Astrolojik Etkiler

Fizik doğada sadece dört güç keşfetmiştir: yerçekimi, elektromanyetizma, zayıf ve güçlü çekirdek güçleri. Bunların içinde iki çekirdek gücü, çekirdeğin dışında sıfır güce sahiptir. Elektromanyetik güç ise birçok madde türünün varlığı tarafından durdurulur ya da engellenir. Bu da sadece yerçekimini astrolojik (göksel) etkilerin kaynağı olarak bırakmaktadır.

Yerçekiminin, insanları doğum sırasında etkileyen bir güç olarak nasıl göründüğüne bir bakalım. Dünyaya en yakın gökcismi Ay dır. Kuşkusuz Ay ın Dünya gezegeni üstünde önemli bir etkisi vardır: Ay’ın yerçekimi güçleriyle gelgit olayları oluşmaktadır. Gelgit olayı, Ay’ın okyanuslar üstündeki çekim gücüyle oluştuğuna ve insanlar büyük oranda sudan (yaklaşık %70 oranında) oluştuğuna göre, bazı astrologlar, Ay’ın insanlardaki suyun üzerinde de etkisi olması gerektiğini ileri sürer. Kuşkusuz bu etki vardır. Bununla birlikte, burada konuyla ilgili soru “Ay’ın çekim gücünün insanlardaki su üzerinde etkisi var mıdır?” değildir. Soru, ne kadar etkisi olduğu ve bu etkinin insanın kişiliğini doğarken nasıl etkilemekte olduğudur.

Ay, Dünyanın okyanusları gibi büyük sınırsız su kitlelerinde gelgite neden olmaktadır. Hatta göller bile, eğer emsalsiz biçimde büyük değillerse, sözünü etmeye değmeyecek kadar az etkilenir. Üstelik, iyice kanıtlanmış olan Evrensel Yerçekimi Yasası, evrendeki her kitlenin diğer kitleler üzerinde çekim gücü uyguladığını ve iki cisim arasındaki uzaklık ne kadar artarsa, çekim gücünün de o kadar azaldığını söylemektedir. Uzaklıklar ve kitleler hesaba katıldığında, hesaplamalar, bebek üzerinde Ay’ın yaptığı etkiden daha büyük bir çekim gücü “etkisini” doğuma yardımcı olan kişinin yaptığını göstermektedir. Ay’ın uzaklığının binlerce katı kadar uzak olan gezegenler, çok daha az bir çekim gücü oluşturur.

Yerçekimi insanları etkilemede geçerli bir güç değilse, henüz keşfedilmemiş bir güç olabilir mi? Astrologlar, elektrik ve elektromanyetik güçlerin on dokuzuncu yüzyıla kadar keşfedilemediğine işaret ediyor. Ve iki çekirdeksel güç de yirminci yüzyıla kadar keşfedilmemiştir.

Evet, henüz keşfedilmemiş bir gücün varlığı kesinlikle mümkündür. Fakat, bu güç bulunana kadar, varlığı sadece bir tahmindir ve astroloji hipotezini desteklemek için atıfta bulunulamaz. Gökcisimlerinin ve hareketlerinin insan koşullarını neden etkilemesi gerektiğine ilişkin apaçık olan hiçbir neden yoktur. Gökcisimlerinin bu etkiyi nasıl yaptığı konusunda hiç kimse akla yatar bir açıklama getirmediğine göre, etki olağandışı olarak kabul edilmelidir. Öyle olunca, bu etkinin kabul edilmesi için bilim olağandışı kanıtlar istemektedir. Böyle kanıtların yokluğunda ise astrolojinin hipotezi reddedilmelidir.

Bir önceki yazımız olan DİŞİ KEÇİ’NİN KALBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment