Cömertlik perspektifi

En son şizofreni teşhisi konmuş, düzenli bir iş tutturamaz olmuştu. Hâlâ anne babasıyla yaşıyordu, ki bu da kendini daha da çaresiz ve yetersiz hissetmesine neden oluyordu. Yetenekliydi (birkaç şiiri yayınlanmıştı) ve insanlara yardım etmeyi seviyordu ama yine de bu dünyada hak ettiği yeri bulamıyordu. Ve şimdi depresyondan kurtulmak için hastaneye yatması gerekiyordu.

Hastanede kendinden daha da hasta, yaşlı bir adamla dostluk kurmuştu. Bir iki hafta içinde adamı güldürmeyi başarmıştı. Adamı çaresizlikten ve mutsuzluktan çekip alarak gündelik hayatın komik yanlarına dikkatini çekebildiğini fark etmişti. Birkaç ay sonra ikisi birlikte bir daireye taşındı ve ev arkadaşları olarak mutlu bir
hayat sürmeye başladılar. Hayat ikisinin de yüzüne gülmüştü nihayet.

Cömertlik perspektifini koruyarak ve her zaman uygulayarak birbirimizin yanmda olabilirsek, çevremizdeki dünyaya yaydığımız olumlu duygularla herkesin bilinç düzeyini yükseltebiliriz. Ancak kendimizi paylaşırken dürüst ve hakikatli olmamız gerekir. Kendimizi paylaşmamak için çekingenliği ya da zaman bulamamayı bahane edersek bu cömertliği de inkâr etmiş oluruz. Aldığımız hediyeleri ve kazandığımız yetenekleri kendimize saklamakla verici ve cömert olamayız. Yaratacağı sonuçlardan ve değişimlerden korkarsak verici olmaktan uzak düşeriz. Ne kadar süreceğini endişe edersek verici olamayız. Ebeveynlik kişinin kendini sürekli olarak çocuklarına adaması gereken bir etkinliktir. Aynı zamanda kendinden başka birinin gelişimi, mutluluğu ve sağlığı için kendini unutma tutumudur. Ebeveynler sadece çocuklarma bakmakla kalmazlar, gelecek için umut ve rehberlik de yaparlar.
Size verileni siz de vererek, ihtiyaç duyulanı sunarak ve kendinizden başkalarına elinizi uzatarak cömertliğin üç kısımlı çemberine dahil olmuş olursunuz. Verme yolunu emin adımlarla geçtikten sonra karşımıza çıkan yol bizi almanın yüceliğine götürecektir.

(Bu kitabı adadığımız insanlardan biri, sözünü ettiğimiz konulara ilham vermekle kalmayıp özellikle alma sanatında cömertliğin en iyi örneklerini de sergilemiştir. Lewis Vardey bir koca, bir baba, bir ressam ve müzisyen olarak çok insana pek çok şey vermiştir. Ama onun asıl büyüklüğü, kıymet bilip tadını çıkarmasmday dı. Caz müziğe aşık olan Lewis bu sevgisini ailesine ve yakınlarına da aşılamaktan uzak durmamıştı. O her bir notayı hazine sayardı. Onun için her doğaçlama Duke’un, Count’m, Louis’ in sundukları neşe ve sürprizlere birer davetti. Lewis çoğumuzun kaçırdığı sesleri ve notaların arasındaki gizemli sessizlikleri duyabiliyordu. Ve müziği öyle bir zevk ve hevesle dinler ve a lırdı ki, yanındakiler de dayanamayıp ona eşlik ederdi.

Lewis müzik de yapıyordu. Piyano, gitar ve saksafonu birleştirip kasetlere kaydederdi. İşçi sınıfından gelme biri olmasına rağmen çok şey almış, çok şey de vermişti. Lewis hayatım reklam tasarımcısı olarak kazanıyordu. Rea ders Digest’te çalışırken, büyük boy ilanları küçültüp magazin formatma indirmekte ustalaş mıştı. Buradaki ustalık basitçe ufaltmak değil, yaratıcı fikrin özünü alıp istenen çerçeve içinde mesajı kuvvetlendirerek vermekti. Başka insanların fikirleriyle birlikte yaşamak için tevazu, konseptin bütünlüğünü kaybetmeden kesip yapıştırmak için de cesaret gerekiyordu. Ancak Le wis yaptığı işlerde mesajın ruhuna, bakış açısma ve sanatsal çabaya duyarlı ve saygılı olunabileceğini ispatlıyordu. Cazda da aynı cömert doğaçlamayı sergiliyordu baslan öne çıkarıyor, tempo
yu yükseltiyor, davulun ritmine kendini kaptırarak üflemelilere hayat veriyordu. Hayatın karşısına çıkardığı her şeye iyimser yaklaşmış, hayatın saçmalıklarında mizahi bir yan bulmuş ve kendisini gülümseten şeyleri başkalarına da aktarmayı görev bilmişti hep.

Bir önceki yazımız olan Akrep burcu Şubat yorumu 2015 başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment