Optik Astronomi
Profesyonel astronominin büyük bir bölümü tıpkı dürbün ve küçük teleskoplara benzeyen, biraz daha gelişmiş teleskoplarla yapılır. Ama yine de bir çok insan büyük ve gelişmiş bir teleskopla gökyüzüne baktıkları zaman, biraz hayal kırıklığına uğrar. Çünkü görüş o kadar da muhteşem değildir. Uzak yıldızların ve nebulaların detayları ancak fotoğraflarla incelenebilir. Profesyonel astronomlar sandığınız gibi tüm geceyi teleskop başında geçirmezler. Bunun yerine geceleri elde ettikleri fotoğrafları sabahları incelemekle uğraşırlar, çünkü uzak menzilli bu fotoğraflar teleskopla yaptığınız izleme sırasında çok belirsiz görünen detayları bile ortaya çıkarır. Bu fotoğraflar ayrıca üzerinde daima çalışılabilecek çok iyi bir arşiv oluştururlar.

Elektronik Gözler
Fotoğraflardaki tek problem, düşük ışık seviyelerinde doğru sonuç vermeme olasılığıdır. Bize uzak yıldız ve galaksilerden o kadar az ışık gelmektedir ki bunun fotoğraftaki kimyasalları reaksiyona sokup sokmayacağından emin olamayız. Şimdi bir çok astronom, fotoğraf çoğaltıcılar ve yük çiftleyen cihazlar (CCD) kullanıyor. CCD’ler milyonlarca pikselden bir ışık taneciğinin çarpması ile elektrik yüklenen küçük elektronik bir kutucuk oluşmuştur. CCD’ler oldukça duyarlıdır ve bir fotoğrafın gösterebileceğinden daha belirsiz yıldızları bile incelemenize yardımcı olur.
Geçen her saniye içinde, gece ve gündüz yıldızlar çevrelerine ve tabii ki bize de radyasyon yayarlar. Bazıları görünür ışık olarak adlandırılır ve adından da anlaşıldığı gibi görebildiğimiz ışıktır. Bir çoğu ise gözümüzün göremeyeceği, çok büyük veya çok küçük dalga boylarına sahip görünmeyen ışıklardır. Doğrudan göremiyor olmamıza rağmen, bu görünmeyen dalga boylarını özel teleskoplarla izlenebilir hale getirip, daha ayrıntılı incelemeler yapmak mümkündür. Işığın görünür veya görünmez dalga boylarının hepsine birden “elektromanyetik spektrum” adı verilir.
Dalga boyu çok büyük olanlar:

•    Radyo dalgaları, mikro dalga • Kızıl ötesi ışık
Uzun dalgaların enerjisi düşüktür ancak atmosferde kolayca bloke olmazlar.
Dalga boyu çok kısa olanlar:
•    Mor ötesi ışık • Xlşınları • Gamma ışınları
Kısa dalgalar çok büyük enerji ile yüklüdürler. Ancak ne mutlu ki atmosfer tarafından tutulurlar, çünkü oldukça tehlikedirler. Yani bu ışınların incelendiği laboratuarlar uzayda olmak zorundadırlar.

Radyo Teleskoplar
Radyo teleskoplar, yansıtıcı “optik” teleskoplarla aynı mantıkla çalışır ve ışınları toplayıp odaklayan çanak kullanırlar. Odakta ikinci bir lens yerine bir anten kullanılır. Radyo dalgalarının ışık dalgalarından daha uzun olması nedeniyle radyo teleskopları normal teleskoplarla aynı keskinlikte görüntü vermesi için onlardan çok, ama çok daha büyük olmalıdır. Bir çoğu 100 metreden daha büyük çevreli çanaklardan oluşur. Bazı radyo gözlem evleri küçük çanaklarla da iyi görüş elde etme yöntemleri geliştirmişlerdir. Interferometri adını verdikleri bir yöntemle bir çok çanağın sinyallerini ortaklayarak güçlendirmeyi başarmışlardır. Bu yöntemdeki kesinlik, çanakların boyutlarından ziyade birbirlerinden olan uzaklıklarına bağlıdır. Örnek olarak Uzun Ana Hat Dizimi (VLBA) Amerika’ya dağılmış on teleskoptan oluşmuştur.

Hubble Uzay teleskobu

Uzay Teleskopları
Evreni, atmosferi araya alarak incelemek buzlu bir camdan dışarıya bakmaya benzer. İşte bu yüzden astronomlar her zaman uzayda bir gözlem evi istediler. Bunun için gönderilen bir çok uydudan en önemli ve en ünlüleri 1990’da fırlatılan Hubble Uzay Teleskopudur (HST).

Alıcınızın Ayarıyla Oynayın
•    Radyo teleskopları genelde yer tabanlıdır, çünkü radyo dalgaları atmosfere çok iyi nüfuz eder. Tıpkı bir ev radyosu gibi farklı frekansları almaya ayarlanabilen bu teleskoplar, uzayın farklı yerlerinden gelmekte olan radyo dalgalarının yoğunluğunu ölçerek, o bölgenin bir radyo haritasını çıkarır. Radyo astronomi, Quasar ve Pulsar gibi oluşumları ortaya çıkarmıştır.
•    Radar yüksek enerjili radyo dalgaları yayıp yansıtmalarını inceleyerek çalışır. Bu yöntem astronomların Venüs ve Mars’ın yüzey haritasını çıkarmasına yardımcı olmuş, Satürn’ün halkalarını analiz etmeye ve nesneler arası uzaklıkları ölçmede çok büyük kolaylıklar sağlamıştır.

•    Mikrodalga ışımaları uzaydan Cobe uydusu tarafından incelenir. Büyük patlama (Big Bang) zamanından beri uzayda ışıldıyan radyasyonu inceleyebilir.
•    Submilimetre Mauna Kea, Hawaii’de bulunan Scuba teleskobu, çok uzak ve yaşlı galaksilerin çevresinde toz bulutları olduğunu gözlemleyebilmiştir.
Uzak kızıl ötesi ışımalar uzaydan Iras uydusuyla incelenir. Dünya çevresinde dönerek tüm gökyüzünün bir haritasını çıkarmış, astroid ve kuyruklu yıldız izlerini inceleyip yeni doğmuş yıldızlar hakkında bilgiler sağlamıştır. Kısa bir zaman içinde Iras, Sirtf uydusuyla değiştirilecektir.

Yakın kızıl ötesi teleskopları, gezegenlerin ısılarını yeryüzünden inceler.
Mor ötesi ışınlar (UV) yalnızca uzaydan görülebilir. En iyi bilinen UV (mor ötesi) uydularından biri 1978’de fırlatılan Mor ötesi Kaşifi’dir (IUE).
Xlşınları da tıpkı (UV) ışınları gibi sadece uzaydan izlenebilir. Bilinen en yararlı xışını uyduları 1978’de fırlatılan Einstein ve Rosat’dır (1990). Son zamanlarda fırlatılan en yeni xışını uydusu (1995’de) Rxte’dir.
Sadece uzaydan görülebilen gamma ışınları, 1991’de yörüngeye konan Compton Gamma Işınları Gözlemevi’nce izlenebilir.

fal bakma.gen.tr sundu…

elektronik gözler,optik astronomi nedir,uzay teleskopları

Bir önceki yazımız olan Gökyüzü dönüyor mu? başlıklı makalemizde gökyüzü döner mi, gökyüzü neye benzer ve gökyüzünün yapısı hakkında bilgiler verilmektedir.

  • reply gizem ,

    inş gerçekler olur

    Leave a comment