Günümüz Astrolojisi Ve Burçların Dökümü ve Eğilimleri

logo (1)

Astrolojinin 20. yüzyılda tüm kıtalara yayıldığı söylenebi lir25; astrologlara artık yalnızca sözlerle saldırılmaktadır. Hindistan, belki de horoskopların yaşamın çeşitli olaylarını evlilikleri vb. (gazetelerin evlilikle ilgili ilanlarında horoskop istenir) yönlendirmesiyle, astrolojinin geleneklerle en fazla iç içe geçtiği ülkedir. Bir yabancının otel odasmda, kurumun astrologuyla randevu çağrısını çok doğal bir şeymiş gibi bulması rastlanan bir olaydır.

Astroloji dünyanın her yerinde aynı değildir ve yeni unsurlar ortaya çıkar.

Astropsikoloji. Bir doğum haritasının olası iki analiz yönteminden biri olarak birinci bölümde tanımlanan psikolojik tipoloji günümüzde büyük bir gelişim içindedir. Oysa astroloji, uzun yıllar boyunca kehânetle eş anlamlı tutulmuştu. Bugün de “öngörüler”den sözedilir ancak sözcüğün içerdiği anlam daha az sihirsel ve daha rasyoneldir. Belli başlı astrologlar çok sayıda psikolojik yapıtı izlerler (bu konumta özellikle [1 ve 24] arasmda gösterilen tüm göndermelere bakınız). Eski cüzi irade tartışması aşılmış gözükmektedir.

Bugün, astrolojiye başvuran kişi doğuştan gelen pikolojik potansiyellerini bilmenin, ona kendini daha iyi anlama, daha rahat kabullenme ve diğerleriyle daha rahat anlaşma konularında yardımcı olacağını anlamaktadır. Yazılı psikolojik analizlerin, astrologların çoğunun sorumluluk duygusunu gösteren genellikle olumlu ve yapıcı ifadelerle kaleme alınmış olduğunu görmek ilginçtir. Bir mizah yazan da ters giden talihle alay etmiştir: Zodyağın tüm olumsuz özelliklerini toplar ve alaycı bir şekilde “böceklerin zodyağim hazırlar.

Hümanist Denen Ekol. Kendini tanıma kavramı, bireyi daha yetkin hale getirmeyi amaçlayan hümanist ekol tarafından
yüceltilmiştir. Amerika’da ünlü filozof astrolog D. Rudhyar ve onun Fransa’daki öğrencisi A. Ruperti bu eğilimin iki önemli temsilcisidir. A. Ruperti, “Kişi, varoluş potansiyelini (doğum haritası) değiştirmekte özgür değüdir, ancak bu potansiyeli nasıl kullanacağına karar vermekte özgürdür” der [23] ve şöyle devam eder: “Kişinin kendini gerçekleştirmesi bilinçli bir süreç olmak zorundadır… İnsan bir kadere bağlı değüdir; evrende her an yeni durumlar oluşmaktadır ama hiç kimse bunlara önceden belirlenmiş cevaplar vermek zorunda değüdir. Özgürlük bu noktadadır, ama kişi onu seçmek zorundadır. Bu, sonuçta, cüzi iradeyle ilgili çok eski tartışmalara yüzyıllar içinden göndermede bulunmaktır. Cüzi irade konusuna bu kez oldukça iyimser bir tarzda yaklaşır.

“Çağlar” Kuramı. Güneş’in bahar noktasına yükseliyöî gözüktüğü referans noktası yani Koç’un ilk noktası Dün ya’dan bakıldığında takımyıldızlar zodyağı üzerinde ters yönde dönüyor gibi gözükür. Tam bir devir 2.600 yıl sürer. Eski Yunanlılar bu “ekinokslar hareketi”ni daha önceden keşfetmişlerdi. Görüldüğü gibi, astroloji bu harekete bağlı olmayan dönence zodyağmı kullanır.

Oysa, 20. yüzyıl, insanların içinde Koç’un ilk noktasının bulunduğu her takımyüdızın etkisi altından sırasıyla geçmesine bağlı olan “çağlar kurami’nm geçmesini görmüştür. Ekinokstaki Güneş, aşağı yukarı 4.000 yıl önce Boğa takımyıldızına yerleştirilmişti: Bu, boğa kültleri çağıdır (mitra, Japon tapınaklarının amblemleri, vb). Sonra “Koç Çaği’na geçilir: Bu kıyamet çağıdır. Daha sonra “Balık Çağı” gelir: İlk Hıristiyanlık’m simgesi. Son olarak, 21. yüzyılın başında yer alacak “Kova Çaği’na yaklaşıyoruz. İnsanlar bu çağ için hazırlanmalı, çünkü bu kuramı ortaya çıkaranların söylediğine göre şaşırtıcı değişiklikler olacaktır.

Kuşkusuz, son zamanlarda, daha çok değil ama daha sık sözedilen entelektüel bir yapılanma sözkonusudur.
Burçlar ve Simgeler. Knappich, “simgesel astroloji, etnolojik, sosyolojik ve psikolojik icatlara dayanarak gelişmiştir” der [26] ve ekler; “astroloji, bu bilimler tarafından ortaya konan yıldız simgelerinin gerçek değerini kontrol etmeye ve onları astrolojik çalışmaların yorumlama unsuru olarak kullanmaya çalışır.

Bir önceki yazımız olan Kafeinin uykunuzu nasıl etkilediği başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment