İnsanın fiilleri (kesbi) Açısından Falcılık

İnsanın fiilleri (kesbi) Açısından Falcılık

Önceden insanın yapacakları yazılmıştır. Yaptığı işler neticesinde kişi kendi hakkında yazılmış olanı yerine getirmektedir. Fakat yazılma işi, kişinin yapacakları önceden Allah (celle celâluhû) tarafından bilindiği içindir. Çünkü Allah’ın (celle celâluhû) ilmi, geçmişi, hâli ve geleceği aynı anda bilir. Yoksa insanı zorlayıcı bir güç ve kuvvet değildir.

Kâinatta öyle şümullü bir kader vardır ki kâinatı yaratan Allah (celle celâluhû), tohumun çatlamasından bahara, yavrunun doğuşundan gökteki yıldız ve galaksilerin doğuşuna kadar her şeyi kuşatan ilmiyle bir plan ve program tespit buyurmuş ve bir kader tespit etmiştir. Buna cebri kader denilebilir. Çünkü bu insan iradesinin söz konusu olmadığı, kâinatın umumunda cârî olan kaderdir.

Bu kader âlem şümuldür. Orada insanın iradesi asla nazara alınmaz. Allah (celle celâluhû) yaratır ve yaratacağı şeyi hiç kimseye sormaz. Ancak insan irade ve aklıyla ilişkili olan kadere gelince bu noktada kader meselesi yeni bir boyut kazanmış. Burada da esas itibariyle kader, insan iradesinin söz konusu olduğu noktada başlıyor. Problemin kelâmı boyutu, insan fiillerini olumlu veya olumsuz etkiliyor. Meselâ tıyare neticesinde kuş sol tarafa uçtu, bunu olumsuz yorumlayan şahıs niyetlendiği işten vazgeçti.

İnsanın fiilleri kaderi etkiler mi değiştirir mi? İnsanın kesbi söz konusu mudur? Cebriye mezhebine göre, Allah bütün fiillerin yaratıcısı olup bu fiilin meydana gelişinde kulun hiçbir etkisi bulunmamaktadır. Kuldan sadır olan fiiller, cansız maddelerin hareketleri gibidir. Hâlbuki kulun fiili iztırârî yani mecburi olsa sorumluluk ortadan kalkar, emir, nehiy, va’d ve vaid yani mükâfat ve ceza anlamını kaybeder. Mutezile ise insanın kendi ihtiyarî fiillerinde Allah’ın takdir ve müdahalesinin olmadığını benimsemiştir.

Bir önceki yazımız olan İSLÂM’IN GELDİĞİ DEVİRDE FALCILIK başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment