ÜÇÜNCÜ ÇAKRA (Güç, Hakimiyet ve Ego)

Üçüncü çakra için Sanskritçe kelime MANIPURA veya Mücevher Merkezidir. Midenin girişinde veya sekizinci göğüs omuru bölgesinde yerleşmiştir. Üçüncü çakra pankreasa yaşama kuvveti sağlamaktan sorumludur. Aynı zamanda elektromanyetik enerjiyi karaciğer, safra kesesi, dalak ve mideye yönlendirir.

Pankreas tabii ki kan şekerinin hücrelere yakıt olarak gitmesini sağlayan insülin yaratmaktan sorumludur. Bu yüzden üçüncü çakra metabolizma ve hücrelerin temel çalışması ile ilişkilendirilir. Metabolizma gerçekte hücrelerin içinde minicik bir ateştir; minik fabrikalar gibi hücrelerin içinde işlerini yapabilmeleri için kan şekeri (glikoz) yakılır.

Bunun sonucunda üçüncü çakra geleneksel olarak ateş ile veya Ayurvedik tıpta ateş elementi ile ilişkilendirilir. Üçüncü çakranın bloke olması veya kapanması sindirim sorunları, ülserler, şeker hastalığı, hipoglisemi, karaciğer sorunları ve kan şekeri ve yağ metabolizması ile ilgili bozukluklar ile sonuçlanabilir.

Psikolojik ve ruhsal olarak, üçüncü çakra kişisel gücünüz ve kendinizi idare etmeniz ile ilgili her şeydir. Kişisel güç ve idare kendinizi geliştirmeniz ve büyümeniz için geliştirilmiştir. Bunun sonucu olarak üçüncü çakrayı kucaklamanız tavsiye edilir. Ateşe ilave olarak üçüncü çakra akıl ile ve sarı renk ile temsil edilir.

Bu çakra bir burcun simgesi olan koç ile temsil edilir. Koç Takımyıldızı güçlü iradesi, cesareti, dışa dönük doğası, liderliği ve aslında inatçılığı ile bilinir. Koç Takımyıldızı sık sık ateşli tutkular, savaş, taşkınlık, duygular, iddiacılık, şiddet, cesaret ve etkinliği ile bilinen Mars ile birleştirilir. Bu çakra kendinizi ve isteklerinizi söylemeniz ve başarmak için yola çıktığınız şeyi başarmanız için kapasite sağlar.

Bu yüzden üçüncü çakranın atmosferi bütünüyle tutku, kaba kuvvet ve evcilleşmemiş bir akıldır.

Çok utandığımızda genellikle üçüncü çakramızda fiziksel basınç veya rahatsızlık hissederiz. Üçüncü çakra tutkularımızın kuralsız olduğunu ve kişisel gücümüzün belki de kendi inancımızla veya ortamdaki şartlarla veya belki de ikisi ile de birden sınırlandırılmış veya bloke edilmiş olduğu gerçeğine bizim dikkatimizi çeker.

Bu noktada seçilebilecek iki yol vardır, ya kendimizi yansıtıp, yaratıcı olur ve duruma yeni bir yaklaşım getirebiliriz ya da daha fazla utanca, kızgınlığa ve kırgınlığa yol açabilecek şekilde zorlarız ve irademizi güçlendiririz. Üçüncü çakranın sık sık şiddet ile ilişkilendirilmesinin sebebi budur.

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment