İhtiyacınız olanı almanın bilgeliği

Bu özellikle de kadınlar arasında yaygın. Üstlendikleri verici, koruyucu, düzenleyici, temizleyici, alışverişçi, sürücü, yönetici, işçi gibi onca sorumluluğa rağmen neyi almaya ihtiyacı olduğunun farkına varamıyor bu kadınlar. En yaygın bahane, “Hiç zamanım yok” oluyor. Aslında kast edilen, “Sürekli verdiğim için alamıyorum,” olmalı. Oysa zaman bizden başkasına ait değil. Oysa kendimize boşluk verdikçe zamanın da uzayıp esnediğini göremiyoruz. Ne kadar istersek isteyelim bir türlü bu meşguliyetten kurtulamıyoruz. Sınırlar koyarak, asıl önemsediklerimize sadık kalarak kendimize güvenimizi tazelemek zorundayız. Gereksiz bilgilerden kurtulmakta acımasız olmalıyız: e mail ya da cep telefonundan ulaşılırlığımızı kısıtla malı, televizyondan aldığımız bilgiyi önceliklerimize göre düzenlemeli, günde on dakika olsun kendi ihtiyaçlarımız üzerinde düşünmeliyiz. Fazlalıklardan kurtulmak ruhani anlamda, sırlarım, sürprizlerini ve fırsatlarını pratikte ortaya çıkaran temel bir prensiptir. Dolu olduğumuzda daha fazlasını alamayız. Ne kadar boş olursak o kadarını alma özgürlüğümüz olur.

Ancak cömertlik yalnızca aldığımızda da var olamaz. Özünde sosyal varlıklar olarak, önce aldıktan sonra vermeye başlarız. Uzmanlaşmadan önce öğrencilik devresi geçiririz; sanatçı ya da iş adamı olmadan önce bir çıraklık devresi geçiririz; manevi olarak bütünlüğe ermeden önce aşkın insanların tezgâhından geçeriz. Ve çoğu zaman bir başkasına verebileceğimiz en cömert şey almaktır.

İhtiyacınız olanı almanın bilgeliğini kazanma yolunda yapılabilecek en etkili egzersizlerden biri kendinize bir gün ayırmaktır (telefon, internet olmadan, tamamen yalnız başınıza). Yere uzanıp kollarınızı iki yana açın, yavaşça ve derin nefes alın; düşüncelerinizi nefesinize verirken zihin gözünüzden vücudunuzun en derindeki, en karanlık köşelerine doğru yol alın. Bu yeni yerinize alıştıktan sonra aşağıdaki sorulan sorun kendinize. İçinizdeki bilgeliğin sesi doğru cevaplan verecektir.

1. İhtiyacım olan ne?
2. Bunu nasıl alabilirim?
3. Bunun mümkün olması için ne yapabilirim?
4. Bana başka kim yardım edebilir?

Hayatında bir değişiklik yapma çağrısını içinde hisseden bir iş kadını bir arkadaşını ziyarete gittiğinde masasında özlü sözlerin bulunduğu bir takvim gördü. Orada yazan bir şey dikkatini çekmişti: “Sizin ihtiyacınız olanın size de ihtiyacı vardır.” (Kendi kendine tekrar ederken bir mantra gibi olmuştu) En çok neye ihtiyacı olduğunu bir süre düşündükten sonra yalnız ve izole hayatına son verip gönüllü çalışmalarla etrafındaki topluluklara katıldı. Normal işine de gittiği için günleri yoğun geçiyordu ama kendini en iyi hissettiği zamanlar, genelde karşılaşma fırsatı bulamadığı insanlarla bir arada olabildiği aşevinde geçirdiği zamanlardı. Yine orada başka bir gönüllüyle tanıştı ve birlikte başka projelerde çalışmaya başladılar.

Bir önceki yazımız olan Akrep burcu Şubat yorumu 2015 başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment