Kadınlar Ne Yemeli?

Kötü bir haberim var, yazık ki tek bir “doğru beslenme”den bahsedemeyiz. İnsan bedeni bir makine değildir. Dolayısıyla düzgün çalışabilmesi için, doğru yakıtı içine koymak da yeterli değildir. Ancak, sağduyulu yaklaşım, özellikle şeker oranı yüksek olan rafine ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmasını mecbur tutuyor. Şekerin, bağışıklık sistemini anında baskılayan bir etkisi var ve bu nedenle şeker tüketimi sizi, hastalıklara karşı savunmasız bırakır. İçinde yüksek oranda katkı maddesi olan baharatlı ve yağlı yiyecekler, özellikle nitratlar (işlenmiş etlerde kullanılanlar gibi), monosodyum glutamat (MSG) gibi tatlandırıcılardan uzak durmalısınız, eğer bunlardan tamamen vazgeçemiyorsanız, beslenmenizin çok küçük bir kısmını oluşturmalarına dikkat etmelisiniz. Artık kırmızı etin de sınırlı miktarda yenmesi gerektiğini biliyoruz. Kırmızı et yerine derin su balıkları ve beyaz et tüketilmelidir. Kahve, çay, kakao ve çay gibi kafein içeren tüm uyarıcılar da ölçülü tüketilmelidir.

Genellikle gebe kadınlara, günlük beslenmelerine 300500 kalori eklemeleri önerilir. Ancak unutmayalım ki kadınlar kalori yemezler, yemek yerler. Bu nedenle, gebelik süresince iyi beslenmeniz için en iyi rehberiniz, kalori hesabı değil, açlığımızdır.

Ancak burada da elbette belirli ilkeler de mevcut. Bir gün boyunca aşağıda sıralan şu gıdaları almayı hedeflemelisiniz:

• 2 yumurta
• 4 bardak süt yoğurt veya diğer süt ürünleri de olabilir
• 2 porsiyon yeşil sebze
• 5 porsiyon tam tahıllı gıdalar cornflakes veya benzeri fazla işlenmiş tahıllar olmamasına özen gösterin
• 3 küçük parça tereyağı ya da 3 tatlı kaşığı bitkisel yağ
• 1 narenciye meyvesi veya benzeri C vitamini oranı yüksek gıda
• fazladan 2 porsiyon yüksek protein içeren gıda, özellikle de balık veya kümes hayvanlarının eti, veya peynir ve fındık
• bol miktarda su, bitki çayı gibi kafein içermeyen içecekler. Meyve suları da iyidir ancak, şeker oranı yüksek olduğundan sınırlı tüketin veya sulandırarak için.

Bunlara ek olarak haftada beş kez:

• sarı veya turuncu meyve veya sebze, örneğin, portakal, kayısı, balkabağı, kantalup kavunu, tatlı patates, papaya, havuç, mango…

• demir oranı yüksek bir gıda; akla ilk gelen böbrek veya ciğer gibi sakatatlardır ancak, ticari amaçla beslenmiş hayvanların yedikleri besinlerdeki toksinler nedeni ile sadece organik olarak yetiştirilmiş hayvanların sakatatlarını yemelisiniz. Kitabın sonunda verilmiş olan Önemli Mineraller başlığının altında yer alan başka seçenekleri de deneyebilirsiniz.

İhtiyacınız olan bütün besinleri almanızın en garantili yolu çeşitliliktir. Unutmayın, bir yiyecek doğal haline ne kadar yakınsa, ondan alacağınız besin miktarı da o derece fazla olacaktır. Yani, en iyisi besinleri çiğ yemektir, donmuş gıda kabul edilebilir, konserve gıda ise tamamen yararsızdır. Gıdaları çiğ olarak tüketmeniz en idealidir, ancak, sebzelerinizi pişmiş seviyorsanız, besin değerlerini korumak için buharda veya tencerede çok hafif pişirmenizi öneririm.

Eğer, sebze ve meyveleri kendi mevsimlerinde yerseniz, yani mevsime göre beslenirseniz birçok yerden, organik olarak yetiştirilmiş, çok taze ürünler temin edebilirsiniz. Bu tür ürünlerde zirai ilaç kullanılmadığı gibi, taptaze toplanarak, sofranıza ulaşmaları da göreceli olarak daha kısa sürer. Oysa süper marketlerdeki pek çok gıda raflara dizilmeden önce aylarca depolarda bekletilir.

• 24 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden

Bebeğinizin Geçiş Süreci

Bebeklerimiz her zaman dünyaya yumuşak bir şekilde gelmezler. Dünyaya gelir gelmez, ölçülür, tartılır, değerlendirilir ve raporlandırılırlar. 1970’lerde, Frederick LeBoyer, bebeklere giderek daha mekanik bir şekilde davranılmasına bir tepki olarak nazik ve hafif doğum teorilerini geliştirmiştir. Bugün, onun bebeği anneden ayırarak ılık su dolu bir küvete konulmasını öneren teorileri oldukça katı gelebilir. Çünkü bebeklerin, anne rahmi dışındaki hayata uyum sağlama süreçlerinde, annelerinin bedenlerinin sıcaklığına ve güvenine ihtiyaçları vardır, başka bir suni müdahaleye değil. Yine de, LeBoyer’in yöntemleri, yenidoğanların bakımında nelerin gerekli olduğu ve olmadığı ile ilgili birçok düşünceyi gündeme getirmiştir.

Yeni bir anne, hepsinin bebeğinin iyiliği için olduğunu düşünerek, kolayca, bebeğinin sağlığı ile ilgili bitip tükenmek bilmeyen rutinlerin kısır döngüsüne düşebilir. Gebeliği boyunca kendisine yapılmış olan kontroller gibi, bu kontroller de çok yıpratıcı olabilir, çünkü hastalık ya da felaketin her köşe başında beklemekte olduğu duygusu uyandırır. Bir kez daha bunun doğru olmadığını belirtmek gerekiyor. Bebeklerin büyük çoğunluğu, güçlü ve sağlıklı doğarlar ve mümkün olduğunca az müdahale olması durumunda, öyle de kalırlar.

Doğduğu andan itibaren, bebeğiniz bir takım testlere maruz kalır. Ağırlığı, boyu ve kafa çevresi kaydedilir. Genital organları incelenir, eğer bebeğiniz erkekse, uzmanlar testislerinin inip inmediğine bakarlar, formunu alıp almadığını anlamak için anüs de incelenir. Damağın tamamen oluşup oluşmadığını gözlemlemek için ağzın üst kısmına bakılır. Bebeğinizin bacakları ve çenesi, herhangi bir çıkık olup olmadığına bakmak için hareket ettirilir. Karaciğer ve dalağının doğru boyda olup olmadığını anlamak için, karnı el ile muayene edilir.

Bütün bu kontrollerin yapılması için, bebeğinizin sizin yanınızdan alınmasını gerektirecek hiçbir neden yoktur.

Bebeğinizin nasıl dünyaya geldiği, onun sağlığını da etkiler. Çocuk doktorları, özellikle doğum yapmış kadınlara verilen bir ağrıkesici olan pethidinin bebekleri istikrarsız yaptığı ve daha az tepki vermelerine yol açtığı konusunda uyarılarda bulunmaktalar. Epidural anestezide kullanılan ilaçlar da aynı etkiyi yaratırlar.

Müdahale edilen bir doğumun ardından, bebeğiniz, daha yorgun olabilir ve daha az tepki verebilir. Verilen ilaçların, bebeğinizin hassas sistemini terk etmeleri, günler alabilir. Sezaryen bebekleri, doğumdan sonra daha büyük bir şok yaşarlar, çünkü sıkışarak doğum kanalından geçmemiş ve o doğmaya hazırlık sürecini yaşamamışlardır. Birçok osteopatın, sezaryen bebeklerinin kafataslarına, doğumdan hemen sonra düzeltme amaçlı hafif bir masaj yapılmasını önermeleri, bu yüzdendir.

Bu dönemde, sizin sağlığınızla, bebeğinizin sağlığı arasında farklılıklar yaratmaya çalışmak yanlıştır. Doğumun, sizin sandığınız gibi, bebeğinizle yaşayacağınız tek ayrılık olmadığını fark etmek, sizi şoke edecektir. Aslında doğum, uzun bir ayrılma sürecinin başlangıcıdır. Ancak, ilk zamanlar, bebeğinizin gereksinim duyduğu gıda, sıcaklık ve güveni diğer her şey gibi siz sağlıyor olacaksınız.

Sizin fiziksel ve duygusal sağlığınız, tıpkı bebeğinizin içinizde olduğu zamanda olduğu gibi, bebeğinizi etkilemeye devam edecektir ve bebeğin fiziksel ve duygusal sağlığı, büyük oranda size bağlıdır. Eğer bebek uyumuyorsa, anne de uyuyamıyordur. Eğer anne bunalmış durumdaysa, bebeğin de gereksinimleri artar.

Eğer emzirme çok iyi gitmiyorsa, anne de boş ve kaygılı hisseder ve eğer bebeğin gaz sancısı varsa, bunun sıkıntısını anne de yaşar.

Bebeğinizin geçiş sürecini kolaylaştırmanın en iyi yolu, kendinize iyi davranmanızdan geçer. Ailenizi ve arkadaşlarınızı etrafınıza toplayın ve onlar sizi korur ve size bakarken siz de, eşinizle birlikte yaptığınız bu harika yaratığı koruyup besleyin ve onu tanımaya çalışın.

• 24 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden

Vücut Dili

Vücut Dili
Bu, sadece, nasıl göründüğünüzle ve rüyalarınızdaki adamı kokunuzla etkilemenizle ilgili değildir. Bu, aynı zamanda, ne dediğiniz ve nasıl hareket ettiğinizle ilgilidir. Öldürücü cazibeye sahip olmak, yüksek sırıklar üstünde tabak çevirmeye benzer.

Aşk Kelimeleri
Yakın zamanlarda yapılan bir çalışma, bir kadının sahip olabileceği en değerli şeyin iyi bir kişilik olduğunu gösterdi. Elbette yüz, vücut ve seksi görünüş önemlidir ama söyleyecek lafınız yoksa, bunlar neye yarar? Erkekler, bize sandığımızdan daha çok benzer. Öyleyse, bir kadından beklentileri nedir?

Önemsendiklerini hissetmekten hoşlanırlar ve bu yüzden onlara kariyerleri, aileleri ya da arkadaşları ile ilgili, çok aşırı olmamak şartıyla, sorular sorun. Bir sonraki adımda nüfus cüzdanlarını göstermek zorunda kalacakları endişesi taşımaksızın, ilginç olduklarının düşünülmesi onların heyecanlandırır. Bir keresinde, kendi hayatı hakkında konuşmaya başlayana kadar oldukça sert görünen ünlü bir futbolcu ile tanışmıştım.

Dikkat edilmesi gereken başka bir unsur, çift anlamlardır. Bir adam, “benimle bir kahveye ne dersin?” diye soruyorsa eğer demek istediği “benimle yatmayı iister misin?” olur. Bu yüzden, kadınlar sözlere kapılıp gitmeden önce gerçek anlamları iyi yakalamalılar.

Genel Yanlış Anlamalar

Adamın söylediği Adamın ima ettiği
Güzel görünüyorsun – Senden gerçekten hoşlanıyorum
Ciddi bir ilişki istemiyorum – Sadece seks, soru yok.
Bir içki ister misin? – Sana bir içki ısmarlarsam herhalde benle yatarsın?
Seni yarın ararım – Seni ilerleyen günlerde arayacağım.

Kadının söylediği Kadının ima ettiği
Yok canım, bu eski şey mi? – Güzel, Gucci’yi fark etti.
Ne iş yapıyorsun? – Ne kadar kazanıyorsun?
Eski sevgililerinle hâlâ arkadaş mısın? – Rakibelerim kim?
Çin yemeği isteyelim mi? – Bana gelip benimle takılmayı ister misin?

• 22 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden

En iyi doğal kaynaklar

Vitamin A
Antioksidandır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Gece görüşü için önemlidir. Sağlıklı bir cilt ve doku ve organların dış tabakaları için önemlidir.
Balık yağı, karaciğer, yeşil ve sarı sebzeler, yumurta, süt ve mandıra ürünleri, sarı meyvelerde bulunur.

B1 (thiamine)
Sindirime yardımcıdır ve enerji üretimi için gereklidir. Sinir sitemi, kaslar ve kalbin işlevlerini normal sürdürmelerini sağlar.
Maya, pirinç kabuğu, tam buğday, yulaf unu, yer fıstığı, domuz eti, sebzelerin çoğu, muz, sütte bulunur.

B2 (riboflavin)
Karbonhidrat, yağ ve proteinlerde, metabolizmaya yardımcı olur. Sağlıklı cilt, tırnak ve saçları korumak ya da onarmak için gereklidir.
Süt, karaciğer, böbrek, maya, peynir, yeşil yapraklı sebzeler, balı ve, yumurtada bulunur.

B3 (niacin)
Enerji üretimi ve beynin işlemesi için önemlidir. Kan şekeri ve kolesterol düzeylerini dengelemeye yardımcı olur. Sağlıklı bir cilt için gereklidir ve başağrılarını önleyebilir.

Karaciğer, mantar, ton balığı, tavuk, somon balığı, kuzu eti, kuşkonmaz, lahana, uskumru, hindi, domates, kabak ve balkabağı, karnabahar, tam buğday ürünleri, bira mayası, böbrek, buğday özü, balık, yumurta, kavrulmuş yer fıstığı, avokado, hurma, incir ve erikde bulunur.

B5 (pantothenik asit)
Beyin ve sinirler için önemlidir. Enerji üretimi ve yağ metabolizmasına destek olur. Stresle mücadele eder. Sağlıklı saç ve tırnaklar için gereklidir.
Et, tam tahıllar, buğday özü, kepek, böbrek, karaciğer, yürek, yeşil sebzeler, bira mayası, fındık, tavuk ve pekmezde bulunur.

B6 (pyridoxine)
Sindirim, beyin işlevi ve hormon üretimi için önemlidir. Cinsiyet hormonlarını dengelemeye yarar. Doğal antidepresan ve idrar söktürücüdür. Halsizlik ve kas kramplarına iyi gelir.

Roka, muz, balkabağı, brokoli, karnabahar, kuşkonmaz, mercimek, barbunya, soğan, bira mayası, buğday kepeği, buğday özü, karaciğer, böbrek, yürek, kavun, lahana, pekmez, süt, yumurta, dana eti, tohumlar ve fındıkta bulunur.

B12 (cyanocobalamin)
Vücudun proteinleri kullanmasını sağlar. Enerji üretimi için gereklidir. Anemiyi önler. Konsantrasyon, bellek ve dengeyi geliştirir. Stresle mücadele eder.

İstiridye, sardalya, kuzu eti, karides, taze lor peyniri, beyaz etler, peynir, karaciğer, dana eti, domuz eti, yumurta, süt ve böb rekde bulunur.

Biotin
Vücudun önemli yağlan kullanmasını sağlar. Sağlıklı deri, saç ve sinir hücreleri için gereklidir. Kas ağrılarına iyi gelir.

Bezelye, domates, karnabahar, marul, greyfurt, karpuz, mısır, badem, meyveler, bira mayası, kırmızı et, karaciğer, yumurta, süt, böbrek ve işlenmemiş pirinçte bulunur.

Folik asit (folacin)
Beyin ve sinirlerin işleyişi için önemlidir. Gebelikten önce ve gebeliğin erken dönemlerinde alınması, nöral tüp defektini engellemeye yardımcı olabilir. Anemiyi engeller, bağırsak parazitleri ve gıda zehirlenmesini önlemeye yardımcı olur.

Koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, maya, yer fıstığı, susam,
fındık, ceviz, karaciğer, yumurta sarısı, kavun, kayısı, balkabağı, avokado, fasulye, tam buğday ve çavdar ununda bulunur.

Vitamin C (askorbik asit)
Antioksidandır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Stresle mücadele eder. Yaraları iyileştirir. Doğal laksatiftir. Çildik elastikiyetini artırır. Saplıklı bir kalp için gereklidir.

Narenciye, her tür biber, roka, her tür yemiş, limon, turunçgiller, kivi, kavun, yeşil ve yapraklı sebzeler, domates, karnabahar, patates ve yer elmasında bulunur.

Vitamin D (ergocalciferol, cholecalciferol)
Vücudun kalsiyumu kullanmasını sağlar ve güçlü kemikler için gereklidir. Konjuktivit tedavisine destek olur. A ve C vitaminleri ile birlikte alındığında, bağışıklık sistemini güçlendirir.

Ringa, uskumru, somon ve sardalya balıkları gibi yağlı balıklar, süt, taze lor peyniri, istiridye ve yumurtada bulunur.

Vitamin E (dalfa tocopherol)
Antioksidandır. Vücudun oksijen kullanımına yardımcı olur. Kalp ve damar sisteminin sağlıklı kalmasını sağlar. Cilde yararlıdır ve yaraların iyileşmesini hızlandırır. Doğurganlığı artırır. Halsizliğe iyi gelir.

Rafine edilmemiş ayçiçek ve mısır yağları, buğday özü, soya fasulyesi, somon balığı, ton balığı, sardalya, yer fıstığı, brokoli, brüksel filizi, yer elması, yapraklı yeşil sebzeler, tohumlar, zenginleştirilmiş un, tam buğday, tam tahıl gevrekleri ve yumurta’da bulunur.

EFA’Iar (önemli yağ asitleri: omega 3 ve omega 6)
Beyin ve sinirlerin işlevi için önemlidirler. Preeklampsiye engel olmada rol alırlar. Kolesterolü düşürür ve kalbin işleyişine olumlu etki ederler.
Bitkisel yağlar (buğday özü, keten tohumu, ayçiçeği, safran, soya ve yer fıstığı), yer fıstığı, ay çekirdeği, kabak çekirdeği, kenevir tohumu, susam, ceviz, pekan cevizi, badem, avokado, ve yağlı balıklarda bulunur.

Vitamin K (phylloquinone)
Kanın pıhtılaşmasını engeller.
Yeşil yapraklı sebzeler, patates, roka, bezelye, fasulye, yoğurt, yonca, yumurta sarısı, ayçiçek yağı, soya yağı, balık yağı ve su yosununda bulunur.

• 22 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden

Suda Doğum

Kadınların çoğu, sancılar ve doğum sırasında içgüdüsel olarak suya girmek isterler. Ilık su yatıştırıcıdır ve doğum sancılarını tamamen yok edemese de, ağrıları hafifletir ve daha katlanılır kılar.

Özellikle de ilk doğumlarda ki bu grup en çok müdahaleye maruz kalan gruptur suda doğum, ağrıları hafifleterek, daha az ilaç kullanımını sağlamaktadır. Örneğin, yapılan bir araştırmaya göre, ilk doğumunu suda yapan bir grup anneden yalnızca %24’üne ağrı kesici verilmiştir, oysa su dışında doğum yapanlarda bu oran %50’dir.

Suda doğumun güvenliği ile ilgili çok sayıda bilgi bulunmaktadır ve belki de asıl konu, suyun ne yaptığı değil, neyi temsil ettiğidir. Öncelikle, suda doğum yapan bir anneye müdahale etmek daha zordur. Ayrıca, havuzun güvenli duvarlarıyla çevrelenmiş olan anne, kendini daha güvende ve özerk hisseder. Tüpler ve kemerlerle sarmalanması daha zor olduğu gibi, iğnelerle delinmesi de güçtür. Suda doğum yapan kadınların, doğumlarını daha az müdahale ile gerçekleştirmeleri buna kanıt teşkil etmektedir. Ayrıca, güvenli olan ve doğum sürecinin üstesinden tek başına gelebilen bir kadına, uzmanlar da çok fazla müdahale etmek istemeyebilirler.

• 22 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden

Kendi Kendine Masajlar

Bu teknik kökenlerini, 5 bin yıldan eski olan geleneksel Çin tıbbına dayanan sağlık ve uzun yaşama sanatı Qi Gong’dan alıyor. Qi Gong tam olarak “yaşam enerjisi kontrolü” anlamına geliyor ve üç ilkeye dayanan bir bedensel uygulamalar bütününü bir araya getiriyor:

• Doğru hareket (hareket kontrolü),
• Doğru solunum (yaşamsal akımların ya da enerji akımlarının kontrolü),
• Doğru niyet/amaç (düşüncelerin kontrolü).

Bu hareket, solunum ve niyet arasındaki sinerjinin tüm uygulama boyunca sürdürülmesi gerekiyor. Bu konsantrasyon kapasitenizi geliştirmenize, bilinç alanınızı genişletmenize ve alıştırmaların tedavi edici etkilerini artırmanıza yardımcı olacaktır.

Kendi kendine masaj uygulaması basit, hızlı ve etkilidir. Hiçbir özel gereç gerektirmiyor; bedeninizi keşfetmenize, sizi canlandıran enerjinin bilincine varmanıza ve günlük yaşamda yaşam enerjinizi daha iyi yönetmenize olanak veriyor. Aşağıda açıklanan tam seans beş ila on beş dakika, yani ortalama on dakika sürüyor.

Bunu, sabahları gününüzü tam formda başlatmak için yaşamınızın içine sokabilir, sonra da tüm gün boyunca ihtiyaçlarınıza göre aralarından bir ya da birkaç uygulamayı seçebilirsiniz. Sadık dostlarınız olan bu alıştırmalar size her yerde eşlik eder!

Bir ipucu bu diziyi kolaylıkla ezberlemenize yardımcı olacak: dizinin yapısını ve mantığını anlamak. Bu amaçla beş alt bölüme ayrılmıştır:

1) Temel duruş (hazırlık).
2) Baş.
3) Duyu organları.
4) Göğüs kafesi/toraks (ve kollar).
5) Batın (ve bacaklar).

Her bölümde diziler arasında hiçbir süreksizlik bulunmuyor. Bir enerji topu bir A noktasından bir B noktasına, sonra B noktasından bir C noktasına vs. hareket ettiriliyormuş gibi çok kolayca art arda gelirler. Bu amaç hareketlerinize akıcılık ve esneklik getirecek ki bu da enerjinin daha da serbest şekilde dolaşmasına izin verecektir.

Genel olarak, amaç çok önemlidir. Bu uygulamada ikili bîr zihinsel odaklanmaya sahip olmanız gerekiyor: zihninizin bir kısmı bedeninize kulak veriyor, diğer kısmı enerjileri uyandırma ve dolaşmalarını sağlama fikrine odaklanmış olarak kalıyor.

Aşağıda dizilerin her biri için her hareketin tedavi edici sonuçları ve akupunktur noktalarının belli yerleriyle ilgili bilgiler bulacaksınız.

Birinci Bölüm
Birinci bölüm temel duruşla ilgilidir. Bu duruş tüm omurganın gökyüzü ile yeryüzü arasında hizalanmasma izin veriyor. Bu temel duruşun kilit noktası ağaç imgesinin içinde bulunuyor. Bedeninizin sağlamca kök salmış ve gökyüzüne doğru uzanan muhteşem bir ağaç haline geldiğini düşünürseniz yeryüzü enerjisinin bacaklarınıza, sonra gelip kollarınızda, ellerinizde açılmak ve başınızda çiçeklenmek üzere omurganıza yükseldiğini hissedeceksiniz. Bu hoş ve tatlı duyum ancak iki koşul yerine getirildiği zaman meydana gelebilir:

• Bedeniniz iyi hizalanmış olmalı. Bunun için bel ve boyun çukurları nazikçe giderilmeli ve bedenin alt kısmında ağırlık sonra da üst kısmmda hafiflik duyumları geliştirilmeli. Kendinize yardımcı olmak için yeryüzünün merkezine kadar gömülen ve enerjiyi (özü) dallara, hafif ve esnek yapraklara çıkarmak için çeken güçlü köklerinizi düşünün.

• Bedeniniz ve zihniniz ne gergin ne de gevşek olmalı. Bu bir kas ve faysa (tüm kasları ve organları çevreleyen ve birbirine bağlayan dokular) bütününün gevşetilmesi, rahatlatılması ve gerilmesi arasındaki incelikli bir dengedir. Gerilim yalnızca omurganın hizalanması, yere sağlamca sabitlenmiş olarak yukarı uzanma fikrinden kaynaklanıyor. Bu zihnin uyku haline girmeden uyanık ve sakin kalmasına izin veriyor.

Gevşeme gerekli olmayan tüm gerginliklerin giderilmesinden ileri geliyor (omuzlar, karın, çene). Bu gevşeme içindeki gerilim Yin ve Yang dengesi gibidir.

Bu duruş başlı başına bir uygulamadır; bunu isterseniz 15, 30 dakika hatta bir saat sürdürebilirsiniz! Kendi kendine masaj uygulamasında, 1 ila 5 dakika hazırlık yeterli oluyor. Daha detaylı çalışmak isterseniz, diğer 20 diziye devam edip sonra yeniden buna geri dönmenizi tavsiye ederiz. Bu durumda enerji çok daha iyi dolaşacak ve duyumlar daha kolay biçimde ortaya çıkacaktır.

1) Başlangıç Duruşu
• Ayaklar omuz genişliğinde açık, paralel.
• Bel çukurunu gidermek için basen hafifçe öne çıkık.
• Geniş ve akıcı karın solunumu.
• Bedenin aşağı kısmında ağırlık hissi (batindaki organların ağırlığını basene verin).

Bu farklı noktalar yeryüzü enerjisine sabitlenmenizi sağlıyor.
• İyice dik omurga.
• Gevşetilmiş omuzlar, hafifçe çukurlaştırılmış göğüs, kollar beden boyunca gevşek bırakılmış.
• Bir iple asılmış gibi olan baş (çene çok hafif boyna yaklaşıyor).
• Gevşetilmiş çene.
• Bedenin üst kısmında hafiflik hissi.
• On el parmağına doğru akan enerjinin hissedilmesi.

Bu farklı noktalar gökyüzü enerjisine bağlanmanızı sağlıyor.

• 1 ila 5 dakika hazırlık.
BİLGİLER: Burada ve şimdi yeryüzü ve gökyüzü arasında ortalanmış olarak mevcut olma bilincini geliştirir. Ayakta rahatlamanın öğrenilmesi. Çok sayıda egzersize hazırlık.

SEMBOLİK ANLAMI: İnsanın gökyüzü ve yeryüzü arasındaki yerinin anlaşılmasına izin veriyor.

İkinci Bölüm
İkinci bölüm başın tamamı (yüz, saçlı deri ve boyun) üstünde etki ediyor. Bedeninizin bu bölümündeki sıcaklığı, karıncalanmaları hissetmekle başlayacaksınız: bu enerjinin daha yoğun şekilde aktığı anlamına gelir. Bu hoş duyum gittikçe bedeninizin tüm bölümlerini kaplayacak.
Enerji akışını uyarmak için ellerinizi kuvvetlice birbirine sürtmekle işe başlayın. Elleriniz iyice ısındıktan sonra, 2. diziye devam edebilirsiniz. Bu ikinci bölümün her dizisi arasında ellerin sıklıkla yeniden ısıtılması gerekiyor. Ellerin sürekli sıcak olması çok önemlidir.

2) Yüz Masajı
Burun kanatlarından yukarı çıkarak yüzü ovun. Ellerinizi ayırın ve parmakların kenarlarda kaymasına izin verin,

• En az üç dairesel geçiş,
BİLGİLER: Yüzde genel olarak kan ve enerji dola* şımmı uyarır; kırışıklık karşıtı etki.
3) Saçlı Deri Masajı
• Saçlı deriyi tırnaklarınızla kaşıyarak ovun.
• Tüm yüzeyi güzelce kaplayın: enseye kadar bir orta yol, iki yan yol,
• Her yol üstünden en az üç geçiş,

BİLGİLER: Dikkati artırıyor; beyinsel aktiviteyi uyarıyor.

4) Boyun Masajı
• Dairesel baskılarla art kafa kemiğinin altındaki bölgeyi ovun.
• Boyun omurları boyunca aşağı inerken aynı hareket.
• Sonra bu bölgede bir sıcaklık yaratacak şekilde boyun kökündeki büyük omuru iki elinizle kuvvetle ve ellerinizi değiştirerek ovun.
• Sonra ellerinizi boğazınızın aşağısına doğru kaydırın.
• Yaklaşık 20 saniye.

BİLGİLER: Enseyi gevşetir; tüm bedende Yang enerjisini yeniden başlatır.
5) Boğaz Masajı
• Başparmaklarınızla çizgiler açıyormuşsunuz gibi soluk borusunun her iki yanını yavaşça ve derinlemesine ovun.
• Yaklaşık 20 saniye.

BİLGİLER: Bağışıklık sistemini uyarır; tiroit bezini düzenler.

• 22 Mart 2014
• Yorum yapılmamış
• Her Telden