Rutherford’un Modeli Thomsonun Modelinin Yerini Alıyor

Ruthefordun düşüncesine göre, artı yük, atomik boyutlardaki bir kürenin her tarafına yayılmış olarak bulunmak yerine, çok daha küçük, son derece yoğun, atom çekirdeği dediği merkezi konumdaki bir bölgede yoğunlaşmış olarak bulunuyordu. Bu çekirdeğe yaklaşan alfa parçacıkları, yollarından çekirdek tarafından saptırılıyorlar ve bunun sonucu olarak büyiik açılarla dağılıyordu.

Bu özelliği, Thomson un üzümlü kek modelinin çevrilmiş yorumuna eklemişti.
Bu yeni model artı yüklü çekirdek eklenirken, atomun küresel biçimi ve aynı zamanda eksi yüklü parçacıkların varlığı korunmuştu. Elektrik güç, güneşin çevresinde dolanan gezegenleri güneş sistemi içinde tutan yerçekimi gücünü anımsatır.

Cavendish Laboratuvan’nda Thomson un ardılı, Yeni Zellandalı fizikçi Lord Ernest Rutherford, Thomson’un modelinden işe başladı. Thomson’un hipotezinin (premise) öncüllerine dayanan tümdengelim düşünce biçimini kullanan Rutherford, henüz gözlenmemiş olaylar hakkında bir öngörüde bulundu.

Eğer atomlar zayıf fakat artı yüklü, içinde elektronların saçıldığı bir hamurdan oluşuyorsa, bu atomlar, ince bir altın (altın atomları) yaprağa doğrudan doğruya yöneltilen atomaltı (doğal radyoaktif maddeler tarafından yayılan alfa parçacıkları) parçacıkların geçişine çok az bir direnç gösterecektir, şeklinde akıl yürüttü.

Rutherford, parçacıkların çoğunun engellenmeden geçeceğini; fakat az sayıda parçacığın ise zayıf artı yüklü madde tarafından itilme sonucu hafifçe saçılacağım öngördü. Deneyinin sonuçları öngörülerine uymamıştı. Özellikle, çok daha fazla parçacık öngörülenden daha büyük açılarla saçılmıştı.

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment