İSLÂM ÖNCESİ TÜRKLERDE FAL VE FALCILIK

Türklerde fal anlamına gelen yaygın kelimelerden biri de “tölge”dir.3a Eski Türklerde bunlann dışında bazı kelimelerle de falcılar isimlendi rilirdi. Bunlar genellikle fal esnasında kullandıkları malzemelere göre bir isim alırdı. Nitekim hayvanların kürek kemiğine bakıp geleceği keşfedenlere “yağrıncı”, koyun tezekleriyle fal açanlara “kumalakçı”, muhtelif şeylerden manalar çıkaran falcılara ise “ırımcı” denirdi.

Türk boylan arasında en meşhur ve güvenilir sayılan fal, “yağ nn” adı verilen “kürek kemiği” falıdır. Falcılar çeşitli hayvanlardan elde ettikleri kürek kemiklerini, kaynatmadan özel olarak bu iş için hazırlanmış ocaklarda ateşe tutuyor ve üzerinde beliren şekillere, deliklere göre yorum yapıyorlardı. Etnografya araştır malan, bu tür falın çok eski bir geçmişi olduğunu ve çeşitli ırktan topluluklar arasında yaygın biçimde kullanıldığını da ortaya koymaktadır.

Araştırmalardan anlaşıldığına göre, KırgızKazaklar, Altay Türkleri, Nogaylar ve Başkurtlar arasında başlıca fal türlerinden olan kürek kemiği falı, muhtelif ırklara mensup kavimler de eskiden beri bilinmektedir. Kürek kemiği falına Moğollar da çok önem veriyorlardı. Nitekim Moğol hükümdan Mengü Han bir işe girişeceğinde kürek kemiği falına baktınyor ve aldığı sonuca göre hareket ediyordu. 1221’de yöreye seyahat yapan Çinli bir gezgin de Moğollann bu tür fala çok önem verdiklerini belirtmiştir. 1771’de Kazak bozkırlanna seyahat eden Yüzbaşı Riçkov, KırgızKazak hanlanndan Nur Ali Han’ın Kalmuklar ile yapacağı savaş için kürek kemiği falına baktığını ifade etmiştir. XIX. yy. başlannda Kınm yöresini gezen papaz Minas Meditsi de Nogay kâhinlerinin kuzu kürek kemiğindeki çizgi ve noktalara bakıp istikbalden haber verdiklerini, fal sahibine bir yıl içinde gelecek iyi ve fena günleri bildirdiklerini, bu biçimde fala baktıklarını yazmaktadır. Kaşgarlı Mahmut’un naklettiği bir atasözü, “Kürek kemiği kanşırsa il karışır” bu fala işarettir.

Kürek kemiği ile fal bakma Asya’nın birçok bölgesinde yaygınlık kazanmıştır. Orta Asya Türkleri, Moğollar, Araplar, Yunanlılar, Romalılar ve bazı Balkan halklarından koyun ve keçi gibi hayvanların kürek kemiği ile fala bakma geleneği vardır. Kürek kemiği falı motifine, eski Türk destanlarında da rastlanır. Türkler arasında İslâm’dan önce de mevcut olan bu yöntem günümüzde Anadolu’nun hayvancılıkla geçinen bazı yörelerinde uygulanmaktadır. Bunlardan anlaşılacağı gibi Türkler, Müslüman olduktan sonra da kimi Şaman inanışlarını sürdürmüşlerdir. Nitekim eski Türklerin kürek kemiğini kutsal saydıkları ve kırmadan köpeklere atmadıkları bilinmektedir. Bu inanış, bugün dahi Anadolu’nun birçok yöresinde sürdürülmektedir. Kasaplar hayvanın kürek kemiğini müşteriye vermezler, atarken ya da köpeklere vereceklerinde mutlaka ortasından kırarlar.

Eski Türkler, aşık kemiği ile ateşe bakarak veya ateşe yağ atıp alevlerin durumunu yorumlayarak, atalarının ruhuna kurban kesip eti yada ciğeri üzerindeki biçimleri yorumlayarak da fal bakıyorlardı. KırgızKazaklarda ve Özbeklerde yaygın fallardan biri “kumalak” adı verilen fal türünde ise kırk bir taş veya kırk tane nohut, fasulye vb. ya da koyun tezeği kullanılıyordu. Koyun tezeğine bakarak yorum yapma, özellikle Kırgızlar arasında yaygındı. Onlar aralarında kürek kemiği falını bilenler pek az olduğu halde kumalakçılar çoktur.

Buraya kadar ifade edilenlerden başka da Türkler arasında yaygın birçok fal çeşitleri vardır. Bunlardan bazıları ateşin alevlerine, közlerin duruşuna, odunun ıslık seslerine, suya ve aynaya bakma, kurşun dökme, tütsü yapma, kahve ve bakla fallarıdır. Bakla falı da eski Ön Asya ve Orta Asya menşelidir. Orta Asya Kazak ve Kır gızlan ile Özbekler’de bu fal kumalak adıyla bilinir. Şamanlar, kayıp kişilerden haber almak için ayna kullanmışlardır.

İSLÂM ÖNCESİ TÜRKLERDE FAL VE FALCILIK

Bir önceki yazımız olan BEDEN VE YÜZDEKİ DEĞİŞİK FAL YORUMLARI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment