Astronomi

Yanlışlanamayan UFO Hipotezleri

Yanlışlanamayan bir hipotez bilimsel değildir (en azından hipotezin yanlışlığını gösterecek kanıtlar olası olmadıkça); bilimsel hipotezler sınanabilir öngörülere götürmelidir.

Sözdebilimsel hipotezler sık sık bu kriteri karşılamakta yetersiz kalır, örneğin; bu sorunun yanıtı olarak: “Niçin insanların yoğun olarak oturduğu uzaylılar tarafından kaçırılma olaylarının bildirildiği yerlerde bu olaylara tanık olan görgü tanıkları çıkıp konuşmuyorlar?” Uzaylılar tarafından gerçekleştirildiği öne sürülen olaylara inanan kimseler Dünya. Dişi Yaşam Hipotezini, tanık hafızalarının silindiğini ileri sürerek daha karmaşıklaştırır.

Bu sav yanlışlanamaz; çünkü sınanabilen öngörülere yol açmıyor.
Occam’m Usturası Son Derece Karmaşık Olan UFO Hipotezlerine Uygulanıyor
UFO hipotezleri gözlemlerin elverdiğinden çok daha karmaşıktır. Güçlü gözlemsel verilerin yokluğunda, Dünya dışı yaratıkların ziyaretçilerden ya da görülemeyen Dünyalı yaratıklardan yardım istemek bu hipotezi savunulamaz bir karmaşıklığa itmektedir. Tüm bilimsel düşünceler basit değildir; basitliğe gereksinime aldırmadan önce karmaşık olanlar da yinelenebilen kanıtlarla desteklenirler.

Dünya Dışı Yaşam Hipotezi

Dünya’nuı insanları kaçıran yabancı yaşam biçimleri tarafıdan ziyaret edildiği şeklindeki bu dünya dışı yaşam hipotezini inceleyelim:

Bu hipotezin doğruluğunu destekleyen kanıtlardan biri olarak, kaçırıldıkları öne sürülen birçok kişinin anlattığı öykülerin tamamen birbirine benzediği söylenebilir. Fakat UFO kaçırmalarının romanlarda, filmlerde ve televizyon izlencelerinde tekrar tekrar canlandırılmasına bakılırsa, bu hiç de şaşırtıcı değildir. Çoğu insan bu karşılaşmaların, özgür bırakılmadan önce özel, garip, acı veren yollarla işlemden geçirilmenin varsayılan ayrıntıları ile zaten aşinadır ve “kayıp zaman” deneyimini yaşar (Belirli bir zaman aralığında onlara ne olduğunu hatırlayamamak.

Acı vererek eziyet etme düşüncesini destekleyen fiziksel kanıtların, tırmık ya da kesik gibi izler, ille de uzaylıların işi olması gerekmez. Nasıl oluştuklarını hiç anımsamadan arada sırada vücutta tırmık ve kesiklere rastlamak ve azalan zaman farkındalığı da yaygın ve olağan bir deneyimdir. Özellikle insanlar kaygılı ve stres altındayken.

Bazı insanlar, sadece kaçırıldıklarını söylerken; diğerleri ise hipnoz altındayken çarpıcı bir biçimde ayrıntılı ifadeler vermektedir. Hipnozu, geçmişteki olayları anımsamak için kullanma girişimi geriye doğru hipnoz (Regressive hipnosys) olarak bilinir. Fakat hipnoz gerçek serumu değildir, insanlar, sadece hipnotize olma durumunu taklit etmekle kalmazlar, hipnotize olduklarında bilerek bile yalan da söyler.

Geçmişteki bir olayın ayrıntılarını anımsama yolundaki öneriler artan bir anımsamaya neden olabilirse de insanların bilinç altındaki fantezilerin akla yatkın ayrıntılarını, baskı altındaki cinsel duyguları ya da başka zamanlara ait anılarını katmalarına da neden olabilir. Sözde anılar başka kaynaklardan edinilmiş ve anılara katılmış bilgileri de içerebilir, örneğin, Betty ve Barney Hill’in, anılarına o zamanlardaki Alars tan gelen işgalciler gibi filmler ve uzaylılar hakkındaki TV programlarından görüntüler katılmıştı.

Bir diğer düşünce ise, tanıklar sadece “uydurmadıklarını” göstermek için yalan makinelerinden geçebilir. Böyle sınamalar, arada sırada suçlu sorgulamalarında kullanılabilmelerine karşın, güvenilir değildir. Mahkemelerde dürüstlüğün kesin sınaması olarak kabul edilmez.

Uzaylılar Tarafından Adam Kaçırmalar

1950’lerde, yüzlerce insan, yabancı yaşam biçimlerinin cüretlerinin arttığını bildirmeye başladıkları zaman, Dünya’nuı yabancı yaşam biçimleri tarafından ziyaret edildiği şeklindeki dünya dışı yaşam hipotezine daha fazla karmaşıklık eklendi. Uzaylıların onları kaçırdığını, uçan dairelerine götürdüklerini ve bazı durumlarda, onları serbest bırakmadan önce acı veren tıbbi muayenelere tâbi tuttuklarını söylüyorlardı.

Betty ve Barney Hill, uzaylıların adam kaçırması hareketinin kurucuları sayılabilir. Hilllere göre, 1966yılmda, New Hampshire dağlarında arabalarını sürerken, uzaylılar tarafından kaçırıldılar, bir UFOya götürüldüler, sonra da birbirlerinden ayrı tutuldular.

Betty, kendisine hamilelik tahlili yapıldığını; Barney, kendisinden meni örneği alındığını söyledi. Öyküler, onların tekrarlanan kötü rüyalar yakınması sonucu, psikolojik yardım aramalarından sonra aydınlatıldı. Ruh hekimleri Benjamin Simon, onları hipnoz etkisi altına soktuktan sonra olayın ayrıntılarını anlattılar.

Yaygın kaçırılma senaryosu, uzaylıların “çocuk üretimine odaklanmış” olan “sürmekte olan genetik bir çalışmayı” yürütmelerini kapsar. Geceleyin, kapalı pencerelerden ya da duvarlardan geçerek evlere girerler.

Kurbanları, ya uyanık ya uykuda ya da yalnızdır. Denek, kapalı pencerelerden geriye, uzay gemisine götürülür. Bu olayların potansiyel tanıkları bilinçsiz kılınır. Kurbanlar, taşınırlarken görünmesinler diye görünmez hale getirilir.
Uzay gemisinin muayene odasına götürüldükten sonra kurbanın vücudu incelenir. Cilt, baştan ayak tırnaklarına kadar ayrıntılı bir biçimde incelenir. Dişilerde jinekolojik muayeneler yapılır. Genital organlardan ve vücudun diğer kısımlarındandoku örnekleri alınabilir.

Küçük yuvarlak ve görünürde metalik bir nesne, kurbanın kulağına, burnuna, sinüs boşluğuna ve arada sırada penis kanalına yerleştirilir (Kaçırılma sonrası burun kanamaları, burna bu nesnelerin yerleştirilmesinin bir kanıtı olarak görülür.). Kadınlar, yumurta alımı, embriyo aşılanması ya da embriyo alınması işlemlerinden; erkekler ise sperm alınması işleminden geçirilebilir.

UFO’lar (Identified Flying Object): Kimliği Belirlenmiş Uçan Nesneler

UFO lar olarak bildirilen şeylerin gerçek kimliği nedir? En yaygın olanı Venüs Gezegeni nin parlaklığıdır. Diğerleri ise, yeniden atmosfere giren göğe atılmış roketler, yörüngesinde olan uydular, uydu enkazı (eski roket iticiler, işlevini yitirmiş uydular, vs.), meteoroloji ve diğer araştırma balonları (özellikle onon beş bin metre yükseklikteki çok şiddetli rüzgârlar) ve çok yüksekte uçan askeri jet uçaklarinı kapsar.

Skylab uzay istasyonundayken yapılan bir uzay yürüyüşü sırasında astronot Ed Gibson, astronot arkadaşı Bili Pogue’a: “Şuraya bak, bunlar UFO değil mi? Yüzlercesi var.” dedi.

Pogue, baktı ve “olağanüstü bir açıklık ve berraklık ile parlayan metalik mor ve menekşe, pırıl pırıl bir nesneler bulutu” gördü. Pogue a göre, Gibsonla birlikte, Skylab’ın içinde bulunan Jerry Carr a, bu nesneleri tanımlarken bayağı heyecanlanmışlardı.

Carr içerdeki ışıkları söndürdü ve pencereden dışarı baktı ve onların gördüklerinin, sadece Pogue’un onardığı aygıtın alüminyum kaplı plastik örtüsünden koparmış olduğu parçalar olduğunu anladı. Uzayın alacakaranlığında bu küçük yansıtıcılar, parıldayan, göz kamaştıran bir buluta yol açmışlardı.

UFO araştırmaları için J. Ailen Hynek Merkezi (CUFOS), UFO’ları yakından izlemektedir ve tüm UFO görünüşlerinin yüzde 92 si için dosyalanmış olağan açıklamalar vardır. Geri kalanına ise bilgi eksikliğinden dolayı tanı koyulamamıştır.

Havacılık Fizyolojisi

Uçan bir nesneyi ya da herhangi bir nesneyi teşhis etmek, o nesne hakkında yeterli bilgiyi gerektirir. Gökyüzünde ortaya çıkan birçok nesne, uzaktan, kısa bir süre için ve sadece arada sırada görülür, bu nedenle bu nesnelerin teşhisleri olanaksız değilse bile, çok zordur. Çok sayıda insan tarafından uzun süreli olarak gözlenen nesneler bile yanlış değerlendirilebilir. Örneğin, dolunay ufka yakın bir konumdayken, gökyüzünde yüksek bir konumdayken, olduğundan daha büyük görünür. Ona ufka yakınken bir boruyla bakarsanız, yukarıda olduğundan daha büyük görünmez. Bu ışık yanılsaması Ay yanılsaması olarak bilinir. Ay’ın ufka yakınken daha büyük görünmesinin olası bir nedeni de yakındaki nesneleri görmeye alışkın olduğumuzdandır.

Eğitilmemiş gözlemciler tarafından gökyüzünde gözlenen nesnelerin ille de göründükleri şeyler olması gerekmez. Gökteki olayları doğru bir biçimde gözlemleyebilmek ve bu gözlemleri doğru olarak değerlendirebilmek yeteneği cefalı bir eğitim gerektirir. Bu eğitim özellikle uçak pilotları için önemlidir. Gidecekleri yere ulaşabilmek için pilotlar, gökteki diğer nesneler ile çarpışmaktan kaçmabilmelidir, bunun yanı sıra yere konarken piste yaklaşım (derinlik algılaması) sırasında yüksekliği ölçmeyi içeren görsel yanılsamaları giderebilmelidir. Pilotlar, bu nedenle, gece ve gündüz görüşlerinin doğasında olan önemli sınırlamaların farkında olmak ve bu sınırlamaları gidermek üzere eğitilir.

Bir insanın gökyüzünde görünen nesneleri tanımasını içeren sorunları anlamak ve değerlendirmek için, normal bir gözün nasil çalıştığına kısaca bir göz atalım: Görme duyusu ışık irisin merkezinde bulunan yuvarlak bir delikten, yani gözbebeğinden içeri girip bir mercekten geçerek, gözün gerisindeki ışığa duyarlı bir tabaka olan retinaya çarptığı zaman işler hale gelir. Bu alıcı, alman resmi kaydeder ve yorumlaması için beyne optik sinir yoluyla iletir.
Retina, ışığa duyarlı koni ve çomak hücrelerinden oluşur.

Koni hücreleri retinanın merkezinde yoğunlaşmıştır ve sayılan merkezden uzaklaştıkça giderek azalır. Merceğin doğrudan gerisinde bulunan işaretlenmiş küçük bölgeye fovea denilir. Bu bölgede koni alıcıları yoğun olarak bulunur. Diğer yandan, çomaklar ise foveanın dışında yoğunlaşmıştır ve foveadan uzaklaştıkça sayıları artar. Çomaklar, doğrudan gözbebeğinin arkasında yer almadıkları için daha çok çevresel görüşte rol oynar. Koni ve çomakların her ikisi de ışığa karşı duyarlı olmalarına karşın, farklı işlevleri vardır: Koniler rengi duyumsar ve parlak ışıkta çalışır, çomaklar ise siyah ve beyazı seçerler ve düşük ışıkta işlev görürler. Koniler karanlıkta işlevsiz oldukları için, gece görüşü önemli ölçüde çomaklarca duyumsanan ışığa bağlıdır.

Akrep Burcu Satürn

Satürn Akrep burcundaki, dinlence, romantizm, fal bakma, yaratıcılık ve çocukları temsil eden Beşinci Evinizdeki hareketine devam etmektedir. Duyduklarınızın aksine, Satürn romantik fırsatları sınırlamaz hatta daha ciddiye alır. Ama kalıcı ilişkiler konusunda gönülsüz davranabilirsiniz. Bu duygulara saygı gösterin ve içgüdülerinize kulak verin. Kalıcı bir ilişkinizi varsa bu geçişte duygularınız daha da derinleşecektir.

Anne baba olmanın yükü ağır gelebilir. Satürn size çocuklarınızdan da öğreneceğiniz şeyler olduğunu anlatıyor. Çocuklarınıza fazla sert davranmamaya çalışın ve bu dönemi, büyüdüklerinde onlara faydası dokunacak manevi değerler aşılayarak geçirin.

Bu yıl egzersize ve fal bakmaya başlamak için çok uygun bir zaman. Yeni bir spor türüne ya da bir hobiye başlayabilir, atletizm faaliyetlerine katılabilirsiniz. Yaratıcılığınızı keşfedeceğiniz bir dönemdesiniz. Bu yeteneğinizi ev dekorasyonunda, bahçe işlerinde, albüm yapmada, tığ işi ve örgüde, boyama ve el işlerinde kullanacaksınız. Emeğinizin sonucunu elle tutulur bir şekilde karşınızda görmek sizi mutlu edecek

Yatırım konusunda tutucu olacaksınız çünkü Satürn kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli kazançları destekliyor. Bu dönemde bilgi edinmeye ve emeklilik planınızı yapmaya gayret edin.

Değişim gezegeni Uranüs Koç burcuna, kariyeri temsil eden Onuncu Evinize girerken son dakikada çıkan işlerden tutun da ani bir iş değişikliğine kadar her şeye hazırlıklı olmalısınız. Evde ve iş yerindeki sorumluluklarınızı dengelemeye çalışırken biraz gerilebilirsiniz. Değişim zamanı olup olmadığını sorgulayacaksınız.

Bu noktada biraz durun. Bu geçişin 2018’e kadar devam edeceği bir değişimin eşiğinde siniz. Bazı yıllar sakin, bazı yıllar değişimlerle dolu olacak; özellikle de Uranüs güneşinizle temas ettiğinde. Bu yıl yeni bir iş bulmaya niyetliyseniz, uzun vadeli amaçları olan bir iş seçmeye özen gösterin.

Belki sizin, belki de şirketinizin isteğiyle başka bir yere tayin olabilirsiniz. Karar vermeden önce fal bakın sonuçlarını iyi düşünün. Bu yer değişikliğinin ailenizi, partnerinizi ve amaçlarınızı nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurun. İş değişikliği yapıyorsanız da aynı şeyler geçerlidir. Yeni işiniz için eğitimlere katılmanız gerekse de bu sizin için iyi hatta en iyi seçenek olacaktır.

Neptün 2025’e kadar Balık burcunda, Dokuzuncu Evinizdedir. Okula dönmek, derece yapmak ya da daha yüksek bir mesleki pozisyon için ileri seviyede eğitim almak isteyebilirsiniz. Bu yoldan gitmekte kararsızsanız, basit bir kursa başlayarak kendinizi sınayın. Internet üzerinden verilen kurslara katılabilirsiniz, böylece zamandan da tasarruf edersiniz, işiniz ve mesleğinizden memnunsanız eğlence olsun diye bir dil ya da hobi kursuna kaydolabilir ya da ilginizi çeken yeni bir konu keşfedebilirsiniz.

Neptün Dokuzuncu Evinizdeyken ufkunuzu genişletmenin bir yolu bilgiden geçer. Diğer yolu ise seyahat etmektir. Yabancı ülke ve kültürler ilginizi çekmeye başlayabilir, dünyayı daha fazla tanımak isteyebilirsiniz. Neptün ruhsallıkla da ilintilidir ve bu Güneş bölgesinden geçerken hayatınızın ruhani yönünü canlandırabilir. Dinî konulara ilgi duyabilir, bu yönünüzü geliştirmek için farklı yöntemler deneyebilirsiniz.

Bu geçiş sırasında kişisel gelişim kitaplarından edineceğiniz bilgiler de çok işinize yarayacaktır.
En yavaş gezegen olan Plüton, 2024 yılına kadar sürecek olan Oğlak burcu geçişine devam etmektedir. Plüton Yedinci Evinizdeyken hayatınıza girip çıkan birçok insan olacak ve ilişkiler sürekli değişecektir.

Hayatınıza girenlerden bazıları sizi olumlu etkileyecek, kişisel düzeyde sizi teşvik edecektir. Bazıları da olumsuz etki yapacak, size destek olmak yerine sizi kontrol etmek isteyeceklerdir. Hepsi de ilişkiler ve ilişkilerdeki rolünüz hakkında size bir şeyler öğretecektir. Bunun sonucunda, bazı insanlardan uzak durmayı seçebilirsiniz. Bu durumda Plüton’un Yedinci Evinizdeki hareketi size yönelik olacaktır. Bu geçişin en iyi yanı farkındalık ve doğru olanı yapma cesaretini kazanmanızdır.

Satürn

Gün Işığı

Gün ışığında en iyi görüş bir nesneye doğrudan bakarak elde edilir, öyle ki görüntü başlıca foveanın (koni hücreleri) üzerine odaklanır. Bir görüntüye doğrudan bakmak, geceleyin bir pilota aynı derecede yetmez.

Bu nedenle pilotlar bu doğal eğilimi yenmek üzere eğitilir. Görmek istedikleri nesnenin beş on derece yanına bakarak, daha çok çomak hücrelerinin ışık almasını sağlamak öğretilmiştir onlara. Aynı fal bakmadaki gibi Geceleyin görmede, merkez dışını tarama çarpışmaları önlemek için gerekli görsel duyarlılığı sağlamalarına yardım eder.

Gece görüşü ile ilgili diğer bir sorun da konilerin ışık şiddetinde değişmelere duyarlı olmalarına karşın, çomaklar aynı duyarlıkta değildir. Bu nedenle pilotlar, gece uçuşundan önceki en az 30 dakika, parlak ışıklardan sakınmak üzere eğitim alır. Eğer parlak bir ışıkla karşılaşırsa, gözlerinden birini kapatmak yoluyla onun ışığa duyarlılığını korumak için eğitilmişlerdir; öyle ki ışık kaybolduktan sonra yeniden görebilsinler.

Pilotlar, aynı zamanda nesnelerin, olduklarından farklı algılanmaları olan görsel yanılsamaları anlamak ve onlardan kaçınmak üzere eğitim görür. Örneğin, yerdeki bir ışık ya da parlak bir yıldız gibi, karanlık bir arka planda, tek bir ışık noktasına, gözünüzü dikip birkaç saniye baktıktan sonra, ışığın kendi kendine hareket ettiğini görebilirsiniz. Uçağın yönünü sadece bu ışığa göre düzenleyen bir pilot, uçağın denetimini yitirebilir. Bu yanılsamaya karşı korunmak için pilotlara gökyüzünde belli bir noktaya bakmak yerine, gökyüzünü gözleriyle taramak öğretilmiştir.

Aldıkları tüm eğitime karşın, pilotlar uçmaya bağlı görsel sorunlardan tamamen kurtulamazlar. Bununla birlikte, eğitimleri, gerektiği zaman onların koruyucu önlemler almalarını ve uçuşlarını daha güvenli yapmalarında önemli bir rol oynar. Buna rağmen pilotlar bile arada sırada olağan olayları olağandışı olaylarla karıştırabilir.

fal bak

Gönül Eğlendiren Şakalar: Yanlışlanan UFO Hipotezleri

Ocak 1967’de Michiganlı genç delikanlılar, Dan ve Grant Jaroslaw, koyıı gri bir uçan dairenin St. Clair Gölü’nün üzerinde havada durduğunu, sonra da güneydoğuya doğru hızla uçarak kaybolduğunu söyledi. Gördükleri diskin dört fotoğrafını da ortaya koydular.

Bu olay kamuoyunun çok dikkatini çekti fallar ve fotoğraflar birçok uzman tarafından incelendi. Dokuz yıl sonra bu kardeşler fotoğrafların bir şaka olduğunu itiraf ettiler. UFO, iple asılmış bir modeldi.

Bu tip oyunları yapan diğer kimseler ise UFO lara benzetebilmek için, mumlarla işleyen sıcak hava balonları kullandılar. UFO bildiriminde, yine de bu tip şakalar fazla yer almaz.

Tanıkların çoğu ise, gördükleri konusunda içtendir. Tanıkların görüleni yanlış teşhisi, bilinçli uydurmadan çok daha olasıdır. Bir şaka ortaya çıkarıldıktan sonra bile çoğu UFO meraklısı kendi ilk fikirlerine sıkı sıkı yapışır ve sonuçta bunların düzeltilmesine karşı pek açık değildir.

Böyle bir meraklı grubu, Ed Walters adlı birisinden düzmece UFO fotoğrafları aldı. Bu meraklı grubu, saygı ve güvenlerini kazanmış, Rex ve Carol Salisberıy adlarında iki araştırmacı bu fotoğrafları incelemesini istedi. Salisberıy’ler, Bay Walters’in bir hileli fotoğraf üstadı olduğunu ve fotoğrafların sahte olduğunu bildirince, grubun tepkisibu bildirimi reddetmek ve Salisberry lerin işlerine son vermek oldu.

Easter Island Yontuları

Eski yerlilerin soyundan gelenler, fal bakmak ve yontuların oluşturulması için, yavaş fakat akla yatan bir yolun olduğunu gösterdiler. Eski taş aletleri kullarak, altı kişiden oluşan iki takımın, bir yontuyu bitirmesi bir yılını alırdı. Yontuyu kum üzerinde yürütmek aşağı yukarı 180 yerlinin çabasını gerektirirdi; daha sert bir yerde yürütmek için ise 90 kişi gerekirdi. Bu iş için gerekli olanın en azından 20 katı insan vardı.

Kütük kaldıraçlar kullanarak yontunun başını beş on santim kaldırıp, sonra da yontu dik konuma gelinceye kadar kaldırılan kısmın altına taşlar koymak yoluyla yontuyu dikmek 12 kişi tarafından, 18 günde başarılabilirdi.

Mısır Piramitleri
Piramit inşa etme teknikleri; basit çamur kaplı höyükler ve gömütler yapmak için kullanılan teknikler, daha sonra briket, en sonunda da taş blokların kullanımı şeklinde evrimleşmiştir. Basamak şeklindeki piramitler, klasik dolgu piramit biçimine çevrilmiştir.

Oldukça yumuşak büyük kireçtaşı blokları sert taş aletler ile tâş ocağından çıkarılabilirdi. Lübnan’dan ve diğer yerlerden getirtilen kütükler, taş blokları üzerlerinde yuvarlayarak yürütmeye yarardı. Sallar, Nil boyunca, bu taş blokları Nil kıyısından büyük piramitin temeline götüren uzun eğimli geçit yollarına taşıyabilir. Taş blokları karada taşımak için ahşap kızaklar kullanılabilir ve taş blokları piramitteki konumlarına taşımayı kolaylaştırmak için rampalar inşa edilebilirdi.

Bilim insanlarının kadim astronotların buraya hiç gelmediğini ve fal bakmadığını kanıtlaması mümkün mü? Hayır. Olumsuz bir hipotezi kanıtlamak olanaksızdır. Astronotların, var olduklarını inandırıcı kartlarla gösterme sorumluluğu ise Von Dâniken’in üzerindedir.Açıkçası o bunu yapmamıştır.

Kadim Astronotlar

Uzaylılar tarafından Dünyaya yapılan ziyaretlerin binlerce yıldır devam ettiği ve kadim astronotların bu şekildeki ziyaretlerinin eski uygarlıkların, teknolojik becerilerinin ve kültürel karmaşıklıklarının etrafındaki birçok gizemi açıklayabileceğini ileri süren kişiler bulunmasıydı:

Eski insanlar, taş ocaklardan taşları nasıl çıkarabilmiş, onları kilometrelerce nasıl taşıyabilmiş ve Easter Island’daki devasa taş yontuları nasıl dikebilmiştir? Eski insanlar, çağdaş teknolojinin araçlarından yoksun bir çağda o muazzam piramitleri nasıl yapabilmişlerdir? 1970 yılından buyana ları 40 milyonun üzerinde satılmış bulunan Erich von Dâniken, bu kuramın en önde gelen taraftarlarından biridir.

Von Dâniken, Maya Kralı Paçal ın mezar kapağındaki taş oymaların uzay aracını kullanan kadim bir astronotu temsil ettiğini öne sürmektedir. Astronot, elleriyle uzay aracının kumandalarını kullanırken, bir ayağıyla da bir çeşit pedale basıyordu. Burnunda ise oksijen maskesine benzediği söylenen bir şey bulunuyordu. Uzay aracının dışında ise aleve benzer bir egzozun bulunduğu söyleniyordu.

Maya kültürüyle aşina olanlar ise bu oymaları farklı yorumluyor. “Kumandalar”, geri plandaki Maya Güneşi ni temsil ediyor. “Pedal” ise Mayalarda ölümün simgesi olan bir deniz kabuğudur. “Maske” burna değmiyor. Bu, Maya Kralı tarafından kullanılan bir ziynettir. “Alev” ise, bir mısır bitkisinin kökleridir. Von Dâniken’in astronotu da aslında ölü Maya Kralı Paçalıdır.

Von Dâniken in diğer bir savı ise, uzaylı ziyaretçiler tarafından bir uzay gemisi için planlanmış işaretler ya da şeritlerin hâlâ görünüyor olmasıdır. Çöle kazınmış olan bu uzun çizgilere, Nazca çizgileri de denir. Çölde çizilmiş olan çizgiler, yine de, konma pistlerinden çok uzunlardır ve oradaki toprak, uçaklar tarafından kullanılmayacak kadar kumlu ve yumuşaktır. Böyle çizgilerin, dinsel törenler sırasında birçok insan tarafından çiğnenerek açılan patikalar olma olasılığı daha yüksektir.

Tarihöncesi insanlarının, yöntem ve teknolojilerini nasıl geliştirdikleri ve uyguladıkları konusunda ayrıntıları tam olarak hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bununla birlikte, ellerindeki teknolojiyle böyle olağanüstü işleri başarabilmelerinin akla yatkın yollarını biliyoruz.

Roswell Histerisi

Belki de herkesin en çok duyduğu gözlem kaydı, 1947’de New Meksiko’daki Roswell kasabasının yakınlarındaki olayla ilgili olanıdır. Bu örnekte, uzaydan gelen bir aracın yere çakılmasına ait bildirimler, uzaylı yaratıkların cesetlerinin enkazdan çıkarılması öyküleriyle dalanıp budaklandırılmıştı. Dahası, uzaylı yaratıklardan arda kalanların, ABD Hava Kuvvetleri’nce ve iddiaya göre hükümetle işbirliği yapan bazı komplocular tarafından otopsi yapılmak üzere götürüldüğü söylentileri de yaygınlaşmıştı.

Roswell’te yere çakılmada ölen, dünya dışı bir yaratığa uygulanan otopsiye ait olduğu öne sürülen bir arşiv fil, minin sonradan bir şaka olduğu ortaya çıktı.

Bu bildirimlerin anlamlı bir yönü de gemide fal bakma olayının ilk olarak 1947’de bildirilmesine karşın, 1947 tanıklarının uzaylı cesetlerine ait bildirimleri, 1970’li yılların sonlarına kadar ortaya çıkmamıştı. Bu yıllara gelindiğinde, uzaylı yaşam biçimlerine ait gözlem kayıtları yaygınlık kazanmıştı ve tanıkların yaratıcı hayal güçlerini uyaracak konuma gelmişti.

Roswell yakınlarındaki olaylar, 1994 tarihli Roswell Raporu denilen bir Hava Kuvvetleri raporunda açıklandı; Dosya aşağıdaki gibi kapandı:

•    New Meksiko çölündeki “olağanüstü” askeri etkinlikleri: yüksek irtifa balonları fırlatılması ve düşen balonların toplanması çalışmasıydı.

•    New Meksiko çölünde gözlenen “uzaylı yaratıklar” büyük bir olasılıkla, bilimsel araştırma için kullanılan yüksek irtifa balonları tarafından yukarıya taşman insan biçimindeki sınama mankenleriydi.

•    Bir uçan dairenin yere çakılmasından hemen sonra her seferinde enkaza uçan daireyi ve içinde bulunan tayfaları almaya gelir gibi görünen askeri birliklere ait raporlar, aslında insan biçimindeki mankenleri toplama çalışması yapan Hava Kuvvetleri personelinin doğru bir tanımlamasıydı.

•    Roswell Ordu Hava Alanı Hastanesi ndeki “uzaylı cesetleri”, iki ayrı olayın birleşimi olabilirdi: (1) 1956 yılında on bir hava kuvvetleri personelinin yaşamını yitirdiği bir uçak (KC97) kazası (2) 1959 da iki Hava Kuvvetleri pilotunun yaralandığı bir insanlı balon kazası.

Bu rapor, resmi kayıtlar, teknik raporlar, çekilmiş filmler, fotoğraflar ve bu olayların içindeki kişiler ile yapılan söyleşilerle kapsamlı bir şekilde belgelere dayandırılmıştı.

fal bak