Ağustos 2014

KAĞITTA NOKTA FALI

KAĞITTA NOKTA FALI

Bedevi Araplar’da ise yaygın bir fal kumda, parmakla veya bir değnekle, çizilen noktalarla bakılır.

Nokta falı’nm değişik fakat aynı şekilde yaygın bir çeşidi bir kağıt parçasına gelişi güzel çizilen noktalarla oluşur. Falcı’ya bir soru sorulur.

Falcı derin bir düşünceye, bir “konsantrasyon” haline dalar ve kağıdın üstüne noktalardan meydana getirdiği onaltı yatay çizgi çizer. Her çizgideki nokta sayısı ayrıca toplanır ve çizginin sonuna yazılır. Çizgiler, sayılır ve
bunlardan oluşan şekiller veya anlamlar karmaşık bir yönteme geleneksel bir çizelgeye uygulanır ve yorumlanır.

Victoria dönemi boyunca çok sayıda astroloji el konumı yayınlandı. J.Wilson’un (1819) hacimli Complete Dictionary of Astrology’sinden soma gelen, RT.Cross’un 187779’da basılan Guide to Astrology’si veya Worsdale’in (1824) Celestial Philosophy or Genethliacal Astrology’sinin yanısıra 1879 1889’da basılan ve 1911’de yeniden basılan Pearse’m Text book of Astrology’sinin iki cildi bunlara örnektir.

Bu dönemin sonunda, İngiliz astrolojisinde yeni bir olay ve yeni adlar belirir. Sözkonusu olan, Mme Blavatsky tarafından kurulan ve Almanya’da da yankılan duyulacak olan bir teozofi hareketi ve hem gizemli hem ticari eğilimleri olan bir astrolog, Alan Leo’dur (W.F.Allen takma adli) (1860-1917).

KUM FALI (REMİL)

KUM FALI (REMİL)

Birtakım nokta ve çizgilerle kaygı keşfetme ilmine verilen addır. Remil: Arapça kum demektir. Eskiden kağıt yerine kum kullanıldığı için bu ismi almıştır. Bununla uğraşanlara “remal” denilirdi.
Remilde 16 değişik şekil vardır. Bu şekiller 32 çizgi ve 32 noktadan meydana gelmiştir. Her çizgi i ki noktaya denktir ki, 32 çizgiden 6 nokta çıkar. Re milin 32 noktasını da bunlara ilave edince toplam 96 olur ki Ebced ile hesaplanmış olan Daniyal ismine denk gelir. Remil, halka Hazreti Daniyal tarafından öğretilmiştir.

Remil atma şekilleri çeşitlidir. Remil atmada kolaylık olsun diye bazı memleketlerde zar kullanılmıştır. Remil attırmak isteyen kimselere 16 kez zar arttırılır ve her atılışta zann tek veya çift gelişine göre, yani tek için nokta, çift için çizgi olarak yazılır ve Ümmehat teşkilinden sonra remmal (remil atan) usuluna göre diğer haneleri meydana getirir ve sonuca göre de kararım verir.

Bundan başka yine bazı yerlerde kolaylık bakımından on altı Remil şeklinin her birinden dörder tane küçük kağıt parçalanna yazılıp bükülerek bir torbaya konur. Remil attırmak isteyen kimseye niyet ettirildikten sonra torbadan kağıtlar birer birer çektirilerek sıra ile dizilir ve Ümmehat teşkil edildikten sonra diğer haneler meydana getirilir ve gereken karar verilir.
Remil dökülmezden evvel yapılması ve dikkat edilmesi gereken şartlar şunlardır:
Abdestli olmak, yerin ve giyeceğin temiz olmalı.
Yüz kıbleye dönecek.
Hava yağmurlu, karlı, bulutlu, fırtınalı olmayacak.
Kötü sayılan saatlerde Remil dökmemek.
Çok tok iken Remil atmayın.
Mümkün olduğu kadar atılacak Remili kuşluk zamanına getirin.
Remil atarken niyete konsantre olun.
Sağ elin serçe parmağını mihver yaparak noktalan soldan sağa doğru saymaksızm atmak ve her sıra noktayı evvelkinin altından ve biraz aşağıdan başlatıp, öncekini geçmek ve her noktayı korken kalben Allah (C.C)’ı zikretmek.
Remil atmadan önce soru ve niyet ne ise onu söylemek.
Aynı maksat için bir günde iki defa Remil atmamak.
Remil atmaya başlamadan önce bir Ayetel Kürsi, üç Latif, üç İhlas, bir Fatiha, okumak gerekir.
Birinci satırdan ve soldan başlayarak noktalar sayılır, tek gelirse nokta, çift gelirse satırın karşısına bir çizgi çizilir. Bu on altı nokta satırından çıkarılan dört şekle Remil dilinde Ümmehat denir.
Remilde her şeklin birinci sırası ateş, ikinci sırası hava, üçüncü sırası su, dördüncü sırası da toprak sayılmıştır.

Ümmehatın dört şeklinin ateş hanelerinden beşinci şekli, hava hanelerinden altıncı şekli, su hanelerinden yedinci şekli, toprak hanelerinden de sekizinci şekli, örnekte olduğu gibi yapılır.
Agah Sun Levent: RemiFi kendine özel bazı şekiller vasıtasıyla hükümler çıkarmak ve böylece istek ve arzulan haber vermek ilmidir. Diye tarif ettikten sonra şunlan söyler.

“Vaktiyle bu şekilleri parmakla kum üstünde çizdikleri için buna remil demişlerdir. Bazı lar, ilmi remil’in İdris Peygamberce münasebeti olduğunu söylerler. Fakat bu ilimle asıl meşgul olan Daniyal imiş. Remil’in çeşitli usulleri vardır.

Remil ’in esası noktadır. Her iki noktada bir çizgi demektir. Bu nokta ve çizgilerle bir takım şekiller
yapılır.

Bunların burçlarla nispetleri hesap edilerek bun lann tahlili yapık ve hükümler çıkarılır.
Şamanlann, gaipten haber almak için kullandıkları gereçlerden biri de aynadır. Bunu, Türkiye’de fal bakıcıları, bildiğimize göre, suyun düz ve aydınlık yüzfi gibi kullanıyorlar; yani bakma kuralı her iki teknikte aynıdır. Cindar çağırdığı cinlere, aynada istediği kişileri ve olayları yansıtmasını buyurur. Ve buna göre yorumunu yapar.

KUMALAR FALI

KUMALAR FALI

KırgızKazaklar’da ve Özbekler’de yaygın fallardan biri Kumalak denilen faldır.
Kumalak falı için kırkbir taş yahut nohut, fasulye yahut koyun tezeği kullanır. Kırgızlar koyun tezeğini tercih ederler. Bu falı biz taşla şöyle açalım: Kırkbir adet taş yahut başka bir şey gelişi güzel üçe aynlır. Birini kısma giren taşlar dörder dörder ayrılıp kalan taşlar sağa konulur. Burası sağ omuz olur. İkinci kısma giren taşlar yine böyle ayrılır, kalanları sağ omuzun sol yanma konur ki bu baş’dır. Üçüncü kısımdaki taşlar da böylece ayrılır, kalanı baş’ın sol yanma konulur, bu sol omuz’dur. Şöyle bir sıra oluşur.

kalan bütün taşlar karıştırılıp tekrar üçe aynlır; birinci’de olduğu gibi yapılır ve şöyle bir sıra oluşur.
sağ omuz’un altındaki sağ böğür ortadaki yürek sağ omuz’un altındaki sağ böğür ortadaki yürek sol omuz altındaki sol böğür’dür.

Kalan taşlar yine kanştırılıp üçe ayrılır. Bunlarında her bir kısmı dörder dörder ayrıldıktan sonra
en son kalanları öncekiler gibi yerleştirilir ve hepsi şöyle sıralar oluşturur.

Kazan yahut koskun
Bu işlemlerden sonra kalan taşlar hiçbir şey ifade etmezler. Falcılar bu dokuz yerdeki taş kumalak sayılarına bakıp fal sahibine geleceğini anlatırlar.

BUĞDAY FALI

BUĞDAY FALI

Geçen yüzyılda Fransa’nın birçok bölgelerinde köylüler buğday piyasasının durumunu saptayabilmek için buğday taneleriyle bir başka fal açarlardı. Oniki buğday tanesi alınır, her birine bir ayın adı verilir ve temiz ve sıcak bir ocağa konulurdu. Yanan buğday taneleri köylülerin inancına göre buğday fiyatının hangi aylarda yükseleceğini gösterirdi.

Arap Astrolojisi
Astroloji Pers, Suriyeli, Arap ve Türkler’de geniş ölçüde yayümıştır. Tarihinin en ilginç dönemi, îslami yayılışa karşılık gelen ve Î.S. 8. yüzyıldan başlayıp, sekiz yüzyıl süren dönemi kapsar. El hakem el nud’jun ya da “yıldızların yargısı” adını alır.

Muhammed’in yıldızlara ilişkin boşinançlan ve Yahudi Hıristiyan düşünceleri yok ettiği söylenirse de Kuran’da astrolojiye açık olarak getirilmiş bir yasak yoktur. Yıldızlar, Muhammed’in izleyicileri tarafından Tann’nm iradesinin işaretleri olarak değerlendirilir, ama kehanetler, kaçınılmaz nitelikte olmamalıdır. Böylece, birçok halifenin hizmetinde bir astrolog bulunur.

HOROZ FALI

HOROZ FALI

Harflere dayanan başkaca bir fal şekli, Romalılar’da çok kullanılan “Horoz falı” idi. Yere bir daire çizilir ve bu daire yirmidört bölüme ayrılırdı. Her bölümde bir harf ve her harfin üstüne bir arpa veya buğday tanesi konulurdu, dairenin içine bırakılan horoz, arpa ya da buğday tanelerine saldırırken bölümlerdeki harfler kaydedilir ve çıkan sözcükler, yazılar yorumlanır.

SİYAH RENK FALI

SİYAH

SİYAH RENGİ SEVEN KADINLAR
Bu rengi seven kadınlar mahzundurlar. Bunlar dışarıdan bakıldığında şen, mutlu ve hayat dolu gözükürler. Moralleri bozuk olduğunda etrafta hayalet gibi dolaşırlar.

Bu bayanların bazıları sert ve soğuk olurlar. Başladıkları işi bitirmek isterler. Hırslıdırlar.

SİYAH RENGİ SEVEN ERKEKLER
Bu rengi seven erkekler, sert yapılı ve sert düşünceli olurlar. Hayatın zevklerinden yoksun yaşarlar. Etrafındaki insanların hayatlarına karışmayı severler. Durmadan nasihat ederler. Liderlik duygusuna sahiptirler.
Çoğu kötümser olurlar. Hayatı adeta başka bir hayat için bir hazırlık sayarlar.

KURŞUNİ RENK FALI BAKMA

KURŞUNİ

KURŞUNİ RENGİ SEVEN KADINLAR
Bu rengi seven kadınlar sessiz, sedasız ve beceriklidirler.
Böyle bayanlar başladıkları işi bitirirler. Bazıları soğuktur. Duygulan her zaman dışa vurmazlar. Bazılan duygularını tamamen gizlerler.
Zekidirler. Iş hayatında başarılı olurlar.

KURŞUNİ RENGİ SEVEN ERKEKLER
Bu rengi seven erkekler, hareketli ve kuvvetlidirler. Fakat evde tamirat işleri ellerinden gelmez bu konularda beceriksizdirler.
Beyin ve zeka konusunda her şeyi çok iyi yaparlar. Bu konuda kendilerine güvenmekte çok haklıdırlar. Kabiliyet ve kusurlarını bilirler ve bunun etrafındakilerin tarafından bilinmesi onları rahatsız etmez. Son derece kültürlü olurlar.

Her yıldız çeşitli tannlara maledilmiştir. Ay Tannsı Sin, bitkiler, aylar, yıllar, günler ve insanlarm kaderine hükmeder. Güneş tannsı Şamaş, yaşamın efendisi ve adaletin koruyucusudur. Aşk tanrısı îştar, Venüs’e karşılık gelir. Sabit ya da gezgin diğer yıldızlar, bazıları evcil (basit yıldızlar) diğerleri gezgin yada vahşi (gezegenler), “bibular” ya da koyunlardır. Bu son sözü edilenler arasında “beyaz yıldız” (Jüpiter), Babil’in koruyucu tanrısı, yaratıcı Mar duk’tur. Oğlu ve ortağı Nabu, Merkür’e karşılık gelir: Kader tabletlerinin milini tutan bilim tanrısı. Mars, korkutucu kırmızı parıltısıyla cehennem ve silah tannsı, kötülük taşıyıcı Nergal’dir. Yavaş seyriyle farkedilen Satürn, eski yorgun bir güneş olan adalet ve düzen yıldızı, istikrarlı Ninibe’ye benzetilir.

MOR FALI

MOR

MOR RENGİ SEVEN KADINLAR
Bu rengi seven kadınlar lükse düşkündür. Servet, şöhret ve mevki elde etmek isterler.
Beklentilerinin gerçekleşmesi için çalışmazlar. Bek lentilerinin başkaları tarafından gerçekleşmesini beklerler. Sürekli beğenilmek ve iltifat almak isterler.
MOR RENGİ SEVEN ERKEKLER
Bayanlardaki gibi erkeklerde lüks ve pahalı bir hayatı severler. Daima büyük şeyler isterler.
Hareketleri ağır ve dikkatlidir. Bazı durumlarda da çabuk hareket ederler.

MAVİ RENK FALI

MAVİ MAVİ RENGİ SEVEN KADINLAR

Bu rengi seven kadınların duygulan derin olur. Sevindikleri zaman çok sevinirler, üzüntülü olduklarında da duygulan o derece derin olur. Bu rengi sevenler bir an neşeli iken belli bir süre sonra hiç sebepsiz kederli olabilirler.
Kendinden hiçbir zaman emin değildirler. Kendi kendilerini hiçbir zaman anlayamazlar.
Çoğu zaman derin ve acı düşüncelere dalarlar.

MAVİ RENGİ SEVEN ERKEKLER
Bu rengi seven erkekler sakindirler. Çalışma hayatla nnda hırslıdırlar.
Iş hayatında sistemle değil, ilhamla çalışmayı tercih ederler. Hayatlan düzenlidir. Masa başında oturarak çalış maktansa, gezerek çalışmayı tercih ederler. En uygun mesleklerden bazıları, satış, pazarlama ve şantiye işleridir.

ASTROLOJİNİN TARİHİ

logo (1)

Babil. Mezopotamya’da herşey, tarıma mevsimlerin (30° kuzey enlemi civarında) ve gökyüzünün gözlemine uygun bir bölgede, Fırat ve Dicle arasında başlar. M. Ö. 4000 ve 1000 arasında, ülke güneyde Sümerler ve kuzeyde Akatlar arasında paylaşılmıştı.

Önce, pratik ve somut bilimsel yazılar, biçimlendirilmiş sazlarla (bu nehir bölgesinde çok bol olan) yazılmış kil yazıtlar “çivi yazısı” denilen gerçek bir fonetik temelli yazıya dönüşür. Sümerler’in bu önemli buluşu, daha sonra Sümerler’i egemenlikleri altma alan Akatlar’a geçer. Bu yazı, 1. Ö. 2000’lerden sonra Babil Krallığı’nm yazısı olur ve Mısır’da olduğu gibi, elit bir aristokrasi tarafından korunarak ve geliştirilerek, onlara büyük bir güç ve ayrıcalık verir.

Fakat bizim için önemli olan, bu aristokratların gökyü züyle ilgili olanlar da dahil çeşitli dokümanların ve her türden olayınl3 gözlemlenmesi ve korunması konusunda olağanüstü bir gelenek geliştirmiş olmalarıdır. Astronomiyle ilgili bulunan ilk tablet l.ö. 8. yüzyıla tarihlenir. Bulunan bir tablet, Nebunassar’ın krallığı ile l.ö. 317 yılı arasında, yani 400 yıl boyunca, Babil’de meydana gelmiş tüm ay tutulmalarını gösterir. Bazı tabletler, günlük gözlemleri içerir ve böylece astronomiyle ügili gökgünlükleri ni oluştururlar.

4. yüzyıldan sonra sayıları artar ve bir sayı yerine kullanılan “hava bulutlu gözlem yapamadım” türünden çeşitli açıklamaların gösterdiği gibi, bir nesnelliğe ulaşırlar. Bu metodik gözlemlerin yapılışıyla eşzamanlı olarak çok karmaşık bir matematiksel astronomi de gelişir. Bir kule üzerinde yükselen büyük yapılar olan “Zigu ratlar”ın da astronomların çalışmasına olanak verdiği bilinmektedir. (Babil Î.Ö. 7. ve 6. yüzyıllar.)

Aym günlük hareketi ve evrelerinden sonra astronomlar, ana yönleri belirlemiş ve Güneş’in takımyıldızlar arasında dolaşmasını izlemişlerdir. Ayrıca, çıplak gözle görülebilen 5 gezegeni (=gezgin yıldızlar), sabah ve akşamki konumlan dolayısıyla ilk ikisini önce çift saydıktan sonra tanımlamışlardır: Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn.

YEŞİL RENK FALI

YEŞİL

YEŞİL RENGİ SEVEN KADINLAR
Bu rengi seven kadınların en büyük özelliği hazır cevap olmasıdır. Özellikle iğneli ve alaycı cevaplar vermekte birincidir. Herhangi bir dil kavgasında veya tartışmada yenmek hemen hemen imkansız birşeydir.

Bu rengi seven bayanlanp akıllan durmadan işler. Etraflarında olan biten her şeyi hemen görür ve hemen anlarlar. Yalnız vücut olarak çoğu tembeldir. Çoğu da sabırsız ve dayanıksızdır. Zor ve uzun bir işi yarı yolda bırakmak zorunda kalırlar.

YEŞİL RENGİ SEVEN ERKEKLER
Bu rengi seven erkekler çoğu zaman huzursuz ve düşüncesizdir. Bazı durumlarda istemeden de olsa kalp kırarlar. Cömerttirler. Ellerinde bulunan parayı ihtiyacı olana vermeye çekinmez. Her şeyden memnun olan yapıları var
dır. Etrafındaki insanlara fazlasıyla güvenir. Yalnız almaktan hoşlanmaz.

Esprili ve hoş sohbet sahibidir. Kendini ilgiyle dinleyen birkaç kişiye uzun uzun bir şeyler anlatmak onu mutlu eder. Kendilerine verilen görevleri pek ciddiye almazlar. Ama bu erkeklerle geçinmek kolaydır. Karşısındakileri memnun etmek için de elinden geleni yaparlar.