Astroloji

UTARİT (MERKÜR)

Gezegeni etkisinde doğarlar:
Kafaları çok çalışır, uzun boylu, fakat yakışıklı, düzgün bir vücuda sahiptir. Yüzleri uzunca, sevimli, uzun süre genç görünüşlü, solgun renkli, kestane renkli saçlı, yumuşak ve uçları kıvırcıktır. Başlan hareketli almları yüksek, çıkıktır. Saçları çoğunluk kara ve kısadır. Kaşları ince ve yay gibi, gözleri çukur, elâ veya kül renginde, bakışları insana işleyicidir. Burunları doğru ve uzun, burun delikleri az çıkıntılı, uçları yuvarlak olup az görünebilen küçük bir çukuru da vardır. Dudakları ince çok kez yarı açıktır. Vücutları orta kuvvetle, ne kemikli ne de çok incedir ve ne de çok güçlüdür. Parlaklığı ve çubuk hareketliliği bakımından bir yıldız seçkin bir yerdir. Bunun etkisi altında bulunanlar çevik, eli çabuk her oyuna ve işe elleri yatkın kimselerdir. Çok güzel konuşurlar. Hızlı yürürler, elleri yumuşak ve hareketlidir. Bir yerde duramazlar, cıva gibidirler görünüşleri hoştur. Huyları iyi ve sevimli kimselerdir. Bu etki altında olan kadınlar üst dudakları hafif tüylü veya bir çizgi vardır. Ticarete yetenekli kanaatkardırlar. Böyle olmakla beraber her şeye imrenmekten kendilerini alıkoyamazlar, neşeli, duygulu, şakacı, çalışkan, araştırıcıdırlar.
Bu yıldızın kötü tesiri altmda doğanlar ise; tenleri lekeli ve siyah, gözleri çukur, karanlık parlak bakışlı, dik saçlı ve kumraldırlar. Vücutça zayıf çirkin, sinirli, âdeta tırmalayıcı, huyları kötülük yapmaya yatkın yalancı, hırsız, hilecidirler.

 

MÜŞTERİ (JÜPİTER)

Gezegenin etkisi altında doğanlar:
Bunlar güçlü ve orta boylu, tenleri beyaz ve taze, gür sesli, iri gözlü, sevimli ve güleç olurlar. Saçları kestane renginde, kıvırcık ve sakallan da kıvırcık, burunları normal ve doğru, ağız ve dişleri büyük, dudakları kalın, yanakları etli ve dayanıklıdır. Yaşları ilerledikçe şişman olurlar. Saçlan erken dökülür. Çabuk konuşurlar, masa oyunlanndan hoşlanırlar, eğlenceye düşkündürler. Büyüklük sevdasındadırlar. Herkese hükmetmek isterler. İnsanlara tepeden bakar, hor görürler. Şan, şeref ve ün kazanmak hırslarını yenemez ler. Lükse meraklıdırlar.

 

YILDIZLARA GÖRE İNSAN KARAKTERLERİ: ZUHAL (VENÜS)’ÜN BELİRTİLERİ

Bu yıldızın solgun olduğu kadar, yavaş yavaş ölüyormuş görünümündedir. Merih (Mars) gezegeni gibi Zuhal de bizim için kötülüğün işaretidir. Aralarında şu fark vardır: Merih, maddî ve manevî şiddetten, baruttan, yıldırımdan; Zuhal ise soğukluktan, tembellikten ve ölümden ibarettir.
Zuhal’a bağlı olanlar zayıf, solgun, büyük olup, tenleri gayet esmerdir. Hatta bazen de toprak rengini alır. Bundan başka sert ve kuru olup kolayca buruşur. Saçları sert, kara ve kaba olup erken dökülür. Bu yıldıza bağlı olanlar ağır ve dizleri bükük yürürler.
Çokluk yere bakarlar, zayıf ve yorgun düşerler, soğuktan çabuk etkilenirler. Sesleri boğuk çıkar, dilleri kaba, başları uzun, yanakları ve gözleri çukur olup gözleri kara ve koyun bakışlıdır. Burunları ince, uzun ve sivridir. Burun delikleri etli ve az açıktır. Dudakları ince ve ağızları büyük olur. Sakalları siyah ve yanaklarında seyrek bulunur.
Bu yıldıza bağlı olanlar vücutça zayıf, fakat kemikleri iridir. Vücutları öne eğiktir. Elleri kuru ve boğumludur. Ayaklarının damarları görünür, ekseriya varise tutulurlar. Bu yıldız etkisi altında bulunurlar üzgün düşünceli, gizli bilimlere hevesli hurafelere düşkün, hayal kurmaya düşkündürler.
Çalışkan, tedbirli olurlar. Bu yıldızın kötü etkisi altında doğmuş olanların tenleri kirli ve siyahtır. Tamahkâr, tembel ve hileci olurlar. Parmakları uzun, kuru, kemikli ve boğumlu çirkin yapılıdır.

 

İNSAN ELİ BİZE NELER ANLATIR?

Avuç içindeki çizgilerden ve elin heyeti mecmuasından insan karakterini, yani huyunu ve talihini anlamak için bu gizli ve meraklı bilginin mütehassıslarına göre şöyle başlamak lâzım gelirmiş:
İlk önce sol elinin heyeti mecmuasını gözden geçirmek ve her bölümün üzerinde durmak lâzımdır. Bir ele baktığımız zaman hiç şüphe yok ki evvelâ her birisi ayrı ayrı boyda olan beş parmak gözümüze ilişir. Bu parmakların her birisi bir yıldızın (seyyare)’nin tesirinin timsalidir.
Meselâ; baş parmak; Zühre Yıldızı, işaret parmağı; Müşteri Yıldızı, orta parmak; Zuhal yıldızı, yüzük parmağı; Güneşi, serçe parmağı; Utarit Yıldızı adını alır.
Ayrıca her parmağın avuçla birleştiği yerde(tepe) tâbir edilen bir çıkıntı vardır ki, bunlar ait oldukları parmağın temsil ettiği yıldıza izafe edilir. Meselâ, baş parmağın tepesine, Zühre Tepesi denilir.
Şimdi gelelim avucun içindeki çizgilere.
Her insan elinin üç dikey, üç de yatay çizgisi vardır.
Dikey çizgilerden; kader çizgisi, Zuhal parmağından, servet çizgisi, güneş parmağından, ilim ve bilgi çizgisi, utarid parmağından başlar.
Yatay çizgilerden, kalp çizgisi; işaret parmağından, baş çizgisi, baş parmakla işaret parmağı arasından, hayat çizgisi baş parmak kenarından başlar. Her iki çizgi mensup olduğu parmağın adı ile anılmaktadır.

 

Galaksiler

Galaksiler
Bazı zamanlar insanlar sadece bir tane varmış gibi Samanyolu’ndan “Galaksi” olarak bahseder. Aslında milyarlarca galaksi vardır. Daha doğrusu sadece bizim komşu galaksilerin oluşturduğu yığında bile toplamına “Yerel grup” adı verilen 30 galaksi vardır. Bunlar da yaklaşık 3.000 galaksiden oluşan yığının bir parçasıdır. Evren’de Dünya’daki insan sayısı kadar galaksi olabilir.

Galaksi Şekilleri
Spiral Galaksiler içeriden dışarı doğru kollara ayrılmış bir spiral diske benzerler. Andromeda ve Samanyolu bu galaksilere örnektir.
Eliptik Galaksiler Evren’in varoluşunun en erken dönemlerinden beri varolan Amerikan futbol topuna benzeyen şekliyle en eski galaksilerdir.
Çizgili Spiraller bir bahçe sulama hortumundan dönerek fışkıran sular gibi şekil alan bir diğer spiral galaksi çeşididir. Düzensiz Galaksiler sabit ve benzer bir şekli olmayan galaksilerdir.

Galaksi İzleme
Diğer galaksileri çok büyük ve güçlü teleskop olmaksızın izleyemezsiniz. Bu da bir çok galaksinin neden bu yüzyıl başına kadar keşfedilemediğinin cevabıdır.
Görebilecekleriniz:

•    Andromeda Galaksisi: 2.9 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan ve 200.000 ışık yılı genişliğindeki bu dev spiral galaksiyi, sadece küçük bir ışık noktası olarak görebilirsiniz.

•    Kılıçbalığı Takımı’ndaki Büyük Macellan Bulutu: 150.000 ışık yılı uzaklıkta ve 30.000 ışık yılı genişliğinde bir düzensiz galaksidir. Bu yakınlığına rağmen yine de Andromeda Galaksisinden daha farklı görünmez.
•     Küçük Macellan Bulutu: Bir diğer düzensiz galaksidir.fal bakma.gen.tr sundu…

galaksi çeşitleri,galaksi renkleri,astrolojide galaksi

Görülmesi gereken önemli şeyler….

Görülmesi gereken önemli şeyler….
•    Avcı Takımyıldızı, güneye doğru bakıldığında, parlak iki yıldızı turuncukızıl Betelgeuse ve bembeyaz Rigel ile birlikte izlenebilir.
•    Güneyde, Avcı Kuşağı ile aynı hizadaki Öküz Takımyıldızında parlak kırmızı yıldız Aldebaran ve Pleiades yıldız yığını.
•    Büyük Köpek, gökyüzündeki en parlak yıldızlardan “Köpek Yıldızı” Sirius’u güneydoğuda görebilirsiniz.
•    Samanyolu. Yılın bu zamanı, galaksiler arası karanlığa, tam ortasına bakarsanız görebilirsiniz.
•    İkizler Takımı’nda, beyaz Castor ve turuncu Pollux Samanyolu’nun doğusunda izlenebilir.
•    Kış Üçgeni 15’e bakınız).

TEMMUZ AYINDA GÜNEY
•    Akrep Takımyıldızı, parlak kırmızı Antares.
•    Okçu Takımyıldızı, komşu yığın ve nebulalar izlemeye değer
•    Yılın bu zamanlarında Samanyolu’nun en yoğun kısmı izlenebilir.
•    Kış Üçgeni  Kuzey Yaz Üçgeni 14) (Kartal Altair, KuğuDeneb, VegaLir) kuzey ufuk çizgisi dolaylarında gözlenebilir.

Hava baharda daha sıcak, yani gece izlemelerine daha müsait
olabilir, ancak kış gecelerine özel bazı yıldız ve takımyıldızlar
(kuzey’de Avcı güneyde Yay) görüşten kaybolmaya başlarlar.
Ama yine de oldukça malzeme vardır.

NİSAN AYINDA KUZEY
Görülmesi gereken önemli şeyler….
•    OrionAvcı Takımyıldıziru, gecenin erken saatlerinde gözden kaybolmadan izleyebilirsiniz.
•    Boötes (Çoban) Takımyıldıziru, kuzeydeki en parlak yıldızlardan biri olan turuncu renkli Arcturus eğer dürbününüz varsa çift yıldız Delta’yı da görebilirsiniz.
•    Aslan (Leo) Takımyıldızımdan Regulus Yıldızı’nın noktasını oluşturduğu ters bir soru işaretine benzeyen Sickle Yıldız Grubu, akşam geç saatlerde.

EKİM AYINDA GÜNEY
•    Güneydoğuda Kılıçbalığı’ndan Büyük Macellan Bulutu ufuk çizgisine yakın bir noktada izlenebilir.
•    Hemen güneyinde Küçük Macellan Bulutu.
•    Ekim ayında gökyüzünün kuzeyi dört büyük parlak yıldız ile kuzey bölümünün en karanlık noktalarını aydınlatan Pegasus, Kanatlı At Takımyıldızı ile renklenir. Gökyüzünün nispeten karanlık bir bölgesinde dört yıldızın oluşturduğu büyük kare net olarak görülür. Bu dört yıldız saat yönünde sırayla Beta, Alpa, Gamma ve Andromeda ile ortak olan Alfa Andromeda’dır. Arapça isimleri sırasıyla: Şeat, Merkep, Algenip ve Alferatz’dır.

Yazın geç saatlere kadar hava kararmayabilir, eğer bekleyebilirseniz, yıldız izlemek için elverişli hava koşulları
işinize yarayacaktır.

TEMMUZ AYINDA KUZEY
•    Yaz Üçgeni .
•    Akrep ve Yay Takımyıldızları, güney kış gecelerini süsleyen yıldızlar ufuk çizgisinden battıktan sonra Kuzeyliler’e parlak kırmızı yıldız Antares’\ izleme imkanı sağlar.
•    Yılın bu zamanında Dünya’nın Galaksi’nin merkezine doğru dönmüş olmasıyla birlikte Samanyolu çok daha net izlenebilir.

OCAK AYINDA GÜNEY
•    Kuzeyde parlak yıldızları mavi Rigel ve kırmızımsı Betelgeuse ile Avcı Takımyıldızı.
•    Güneyde Güneyhaçı ve onu işaret eden, Erboğa Takımyıldızından Alfa ve Beta.
•    Yaz geceleri, kuzeyde 7 Ocak tarihinde saat 23:00’e kadar oldukça net görülebilen Auriga Takımyıldızı ile güzelleşir. Uçurtmaya benzeyen şekliyle bu takımyıldızın ortasında yer alan Capella Yıldızı’nı gözden kaçırmayın.
•    Haedi yıldız yığını Capella Yıldızı yakınlarında bir üçgen oluşturacak çekilde dizilmiş ve yalnızca dürbünle gözlenebilecek silik yıldızlardan oluşmuştur. Önemli iki yıldızı Epsilon ve Zeta aynı zamanda Ekliptik çift yıldızlardır 103).
Sonbahar yıldızlarını gözlemlemek için pek de iyi bir zaman
değildir. Sıklıkla ortaya çıkan bulutlar ve yağmurlu hava birçok
ana takımyıldızını bile görünmesini engeller. Ama yine de
görülmeye değer birkaç şey vardır.

EKİM AYINDA KUZEY
•    Dört büyük yıldız, Alpheratz (Alfa Andromeda) Şeat (Beta Pegasi) Merkep (Alfa Pegasi) ve Algenip (Gamma Pegasi) ile Pegasus (Kanatlı At) Takımyıldızı.
•    Pegasus’un oluşturduğu karenin sol alt köşesinden sağ üst köşesi doğrultusunda çizilecek hayali bir çizgi doğruca Andromeda Galaksisini işaret edecektir.
•    Doğuda ise parlak kırmızı yıldızı Aldebaran ve yığını Pleiades ile yükselen Öküz Takımyıldızı.

NİSAN AYINDA GÜNEY
•    Gecenin ilerleyen saatlerinde Aslan Takımyıldızı yakınlarında, noktasını Regulus Yıldızı olan ters bir soru işareti oluşturmuş Sickle yıldız grubu kuzeyde.
•    Parıltılı yıldızı Spica ile Başak Takımyıldızı doğuda.
•    En kolay görülebilir yıldızı Arcturus ile Çoban Takımyıldızı doğuda.
Profesyoneller

Bu yüzyıl içerisinde, astronomlar daha önceleri aklın almadığı uzaklıkları inceleyebilen teleskoplar kullanılabilme şansına sahip olmuşlardır. Bir yüzyıl önce bilinen en uzak nesne en fazla 15.000 ışık yılı uzaklıktaydı. Biraz daha uzaktaki nesneler görülebilse de tam olarak uzaklıkları hesaplanamıyordu. Şimdi ise astronomlar 13 milyar ışık yılı uzaklıktaki galaksileri, yani bir milyon kat daha uzağını bile görebiliyorlar. Bu kadar ileriyi görebilmeleri de daha önce kimsenin hayal bile etmemiş olduğu galaksi ve yıldızları inceleyebilmelerini sağladı.
Bu tıpkı bir gün öncesine kadar odanızdan hiç çıkmamışken, bir anda tüm dünyayı ayaklarının altına almış olmak gibidir.

fal bakma.gen.tr sundu…

astrolojide güney,astrolojide kuzey,kuzey ve güney mevsimleri

Optik Astronomi

Optik Astronomi
Profesyonel astronominin büyük bir bölümü tıpkı dürbün ve küçük teleskoplara benzeyen, biraz daha gelişmiş teleskoplarla yapılır. Ama yine de bir çok insan büyük ve gelişmiş bir teleskopla gökyüzüne baktıkları zaman, biraz hayal kırıklığına uğrar. Çünkü görüş o kadar da muhteşem değildir. Uzak yıldızların ve nebulaların detayları ancak fotoğraflarla incelenebilir. Profesyonel astronomlar sandığınız gibi tüm geceyi teleskop başında geçirmezler. Bunun yerine geceleri elde ettikleri fotoğrafları sabahları incelemekle uğraşırlar, çünkü uzak menzilli bu fotoğraflar teleskopla yaptığınız izleme sırasında çok belirsiz görünen detayları bile ortaya çıkarır. Bu fotoğraflar ayrıca üzerinde daima çalışılabilecek çok iyi bir arşiv oluştururlar.

Elektronik Gözler
Fotoğraflardaki tek problem, düşük ışık seviyelerinde doğru sonuç vermeme olasılığıdır. Bize uzak yıldız ve galaksilerden o kadar az ışık gelmektedir ki bunun fotoğraftaki kimyasalları reaksiyona sokup sokmayacağından emin olamayız. Şimdi bir çok astronom, fotoğraf çoğaltıcılar ve yük çiftleyen cihazlar (CCD) kullanıyor. CCD’ler milyonlarca pikselden bir ışık taneciğinin çarpması ile elektrik yüklenen küçük elektronik bir kutucuk oluşmuştur. CCD’ler oldukça duyarlıdır ve bir fotoğrafın gösterebileceğinden daha belirsiz yıldızları bile incelemenize yardımcı olur.
Geçen her saniye içinde, gece ve gündüz yıldızlar çevrelerine ve tabii ki bize de radyasyon yayarlar. Bazıları görünür ışık olarak adlandırılır ve adından da anlaşıldığı gibi görebildiğimiz ışıktır. Bir çoğu ise gözümüzün göremeyeceği, çok büyük veya çok küçük dalga boylarına sahip görünmeyen ışıklardır. Doğrudan göremiyor olmamıza rağmen, bu görünmeyen dalga boylarını özel teleskoplarla izlenebilir hale getirip, daha ayrıntılı incelemeler yapmak mümkündür. Işığın görünür veya görünmez dalga boylarının hepsine birden “elektromanyetik spektrum” adı verilir.
Dalga boyu çok büyük olanlar:

•    Radyo dalgaları, mikro dalga • Kızıl ötesi ışık
Uzun dalgaların enerjisi düşüktür ancak atmosferde kolayca bloke olmazlar.
Dalga boyu çok kısa olanlar:
•    Mor ötesi ışık • Xlşınları • Gamma ışınları
Kısa dalgalar çok büyük enerji ile yüklüdürler. Ancak ne mutlu ki atmosfer tarafından tutulurlar, çünkü oldukça tehlikedirler. Yani bu ışınların incelendiği laboratuarlar uzayda olmak zorundadırlar.

Radyo Teleskoplar
Radyo teleskoplar, yansıtıcı “optik” teleskoplarla aynı mantıkla çalışır ve ışınları toplayıp odaklayan çanak kullanırlar. Odakta ikinci bir lens yerine bir anten kullanılır. Radyo dalgalarının ışık dalgalarından daha uzun olması nedeniyle radyo teleskopları normal teleskoplarla aynı keskinlikte görüntü vermesi için onlardan çok, ama çok daha büyük olmalıdır. Bir çoğu 100 metreden daha büyük çevreli çanaklardan oluşur. Bazı radyo gözlem evleri küçük çanaklarla da iyi görüş elde etme yöntemleri geliştirmişlerdir. Interferometri adını verdikleri bir yöntemle bir çok çanağın sinyallerini ortaklayarak güçlendirmeyi başarmışlardır. Bu yöntemdeki kesinlik, çanakların boyutlarından ziyade birbirlerinden olan uzaklıklarına bağlıdır. Örnek olarak Uzun Ana Hat Dizimi (VLBA) Amerika’ya dağılmış on teleskoptan oluşmuştur.

Hubble Uzay teleskobu

Uzay Teleskopları
Evreni, atmosferi araya alarak incelemek buzlu bir camdan dışarıya bakmaya benzer. İşte bu yüzden astronomlar her zaman uzayda bir gözlem evi istediler. Bunun için gönderilen bir çok uydudan en önemli ve en ünlüleri 1990’da fırlatılan Hubble Uzay Teleskopudur (HST).

Alıcınızın Ayarıyla Oynayın
•    Radyo teleskopları genelde yer tabanlıdır, çünkü radyo dalgaları atmosfere çok iyi nüfuz eder. Tıpkı bir ev radyosu gibi farklı frekansları almaya ayarlanabilen bu teleskoplar, uzayın farklı yerlerinden gelmekte olan radyo dalgalarının yoğunluğunu ölçerek, o bölgenin bir radyo haritasını çıkarır. Radyo astronomi, Quasar ve Pulsar gibi oluşumları ortaya çıkarmıştır.
•    Radar yüksek enerjili radyo dalgaları yayıp yansıtmalarını inceleyerek çalışır. Bu yöntem astronomların Venüs ve Mars’ın yüzey haritasını çıkarmasına yardımcı olmuş, Satürn’ün halkalarını analiz etmeye ve nesneler arası uzaklıkları ölçmede çok büyük kolaylıklar sağlamıştır.

•    Mikrodalga ışımaları uzaydan Cobe uydusu tarafından incelenir. Büyük patlama (Big Bang) zamanından beri uzayda ışıldıyan radyasyonu inceleyebilir.
•    Submilimetre Mauna Kea, Hawaii’de bulunan Scuba teleskobu, çok uzak ve yaşlı galaksilerin çevresinde toz bulutları olduğunu gözlemleyebilmiştir.
Uzak kızıl ötesi ışımalar uzaydan Iras uydusuyla incelenir. Dünya çevresinde dönerek tüm gökyüzünün bir haritasını çıkarmış, astroid ve kuyruklu yıldız izlerini inceleyip yeni doğmuş yıldızlar hakkında bilgiler sağlamıştır. Kısa bir zaman içinde Iras, Sirtf uydusuyla değiştirilecektir.

Yakın kızıl ötesi teleskopları, gezegenlerin ısılarını yeryüzünden inceler.
Mor ötesi ışınlar (UV) yalnızca uzaydan görülebilir. En iyi bilinen UV (mor ötesi) uydularından biri 1978’de fırlatılan Mor ötesi Kaşifi’dir (IUE).
Xlşınları da tıpkı (UV) ışınları gibi sadece uzaydan izlenebilir. Bilinen en yararlı xışını uyduları 1978’de fırlatılan Einstein ve Rosat’dır (1990). Son zamanlarda fırlatılan en yeni xışını uydusu (1995’de) Rxte’dir.
Sadece uzaydan görülebilen gamma ışınları, 1991’de yörüngeye konan Compton Gamma Işınları Gözlemevi’nce izlenebilir.

fal bakma.gen.tr sundu…

elektronik gözler,optik astronomi nedir,uzay teleskopları

Uzaya Yolculuk

Uzaya Yolculuk
Uzay Mekiği
Uzay mekiği dünyanın tekrar kullanıbilen ilk uzay aracıdır. Bir roketin arkasında tıpkı diğer uzay araçları gibi fırlatılır, fakat geri dönüşünde bir uçak gibi iniş yapıp tekrar tekrar bir çok görevde kullanılabilir. Mekik ile ilgili en güzel şeylerden biri de geniş kullanım yelpazesidir.
Bilim adamlarını uzay laboratuarlarına taşımak dahil her işte kullanılabilirler.

Uydular
Her yıl düzinelerce uydu, bir çok farklı iş görmeleri için uzaya fırlatılırlar.
•    Uzay teleskopları, atmosfer olmaksızın daha net ve temiz bir görüş elde etmek için kullanılır. En önemli uzay teleskopu Hubble’dır. Ancak daha bir çokları kullanımdadır, 118’e bakınız).
•    Haberleşme uyduları televizyon yayınından telefon sinyallerine kadar tüm haberleşme cihazlarını Dünya’nın her yerine ulaştırırlar. Londra ve Avustralya arası yapılan bir konuşmanın her kelimesi mikro dalgalar halinde önce uyduya, daha sonra tekrar aşağıya, yeryüzüne gönderilir.
•    Gözlem uyduları Dünya’yı izlemek için kullanılır. Bazıları hava durumunu incelemek gibi bilimsel işlerle ilgilenirken, bazı uydular casusluk amacıyla kullanılır. Bu casus uydulardaki kameralar günümüzde öylesine gelişmiştir ki o denli uzaktan bile binaları tek tek ayırabilir.
•    Yön bulma uyduları (Küresel yer bulma sistemi veya GPS), insanların bir uydular ağından gelen sinyallerin yardımıyla pozisyonları hatasız olarak belirlemelerine yardımcı olur.

Uydu Yörüngeleri
Bir uydu fırlatılmadan önce bilim adamları uyduyu doğru yörüngeye oturtabilmek için tam hız ve yolunu belirlemek zorundadır. Yörünge Dünya’ya ne kadar yakın olursa uydu Dünya’ya düşmemek için o kadar hızlı dönecek şekilde fırlatılır.
•    Düşük Yörünge: Bir çok uydu, Dünya’nın 300 km uzağına düşük yörünge adı verilen ve uyduların fırlatılması için daha az enerji kullanılan bir yörüngeye oturtulmuştur.
•    Yüksek Yörünge: Bir uyduyu 30.000 km uzaklıktaki yüksek yörüngeye fırlatmak için iki set roket kullanır. Bu setlerden biri uyduyu 30.000’ye çıkarırken diğeri de uyduyu doğru yörüngeye sokmak için kullanılır.
•    Sabit Yörünge: Dünya’dan 36.000 km uzaklıktaki bir yörüngenin bir turda dönülmesi, tıpkı Dünya’nın bir turu gibi 24 saat alır. Ve bu yörüngedeki bir uydu yaklaşık olarak Ekvator’un üzerindeyse, her zaman dünyanın aynı yerinin üstünde demektir. İşte bu tip bir yörünge hava ve haberleşme uydularının yörüngesidir.
•    Kutupsal Yörüngedeki bir uydu, Dünyanın 850 km üzerinde kutuptan kutuba doğru bir yönde hareket eder. Ve her bir turunda Dünya’nın farklı bir dilimini inceleyebildiğinden, devamlı olarak Dünya’nın tüm yüzeyi hakkında hilni sandılar.

fal bakma.gen.tr sundu…

 

uzayda yolduluk,uzayda yolculuk yapmak,yörünge çeşitleri

Kutupsal Uydu yörüngeleri

Kutupsal Uydu yörüngeleri yörünge  Araştırma Araçları
Ay’a yapılan insanlı yolculuklar dışında, keşif amacı ile gönderilen tüm araçlarda robotlar kullanılıyordu. Bazıları inanılmaz derecede uzaklara yolculuk yapmış, diğer gezegenler ve Güneş sistemi hakkında fazlaca bilgi sağlamış, Pluto ve Merkür dışında tüm gezegenlerin fantastik fotoğraflarını çekebilmişlerdi. Voyager 2, altı milyon kilometreden fazla yol katetmiş, Jüpiter (1979), Satürn (1980), Uranüs (1986) ve Neptün (1989) yakınlarından geçmiş, şu sıralarda ise uzayın karanlık boşluğuna doğru hareket etmektedir. Bu araçların bir çoğu eksprestir. Yani hedeflerini sadece birkaç gün için inceleyip, tamamıyla geçmeden verileri Dünya’ya gönderip yollarına devam ederler. Gezegenlere iniş oldukça seyrektir, ama gerçekleştiklerinde çalışmalarını Dünya’dan izleyenlere gerçektende çok büyük bir heyecan verir. 1997’de Mars’a inen Pathfinder buna bir örnektir.

Uzay İstasyonları
1986’dan itibaren, Rus Mir Uzay İstasyonu, Dünya’nın yörüngesinde dönmekteydi ve bilim adamlarına uzayda bir laboratuar sağlamaktaydı. Mürettebat birkaç ayda bir değiştiriliyor (bazıları bir yılın üzerinde de kalmıştır) ve Mir, Dünya’da mümkün olmayan “yerçekimsiz ortam”a ihtiyaç duyulan deneylerin yapılmasını sağlıyordu.

Mir Uzay İstasyonu
Ağırlıksızlık
Mır veya diğer uzay araçtan içinde bulunan astronotlar hiç ağırlıkları yokmuş gibi (tabana yapışan botlar kullanmadıkları zaman) havada yüzerler. Aslında bu ağırlıklarının olmamasıyla değil, Dünya etrafında büyük bir Şa donen aracın yerçekiminin etkisini kaybettirmesiyle ppdir. Tıpkı son hızla düşen bir asansörün içindeymiş glbi! havada asılı dururlar. Ne mutlu ki bu asansör hiçbir zaman zfemin kata varmaz. Tabii ağırlıksız olmak günlük yaşantıda bazı problemlere yol açabilir Örnek oiarak tuvafet kesini» emici cihazlara sahip olup, atıklardan kurtulabilmeyi
Evrenin Sınırları

Son 40 yıldır, bilim adamları evrenin oluşumu hakkında gerçekten kafa karıştıran teorilerle çıkagelmişlerdir. İlk olarak, her şeyin 13 milyar yıl önce Big Bang adı verilen dev bir patlamayla oluştuğu fikri vardı. Daha sonraları kara delik yerçekiminin inanılmaz boyutlara ulaşıp, her şeyi hatta zamanı ve ışığı bile içine çeken noktateorisi ortaya atıldı. Hatta zamanda yolculuk da bunlardan biridir.
Şaşırtıcı olan ise astronomların bu teorilerin doğru olduğuna dair    günden güne kanıtlar bulmalarıdır. Tabii zaman yolculuğu hariç, ama yine de zamanın neler getireceğini kim bilebilir ki?

 

uydu yörüngeleri,uydu yörünge çeşitleri,kutupsal farklılıklar

Big Bang

Big Bang
Bilim adamlarının, evrenin 13 milyar yıl önce oluştuğuna inandığıı söylemiştik. Bundan 1 dakika önce hiçbir şey yoktu. Bir sonraki dakikada ise tahmin edemeyeceğiniz kadar küçük ve inanamayacağınız derecede sıcak bir küre vardı. Ve yine bir dakika kadar sonra evren oluşmuş, tüm zamanların en büyük patlamasıyla hayatına başlamıştı. Bu patlama öylesine büyük ki, evrenin büyük bir bölümü hala onun etkisiyle saçılmaya devam etmektedir. İşte bu da evrenin neden sürekli olarak büyüdüğünün cevabıdır
Big Bang Hikayesi
İlk önce, 10 milyar x milyar x milyar dereceye kadar soğuyarak bir futbol topu büyüklüğüne ulaşan sıcak ve küçük bir parçacık vardı.

1035 Saniye
Hemen ardındaki saniyelerde yerçekimi çılgına döndü. Nesneleri birbirine çekme yerine, onları etrafa püskürttü. Evren, bir saniyeden daha az bir zamanda bin milyar kere milyar kere milyar kat daha büyük bir hale geldi. Bir atomdan bile daha küçük bir parçacık, aniden bir galaksiden büyük bir hale geldi. Bilim adamları bunu, Evren’in genişlemesi için yeterli boşluğu sağlayan “şişme” olayı olarak adlandırdı.    A    A

Kara Madde
Evrenle ilgili ilginç bir diğer olayda son derece hızlı şekil almış olmasıdır. Yerçekiminin nesneleri çok hızlı çekebiliyor olmasına rağmen, ilk filamentler ancak bir milyon yılda ortaya çıkmıştır. Bilim adamlarının hesaplarına göre bunu gerçekleşebilmesi için evrenin şimdi görünenden 100 kat daha fazla maddeye sahip olması gerekiyordu. Bu nedenle evrenin yüzde 99’unun kesinlikle görüp ortaya çıkaramadığımız Kara Madde olduğu fikrine inanılmıştır. Orada olduğunu sadece yerçekimsel etkilerinden anlayabiliyoruz.

Evrenin Kaderi
Evren sonsuza dek büyümesini sürdürecek mi? Bunun cevabı,
çekimiyle bu büyümeyi frenleyebilecek Kara Madde miktarında saklı.
•    Açık Evren: Eğer bilim adamlarının “kritik yoğunluk” dediklerinden daha az madde varsa evren sürekli büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek…
•    Ters Big Bang: Eğer kritik yoğunluktan daha çok madde varsa, tüm bu maddeler, Evren’i geri çekmeye başlayacak.
Hatta şu an yapıyor bile olabilir. Hızla küçülmeye devam eden Evren tıpkı ters bir Big Bang gibi, yeniden küçük bir parçacığa dönüşene kadar devam edecek.
•    Big Bang 2: Bazı kişiler bu küçülmeden sonra yine bir Big Bang olacağı inancındadırlar.
•    Durgun Hal: Birkaç kişi ise Evren’in ne büyüyüp ne de küçüldüğünü söylemektedir. Bizden uzaklaşmakta olan galaksilerin yerine yenilerinin geldiğini bu sayede bir denge içinde hep aynı boyutta kaldığını iddia etmektedir.
Zamanın Taze Günlerinden Söylentiler
1960’li yıllarda astronomlar, yıldıza benzer uzak nesnelerden bazı radyo sinyalleri aldılar. Aslında yıldız olmayan bu gerçekten uzak nesneler, quasar adı verilen 100 galaksi parlaklığında Evren’i aydınlatan oluşumlardır. O kadar yoğun bir radyo dalgası yayarlar ki milyonlarca ışık yılı uzaktan biz bile algılayabiliriz. Bir çoğu da aklın almayacağı kadar uzaktadır. Bugüne değin saptanabilmiş en uzak quasar 12 milyar ışık yılı uzaklıktadır.

 

big bang nedir, evrenin kaderi nedir,evrende big bang

Kara Deliğe Düşmek

Kara Deliğe Düşmek
Her kara delikte geriye dönüşün olmadığı, “madde ufku” adı verilen bir nokta vardır. Bu noktadan ötede zamanın bir anlamı kalmaz ve ışık bile buradan kaçamaz.

•    Eğer kara deliğe düşmüş birini görürseniz, ufkuna varmasını izleyemeyeceksiniz demektir. Görebileceğiniz tek şey yavaşça hareket ettiği, renginin kızardığı, solduğu ve sonunda tamamen yok olduğudur.
•    Eğer siz kendiniz bir kara deliğe düşürseniz, bir spagetti gibi uzayacağınızı garanti edebilirim. Bunun nedeni ayağınıza uygulanacak yerçekiminin kafanıza uygulanacağından çok daha fazla olmasıdır.
•    Siz yavaşça içeri gömülürken, zaman aşırı bir şekilde hızlanır ve siz geleceği seyretmeye başlarsınız. Tabii yarının kazanan piyango biletinin numaralarını bilmeniz size bir şey kazandırmaz. Çünkü oradan ne siz çıkabilir ne de bir başkasına ulaştırabilirsiniz.

Zaman Yolculuğu
Zamanda geriye doğru yolculuk yapabilmek her zaman için eğlenceli bir fikir olmuştur. Vikingler zamanına, şövalyeler ve şatoların bulunduğu günlere veya dinozorların dünyanın sahibi olduğu günlere dönmek mümkün olabilir mi? Einstein’ın zamanı tıpkı genişlik ve uzunluk gibi ayrı bir boyut olarak değerlendirmesinin ışığında, birçok bilim adamı bunun rüyadan öte bir şey olup olmayacağını araştırmaya başladı. Einstein bu fikri, ışık hızına ulaşan bir canlı için zamanın duracağını ve buna göre de canlılığının biteceğini savunarak anlamsız bulmuştur. Fakat 1930’larda Amerikalı matematikçi Kurt Gödel Einstein’ın Rölativite Teorisi’nde bir gedik olduğunu, boşlukta zamanın yönünün değiştirilebileceğini iddia etmiştir.

Zaman Yolculuğunun Kaçık Yönleri

•    Geriye dönüp büyükanne ve babanızı öldürürseniz, hiçbir zaman doğamazsınız.

Bu durumda onları kim öldürmüş oluyor? (İtiraz ediyorum. Ben henüz doğmadım, sayın hakim).
•    Yanınıza birkaç antibiyotik alıp milyonlarca insanı Kara Veba’dan kurtarabilirsiniz.
•    Taş devri insanlarına Rock müziği, dinozorlara ise Rap yapmayı öğretebilirsiniz.

uzay boşluğu,uzayda kara delik,uzaya düşmek