Tüm canlı sistemler evrime uğrar

Bu muhtemelen yaratıkla çevresi arasında, DNA kodunda henüz gözükmeyen birçok olası evrim (mutasyon) yönlerinden birini seçip gerçekleştirme kapasitesine sahip olan bir kuan tum diyalogu olabilir. Bunun olabilirliği çok yakın geçmişte bulunan DNA’nın kuantum tutarlılığıyla güçlenmiştir.

Tüm canlı sistemler evrime uğrar ve kendi yapısal gelişmelerine böylelikle katkıda bulunan bir yaratıcılığa sahiptirler. Uya Prigogine’in söylediğine göre canlı sistemlerde fal ve daha çok ve büyük karmaşıklığı gösteren bir zaman oku vardır (Zaman bir yapıdır)8 ya da Alman fizikçi Fritz Popp’un ifade ettiği gibi, “Tutarlı durum, bizim daima üzerine yazı yazmamızı isteyen beyaz bir kâğıt gibidir.”

Bizde canlı sistemlere mahsus olan ve bizi yaratıcı kılan bir fiziksel itki vardır. Fakat bu yapısal yaratıcılığın ötesinde bilincin kuantumcu yorumu bize davranışsal yaratıcılığın (çocuk ve çamur çömleğininki) nasıl varolabileceğini gösterir. Bu aynı zamanda, insandan evrimin en aşağılarındaki çok basit yaratıklara dek uzanır.

Toprak kurtlarında bile duyusal verilerini bütünleştirme ve yavaş yavaş bir yaşam biçimine, bir dünyaya doğru evril menin ilkel eğilimi vardır. Çevrelerindeki bir uyarıya yanıt verir, bazı tepkilerin onlara (kabaca söylersek) zevk, bazılarının da acı verdiğini öğrenir ve ona göre davranırlar. Bazılarına, ışığa tutulunca, içgüdüsel olarak aksini yapmak istemelerine rağmen, hiç hareket etmemeleri öğretilmiş ve bazıları da basit labirentlerde yürümeyi öğrenmişlerdir.

Toprak kurtlarının kendi dünya yapıları içinde “maksatlı” olduklarını hatta bir davranış biçimini diğerine tercih ettiklerini söylemek yanlış olabilir. Maksatlar ve tercihler özellikle insan (ya da en azından daha yüksek bir hayvan) kapasitesinden türeyen insana ait kategorilerdir. Fakat yine de çok basit canlı sistemlerin bile, dışarıyla hep diyalog içinde olmalarını ve kendilerini çevreleyen dünyadan (onların çok temel bilinç birliği) veri alabilmelerini sağlayan kuantum kapasiteleri sayesinde temel davranışsal yaratıcılığa sahip olduklarını kabul etmemiz önemlidir.

İnsanın yaratıcılığını toprak kurdunun yaratıcılığından daha etkileyici ve ilham verici kılan şey, esas olarak aralarındaki fark değil, tür ya da derece farklılığıdır. Bizim yaratıcılığımız sonsuz derecede karmaşık ve akılcı analiz ve özdüşünce (özbilinç) kapasitesi olan bir canlı sistemden kaynaklanıyor. Akılcı analiz, beynin bilgisayar sisteminin (bütün nöronlar ve bağlantıları) olağanüstü karmaşık veri işlem kapasitesinden doğar. Dünya bütünleşmesi ve öz düşünce kapasiteleri, beynin kuantum sisteminin çarpıcı büyüklükteki Bose Einstein yoğunluğundan ve buna dayanan kuantum hafızanın dinamiğinden doğar.

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment