Birçok kadın dul kalınca aniden kendini buluverir yine. Gerçi bu, kaybettikleri eşleri için üzülmeyecekleri anlamına gelmez ama kendini bulmanın o kadar da kötü olmadığını görürler.

Sağlığı yerinde ve yaşamak için yeterince kaynağı olan bir kadın olacak kadar şanslıysanız, daha önce bir türlü fırsat bulamadığınız pek çok şeyi yapma imkânına kavuşabilirsiniz. Belki hep seyahate çıkmayı hayal etmişsinizdir, ama kocanızın kafasındaki ideal tatil, bahçeye mangalı kurup golf takımlarını dolaptan çıkarmak olmuştur. Belki çok sosyal bir insan olduğunuz halde yıllarca bu eğiliminizi bastırmışsmızdır, çünkü kocanız kalabalık akşam sofralarından hazzetmiyordun Belki gıyaben nikâh kıymak mümkün olsa, kendi düğününe bile gelmeyecek cinsten bir adamdır.

Belki evlilik hayatınız boyunca tam bir uyum içinde olmuşsunuzdur ama birbirleri için yaratılmış insanlar değilsiniz dir. İki ayrı bireydir evlenen kişiler. Belki takıma uyum sağlama uğruna kendi bireyselliğinizi kısmen bastırmışsmızdır. Oysa şimdi takım dağıldığına göre sandığın üstündeki tozları üfleyebilir, sandığın kapağını açıp içeriye bir göz atabilirsiniz. Tek başına bir insan olarak kendi değerinizi yeni baştan keşfetme ihtiyacı duyabilirsiniz.

İşte hayatın fal gibi bir sillesini daha yediniz ve bundan sonra ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Yaşınız ilerledikçe silleler çoğalacaktır fiziksel, zihinsel, duygusal, parasal bakımdan. Sanki hiç seçeneğiniz kalmamış gibi gelebilir size. Ama daima seçenekleri vardır insanın. Ve ben bu seçeneğe bayıldım:

Bir Patırtı Partisi verin. Bu düşünceyi ortaya atan, arkadaşım Vicki olmuştu; o da bir başka arkadaşından duymuş. Vicki’nin ahbabının suratına öyle bir sille indirmiş ki hayat.

Beyin tümörü teşhisi konmuş kadına ve ameliyat olanağı yokmuş. Tek umudu yaygın bir ışın tedavisiymiş, ama onda da iyileşme ihtimali zayıfmış. “Ondaki fal bak enerjisi ve azmi görünce çok şaşırmıştım.” diyordu Vicki. “Hayatı mahvolmuştu. Ama hiç ağlayıp sızlamıyordu. Oysa çoğu insan böyle yapar. Nasıl olup da hayata bu kadar olumlu bakmaya devam edebildiğini sordum. Bak ne anlattı bana. Dedi ki, ‘Her gün saat 3 olunca, 3:15’e kadar bir Patırtı Partisi düzenliyorum. Bu partide hiçbir sınır yok. Ciyak ciyak bağırıyor, haykırıyor, kendimi yerden yere atıyor, kendime acıyıp üzülüyorum. İçimde ne varsa dışarı döküyorum, on beş dakika boyunca. Sonra burnumu çekip gözlerimi siliyor, makyajımı tazeliyor ve hayatıma devam ediyorum.

Bu Patırtı Partisi fikri öyle hoşuma gitti ki sizlerle paylaşayım dedim. Kendi durumunuz için üzüntü mü duyuyorsunuz? Büyük bir sille mi yediniz hayattan (İlle de beyin tümörü olması gerekmez; iş yerinde berbat bir gün geçirmiş olmanız da yeter.)? İçinizden ağlamak, sızlanmak, yatağa girip yorganı başınızın üstüne çekmek mi geliyor? Bunların hepsini Patırtı Partisi’ne saklayın. Ben denedim. İşe yarıyor.

logo (1)

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment