Eylül 2013

Sözdebilimsel Hipotezler

Occam ın usturası sözdebilimcilere işlemez, ilke olarak en basit açıklamayı benimsemek yerine, bilimsel çalışmaya bağışık hale getirilmiş, çok geniş, belirsiz ve değişebilir açıklamaları benimserler.

Sözdebilimsel hipotezler, eğer kolay ve anında yanıtları ve kesinliği çok arzulamak, ruhsal açlıklar, sağlıkla ilgili kaygılar, ölümden sonra bir yaşamı çok istemek gibi duygusal gereksimlere yanıt veriyorlarsa, özellikle çekici olmaktadır. Böyle açıklamalar sık sık, hiçbir kanıtı olmayan güçlere ya da kuvvetlere inanmayı gerektiren inanç sistemlerine dayanır ve bu süreçte, inananlardan gayet iyi kanıtlanmış bilimsel hipotezleri bırakmaları istenir.

Sözdebilimsel hipotezlerle ilgili bir diğer sorun, öyle bir biçimde yapılandırılırlar ki bunları deneysel olarak sınamanın akla yatkın bir yolu yoktur. Örneğin, birileri, ara sıra garip davranışlarının nedenini, diğer insanlara görünmeyen bir tavşanın onları her yerde izlemesi ve bazen onları tuhaf davranmaya ikna etmesi olarak açıklayabilir, ileri sürülen hayvanın görünmezliği, onu bulunamaz ve bu nedenle de nesnel değerlendirmeye bağışık kılar.

Bu şekildeki hipotezlerin yanlışlanamadığı söylenir. Yanlışlıklan akla yatkın hiçbir deneyle ispatlanamaz. Açıklamayı bir kenara koymayı isteyeceğimiz durumlar olmalıdır. Örneğin, elmaların ağaçlardan düşeceğini öngören Newton’un Yerçekimi Yasası nm yanlış olduğu, eğer bir elma kendiliğinden ağaçtan yukarı doğru giderse, gösterilebilir. Eğer böyle durumlar düşünülemiyorsa, açıklama bilimsel bir açıklama değildir.

Sözdebilimsel Gözlemler

Şimdi de bilimin gözlem, öngörü, deney ve yeniden çevrimlerinin kullanımını sözdebiliminkilerle karşılaştıralım.
Gözlemler, üzerinde hipotezlerin kurulduğu gerçeklerdir. Bir gözlemcinin önyargıları gerçekle bağdaşmayan bildirimler üretirse gözlemsel sorunlar ortaya çıkabilir. Hüsnükuruntu, insanların gerçekte olmayan olayları oluyormuşçasına düşlemelerine neden olur, özellikle bu olaylar güçlü inançlarla uyuşuyorlarsa.

Bu nedenle, her şeyden önce kişisel anekdotlara güvenen insanlar kendi kendilerini aldatma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Orneğin, inançlarıyla uyuşmayan olumsuz olayları göz ardı ederken, inançlarıyla uyuşan olumlu olayları fark etme eğilimindedirler Çatal çubukla su arayan birisinin su kaynağını birçok denemeden sadece birinde bulması gibi.

Gözlemleri yaparken ve bildirirken sahtekârlık yapmak da bir diğer potansiyel sorundur. Dürüst bildirim bilimin temel bir ilkesidir. Düzenbazca gözlemlere bilimde pek rastlanmaz.

Bu şekilde gözlemler ortaya çıkarıldığında ise bunlarla yerinde ve uygun biçimde ilgilenilir. Diğer taraftan, olağan deneyimlerin içinde olmayan sözümona olağandışı olayların gözlemcileri ise sık sık kendi çıkarları için iş yapan düzenbaz ya da şarlatan olarak sergilenir.

Satürn 27 Eylül13 Ekim Arasında Doğanlar

Satürn güneşinize Akrep burcundan, İkinci Evinizden temas edecektir. Bu etki, şubat ve temmuzda artacaktır. 27 Eylül4 Ekim arasında doğduysanız, Satürn 2013 yılının ilk dokuz ayında en güçlü etkiyi gösterecektir. 4 Ekim’den sonra doğan Teraziler, Satürn’ün etkisini yılın son bir iki haftasında ve sonra 2014 yılında göreceklerdir.

Bu geçiş sırasında para konuları öne çıkacaktır. Kayıtlarınızı düzenleyin, detaylı bir bütçe ve tasarruf planı yapın.

Satürn güneşinize temas ettiğinde her zamankinden daha tutumlu olacaksınız. Para konuları gündeme geldiğinde ertelemeden anında ilgilenin. Üzülmenin, adım atmamanın, hesap yapıp durmanın bir faydası yoktur. Sadece sizi daha çok gerer. Dik kadi bir para yönetimiyle SatürnGüneş teması varlığınızı artırabilir. Dokuzuncu Evinizdeki Jüpiter’in yardımıyla kendinizi bu konuda eğiterek maddi güvenceye ulaşabilirsiniz.

Bu temas sırasında değer verdiğiniz şeyleri yeniden gözden geçireceksiniz. Sizin için önemli olan nedir? insanlar mı, işiniz mi, çocuklarınız mı, sağlığınız mı, aileniz mi, yoksa başka bir şey mi? Bunu iyice düşünerek düşüncelerinizi ve hayatınızı yeniden şekillendireceksiniz. Bunun somut bir yansıması olarak, evinizde gözden çıkarabileceğiniz şeyleri atacak, satacak ve evinizi yeniden düzenleyeceksiniz.

Satürn’ün etkisiyle kişisel kaynaklarınızı, varlıkta ve yoklukta etkin şekilde değerlendirmeyi öğreneceksiniz. Bundan sonra, Satürn Sekizinci Evinize girerken önünüzdeki on dört yıl boyunca hayatınızı etkileyecek yeni alışkanlık ve davranış kalıpları edineceksiniz.

Satürn 27 Eylül13 Ekim Arasında Doğanlar

Sihirbazlığa Karşı Düzenbazlık

Profesyonel sihirbazların çoğu, sadece numara yaptıklarını vurgulamak için kendilerine illüzyonist (gözbağcı) denmesini yeğler. Yaptıkları sihir, onların doğaüstü ya da paranormal güçleri varmış gibi gösteren kasıtlı, kuşkusuz aldatıcı yollar içerir. Bu sihiri, doğa yasalarını isteyerek çiğneme iddiasındaki bir sözdebilim olan düzenbazlık ile karıştırmamak gerekir. Hindistan’da Sai Baba ellerinden bol miktarda kül oluşturmuş gibi yaparken düzenbazlık yapmaktadır. İsrail’deki Uri Geller de zihnindeki güçle kaşıkları bükermiş gibi görünürken aynı şekilde düzenbazlık yapmaktadır.

Biz (yazarlar) birlikte öğretirken, birimiz sınıfa bilimin doğal olarak oluşan dört kuvvet bildiğini anlatırdı: yerçekimi kuvveti, elektromanyetik kuvvet ve atom çekirdeği içinde etkin olan iki kuvvet, güçlü çekirdeksel kuvvet ve zayıf çekirdeksel kuvvet. Diğerimiz ise göstermeye hazırladığı beşinci bir kuvveti tam o sırada keşfettiğini açıklardı. Bir elini ın üzerine koyar, diğer eliyle o bileğin altını sarar ve ın üzerine koyduğu elini kaldırmaya başlardı. Şaşırtıcı (!) bir şekilde  da bu beşinci kuvvet tarafından yükselen avuca doğru çekilircesine yükselirdi.

Bununla birlikte, öğrencilerin çoğunluğu hileyi hemen fark ederlerdi: Bileği tutan eldeki görülmeyen işaret parmağı ın altındaki bir konuma gelmişti. Hileyi ilk bakışta yakalayamayanlar ise bizim şakalarımızı bildikleri için bunun bir aldatmaca olduğunu anlardı.

ADINIZIN HARFLERİNDEN FAL BAKMA

fal bak

ADINIZ VE SAYILAR
Bir ile dokuz arasındaki bütün rakamların kendilerine özgü ayrı ayrı anlamlar taşıdıkları esasına dayanarak bu fal hazırlanmıştır. Adımızı oluşturan harflerin bu değerlere göre karşılığı bulununca elde edilen rakam iş veya duygusal hayatımızda bazı önem ve isteklerimizi açıklamaktadır.

Alfabe harflerine isabet eden rakamlar şunlardır;

Adımızla ilgili olarak elde edilebilecek üç sayı vardır:

I. Şahsiyet sayısı.

II. Meslek sayısı.

İÜ. Kader sayısı.

Bunların anlamlarını incelersek;
I. Şahsiyet sayısı; karakter özelliklerini açıklar. Ayrıca etraftaki insanlarla ilişkileri, dost ya da düşmanlarla ileride ne gibi şeyler yaşanacağını gösterir. Şahsiyet sayısı aracılığıyla bakılan falda, sadece ilk adınız rol oynar.

n. Meslek sayısı; iş hayatıyla ilgilidir. Mesleğimizle ilgilidir. İş hayatında karşılaşılacak olayları anlatır. Meslek sayısını elde etmek için sadece ad değil, buna ilave olarak soyadı da kullanılır.

Kader sayısı; hayatta rolü olacak iyi ya da kötü olayların işleyişi, bunların sonucu ve üzerimizdeki psikolojik etkisi ile ilgilidir. Kader sayısmı elde etmek için ad ve soyadın baş harfleri kullanılır.

Terazi Burcu Bu Yılın Tutulmaları Size Ne Getirecek?

2013 yılında beş tutulma olacaktır. Bunlardan ikisi Güneş, üçü Ay tutulmasıdır. Her bir tutulmanın etkisi altı ay ile bir yıl arasında sürecektir. Yeni Ay zamanında bir Güneş tutulması, Dolunay zamanında bir Ay tutulması olacaktır. Tutulmalardan ikisi Akrep burcunda olacak ve parasal konuları etkileyecektir. Boğa burcunda olacak tutulma ise ilişki ve iletişimi etkileyecektir.

Akrep burcundaki Satürn’ün ve ikinci, Sekizinci Evlerinizdeki üç tutulmanın etkisiyle bu yıl parasal konular öne çıkacaktır: 25 Nisanda Akrep burcundaki Ay tutulmasının ardından 9 Mayıs’ta Boğa burcunda Güneş tutulması ve 3 Kasım’da Akrep burcunda yine bir Güneş tutulması olacaktır. Bu tutulmaları, tasarruf ederek, bütçe yaparak, borçlarınızı kapatarak ve parasal işlerinizi düzenleyerek lehinize çevirebilirsiniz. Bu dönemde mali bilginizi artırabilir, emeklilik planına başlayabilirsiniz. Tutulmalar miras ya da aileden gelen bir hediye olasılığını artıracaktır.

25 Mayısta, Yay burcundaki, Üçüncü Evinizdeki Ay tutulması, kardeşleriniz, akrabalarınız, komşularınızla ilişkilerinizi güçlendirecektir. Gün içinde daha enerjik olacaksınız. Telefonların susmadığı, mesajların gelip gittiği, bir yığın angaryayla uğraşacağınız günler sizi bekliyor. Bütün bunlar, hayatınıza yeni insanlar getirecek. Tutulma döneminde hafta sonu kaçamakları yapmak, kitap okumak, mahallenin işleriyle ilgilenmek fırsatı bulacaksınız.

2013 yılının beşinci tutulması 18 Ekim’de, Koç burcunda, Yedinci Evinizde olacaktır.

Bu tutulma Koç burcundaki Uranüs’ün etkisini güçlendirecek, hayatınıza yeni yüzler, sosyal fırsatlar çıkaracaktır. Ama en büyük etkisi ortaklıklar ve yakın ilişkiler üzerinde olacaktır. Bir ortaklığın geleceği hakkında görüşmeler yapıyorsanız, bu tutulma kararınızı çabuklaştıracaktır. Yine de düşünmeden karar vermeyin. Uranüs’ün etki sindeyken sonradan pişman olacağınız kararlar verebilirsiniz. Sağlam ortaklıklarsa birlikteliği, olumlu ve yapıcı değişimleri teşvik eden bu tutulmadan kazançlı çıkacaktır.

Terazi Burcu Bu Yılın Tutulmaları Size Ne Getirecek

Büyü Nedir ? Büyü Belirtileri ?

Bilim insanları bütün olayları doğal yollardan açıklamaya gayret ederler. Bu arayış, örneğin, Ingiliz fizikçisi Sir Isaac Newton u evrendeki tüm cisimlerin birbirlerine karşı bir çekme gücü uyguladıklarını söyleyen Yerçekimi Yasası’m oluşturmaya sevk etti. Bu yasa elmalar ile dünya gezegeni arasında görünmeyen bir çekici gücü tanımlamakta ve saha dışına atılan bir beysbol topunun en sonunda yere ineceğini öngörmektedir.

Konuyla ilgili bir açıklama ya . da yasa keşfedilmeden önce böyle olaylar doğaüstü ya da “büyülü” niteliklere sahipmiş gibi görünür. Bu nedenle bilim ve büyü birbirlerine yabancı değildir. Örneğin, mıknatıs taşı denilen ilginç bir taş vardır. “Görülmeyen” bir kuvvetle, demiri uzaktan çekme gücüne sahiptir. Bu görülmeyen güç, bilim insanları manyetizma olayını anlayana kadar esrarengiz bir olay olarak kabul edildi (Aynı Newton un yerçekiminin temel yasasını tanımlamasında olduğu gibi). Mıknatıs taşlan, sadece manyetik mineral manyetitten oluşan doğal mıknatıslardır.

Manyetizma olayından haberi olmayan bir kişi, belki de ilkin bayağı bir taş olan ve abrakadabra sözcüğüyle sihirli bir taşa dönüştürülen mıknatıs taşını, büyülü bir taş olarak sunan bir sihirbaz tarafından kandırılabilir. Bu olay, sihirbaz tarafından, kendisinin sihirli etkisiyle olmuş gibi sunulduğu zaman, gösteri sihirli bir numara ya da yanılsama olur.

Çoğu kimse, sihirbazlar mıknatıs taşı manyetizması gibi doğal olayları sergilediklerinde ya da doğa yasalarına meydan okunduğu yanılsamasını veren, göz göre göre aldatmaya başvurulduğu zaman gerçeğin görünürde askıya alınması sanısından hoşlanır. Bu numaralar için her zaman bir açıklama vardır; fakat bunu sihirbazın yapmasını beklemeyin.

İşte Yepyeni Bir Fal Bakma Türü Harf Falı

Fala bakılırken; 28 tane aynı boyda küçük kağıt hazırlanır. Her birinin üzerine “ğ” harfi hariç alfabedeki harfler yazılır. Kağıtların hepsi küçük bir torbaya yerleştirilir.

Dilek tutulduktan sonra torbadan bir kağıt çekilir. Çekilen harfin anlamı okunup, yorumu yapılır.

HARFLERİN ANLAMLARI
A : Dileğiniz kabul olacak. Şansınız bir anda açılacak, işlerinizde başarılı olacaksınız. Eğer dilek evlilik için tutulmuşsa bu evlilik olacak hem de kısmetli bir evlilik olacak.
B : Dileğiniz en kısa zamanda gerçekleşecek.
C : Dileğininizin gerçekleşmesi şüpheli.
Ç : Dileğinizin gerçekleşmesi için zamana ihtiyaç var. Herşeyi oluruna bırakın.
D: Dileğin gerçekleşmeyebilir.
E : Dileğiniz gerçekleşecek, istediklerinize kavuşacaksınız.
F: Dileğiniz gerçekleşecek, ama biraz üzüleceksiniz.
G : Dileğinizden beklentilerinizi elde edemiyeceksiniz.
H: Dileğiniz gerçekleşecek.
I: Dikkatli ve sabırlı olmanız gerekiyor. Ama dileğinizden beklentileriniz tam anlamıyla gerçekleşmeyecek.
İ : Dileğinizden zarar görebilirsiniz. Hayır yok.
J : Dileğiniz gerçekleşecek ve çok mutlu olacaksınız.
K : Dileğinizin gerçekleşmesi için çok çaba harcamanız gerekmektedir.
L : Dileğinizin gerçekleşmesi için acele etmeyin, sabırlı olunuz.
M : Dileğinizin gerçekleşmesi biraz şüpheli.
N : Dileğiniz hiç umulmadık bir şekilde gerçekleşecek.
O : Dileğinizin gerçekleşmesi için çok çalışmanız gerekmektedir. Sabretmeniz gerekecek.
Ö : Dileğinizden vazgeçin. Hayır yok.
P: Dileğiniz gerçekleşecek.
R: Dileğiniz gerçekleşecek.
S : Dileğinizin gerçekleşmesi şüpheli. Üzülmeye değmez.
Ş : İşi oluruna bırakın, dileğinizden hayır beklemeyin.
T: Dileğiniz beklediğinizden daha hayırlı olacak.
U : Dileğiniz gerçekleşecek ve her istediğinize kavuşacaksınız.
Ü : Dileğinizin gerçekleşmesi şüpheli. Zamana gerek var.
V: Dileğiniz gerçekleşecek.
Y : Dileğinizin gerçekleşmesi için sabretmeniz gerekecek.
Z: Dileğiniz olmayacak.

indir

Aslanlar için 2013

Aslanlar için 2013”  İşinizde olduğu gibi ev hayatınızda ve ailenizde de güçlü etkiler görülüyor. Hareketli bir sosyal hayatınız olacak. Yeni arkadaşlıklar, romantik anlar yaşayacak, çocuklarınızla neşeli zamanlar geçirecek, ufkunuzu genişleteceksiniz.

24Haziranda Jüpiter İkizler burcuna, On Birinci Evinize giriyor. Bu dönemde 2013 yılının ilk yarısı, sosyal hayat açısından en iyi zamanlardan biri olarak aklınızda kalacak. Etrafınızda pek çok yeni yüz göreceksiniz. Bunlardan bazılarıyla arkadaş olacaksınız hatta ruh eşinizi bile bulabilirsiniz. Sevgili arıyorsanız, hayatınızın aşkına ortak bir dostunuz sayesinde kavuşabilirsiniz. Ya da uzun süredir arkadaş olduğunuz birine karşı romantik hisler beslemeye başlayabilirsiniz.

Çevrenizdekiler ve arkadaşlarınız size şans getirecek. Önemli bağlantılar kuracaksınız. Hayır işlerinde ya da yeni insanlar tanıyabileceğiniz kulüp ve derneklerde yer alabilirsiniz. Göz doldurmanızı ve yeteneklerinizi geliştirmenizi sağlayacak olan liderlik görevleri üstlenebilirsiniz.

Jüpiter, 25 Haziranda Yengeç burcuna hareket ediyor. Yıl boyunca On İkinci Evinizde olacak. Bu şanslı gezegenin avantajlarını fazlasıyla görecek, ihtiyacınız olan şeyi son dakikada elde edeceksiniz. Ancak Jüpiter’in şansına çok güvenmeyin çünkü bu gezegen bazen verebileceğinden fazlasını vaat eder. Ne olursa olsun, bu yıl koruyucu gezegeniniz yanınızda olacaktır.

Jüpiter’in bu geçişinde hayat felsefenizi ve bu felsefenin şu anki durumunuza uyup uymadığını düşünme fırsatı bulacaksınız. Jüpiter 2014 yılının yaz aylarında burcunuza girerken siz de yeni yönlere hareket edeceksiniz.

Bu yıl pek çok önemli sır öğrenecek ama gelecekte size fayda sağlayacak bu sırları saklamakta epey zorlanacaksınız.

Aslanlar için 2013

Akrep burcundaki, Dördüncü Evinizdeki Satürn egemenliğine devam ediyor. Bu yıl ev ve aileyle ilgili konular gündeminizde olacak. Aileniz zamanınızın çoğunu alacak. Yaşlı bir akrabanızın bakımını üstlenebilir ya da bir bakıcı bulmak zorunda kalabilirsiniz.
Şehir değişikliği yapabilirsiniz ama yeni bir ev almak için Satürn’ün 2014 sonunda bu bölgeden çıkmasını beklemeniz daha doğru olacaktır. Borca girmediğiniz sürece, Satürn’ün kendin yap türünden projeler üstünde olumlu etkisi vardır. Bir yer kiralarken kontratı dikkatli okuyun, mali detaylara özellikle dikkat edin. İlave masraflar, kira artışı ve depozito gibi konulara önem verin. Kontratı imzalamadan önce her maddeyi iyice inceleyin, gerekli tamiratları önceden yaptırın.

Gerçeğe Giden Yola Karşı Yanılsamaya Giden Yol

Sözdebilim Satar
Bilimsellik iddiasındaki kuramlar, bilimin acımasız standartlarını tutturmalıdır. Tüm kuramların bu standartları karşılayabilmesi için, insanların yeterince eğitilmiş olmaları gerekmektedir. Ne yazık ki, sözdebilime karşı yapılan savaşım çok zahmetlidir, insanlar, gerçek bilimden çok, sözdebilim ve büyü okuyorlar. Astroloji gibi, sözdebilim ları milyonlarca satıyor.

Buna ek olarak, halk, Xdosyaları gibi TV dramaları ve dev böcek işgalcileri konu alan filmler ile sözdebilim tarafından bombardıman ediliyor. Bu özel efektler günümüzde o kadar inandırıcı yapılıyor ki gerçeğin nerede bittiğini ve yanılsamanın nerede başladığını bilmek güçleşiyor.

Bunun sonucu olarak, bilimle sözdebilimi ayırt edebilecek insanların sayısı giderek azalıyor. Evrime inananlardan daha çok insan duyu dışı algılamaya inanıyor. Astronomlardan daha fazla astrolog var. Son günlerde bir çıda görülen bir tabela, YENİ ÇAĞ BÖLÜMÜ BİLİM BÖLÜMÜNE TAŞINDI, diyor.

Sözdebilimlere inancın artması küresel bir eğilimdir. Bu, özlemini çektiğimiz fakat bir türlü bulamadığımız kişisel güçler arayışına yanıt veriyor. Hastalıklara derman bulma sözü veriyor. Ölümün son olmadığı sözü bile veriyor, insanların, kesin şeyler için doymak bilmeyen iştihasmı tatmin ederken, aynı zamanda kolay ve anında yanıtlar sunuyor.

Güçlü duygusal gereksinimleri karşılıyor ve manevi açlıkları tatmin ediyor, insanlara hiç olmayan şeyleri vermeyi vaat ediyor. Bu nedenle yirmi birinci yüzyıl bilim çağı, sözdebilim çağı olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Bilim Alt Bölümler Halinde Yaşar

Evrende öyle çeşitli olaylar vardır ki fal ve bilim insanları genellikle bir ya da en fazla birkaç çalışma alanında uzmanlaşır. Bilimlerin en geniş sınıflandırmasında, iki ana alt  vardır: Evrenin canlı ve cansız kısımlarını inceleyen doğa bilimleri ve rasyonel/duygusal varlıklar olarak insana (davranışsal ve sosyal bilimler) ve insan tarafından yaratılan ve biçimlenen organizasyonlar ve sistemlere (politik, ekonomik, dinsel,fal, vs.) odaklanan insan bilimleri. Aşağıdaki sol sütun doğa bilimlerini; sağ sütun ise insan bilimlerini listelemektedir.

astronomi
antropoloji
biyoloji
coğrafya
kimya
tarih
jeoloji
psikoloji
fizik
sosyoloji

Her iki listeyi tamamlamak için diğer bilimleri, örneğin, doğa bilimlerinden ekoloji ve insan bilimlerinden ekonomi gibi bilimleri de eklememiz gerekmektedir. Aynca biyokimya ve sosyal psikoloji gibi disiplinlerarası bilimler de eklenmek zorundadır.

Benzer ama Aynı Değil
Doğa ve insan bilimlerinin her ikisi de olayların genel açıklamasını bulmaya çalışmalarına rağmen, bunu yaparken izledikleri yollar arasında önemli farklar bulunmaktadır.

GÖZLEMLER: Doğa bilimleri, hemen hemen birbirinin aynı ve insan bilimleri tarafından izlenen kişisel ve sosyal olaylara göre sayıca çok olan fiziksel ve biyolojik varlıkları (atomlar, bakteriler, sirke sinekleri) gözler. Evrende hepsi de aynı kimyasal davranışı gösteren trilyonlarca trilyon karbon atomu bulunmaktadır; yeryüzünde her biri eşsiz olan 6 milyar insan vardır.

Bir kimyacı, bir karbon atomunu gördüyseniz hepsini görmüş olursunuz diyebilir. Bir psikolog ise insanlar için bunu asla söylemez !

HİPOTEZLER:

Doğa bilimi eri tarafından gözlenen varlıklar hemen hemen birbirlerinin aynı ve sayıca çok oldukları için, bu varlıkları ayırmak daha kolaydır ve çok az sayıda değişken sunarlar. Bu nedenle doğa bilimlerindeki hipotezler sıkça tek kabul edilebilir hipoteze indirgenebilir. Diğer yandan, bir konuda çok sayıda kabul edilebilir hipotez, insan bilimlerinde sıkça rastlanan bir durumdur (psikolojide, psikoanalitik kurama karşı davranışsal ve kognitif kuramlar gibi). Doğa bilimlerinde hipotezler daha kesin (görece olarak daha basit denklemler ile ifade edilebilir), bir hata aralığı daha küçük ve gözlemci tarafından kolaylıkla önyargılardan ve yanlı değerlendirmelerden arıtılabilecek yapıdadır.

ÖNGÖRÜLER: Doğa bilimlerindeki hipotezlerin hata payı daha küçük olduğu için, bunlara dayanan öngörüler de daha küçük hata payına sahiptir.

DENEY YAPMA: Doğa bilimlerinde değişkenleri kurmak ve denetlemek daha kolay olduğundan deneyler yanlılıktan kolaylıkla armdırılabilir ve nadiren doğrudan etik kaygılar (nükleer silah geliştirilmesi ve genetik mühendislik gibi) içerir ve çalışılan varlıkların davranışı deneyin kendisi tarafından etkilenmez. Gözünüzü bir insana diker ve bakarsanız, o da size dik dik bakabilir. Karbon atomlarını ne kadar yakından izlerseniz izleyin, size hiç aldırmayacaklardır.

İnsan davranışı, çok çeşitli etmenler tarafından etkilenebildiği için çalışılması özellikle zordur. Hipotezin değerlendirildiğinin bilinmesi bile onu etkileyebilir. Örneğin, bono faiz oranlarının artığını öğrenen yatırımcılar, aynı zamanda yükselen bono faizlerinin borsayı düşürdüğü hipotezinin de farkındaysalar, ellerinde tutabilecekleri tahvilleri satmaya karar verebilirler.

YENİDEN ÇEVRİM: Deney sonuçları ve öngörüler, doğa bilimlerinde daha kesindir ve bu nedenle insan bilimlerindekilere göre daha kolay karşılaştırılır. Doğa bilimlerinde yapılan kritik bir deney, Thomson’un Üzümlü Kek atom modelinin Rutherford un deneyiyle büyük bir yara almasında olduğu gibi, bir hipotezi önemli ölçüde değiştirebilir. İnsan bilimlerinde kritik deneyler çok azdır.