Astroloji ve Kuantum

Parçacıklar tek tek vakumdan dışarı yükselip kısa bir süre varolurlar, daha sonra diğer parçacıklarla birleşip ya yeni bir şey oluştururlar ya da çıktıkları kaynağa geri dönerler. Fakat bu kısa ömürleri boşuna değildir. Eğer iki temel parçacık buluşup tek vücut olurlarsa, her biri kendi başına varolmaya son verir, fakat oluşturduklan yeni parçacık onlann kütlelerinin özüne sahip olacaktır. Eğer bir nötron dağılırsa onun kütlesi, yükü ve dönmesi, elektron, proton ve sonuçta oluşan antinötrino içinde olduğu gibi korunur. Meydana gelen her kuantum olayı izini, “ayak izlerini zamanın kumları üzerine” bırakır.

Aynı şekilde, bir model ya da bütünün (bir grup, bir kurum, bir millet) devamlılığını ilgilendiğimiz nesne olarak alırsak, parçaların bireyselliğinin geçici hali bütün içinde fark edilmez ya da en azından ana meselenin yanında yer alır.

Beden hücrelerimin binlercesi her gün tek tek ölüyor fakat onların yerine diğerleri geçiyor ve bedenim eskisi gibi olmaya deVam ediyor. Okulda oğlumun sınıfındaki birçok çocuk büyüyüp okuldan aynlacak ama okulun ana sınıfı olmaya devam edecek. Gelecek bahara, bu yıl olduğu gibi san fulyalar topraktan yine fışkınp bahçeyi süsleyecekler. Daha geniş ölçekte düşünürsek nüfusu tamamıyla değişse de şehirleri doğup batsa da daima bir Ingiltere olacaktır; eğer İngiltere olmazsa en azından milletler olacak, eğer milletler olmazsa bir gezegen, eğer bu gezegen olmazsa en azından yıldızlar etrafında yörünge çizen daha büyük topluluklar olacaktır. Bu bakış açısıyla bazı modeller daima kalıcı olacaktır.

Fakat biz insanlar, günlük yaşamımız içinde ve kendi özel geçmişlerimiz açısından kendimizi ne çok küçük ne de çok büyük ölçekte görürüz. Biz kendimizi, ailemizin, okulumuzun, milletimizin, yıldızımızın biz göçüp gittikten sonra da devam edeceği düşüncesiyle avuturuz. Bu gidişat, yani sonumuzun kaçınılmazlığı yaşamımızın hiçbir gününde bizi rahat bırakmaz. Bu, kimileri için yaptıkları her şeyin üzerine düşen bir gölge, bazılan için de tüm anlam ve değeri ortadan kaldıran bir ürküntüdür. Bu gölgeden kaçabilmek, bu ürküntüyü yadsıyabilmek, bu sonu aşabilmek için çoğumuz bir çeşit kişisel ölümsüzlüğe (deneyleyen ve düşünen varlıklar olarak hayatta kalmaya) ya inanır ya da bunun olmasını umanz. Fakat böyle bir umut beslemek için elimizde herhangi bir gerekçe var mı?
Geleneksel olarak, herhangi bir ölümsüzlük beklentisi, bedenden bağımsız olup onun ölümünü aşan kişisel, ölümsüz ruh inancına ya da aşkın bir tannnın varlığına borçlu olunan uzak bir ufukta bir çeşit bedensel yeniden canlanış olduğu inancına dayanır. Bir üçüncü anlayış da bugün bile tin cilerin sevgilisi “gölge adam” ya da “astral beden”dir. Bu bir parça hayaletimsi ve uçucu, ölüm anında kendini fiziksel bedenden ayıran puslu şey, görüntüsünü kim olduğu tanınacak netlikte korur. Bu düşüncelerin her biri, en büyükten en küçük ölçüye dek, modern bilimsel duyarlılığın üzerinde uçuşur.

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment