Vahşi öfke titreşimleri

Vahşi öfke titreşimlerine yardım ettiğinizi hissettiğiniz bir durumda, öfkenizi yuvaya çağırabilirsiniz. Bölüm 27de bu amaçla hazırlanmış bir küçük ayin bulacaksınız. Eğer birisinin vahşi öfkesine hedef olduğunuzu hissediyorsanız, ayaklan yere basarak düşünerek onun farkına varmalı ve iyi kullanımlar için dönüştür-melisiniz.

Bu bölüm için hüzünlü bir son var. Bu kitabi bitirdiğimde, kocamın bir arkadaşı daha önceki bölümdeki kanser hikayesini anlattı. Kadın hüznü yaşarken, öfkelendiği için de kendisini suçluyordu. Herkes bittikten sonra farkına vardı ki suçlamak da bir öfkeydi. Kocasının ölümünün kendisine bir ceza olduğuna kendini ikna etmeye çalışıyordu. Kadın, öfkenin gerilimleri azaltarak kocasına bakmasını sürdürmesini sağladığını görmelidir. Kadın, ne hissederse hissetsin, kocası ölecektir.

Bu kirletilmiş duygular klasik bir örnektir. Kocasının ölümü kadınla ilgili değildi, yine de o kendini suçlayarak olayı üzerine almaya çalışıyor. Hüzün zihni çarpıtır. Ölüm ona ait olmasa da hüzün kesinlikle kadına aittir. Kadın yeteri kadar yas tutmanın başkaları tarafından sempati göreceğini fark edemedi. Böylece bilinçsiz olarak ölümün sorumluluğunu üstüne aldı. Öfkenin değerinin farkına varamadı. Kendini cezalandırmak için yöntemler aradı. Kadın başkalarının acıma duygularının kendisini yastan çekip çıkaracağına inandı. Buna karşın, öfke duymak, yasın sona ermesi için gerekli bir adımdır. Kadının kendini iyi hissetmesi ve kaybını saygıyla kabul etme noktasına gelmesi için kendisine her şeyden önce öfkelenmesi için müsaade etmesi gerekir.

Vahşi öfke titreşimleri_3.jpg

Bir önceki yazımız olan Koç ve Oğlak Aşk Uyumu başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment