İçgüdüsel Rüya Farkındalığı

Umutlar ve Arzular

Rüyalarınız uyanık yaşamınızın esas kalıplarını yansıtır ve gece rüyalarınızla gündüz yaşantınız her ne kadar bağlantısız görünse de, “rüya” sadece gece maceraları değil, aynı zamanda uyanık-kenki umut ve arzularınız anlamına da gelir. Uyanık rüyalarınızın kasıtlı arayışı ve gece rüyalarınızın doğal yaradılışı birbirinden tamamen ayrı gibi gözükse de, her ikisi de birincil olarak, sahip olduğumuz daha derin bir kişisel farkındalık tarafından yönlendirilirler. Kendinizle ilgili bu daha temel kavrayış, insan olmanın doğal bir özelliğidir ve bilinçdışı farkındalık olarak bilinir.

Bilinçsizlik, genelde, kayıtsızlıkla eş değer tutulur; fakat bilinçdışı farkındalığınız, basitçe ifade etmek gerekirse, özümsediğinizi bilinçli bir şekilde fark etmediğiniz tüm bilgi ve deneyimlerdir. Mantıklı bir insan olarak, uyanık olduğunuz saatlerdeki deneyimlerinizin çoğunu bir süzgeçten geçirip bir kenara koyarsınız ve bu nedenle de bunlarla genellikle sadece rüyalarınızda karşılaşırsınız. Bilinçaltınız çoğunlukla kendisinden haberdar olmadığınız bir bölgeniz olsa da, o, geçmişteki tüm deneyimlerinizi ve muhtemel geleceklerinizi içerir ve uyanık yaşantınızdaki amacınız ve potansiyelinizi fark etmeniz için son derece önemlidir.

Yarattığınız rüyalar, bilinçsizce haberdar olduğunuz her şeyi ifade eden ve uyanık yaşantınızda en anlamlı bulduğunuz şeyleri yansıtan hikâyelerdir. Bu hikâyeler, bilinçdışı farkındalığınızın doğal dilidir; bilinçli kişiliğinizden daha derin bir bilgeliğe ve daha geniş bir anlayışa sahiptir.

Dünyanın her yerinde insanlar, bilinçli olarak sorduklarını bilmedikleri soruları cevaplayarak, farkında olmadan aynı hikâyeleri tekrar tekrar yaratıyorlar. Bunlar genelde, “Hayatımı gerçekten nasıl değiştirebilirim?”, “Niçin sürekli yanlış insana âşık oluyorum?” veya “Niçin kimse benim yeteneklerimin farkına varmıyor?” gibi sorular oluyor.

Rüyalarınız bu tip sorulara sürekli olarak cevap verir ve rüya deneyimine takılı kalmak cazip gibi gelse de, düşleyen olmadan rüya da olmaz. Kendi bireysel psikolojinizi rüyalarınız yoluyla ifade edersiniz, olduğunuz gerçek insanı aydınlatır, gerçekte neye ihtiyaç duyduğunuzu ve neye inandığınızı ortaya çıkarırsınız. Birinin veya bir uygulamanın sizi düzeltmesini ummak yerine, bilinçaltı farkındalığınız, sizin büyük bir kısmı henüz keşfedilmemiş bir bütün olduğunuzu bilir. Kendinizi tamamlamak için, rüyalarınızı araştırarak bilinçaltı farkındalığınızın içgörülerinden kılavuzluk alabilir ve kendi psikoloğunuz haline gelebilirsiniz.

Günlük yaşantınız sıklıkla, gece rüyalarınızda olduğu gibi, günlerinizin birbiriyle çok da alakası bulunmayan rastlantısal olaylarla dolu olduğu hissini verebilir ve en büyük tutkularınızı keşfetmekten sizi alıkoyabilir. Uyanık yaşantınızdaki baskılar ve talepler kendinizi büyük düşlerinizden kopuk hissettirebilir; ihtiyaçlarınızın ve potansiyelinizin karşılanmamasına sinirlenebilirsiniz. Ancak, rüyalarınızın ve bilinçaltı farkındalığınızı ifade etmek için onları nasıl yarattığınızın daha fazla farkına vararak, rüyalarınızı uyanık yaşantınızın gerçekliğine getirebilir ve onları sürekli aramak yerine yaşamaya başlayabilirsiniz.

Parıltı ve Arayış

Rüyalarınızdaki bilinçdışı hikâyeleri sadece uyurken deneyim-lediğinizi düşünebilirsiniz. Her gece, çaba harcamadan yarattığınız rüya dünyalarına dalarsınız ve sonra saatin alarmı çalarak gözleriniz kızarmış halde sizi aceleyle uyanık yaşantınızın gerçekliğine çeker. Ancak, zil çaldığında rüyanız hemen sonlanmaz çünkü farkında olmasanız da, bilinçdışı farkındalığınızı çevrenizdeki gündüz boşluklarına yaymaya devam edersiniz. Farkında olmadan çevrenizdekilere parıltı saçtığınızda arayış ışığınız her tür gizemi aydınlatır; fakat geriye yansıyanlar muğlak ve kafa karıştırıcı görünebilir.

Sadece kesin olarak görebildiklerinizin ve farkında olduklarınızın üzerine yoğunlaşıp, bilinçaltınızın genişliğini ve onun zengin belirsizliğini göz ardı etmenin daha kolay olduğunu düşünebilirsiniz. Bilinçdışı yansımalarınızı her ne kadar kilit altına almaya çalışsanız da, onlar bilincinize sızmaya devam edecektir. Televizyonun kısa bir süreyle en favori şovunuzda takılı kalması gibi, size büyük resimden parçalar ve kısa görüntüler sunacaktır. Bu tip geçici belirmeler ve rastlantısal parçalar son derece anlamlı bir şeyi ifade ediyor gibi görünür ve bunlardan anlam çıkarmaya odaklanmak kolay olabilir. Bunu yapmanın en kolay ve en doğal yolu rüyalarınızda yarattığınız hikâyeleri anlamaktır.

İçgüdüsel rüya farkındalığınızı kullanarak bu belirmeleri araştırmak yerine, aklınızı kullanarak onları mantıklı hale getirmeye çalışabilirsiniz. Bu mantıksallaştırma sizin geniş kavrayışınızı daraltabilir ve kimi zaman bu, kapıyı açıp dışarıya adım atmak yerine evde kalıp posta kutunuz vasıtasıyla dünyayı algılamaya çalışıyormuşsunuz gibi hissettirebilir. Mantığın ve nesnelliğin bariz derecede güvenli sınırlarının içinde kalmak daha kolay gözükebilir fakat bu, düş farkmdalığınıza tam olarak adım atmanıza engel olabilir. Bazı insanlar ise bilinçdışı farkındalıklarının dışına adım atıyorlar ve kendileri ve dünyayla ilgili önemli keşifler yapmak için genişleyen algılarını kullanıyorlar. 1895 yılında Albert Einstein, rüyasında kendisini yıldız ışınından bir kızakla karla kaplı bir tepeden kayarken gördü ve bu ilhamı, uyanık yaşantısında İzafiyet Teorisi’ni bulmak için kullandı. Sonrasında ise şu yorumda bulundu: “Düş yeteneğim bana, bilgiyi özümseme yeteneğimden daha fazla anlam ifade ediyor.” Einstein, bilinçli anlayışını genişletmek için rüyalarındaki gö- rüleri kullanarak, gerçek bir bilim hayalperesti oldu. Bilinçdışı farkındalıklarından doğan hikâyelere açık olan hayalperestler, bilim ve teknolojideki büyük gelişmelerin çoğunu kelimenin tam anlamıyla düşlemişlerdir.

Orville ve Wilbur Wright, uçan bisikletler hayal ederlerdi ve Kitty Hawk’ın rüzgârla şekillenmiş kumları üzerinde ilk motorlu uçakları havalandığında bu hayalleri gerçeğe dönüştü. Nobel Ödüllü fizikçi Neils Bohr, kendisi güneşin üzerinde otururken gezegenlerin onun etrafında farklı koşu yollarında vınlayarak geçişiyle ilgili çok canlı rüyasından hareketle atom modelini geliştirdi. Organik kimyager Frederich Kekule benzenin yapısını bir rüyada keşfetti ve çığır açan bu buluşunu duyurduktan sonra bilim adamı meslektaşlarını “düş kurmayı öğrenmeye teşvik etti.

Bir önceki yazımız olan Terazi Burcu başlıklı makalemizde astroloji, başak ve burçlar hakkında bilgiler verilmektedir.

Leave a comment