Nostradamus Ve Tarot Kehanetleri

Geçen bölümde geçmişten başlayıp bugünümüzden geçen, sonra da yakın geleceğimize doğru ilerleyen alışılmamış bir yolculuğu başlattık. Kod çözme işlemi ilk bölümde kısaca, en son bölümde ise işin matematiksel yanı detaylı olarak açıklanıyor, ikinci bölümde ise düzenin lirik kısmının, bu işleme tabi tutulduğunda ne gibi sonuçlar verdiğini gördük. Sanki bir büyücünün mesleğini, -dehasını sadece mantıkla değil, romantizmle de birleştirmiş bir büyücünün- gerçek büyü sanatını kullanıyoruz. Kehanetler değişmez bir kurala uyar gibi geçmişimizden başlayıp geleceğimize kadar ilerliyor. Tıpkı bir yelkenlide kendimizi uygun bir gelgite bırakmış, yelkenlerimizi aynı yönde esen bir meltemle doldurmuş, ama kendimizi iskeleye bağlayan halatları hala çözmemişiz gibi.

Bu halatları çözüp geleceğin sularına açılabilmek için basit bir ek metot kullanacağız.

Kehanetlerle beraber tarihlerin de önceden verildiğini bildiğimiz için tarihleme sistemini rahatça ve geniş ölçüde kullanıyoruz. Nereye doğru gittiğimizi bildiğimiz sürece bu sistemin doğruluğunu ispata devam edebiliriz. Bu bize bir çelişki gibi gelse de sistemi kullanmamızın tek nedeninin onun doğruluğunu ispat -bir adım daha ileri gidebileceğimize dair güveni sağlamak- olduğu hatırlanmalıdır. Yani henüz yaşanmamış olaylar sözkonusu olunca bu sistem işlemez ya da öyle zannedilebilir! Aslında Nostradamus geleceği açıkça görebilmemizi sağlayan bir metoda da sahiptir, bunu yazdığı şiirlerde görüp sistemin nasıl çalıştığını uygulayarak göreceğiz.

Gelecek bölümdeki araştırmalarımızın sonucunda göreceğiz ki Nostradamus için 20.yy’ın son on yılı ayrı bir önem taşıyor. Tarihin bu bölümüne özel bir ağırlık verilse de hayatının büyük bir bölümünü verdiği “Siecles” (asırlar) adlı eseri fiilen 1991-2001 yılları arasını kapsıyor. Sanki vermek istediği mesajların en önemli kısmı bu zaman diliminde yoğunlaşmış. Şimdiye kadar yapılan Nostradamus yorumlan hep hatalıydı. Nostradamus bizim kehanetleriyle ilgilenmemizi, fakat doğru zaman gelip de kodlarını çözmeye yarayan sistemi ortaya çıkartana kadar onları öğrenmememizi istemişti. Ama şimdi bize gösterilen şeyleri görmenin zamanı geldi.

20. yüzyılın son gününe rastgeleceğine inanılan dünyanın sonu için çok şey söylendi. İnsanların, bin yılların bitimiyle felaketleri özdeşleştirmek gibi bir eğilimi var, geçen bin yılın sonlarına doğru da benzer tahmin yapılmış ve tabii ki doğru çıkmamışlardı. Nedense kendi hayatımıza atfettiğimiz tarihlerin dünyanın kaderini değiştirebilecek kadar büyük güçleri etkilediğine inanırız. Kıyamet için neden yıl ille de 2000 olsun? Bu tip tahminler sadece yanlış şartlanmış insan zihninin ürünleridir. Nostradamus’un kehanetleri 21. yüzyılda başlayacak yeni bir dine karşı yoğun bir ilgiyi haber veriyor ve bunun insanlığı bin yıl sürecek bir mutluluk ve barışa götüreceği müjdesini veriyor. Eğer kahine inanıyorsak mutlu bir gelecek bekleyip sevinebiliriz. Mücadele zamanı şimdi, gelecek yüzyıl değil.

Bir anlamda günümüz dünyası gerçekten sona ermek üzere. İklim değişiklikleri fizik dünyamızı değiştiriyor, sosyal etkenler çevremizi değiştirdi, teknoloji bilim dünyasını ileriye götürüyor, Katolik kilisesi gibi kurumlar önümüzdeki yıllarda sona ermek üzere. Bir çağ sona ererken bir diğeri kapıyı çalıyor; belki yepyeni bir çağ belki de artık öldüğünü ve geçmişte kaldığını zannettiğimiz bir çağın yeniden doğuşu.

Nostradamus kehanetlerinde, güvenilirliğini ve ardındaki desteği yavaş yavaş kaybeden, bin yılımızın sonuna kadar da son bulacak olan Katolik Kilisesi gibi temel kurumların değişikliği ile yaşadığımız dünya düzeninin sona ereceğini haber veriyor. Şimdiki Papa’nın 1995’te öleceği ve 12. yüzyıl kahini Malachi’nin söylediklerini doğrulayarak, Roma Kilisesi’nin çöküşünden önce sadece iki papanın daha görev yapacağı haber veriliyor.

Geleceğin sularına doğru yelken açmak için kendimize beş tane kehanet seçtik. Daha önce anlattığımız teknikle üzerinde çalışılan bu beş dörtlük de önümüzdeki on yılda meydana gelecek olaylara ilişkin. Bu beş dörtlük “Siecle”den rastgele seçilmiştir; yazarlar tarafından incelenmiş olmaları ve bu yüzden çok insan tarafından bilinen örnekler olmalarından başka hiçbir özel büyülü yanları yoktur.

Bu dörtlüklerin ikisi 1.35 ve 111.65 kitabın ilk ve son bölümlerinde bulunabilir. Diğerleri bizim için üzerinde çalışılacak yeni hazineler.

Şu noktada ve ileriki sayfalar boyunca amacımız geleceğe dönük olduğundan, şimdi bu üç dörtlüğü yorumlamaya başlamayacağız. 1.42 numaranın daha önce Gregoryen takvimin ortaya çıkışı 1582, X.22’nin ise Kral VIII. Edward’ın tahtı terk etmesi ile ilgili olduğunu hatırlatalım. Bunlar, zaman içerisinde nasıl ilerlediğini bildiğimiz kehanetlerin başlangıç noktaları -bizimse hazine avımızın (yani ilgili harfleri kaldırarak gerekli soruları sorma işlemimizin) ilk adımı-. Bundan sonra ise yolculuğun daha heyecanlı bölümlerine doğru ilerlemeyi sürdüreceğiz.

1.42, X.22, 1.35, ve 111.65 numaralı dörtlükler kitabın ileriki bölümlerinde gelecek hakkında vereceğimiz haberlere genel bir temel oluşturacak. Hepsi geçmişte başlasalar da bahsettiğimiz metot aracılığıyla aslında bizi ileriye doğru götürecekler.

Buna rağmen beşinci dörtlük, yani X.74 diğerlerinden farklı. Dörtlük geleceğimizde başlayıp yine gelecekte devam ediyor. 1993 California Depremi.

Söz konusu ettiğimiz bu beş dörtlük, içlerinde geniş bir olaylar yelpazesine ait sayısız bilgiyi barındırıyorlar. Kitabımızda bu dörtlüklerden yalnızca birkaçını ele alabiliyoruz. Oldukça ünlü yerler ve tanınan kişilerden söz edeceğiz; sürekli televizyon ekranlarında gördüğümüz insanlar, gazetelerde okuduğumuz yerlerden… Fakat bu tanıdıklar farklı şartlar altında ve henüz gerçekleşmemiş olaylarda karşımıza çıkacaklar. Tasvirler henüz bulunmayan koşulları ortaya koyacak; politik, ekonomik, sosyal değişiklikler, ve geleceğin bilimsel, teknolojik keşifleri, bilmediğimiz bir zamanı anlatacak.

Yukarıda sözünü ettiğimiz dörtlüğün X.74 kesin başlangıç noktası 1993 California Depremi’nin hemen öncesine denk düşer. Tam zamanı 1992 Avrupa Amerika kutlamalarıdır (1492’de Kristof Kolomb tarafından Amerika’nın keşfinin beşyüzüncü yıldönümü). Tıpkı Kolomb’un yaptığı gibi biz de gemimizi rıhtıma bağlayan halatlardan kurtulup bilinmeyen sulara doğru yapacağımız yolculuk için yelken açıyoruz.

Bir önceki yazımız olan AKREP BURCU (SCORPIO) başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Leave a comment