kullani’ labilecektir. Ticaret, ya İllüminati lordlarını zenginleştirmek amaçlı yapılacak ya da asla yapılamayacaktır. İllüminati bakış açısına göre Kapitalizm, orta sınıflara, hatta küçük insanlara çok fazla güç ve prim vermiştir. Komünizm ise bürokratlara ve politikacılara çok fazla güç ve iktidar sağlamıştır. En iyi düzen Faşizm’dir. Çünkü bu sistemde, güç ve iktidarın önemli kısmı birkaç imtiyazlı seçkin İllüminati eliyle fal bak ve kullanılmak üzere yeniden dağıtılır.

Komplocuların bakış açısına göre; böylece her iki dünyanın da (Komünizmin ve Kapitalizmin) en iyi
Aslında, İlluminati’nin küreselci ve Hegelci amaçlarından haberdar olan ancak birkaç zeki Amerikalı, Amerika’nın “ko münizmle savaş” stratejisinin gerçekte ne anlama geldiğini hak kıyla anlamaktadır. American Focus dergisinin yayıncısı olan James Knox bu zeki Amerikalılardan biridir. Bir avuç seçkin insanın, Tarot falı bak denince insanoğlunu sinsice dönüştürmek üzere kurguladıkları “Kapitalizme karşı Komünizm” diyalektiğine, Knox tarafından getirilen çarpıcı analiz aşağıdadır:

Dünyada hüküm süren iki büyük güç vardır… Her ikisi de aynı yönetim kurulu tarafından idare edilir. Biri Kapitalizm’dir, diğeri ise Komünizm… Sınırlandırılmamış bir Kapitalizm; doğal kaynakları insafsızca tüketir ve güçsüzleri yoksulluğa mahkûm eder. Ama bunun yanı sıra Kapitalizm; bir fırsatlar iklimi sağlar ve toplumun desteklenmesi adına ona katkı sağlayacak katma değer üretir. Ama bir avuç güçlü ve kibirli seçkinin hayalini kurduğu şey olan, dünya üzerinde diktatörce tam bir kontrol sağlanmasına müsaade etmez.

Bir avuç yönetici zümresi adına, hatta tek bir yönetici adi’ na çalışacak bir bağlılar toplumu oluşturmak için Kapitalizm karşıtı bir Komünist/Sosyalist hareket yaratılmıştır. 19. yüzyılın sonlarında Hegel; arzu edilen bir toplumsal düzenin, karşıt güçlerin birbiriyle ilişkisinden doğacağını söylemiştir. Bir tez (Kapitalizm) kendi içerisinden bir Antitez (Komünizm) do’ ğuracak, bu iki karşıt gücün birbiriyle ilişkisinden ve çarpış masından ise insanlığın arzusu olan yeni bir düzenin sentezi (Faşizm) ortaya çıkacaktır.

Bay Hegel şüphesiz bir Illuminati üyesiydi. Çünkü sonu Dünya Faşizmi’ne varacak 80 yıllık Komünizm yolculuğunu başlatan ve destekleyen bu adamlardı.

Knox’un analizi, hedefi tam ortasından vuran bir analizdir. Komünizm ile Kapitalizm’in sentezi ‘dünya hâkimiyeti için söyledi. Ve Pooff! Âdeta bir sihir gibi, devasa ve baş belası, hatta Başkan Reaganin deyimiyle bir “şeytan imparatorluğu” olan komünist dev öngörüldüğü şekilde hızla devrildi. Artık göz boyamaya ihtiyaç kalmamıştı. Gösteri bitti. Artık Illuminati için yeni oyun zamanı.

Boğa ve Teraziler

indir

El Vehhab: Allah’ in yaradılışta Boğa ve Terazilere daha yüksek dozda kodladığı çok güzel bir sıfattır. Karşılıksız zengin eden, sonsuz cömertliğe sahip anlamındadır. Venüs etkisindeki Tarot falı ve kişiler fazlasıyla cömert davranabilirler ancak Allah olmadıklannı bilerek dengede durmalan gerekir. Cömertlik kişinin kendi hakkını ihlal etmedikçe güzel bir davranıştır ancak haddi aşan kişi kendi hakkına zarar veriyorsa sistemdeki alma verme dengesini bozarak, “hak yasasını” çiğnemiş olur.

El Veliyy: Herkesin sahibi Allah’tır. Sahiplenen, şefkatli, iyilik yapan anlamına gelen bu güzel esma yine Boğa ve Terazilere diğer burçlara oranla daha yüksek dozda yüklenmiştir. Bu nedenle sevdiklerini sahiplenme fal ve koruma özellikleri yüksektir.

El Macid: Ulu ve cömert, şanı yüce, bolluk ve bereket sunan anlamlannı taşıyan bu esma da Boğa ve Terazilere ya da Venüs etkisinde olanlara daha yüksek dozda programlanmıştır. Bu güzel esmanın cömertlik ve ün özelliklerini Terazi daha çok taşırken, bolluk ve bereket vasıflarını Boğa daha çok taşır.

El Mecid: Şanı yüce, yapma ve yaptırma gücü yüksek anlamına gelen bu güzel esma da Boğa ve Terazilerde ya da Venüs etkisinde olan kişilerde daha yüksek dozdadır.

El Vekil: Kodlama esnasında tevekkül davranış modeli daha yüksek olduğu için yapılması gerekenleri yaptıktan sonra Boğalar ve Teraziler işlerini Allah’a vekil edebilmektedirler. Bu güzel esmayı, fal bak ve tevekkül sahibi olmak isteyenlere, Venüs saatlerinde zikretmelerini öneririm.

El Milliyi: Şifacılık enerjisi taşıyan bu esma Boğa ve Terazilere ya da Venüs etkisinde olanlara şifa aktarabilme kabiliyeti vermiştir. Boğa ve Teraziler elleriyle ya da sözleriyle de şifa verebilmektedirler. Kendisinde şifa enerjisinin açığa çıkmasını isteyenler ya da hastalıkları iyileşsin isteyenler bu güzel esmayı Venüs saatlerinde zikredebilirler.

El Basit: Genişletme, ferahlık, iç huzuru verme, olanakları genişletme anlamına gelen bu güzel esma da Boğalara ve Terazilere ya da Venüs etkisinde olanlara kodlandığından, insanlar onların yanında huzur bulurlar ve olanakla nndan faydalanırlar.

El Hakim: Allah her şeyi en iyi şekilde bilen ve hakla hükmedendir. Boğa ve Teraziler hak savaşma girmekten istifa etmelidirler çünkü bizim bilmediklerimizi bilen ve yaratan, hakkı mutlaka bizim belki de öngöremediğimiz şekillerde yerine getirecektir. Boğa ve Teraziler ya da Venüs etkisinde olanlar, hak savaşından vazgeçmek için ”Ya Hakim” şeklinde Venüs saatlerinde zikir çekmeliler.

El Hasib: Hesabı en iyi gören Allah’tır, bu nedenle Boğa ve Teraziler veya Venüs etkisinde olanlar başlarına gelen haksızlıklarda, hesabı en iyi görenin Allah olduğu bilinciyle yaşarlar.

El Latif: Zerrelere hükmeden, lütuf ve bağışı bol Allah’ın bu güzel esmasının tezahürü de Boğal ve Terazilerin ya da Venüs etkisinde olanların, lütufkâr olmalannı, incelikle düşünüp davranmalarını, zarif olmalarını sağlar. Yaşam lannda muhteşem güzelliklerin tezahür etmesini isteyenlere şifre sayısıyla Venüs saatinde zikretmelerini öneririm.

El Mümin: Yaratanla bağı güçlendirip maneviyat kapılarını açan bu esma Boğa ve Terazilerde daha yüksek dozda kodlanmıştır. Bu nedenle Boğa ve Teraziler ya da Venüs etkisinde olanlar daha güçlü bir imana ve manevi güce sahiptir.

İkizler ve Başak burçları

MERKÜR (İkizler ve Başak burçları)

Merkür etkisinde olan ikizler ve Başak burçlarının tabiat farklılıkları vardır, ikizler hava elementinin etkisi altındayken, Başak toprak elementinin etkisi altındadır. Havalar genellikle havaidirler, maymun iştahlıdırlar, sosyal, arkadaş canlısı, girişken ve cesurdurlar, sabırsızdırlar. Topraklar sadıktırlar, mala mülke önem verirler, paracıdırlar, sabırlıdırlar, ailelerine düşkündürler, korkaktırlar, çok temkinli davranırlar, ağırkanlıdırlar. Aşağıda yer alan Merkür etkilerinin bazıları İkizler burcunda bazıları da Başak burcunda yer alır. Ancak çok büyük oranda ortak özelliklere sahiptirler.

fal bak

Olumlu Özellikleri: Çok zeki, pratik zekâlı, çözüm odaklı, mantıklı ve entelektüeldirler. Güçlü bir idrake ve kavrayışa sahiptirler. Hitabet yetenekleri çok yüksektir, insanları etkiler ve ikna ederler. Kelimelerle güzel oynarlar, bu yetenekleri hem konuşmalarına hem de duygusal derinlikleri ortaya koyabilecek yazılarına yansır. Neşeli, sevimli, cana yakın ve girişken oldukları için sosyal ortamlarda çok sevilirler ve girdikleri yere eğer enerjileri olumluysa ışıklar saçarlar. Başkalarına hep yardım etmeyi isterler ama bilinçaltı kilimleriyle çok nadir yardım ederler. El sanatlarına yatkındırlar ve eğer isterlerse çok güzel yemek yaparlar. Verdikleri sözü yerine getirmek için insanüstü bir çaba harcarlar çünkü verdikleri söz onlara mecburiyet gibi gelir, bu nedenle yerine getirmekte zorlanabilirler. Çok yaratıcıdırlar, muhteşem projeler ortaya koyabilirler. Kendi şanslannı kendileri yaratırlar.

Olumsuz Özellikleri: Kendilerini başkalarından üstün görüp kimseyi beğenmeyebilir. Her şeyi mantığa dayandırıp sağduyu ve sezgileri bir kenara bırakarak hayata materyalist bakış açısıyla bakabilirler. Çok değişken ruh haline sahiptirler, birden dünyanın en mutlu kişisiyken aniden en sorunlu kişisi haline gelebilirler .Verdikleri sözleri ve vaatleri yerine getirmezler. Keyiflerine çok düşkün oldukları için tembel, üşengeç ve çok dağınık olabilirler. Çalışmayı sevmezler, birileri ona baksın isterler. Zihinleri o kadar çok çalışır ve detaylara takılırlar ki düşünsel olarak planladıklarını, bedensel olarak yerine getiremeyebilirler. İlişkilerde ilgiyi hep karşıdan beklerler ve çok alıngandırlar. Kararsızdırlar, bir seçim yaptıklarında akılları diğer seçimde kalabilir. Vicdan azabı çekmekten ve pişman olmaktan çok korktukları için yanlış yapmaktan korkarlar ve yaşamda bu şekilde pek çok fırsatı da kaçırabilirler. Eleştirici ve yargılayıcı suçlama dilini kullanabilirler. Dışarıda hep bir suçlu arayabilir ve başarısızlıklarını onlara mal edebilirler. Çok konuşurlar, gevezedirler ama hep kendileriyle ilgili konularda konuşur, empati yapamaz ve karşı tarafı dinleyip anlayamazlar. Ben merkezli yapıları vardır ama onlara göre kendileri çok vericidir ve hep başkaları onlan kullanıyordur. Bu yüzden de yaşamda çok yoruluyordurlar. Şüpheci ve pimpi riklidirler; kontrolcü yapıları sebebiyle sürekli adrenalin hormonu salgılarlar,

genelde kaslan sert ve ağrılıdır. Bastırılmış öfkeleri olmadık yerde çok kaba bir şekilde patlayabilir. Kendilerini ve hayatlarını başkalarıyla kıyaslarlar. Yaşamın akışına da, kendine de, başkalarına da yeterli derecede güvenmezler. Maymun iştahlı oldukları için genelde sadık olamazlar. Zamanlarını da duygularını da verimli bir şekilde yönetemeyebilirler. En başarılı kurnazlar, yalancılar, dolandırıcılar genelde Merkür etkisinde olanlardan çıkar. Özü sözü bir davranmadıkları için kendilerine de başkalarına da dürüst olamayabilirler. Hep anlaşılmak isterler. Kendi yarattıkları şanslarını olumsuz zihinsel enerjilerle yok ederler.

İkizler ve Başak’m tekâmül sınavları

• Duygularını ve zamanlarını verimli bir şekilde kullanmak, tembelliğe, üşengeçliğe son vermek.

• Başkalarından ilgi beklentisini kesmek, ilgi göstermeyi öğrenmek, alıngan olmamak.

Verdikleri sözlerde ve vaatlerde durmak, sözde değil eylemde gerçekten yardımsever olmak. Özü sözü bir olmak. Dürüst ve sadık olabilmek. Anlaşılmaya çalışmak yerine anlamaya çalışmak, empati kurmak.

Hırçın, sert ve sabırsız olmayıp, sakin ve sabırlı olmak.

Olumsuz zihinsel senaryolar yerine olumlu senaryolar yazmak.

İkizler ve Başak’m kişilik özellikleri aşağıdaki esmaların terkibinden oluşmaktadır. Diğer esmalar da kendilerinde bulunmaktadır ancak aşağıdaki esmalar daha güçlü etkiye sahip olup İkizlerin ve Başak’m kişiliklerini oluşturur.

El Azıym: Her şeyden üstün olan, en yüce olan sadece Allah’tır. Allah’ın sistemi salt mantıkla kavranamaz, sağduyu denen akim ve kalbin beraber çalışması gerekmektedir. Zekâ sağduyusuz bir işe yaramaz. İkizler ve Başak zekâyı ve zekâlarını çok üstün görerek sağduyularını kaybedebilir ve kendilerini yaratan Rablerini önemsemeyebilirler. Azıym özellikleri yani üstün zekâları, idrakleri, bilgi sahibi olmaları, yücelikleri, saygınlıkları İkizlere ve Başak’a Allah tarafından armağan olarak verilmiştir. Kaynağına şükrederek kibirli davranmadan varlıklarındaki yücelik, saygınlık özelliklerini yaşama geçirmeleri gerekmektedir. Allah’ın kendilerine verdiği armağanı idrak edebilmeleri için ve kibirsiz saygınlıklarının, yüceliklerinin çoğalması için “Ya Aziym” esmasını Merkür saatinde mümkünse şifre sayısı kadar zikretmeleri çok faydalı olacaktır.

El Fettah: Açan, genişleten, zafer kazandıran anlamına gelen bu çok güzel esma İkizler ve Başak’ta ve Merkür etkisindekilerde daha çok etkisini gösterir. Programlarına kodlanmış ve Merkür’den gelen ışınlarla devreye giren bu çok güçlü esma, İkizlerin ve Başak’m her sorunu çözmelerine, çözüm odaklı olmalarına, zaferler kazanmalarına, çeşitli fırsatları hayatlarına getirmelerine ve tüm nzık kapılarını açmalarına neden olur. Herkes için “Ya Fettah” şeklinde Merkür saatinde ve mümkünse şifre sayısıyla zikredilmesi bu muhteşem esmayı aktive edecektir.

El Mtuyd: Halden hale geçiren, karanlıklardan aydınlığa çıkaran, oluşları farklı oluşlara çeviren anlamına gelen bu muhteşem esmanın kuvveleri İkizler ve Başak’a çözüm odaklı olmalarını, muhteşem projeler ortaya koymalarını, ifade yeteneklerini, çeşitli yaratımlar içinde olmalannı sağlar. Bu muhteşem özellikler için İkizler, Başak ve Merkür etkisi altında olanlar Allah’a şükretmelidir ler ve üşengeçliklerini bir kenara koyup güzel oluşumları gerçekleştirmelidirler.

El Muhsi: Her şeyin en ince detayını ve sayısını bilen, kayıtlarında muhafaza eden anlamına gelen bu güzel esma İkizler ve Başak’m kodlarında diğer kişilere oranla daha yüksek dozda kodlanmıştır. Kimi ilim sahiplerine göre bu esmanın Aslan’a ait olduğu bilgisi de bulunmaktadır ancak daha ziyade kabul edilen İkizler ve Başak’ta daha yoğun etkisi olduğudur. İkizler ve Başak detaylara çok dikkat eder ve net bir şekilde hatırlar. Konsantrasyonu artıran ve güçlü bir hafıza veren bu esmanın gücünden faydalanmak isteyenler “Ya Muhsi” esmasını” Merkür saatinde, ek olarak da Güneş saatinde zikrederlerse çok faydasını görürler.

El Malik’ül Mülk: Kâinatın ve görünen görünmeyen tüm mülkün, var olan her şeyin tek sahibi Allah’tır. Yerin ve göklerin tüm kuvveleri (melekleri vasıtasıyla yürüttüğü sistemi) onun hizmetindedir. Olumsuz etkiler altında olan İkizler ve Başak, bu durumun idrakinde olmayı reddedebilir, sadece gözümle gördüğüme inanırım, sadece bilimsel ispatlara inanırım diyerek sığ bir algılayış içinde olabilirler. Görünen ve görünmeyen, bilimsel olarak ispatlanan ya da henüz bilimsel olarak ispatlanmayan her şeyin tek sahibi Allah’a yakınlaşmak ve onun ilminden faydalanmak, maddi ve manevi mülk ve saltanata sahip olmak isteyen herkesin bu muhteşem esmayı “Ya Malik’ül Mülk” şeklinde Merkür etkisi altında olan zamanlarda zikretmesi çok etkili olacaktır. Böylelikle ilmin ve maddi mülkün hem akıllarına hem yaşamlarına akışlarını ve tezahürlerini yaşayabileceklerdir.

Er Rauf: Şefkatin, sevginin ve hoşgörünün kaynağı sadece Allah’tır. Bu duygular zihnimize gelen ışınlar vasıtasıyla kimimizde daha az kimimizde daha çok tezahür eder. Biz kendimizi sevgi, şefkat ve hoşgörüye açtıkça güven enerjimiz yükselir, böylelikle kalbi huzuru buluruz. İkizler ve Başak’m kimisi son derece merhametli olurken, kimileri çok katı ve merhametsiz olabiliyor. Merhamet, sevgi ve şefkat enerjisi düşük olanlar bu enerjilerini yükseltmek için, bu güzel enerjiye zaten sahip olanlar ise yükseltmek ve devamlılık sağlamak için, “Ya Rauf’ esmasını Merkür zamanlarında zikredebilirler.

İyisi çok iyi, kötüsü çok kötü davranış modelleri gösteren İkizler ve Başaklar, kendilerine ait yukarıdaki esmaları zikrederek varlıklannda zaten yüksek dozda olan bu enerjilerini yükseltebilirler.

Karşıt gezegenleri Jüpiter’e (Yay Balık) ait ve kendilerinde eksik olan “El Hamd”, “El Kayyum”,”En Nur’’ esmalarını ve tüm burçların çekmesi gereken “Er Rahman” esmasını zikrederek iç huzuru ve güven enerjisiyle yaşayabilirler.

Koç ve Akrep burçları

MARS (Koç ve Akrep burçları)

Mars etkisinde olan Koç ve Akrep burçlarının tabiat farklılıkları vardır. Koç ateş elementinin etkisi altındayken, Akrep su elementinin etkisi altındadır. Ateş elementi etkisinde olanlar, genellikle, daha çok mağrur, gururlu, neşeli, açık sözlü, dürüst, cömert olurken; su elementi etkisinde olanlar, daha çok yaratıcı, bereketli, duygusal, melankolik, kendilerine acıyan, sinsi, kumaz, ketum, kindar olabilirler. Aşağıda yer alan Mars etkilerinin bazıları Koç burcunda, bazıları da Akrep burcunda yer alır. Ancak çok büyük oranda ortak özelliklere sahiptirler.

fal bak

Olumlu Özellikleri: Koç ve Akrepler, çok cesur bir yapıya sahiptir, akıllarına koyduklarını engel tanımaksızın gerçekleştirirler ya da sahip olurlar. Yaşamdan zevk almayı severler, eğlencelidirler, hem kendilerini hem de çevrelerini eğlendirirler. Sevimli ve cana yakındırlar. Çevreleri tarafından sevilirler. Ailelerine düşkün ve vefalıdırlar. Güçlü iradeleriyle yaşamda başarıyı yakalarlar. Cesaret, azim, yüksek irade ve kararlılık vasıtasıyla güçlü liderler olurlar. Arkalarından kitleleri sürüklerler. Çekici ve cazibelidirler. Manyetik güçleriyle insanları etkileri altına alabilirler. Özellikle çocuklara karşı merhamet enerjileri yüksektir.

Olumsuz Özellikleri: Koç ve Akreplerin ani öfkeleri hayatlarının hemen her alanında iletişimle ilgili problemler yaşamalarına sebep olabilir. Ben mer kezlidirler ve empati yeteneklerini kullanmazlar, empati kurmayı da istemezler. Daima haklı olma savaşı içerisindedirler. Çok hırslı bir yapılan olduğu için zafere giden her yol mubah düşüncesinde olabilirler ve etik değerleri çiğneyebilirler. Son derece kıskanç olabilirler. Kendi elinde olanları değil, başkalarının elindeki leri görür ve isterler. Kıyaslama yapabilirler. Nankör ve hoşgörüsüz olabilirler. Aldatılırlarsa ya da kızacakları bir davranışla karşılaşırlarsa son derece güçlü bir düşmana dönüşerek intikam alabilir ya da cezalandırabilirler. Aceleci yapılarıyla yaşamı hem kendilerine hem çevrelerine zehir edebilirler. Kibirli kapılanyla kendilerini başkalanndan üstün görerek diğer insanları aşağılayabilir, alay edebilir ve rahatlıkla kalp kırabilirler. Kendilerine acıyabilir ve başkalannı sürekli suçlayabilirler. Sahip olduklannı kaybetmekten korkabilirler, bu nedenle yıldızın temel cesaret enerjisi zayıflar ve kişi korkak bir yapıya bürünebilir. Rahatla nna düşkün olduklan için başkalarını çalıştmp kendileri keyif yapabilirler.

Koç ve Akrep’in tekâmül sınavları
Merhamet ve merhametsizlik arasındaki dengeyi kurmak.
• Kibirli davranışlardan uzaklaşmak.
• Kıskançlıklarını törpülemek, sahip olduklannı görüp şükretmek.
Ahde vefalı olup nankör olmamak.
• Sakin ve sabırlı olmak.

Koç ve Akreplerin kişilik özellikleri aşağıdaki esmalann terkibinden oluşmaktadır. Diğer esmalar da kendilerinde bulunmaktadır ancak aşağıdaki esmalar daha güçlü etkiye sahip olup Koç ve Akreplerin kişiliklerini oluşturur.
El Vâhid’ül Ehad: Allah’ın zerrelere ayrılmayan tam ve bütünlüğünü, sonsuzluğunu ifade eden sıfatıdır. Bu sıfatın sadece Allah’a ait olduğunu idrak edemeyen kişiler kibirli davranışlarda bulunabilir. Bu nedenle kişi kendisindeki gücün Allah’tan olduğunu idrak ederek, Mars saatinde bu güzel esmayı zikretmesi sonucunda kibirli davranışlarından uzaklaşabilecektir.

El Müntekıym: Suçluları cezalandırma, haksızdan intikam alma sıfatıdır. Azrail’in görevini yerine getirirken kullandığı esmadır. Bu esmanın bir başkasına zarar vermesi için zikredilmesi önerilmez, olumsuz sonuçlar doğurur. Koç ve Akrepler ya da Mars etkisinde olanlar “Allah’ım adaletle hesap görme vasfı sadece sana aittir” diyerek “Ya Müntekıym” esmasını Mars saatinde zikrederse yapılanndaki cezalandırma arzusundan uzaklaşabilirler.

El Kaviyy: Koç ve Akreplerin güçlü, dirayetli, iradeli, kararlı olmaları bu esmanın kendilerinde yüksek dozda bulunmasından kaynaklıdır. Bununla beraber kişinin yıldız haritasında Mars yıldızının olumsuz özellikleri baskınsa, kişi tam tersine daha az güçlü, daha az kararlı, iradesiz olabilir. Bu nedenle iradesi düşük olan, kararlı olamayan, sabırlı davranamayan her kim varsa—Koç veya Akrep olmak zorunda değil, herkes için geçerli—“Ya Kaviyy” esmasını kullanarak iradesini güçlendirir ve kararlı, güçlü, dayanıklı olur.

El Müzill: Hak eden kişiyi bulunduğu yerden düşürmek, izzet, şan ve şerefi yok etmeyi sağlayan sıfattır. Bu yetki de sadece Allah’a aitken, Koç ve Akreplerin sınavları gereği bu esmanın dozu kendilerinde yüksektir ve bu nedenle başkalarını küçük görebilir, alaycı davranabilirler, hatta kumpas kurup bazı kişileri alaşağı edebilirler. Koç ve Akreplerin ya da Mars etkisinde olan kişilerin “Allah’ım sen hak ile hükmedersin ve kişiyi bulunduğu yerden indirmek sadece senin adaletinle gerçekleşir” diyerek varlıklarındaki kibri ve cezalandırma arzularını etkisiz hale getirerek tekâmül edebilirler.

El Cebbar: Dilediğini dilediğine zorla yaptırma gücünün esmasıdır. Güç, kudret ve cesareti de içine alan güçlü bir sıfattır. Zorlayıcılık zulmü oluşturur. Hak eden kişi için bile bu sıfatın yetkisi Allah’a aittir. Kişi kendini her şeyin üstünde görürse zorbaca davranabilir ki bu davranış modeli yine sınavları gereği Koç ve Akreplerde gözükmektedir. Böylesi durumda Koç veya Akrep olanlar ya da Mars etkisinde olanlar eğer zorbaca davranışlarda bulunuyorlarsa “Rabbim bu sıfat sana aittir, sen hak ile hükmedersin” diyerek zorlayıcılık, baskıcılık özelliklerinden arınabilirler.

El Ahir: Zamandan ve mekândan bağımsız olarak sonsuz olan anlamına gelen sıfattır. Sonsuzluk sadece Allah’a aittir. Bu sıfatın dozunun fazlalığı yine Koç ve Akreplerin ya da Mars etkisi altında olanlann sınavıdır. Bu nedenle Koç

ve Akrepler sonsuza kadar yaşamak ister, sanki hiç ölmeyecekmiş gibi maddiyatı stoklamaya kalkabilirler. Aslında ölümden çok korkabilirler, ölümsüzlüğü isterler ya da ölümsüzleşmek için çalışırlar. Böylesi bir davranış modeline sahip olan kişiler ölüm sonrası hayata da inanmayabilirler ve sadece dünya için yaşayabilirler. Bu nedenle göğüs kafeslerinde huzur duygusunu yaşamayabilirler. Bu etkilere sahip kişiler Mars zamanlarında “Ya Ahir” esmasını zikrederlerse hoş bir teslimiyet ve huzur bulurlar. Yaşamda geleceklerine güvenirler, ölümden de korkmazlar.

Ed Darr: Mars’ın olumsuz etkisinde olan Koç ve Akrepler yada Mars etkisi altında olanlar derin öfke ve kin duygularıyla zaman zaman kendilerine ya da çevrelerine yaşamı sıkıntılı hale getirebilirler. Bu da Mars etkisinde olanların aşması gerekli olan tekâmül sınavlarından biridir.

El Kahhar: Aynı Darr esması gibi kahretme enerjisi de Mars etkisindeki kişilerde daha yüksek olduğu için aşılması gerekli sınavlardan bir diğeridir. İntikam duygularından, kahretme arzusundan uzak durulması gereklidir, çünkü Mars etkisinde olan kişiler bu sınavlarını atlamazlarsa kendi öz benliklerine bu olumsuz enerjilerle eza etmiş olurlar.

El Mümit: Yok eden ve öldüren anlamındadır ve Mars etkilerine sahip kişilerin davranış modellerinde bulunabilmektedir. Yukarıda bahsi geçen diğer esmalarda olduğu gibi can alma hakkının sadece Allah’ta olduğunun idrak edilmesi gerekmektedir.

Koç ve Akrep burçları yada yükselenleri bu burç olanlar ya da yüksek derecede Mars yıldızının etkisinde olanlar yukarıda bahsi geçen sıfatlara daha çok sahiptirler. Eğer bu etkileri diğer gezegenler yumuşatmadıysa, bu davranış modellerini düzenlemek tekâmül sınavlarıdır. Akrep ve Koçların en büyük korkularından biri “hayatlarını yaşayamamaktır”. Buraya tekâmüle geldiklerini hatırlamaları gerekmektedir. Bu etkiler altında olan kişilere kendilerini olumlu olarak yapılandırabilmeleri adına pek çok şans tanınır. Bu şansları değerlendirmek gerekmektedir.

Koç, karşıt burcu Terazi’nin, Akrep ise karşıt burcu Boğa’nın esmalarından faydalanmalıdır. Yani Venüs gezegeninin esmalarını kullanmaları bu kişilerin daha sakin ve sevgi dolu olmalarını sağlayacaktır.
Akrep ve Koç burçlarına da mutlaka kendi gezegenlerinden bir esma kullanmaları önerilir. “El Kaviy” esması ya da “El Vahid ül Ehad” esmasını Mars saatinde mümkünse şifre adedi kadar kullanmalıdırlar. “Er Rahman”, “Er Rahim”, “ El Vedud”, “El Kerim”, “El Latif’, “El Mümin” esmaları Mars etkisinde olanların tekâmül sınavını geçmelerini sağlayacaktır. Bu esmalar da kendi saatlerinde ve şifre adedi kadar zikredilmelidir. Öfkelerini dizginlemek için de “Ya Halim” esmasını Satürn saatinde yine adedince zikretmeleri çok iyi gelecektir.

Carter Dönemi: Rockefeller Hüküm Sürüyor

fal bak

Demokrat Jimmy Carter, 1976 yılında başkanlık makamına gelmişti. Daha gelir gelmez Zbigniew Brzezinski’yi hem kendisine dış politika başdanışmanı olarak seçti hem de Ulusal Güvenlik Konseyi’ne başkan olarak atadı. Kimdi bu Brzezinski? CFR’ın yeni üyesi ve David Rockefeller Sr. ile birlikte Üçlü Komisyon’un ortak kurucularından biriydi. Aslında, “Carter kabinesindeki en üst 19 mevkiye gelen kişiler, David Rockefellerin kurduğu Üçlü Komisyon üyesi kişilerdi.”

Georgia Eyaleti Valisi iken Jimmy Carterin kendisi de fal bak ve Rockefellerin kurduğu Üçlü Komisyon’un kurucu üyelerinden biri olmuştu. 1976 yılında, İngiltere’nin başkenti Londra’da, Carter gizli bir toplantıda Lord Rothschild ve David Rockefeller ile buluşmuş ve kendisine, o yıl ABD Başkanlığı’na aday olması için “yeşil ışık” yakılmıştı.4
Cumhuriyetçi Ronald Reagan 1980 yılında Başkanlık için kampanya yaparken, her şeyin farklı olacağına dair söz vermişti. Hiçbir CFR veya Üçlü Komisyon üyesi, onun döneminde göreve getirilmeyecekti. Peki, gerçekte ne oldu?

Demokrat Jimmy Carter, 1976 yılında başkanlık makamına gelmişti. Daha gelir gelmez Zbigniew Brzezinski’yi hem kendisine dış politika başdanışmanı olarak seçti hem de Ulusal Güvenlik Konseyi’ne başkan olarak atadı. Kimdi bu Brzezinski? CFR’ın yeni üyesi ve David Rockefeller Sr. ile birlikte Üçlü Komisyon’un ortak kurucularından biriydi. Aslında, “Carter kabinesindeki en üst 19 mevkiye gelen kişiler, David Rockefellerin kurduğu Üçlü Komisyon üyesi kişilerdi.”

Georgia Eyaleti Valisi iken Jimmy Carterin kendisi de Rockefellerin kurduğu Üçlü Komisyon’un kurucu üyelerinden biri olmuştu. 1976 yılında, İngiltere’nin başkenti Londra’da, Carter gizli bir toplantıda Lord Rothschild ve David Rockefeller ile buluşmuş ve kendisine, o yıl ABD Başkanlığı’na aday olması için “yeşil ışık” yakılmıştı.4
Cumhuriyetçi Ronald Reagan 1980 yılında Başkanlık için kampanya yaparken, her şeyin farklı olacağına dair söz vermişti. Hiçbir CFR veya Üçlü Komisyon üyesi, onun döneminde göreve getirilmeyecekti. Peki, gerçekte ne oldu? Göreve 1969 yılından 1974 yılına kadar Cumhuriyetçi Richard M. Nixon Beyaz Saray’daki Oval Ofis’in mukimdi (başkanlık yapmıştı). Onun başkanlık döneminde, arkası arkasına yeni bürokrasi ve kırtasiyecilik işleri oluşturuldu. Federal bütçe yukarı fırladı, bütçe açığı hızla arttı. Çevre Koruma Yasası gibi yeni yükümlülükler getiren anayasaya aykırı yasalar çıkartıl dı. Bu yasalarla, özel mülkiyet hakları sınırlandırıldı ve hatta anayasanın öngördüğü durumlarda tazminat dahi ödemeksizin özel mülklere el koyma imkânı getirildi.

Nixon kendisine dış politika danışmanı olarak Henry Kissinger’i seçti. U. S. News&World Report gazetesi bu durumu; “Kissinger, New York Valisi Nelson Rockefellerin tavsiyesi üzerine seçildi. Rockefeller, Kissinger’i ‘elimizdeki en akıllı adam’ şeklinde tanımlamıştı. Zaten Nixon da onu dış politika konusunda baş danışman olarak atadı,” şeklinde yorumlamıştı.

Aslında politikacı Richard Nixon daima Rockefeller hanedanının bir kuklası olmuştu. Onların küresel hedeflerine sadakatini ispatlamak adına, çiçeği burnunda temsilciler meclisi üyesi olarak Richard Nixon, 9 Temmuz 1947’de, temsilciler meclisinin 68 sayılı müşterek kararını açıkladı:
“Kongrenin müşterek arzusu şudur ki ABD Başkanı, BM tüzüğünün 109. maddesi uyarınca derhal Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu toplantıya çağırarak, Birleşmiş Miletler’in dünya çapında yetkili kılınması için bir karar alınmasını sağlamalıdır.”

Nixon’un halefi olan Başkan Gerald Fox ise Kissinger’i Dışişleri Bakanı olarak muhafaza etmiş, ayrıca Nelson Rockefeller’i Amerikanin ilk seçimle gelmeyen başkan yardımcısı olarak Politik Simyacılık (Göz Boyayıcılık) ve Komplo: Sağ Kanat veya Sol Kanat, Cumhuriyetçi veya
Demokrat Hepsi Aynı!

New Age (Yeni Çağ) dergisi 33. dereceli, Kadim ve Kabul Edilmiş Iskoç Farmason Locasına kayıtlı Yüksek Konseyin resmî yayın organıdır. Bu Konsey, dünya çapındaki konseylerin anası olduğu iddiasındadır. Derginin Nisan 1988 sayısının kapağında, o zamanki Başkan Ronald Reagan ve üç masonun resmi görülmektedir. Başkan, kendisine Büyük Üstat C. Fred Kleinknecht tarafından sunulan çerçevelenmiş bir sertifika tutmaktadır. Dergi, Başkanın “Birader Kleinknecht”eyazdığı bir mektubu da yayımlamıştır. Mektubun bir bölümünde şöyle yazmaktadır: “On altı eski başkanın yer aldığı Farmasonluk Teşkilatına katılmaktan onur duyuyorum.”

Bush Dönemi: Rockefeller Hüküm Sürüyor

fal bak

George Bush’un kendi döneminde gerçekleştirdiği karanlık işler rekorunu hepimiz biliyoruz. Yeni Dünya Düzeni’nin kurulması için ateşli gayretleri, 1992 yılında Rio de Janeiro’da gerçekleştirilen esrarengiz Küresel Zirve’ye verdiği mide bulandırıcı desteği, dört yıllık başkanlığı döneminde yasalaşan ve geldikten sonra Reagan, kendisine Başkan Yardımcısı olarak derhal Kurukafa ve fal bak ve Kemik tarikatı üyesi olan George Bush’u seçti. Bush aynı zamanda bir Üçlü Komisyon üyesi ve CFR’ın direktörlerinden biriydi. Bir zamanlar Teksas’tan gelen genç bir Kongre üyesi olarak Bush; Amerika’nın egemenliğine son verecek ve yetkilerini BM’ye devredecek bir yasa tasarısı ha zırlamıştı. Bush aynı zamanda, yeryüzünün nüfusunu azaltmayı amaçlayan ve yoğun çocuk aldırma kampanyalarını destekleyen Rockefeller’ın kurduğu Sıfır Nüfus Artışı (ZPG) örgütünün de anahtar isimlerinden biriydi.

Cumhuriyetçi bir başkan olan Ronald Reagan, kabinedeki tüm önemli mevkilere Yeni Dünya Düzeni yanlısı Rockefeller referanslı kimseleri tayin etmişti. Ticaret Bakanı, Dışişleri Bakanı, Hazine Bakanı, Savunma Bakanı ve Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Direktörü gibi makamlara gelenlerin tamamı CFR ve Üçlü Komisyon üyesiydi.
İllüminati’nin Has Daire’si için yapılan harcamalar, Reagan yönetimi boyunca da azalmadan devam etti. Federal harcamalar şişti ve bütçe açıkları tavan yaptı. İnsanların özel mülklerini anayasaya aykırı olarak ellerinden almaya imkân sağlayan Müsadere Yasası kongreden geçti ve kurumların yetkileri artırıldı kamu yararı kararı olmaksızın . BATF, FBI, İRS ve EPA, yağmacı ve haydutvari eylemlerine devam etti. Bankacılık skandalları ve tasarruf&borçlanma fiyaskoları yaşandı. Cumhuriyetçilerin yönetiminde de hiçbir şey değişmedi aslında her şey daha kötüye gitti .

Bazı sıkı Reagan taraftarları, sekiz yıllık başkanlık dönemi boyunca Reaganin; etrafını çevreleyen düzen yanlısı içerden kişilerce (İllüminati üyelerince) tuzağa düşürüldüğünü ve kandırıldığını iddia ederler. Pis işleri aslında başkalarının yaptığını, Reagan’ın bir günahının olmadığını savunurlar. Ama tayin etmiştir. Nelson Rockefeller, mali skandallar nedeniyle görevini bırakmak zorunda kalan yetersiz ve beceriksiz Spiro Agnew’in yerine göreve getirilmişti.

Hem Nixon hem de Ford döneminde, esas etkili olan yöneticiler, Yeni Dünya Düzeni yanlısı Dış İlişkiler Konseyi (CFR) üyesi ve Amerika karşıtı olan Kabine Üyeleri ve Büro Şefleri idi. Zaten Başkan Ford’un kendisi de küreselci CFR üyesi ve 33. dereceden Mason’du.

Bay Hege Vin Teorisi: Çatışma Yoluyla Kazanma

indir

George Friedrich Wilhelm Hegel (1770 1831), Hegel Diyalektiği olarak da bilinen, Illuminati felsefesinin kurucusu olarak değerlendirilir. Hegel, insanların ancak “Mantık” (Masonik bir kavram) sayesinde özgürlüğünü elde edebileceğine inanıyordu. Hegel’e göre tarih üç aşamalı bir değişim süreciydi: Tez, Antitez ve Sentez.

İlk aşama olan Tez döneminde Hegel, krizlerin yaşanacağını ve halk yığınlarında korkunun tavan yapacağını söyler. İnsanlar gittikçe kızgın ve öfkeli hale gelecekler hatta zaman zaman yaşadıkları koşullar nedeniyle histeri yaşayacaklardır. İnsanların yaşadığı yılgınlığı, korkuyu ve paniği gidermek üzere bir karşı hareket başlayacaktır. İşte bu karşı hareket Antitez’dir. Sonrasında ise bu toplumsal değişim sürecinin üçüncü aşaması olan Sentez’e geçilecektir. Bu aşama, problemlere getirilen bir uzlaşma çözümüdür. Karşıtların çarpışmasıyla geçici olarak elde edilen durum, dengedir: Tez’e karşı Antitez.

Bu denge durumu bir sonraki aşamada yeni bir Tez haline gelir ve döngüyü yeniden başlatır. Bir kez daha karşıt güçlere ihtiyaç duyulur ve çelişki ve çatışma, daha uygun bir denge aşaması elde edilene kadar devam eder.
Bir muhafazakâr Cumhuriyetçi olan Başkan Richard Nixon ile bir liberal demokrat olan Başkan Jimmy Carter’ın her ikisi de David Rockefeller Sr. tarafından kontrol edilmekteydi.

Zbignievv Brzezinski Dış İlişkiler Komisyonu’nun kütüphanesinde bir toplantıda görülüyor. Üçlü Komisyon’un kuruluşunda David Rockefeller Sr.’a yardımcı olan Brzezinski, Carter yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışmanı idi.
The New York Times gazetesi (24 Kasım 1994), Senato Çoğunluk Lideri Bob Dole ile Başkan Clinton’un İlluminati’ye bağlı Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) kurulması için nasıl işbirliği yaptığını detaylıca anlatıyor.

Dole and Clinton Strike a Deat on Wortd Trade Pact

Saddam Hüseyin’in kuzeni ve komşusu olan Ürdün’ün hain Kralı Hüseyin’in cebine aktarıldı. Demokrat Bili Clinton dö neminde de Cumhuriyetçi George Bush döneminde olduğu gibi, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin’e, Çeçenistan’da ve başka yerlerde yaşayan kendi halkına tecavüz etmesine ve yok etmesine izin verildi. Bütün bunlar olurken de Amerikan askerleri NATO ve BM komutası altında bulunmaya devam ediyordu.8
Bili Clinton da selefi George Bush gibi Rockefeller ailesinin emri altındadır ve onların istediği her şeyi yapar. Eğer utana cak bir yüzü olsaydı, Rockefellerin ayaklarını yalaması onun için utanç verici bir şeydir derdik. Ama maalesef Bili Clinton, ruhunda derin bir boşluk taşıyan biridir.