Hela, -aynı zamanda Hela, Hela ve Helale olarak da bilinir- yeraltınm hükümdarı ve Norse’un ölüm Tanrıçasıdır. Düzenbaz Tanrı Loki’nin kızıdır.

Odin’in emriyle, bir esir olarak Asgaard’a yükseltildi. Hela, içinden sadece kötülük çıkabilecek bir kehanetin gereğine dayanarak, bunun yapıldığından şüphelendi. Odin kehanetin gerçekleşmesini engellemek için onun Tanrılarla bir yaşamasını emretti.

Hela, oldukça çirkindi ve Asgaard’daki diğer Tanrılar onu kendilerinden uzak tuttular. Bu da onu yalnızlık ve umutsuzluğa boğdu. Odine ne kadar üzgün olduğunu anlattı ve o da Asgaard’dan ayrılmasını sağlayabileceğini söyledi. Odin, dokuz ülkeden biri olan Niflhe-im’in yönetimini ona verdi ve sonra o ülke Helheim diye anılmaya başladı. Karşılığında da savaş ve şiddetten başka nedenlerle ölenlerin ruhunu korumasını istedi. Bu Hel’i ölümün Tanrıçası yaptı.

Hela başka mitlerde Brunnhilde ya da “Yanan Hela” diye bilinir. Brunnhilde Odin tarafından sevilen Valk-yrie olarak onurlandırılır. Eğer o Hel’in bir başka adı ise bu Odin’in neden bir krallığı ona verdiğini açıklar. Mitin başka versiyonlarında, onun Odin tarafından Niflheim’den eziyet ederek çıkarıldığı anlatılır ama eğer öyle olduysa ülkenin adını neden onu onurlandırmak için değiştirmiş olsun?

Hela krallığına yerleşir, ruhlar geldiğinde ruhları yargılar. Ateşten gözleriyle yalanları ve insan hatalarını görür. Helheim’de dokuz katman olduğuna inanılırdı. O, ruhları hangi katmana yerleştireceğine karar verdi. İçinde kötülük olanlar işkence ve acının olduğu en alt katmana gönderildi. Masumlar her ihtiyaçlarının karşılandığı huzurlu bir toprak buldular.

Karşılık olarak, Odin Hel’i ona gönderdi. O ortaya çıktığında Geoffrey bir oyun masasında oturuyordu. O Geoffrey’i dışarı çağırdı, o da eğer bir ağaca tırmanıp biraz meyve getirirse bunu yapacağını söyledi. Hela tırmandı ama geri dönemedi. Geoffrey onu orada dokuz yıl bıraktı, bu süre boyunca kimse ölmedi. Lobi bunu Odin’nin dikkatine sununca, o da Geoffreye Hel’i hemen bırakması için emir verdi. Hela ağaçtan kurtuldu ve Geoffrey’i Helheim’e götürmek istedi.

Baldur’un hikayesi Hel’in ülkesinde tuttuğu demir sandıktan bir örnek verir. Frigo Odin’in ikinci karısı, ışığın Tanrısı Baldur’un annesi ve karanlığın kör Tanrısı Hoder’in kardeşidir. Frigg’in geleceği görme yeteneği vardı. Oğlu Baldur’un kötülükle karşılaşacağına dair kehanetler söylemeye başladı. Bunu engellemek için, Frigo bir şeyler öğrenmek için dünyaya gitti. Diğer Tanrılar bunun bir şaka olduğunu düşünerek Baldur’la dalga geçip, ona bir şeyler fırlatmaya başladılar. Spor olsun diye ok bile fırlattılar ama hedeflerine ulaştıramadılar.

Diğer Tanrılar onun incinmeyeceğini bildikleri için oyunlarına döndüler. Lobi Hoder’i kandırarak öksek otundan yapılmış bir oku kullandırarak Frigg’in Oğlu Baydur’u öldürttü.

Yaşlı ve umutsuz Frigo Helheim’e gidip oğlunu fidye karşılığında kurtaracak birisini aradı. Eğer bunu yapacak birisi olursa ömür boyu onu koruyacağına karar verdi. Odin’in oğlu Hermod bu uzun ve zorlu yolculuğa gönüllü oldu. Hel’in evine ulaştığında, Baldur’un onurlandırıldığmı gördü. Geceyi eğlenceyle geçirdiler ve sabah ışığıyla birlikte Hermod onun ricasını Hele ileteceğinin sözünü verdi. O Hele Baldur’u kaybetmenin ne kadar zor olduğunu anlattı. Öyle kolayca onu bırakmayacağını söyleyen Hela, bir öneri sundu. Eğer Aiser’deki Herkes sevgili Baldur’un dönmesi için ağlamazsa, o Hela ile birlikte kalacaktı.

Asgaard’daki Tanrılar herkese ağlaması için haberci göndermekte gecikmediler. Terk edilmiş bir mağarada yaşayan Thockk adında yaşlı dişi bir dev vardı. Baldır için ağlamayı reddetti ve “Bırakın Hel’de ne varsa onu elinde tutsun,” dedi. Bu nedenle Baldır Hele kaldı.

Bir süre sonra Tanrılar bir ziyafet verdiler, burada sarhoş olan Lobi sarhoş oldu ve Thockk kılığına büründüğünü ve Baldur’un gelmemesinin sorumlusu olduğunu itiraf etti. Ceza olarak dudakları dikildi.

Hel’in mekanında hayat güvenliydi, hiçbir Tanrı onu yönetmiyordu ve çevresindekiler onun emirlerine uyuyordu. Elini bir hareketiyle felaket ya da kıtlık meydana gelebilirdi. Evi gizemli diye çağırılmaya başladı. Hel’in ‘dişi’ isimli bir bıçağı, ‘aç’ isimli bir tabağı ve ‘hasta yatak’ isimli bir yatağı vardı. Krallığı sisli, buzlu ve donmuş diye bilinirdi. Buna karşın, orada masum ölülere meyve veren bir bahçe vardı.

Hel’in Nastrond (ölümün evi) diye bilinen evine yolculuk oldukça zor diye düşünülürdü. Onun evi yüksek dağlara kurulmuş, “Ölüler Sahili” olarak bilinen, köknar ağaçlarından oluşan bataklıklarla kaplı bir ormanın ortasındaydı. Kan, gözyaşı ve lağım suyundan siyah bir suyu olan, üzerinde keskin şeylerin yüzdüğü bir ırmakla başlardınız yolculuğa.

Slith Nehri, Helheim’e giden yolda Acılar Şehrinden geçer ve Styx’e dökülürdü. Daha sonra Gjall ya da Yankı Nehri gelirdi. Bu nehir ancak savaşçıların koruduğu buz ve altından yapılmış Yankılı Köprü ile geçilirdi. Gjall nehrinde tehlikeli girdaplar vardı. Kemikler nehirde yüzerdi.

Nehrin girişinde köknar ağaçlarının sivri uçlu demirlere dönüştüğü Demir Koru uzanırdı. Kaburgalarınız delinmeden bu ormanı geçmeniz neredeyse imkansızdı.

Hel’in şehri, Valgrind, bu ormanın arkasında iki nehrin arasında kurulmuştu.

Nastrond bir iç alan olarak düşünülür; dünyadaki her şey yıkılsa bile o kalacaktır. İçeri girmek için büyük salonun solundaki dokuzuncu odada bir ışık söndürmek gerekir. Bir kere oraya girince bir daha kurtulamazsın. Hela oraya girenleri demir bir sandıkta tutar.

Hele kendi zamanında bile tapınıldığma dair çok güçlü kanıtlar olduğu söylenir, tabii kabul ettiği kadarıyla. Hele inanların yaşadığı şehre onun adının verildiği kabul edilir. Helsinki’nin bunlardan biri olduğu da iddia edilir.

Hela, uzun süre kötü büyü ve öç ile birlikte anıldı. Antik Almanlar onun bir cadı Tanrıça olduğuna inanırdı; onları Karanlıkta koruyan oydu. Odin’le birlikte vahşi Av’ı idare eden oydu. Buna bakılarak onun Tanrıca Holde ile ilişkisi olduğu da ileri sürülür.

Vahşi Av’m ölüm ya da savaşın habercisi olduğu düşünüldü. Eğer ava katıldıysanız en azından delireceğiniz söylenirdi. Vahşi av veya “öfkeli kalabalık” daima gece ya da gündoğumunda görülür. Köpeklerin havlaması ve uzaklardan gelen bir insan sesiyle başlardı. Sonra kıtlık durumunda ölüden başkş bir şey olmayan birisi atının üzerinde ortaya çıkardı. Bazıları daha yeni ölmüş bir grup ölüye liderlik ediyordu. Vahşi avda insanların yakalandığına inanılırdı.

Vahşi avın Hela tarafından yönetilen dişi versiyonlarında, çoğunluk çocukların ruhundan oluşur. Hela

Onların ruhunu konforlu evine götürmek için bir araya getirirdi. Onun çocuklara hediyeler verdiğini ve Noel Babanın ruhu olan Yelenin orijinali olduğu söylenir.

Onun öfke majisi ile ilgisi ne?

O bize ölüm gibi asla karşı gelemeyeceğimiz doğal yasalar olduğunu hatırlatır. O Ayrıca Maji ve kutsallığa çok iyi hizmet eder. Bir koruyucu ve bir rehber olabilir.

O bir ölüye kişilik verirken cömert ve güçlü görünür. Kendi hayatıyla yüz yüze gelmiş ve doğanın kanunu olma saygınlığına ulaşmıştır. Güçlülüğü ve gözünün tokluğundan yola çıkarak kendi başarımızı elde etmek için ondan esinlenebiliriz. Hela Odin’e giderek Asga-ard’dan ayrılmak istediğini söylemişti. Bunun ödülü olarak dileği yerine getirilmişti.

Benzerlikler

Ay Devresi: Karanlık, yeni ay

Renkler: Siyah, beyaz

Hayvanlar: Guguk kuşu, kuzgun

Taşlar: Aytaşı, kuartz, oniks, hematite, obsidyen

Çiçek: Yasemin, herhangi bir beyaz çiçek y.

Ot: Çoban püskülü Ağaç: Dört mevsim yeşil ağaçlar Amaçlar: Değişim, şefkat, adalet, ölüm, yeniden doğum

Hela_44.jpg

 

Bir önceki yazımız olan KOVA BURCU AYLIK YORUMU 2017 EKİM başlıklı makalemizde KOVA BURCU AYLIK YORUMU 2017 EKİM hakkında bilgiler verilmektedir.

Leave a comment