Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası

Kuantum fiziği üzerine yazılmış bazı popüler kitaplar okurlann böyle sonuçlar çıkarmalannı sağlamışlardır. Örneğin; Fritjof Capra’m “Gözlemcinin zihni elektronun sahip olduğu özellikleri yaratır, bu özelliklere hiçbir şekilde nesnel denemez” iddiasının yol açacağı epistemolojik ve ahlâki tartışmalan bir düşünün. Atom fiziği hakkında şöyle der:

Modem fizik, kartezyen düşüncenin zihin ve madde arasındaki aynmmı aşarken sadece klasik bir ideal olan doğanın nesnel tanımlanma biçimini değersiz kılmakla kalmayıp aynı zamanda değerlerden annmış bilim mitine de meydan okumuştur. Bilimcilerin elde ettikleri bilimsel sonuçlar ve araştırdıktan teknolojik uygulamalar kendi zihin yapılannca koşullanacaktıır.

Genel kabul gören kuantum kuramı kendi içinde öznellik tehlikesi taşır (Heisenberg: ‘Nesnel gerçeklik kavramı böylelikle buhar olup uçmuştur fakat Capra bunu, “değer” u sorun Allen Bloom’un, The Closing of the American Mind adlı eserinde geniş bir şekilde tartışıldı, sonrası.

Fritjof Capra, The Turning Point, Batı Düşüncesinde Dönüm noktası, İnsan Yay. Çev: Mustafa Armağan Werner Heisenberg, “Çağdaş Fizikte Doğanın Temsil Edilişi ve “zihin yapısı” gibi bazı kavramlar geliştirerek daha da ileri götürür. Bu çeşit düşünce tarzı tehlikelidir; daha doğrusu, bu kötü bir fiziktir.

Kuantum kuramında hiçbir şey gözlemin ya da gözlemcinin gerçekliği (atomaltı parçacıklann özelliklerini) “yarattığını” ileri sürmeye varamaz. Gözlem anında, kuantum dalga fonksiyonuyla gözlemci (bir insan ya da bir makine olabilir) arasında bir çeşit iletişim doğar ve bu, sözü geçen dalga fonksiyonu içinde gizli birçok gerçeklik olasılığından fal bak ve birisine somut bir şekil verir. Fakat dalga fonksiyonu mevcut durumda tek bir gerçeklik potansiyeline zaten sahiptir, yani masanın dalga fonksiyonu kedi ya da kanguruyu oluşturamaz. O sadece bir masa oluşturabilir. Aynca, bir dalga fonksiyonu somut bir gerçeklik oluşturmak üzere çöküşe uğradığında, ortaya çıkan gerçeklik bilimin üzerinde çalışma yaptığı diğer her şey kadar nesneldir.

Schrödinger’in kedisine bakan herhangi iki (veya daha çok) insan onun nesnel olarak ölü olduğunda hemfikir olacaklardır. Kedi birine ölü diğerine canlı gözükmez. Onun ölümlülüğü herhangi birinin ne görüşüyle ve tabii ki ne de değer yargısıyla ilgilidir; o kesin olarak ölüdür. Schödinger’in kedisi bilmecesinin neden olduğu bir sürü sorudan ikisi olan gözlemcinin gerçekliği şekillendirmedeki rolü ve buna bağlı olarak nesnellik sorunu, bu aşamada herhangi bir sonuca ulaşabilmemiz için, ne gözlemciler ne de onlann bilinçlerinin fiziği konusunda yeterince bilgili olmadığımızı ortaya çıkarmıştır. Kedi sorunsalının bizi, kendimizle ve büyük bir olasılıkla varoluş nedenimizle ilgili birçok inancımızı gözden geçirmeye çağırdığı aşikârdır; fakat bu büyük meydan okuyuşla başa çıkabilmemiz için bilinç sorunuyla baştan yüzleşmemiz gerekir.

fal bak

Bir önceki yazımız olan Akrep Burcu Erkeği Kadını Özellikleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment