Astronomi

Görülmesi gereken önemli şeyler….

Görülmesi gereken önemli şeyler….
•    Avcı Takımyıldızı, güneye doğru bakıldığında, parlak iki yıldızı turuncukızıl Betelgeuse ve bembeyaz Rigel ile birlikte izlenebilir.
•    Güneyde, Avcı Kuşağı ile aynı hizadaki Öküz Takımyıldızında parlak kırmızı yıldız Aldebaran ve Pleiades yıldız yığını.
•    Büyük Köpek, gökyüzündeki en parlak yıldızlardan “Köpek Yıldızı” Sirius’u güneydoğuda görebilirsiniz.
•    Samanyolu. Yılın bu zamanı, galaksiler arası karanlığa, tam ortasına bakarsanız görebilirsiniz.
•    İkizler Takımı’nda, beyaz Castor ve turuncu Pollux Samanyolu’nun doğusunda izlenebilir.
•    Kış Üçgeni 15’e bakınız).

TEMMUZ AYINDA GÜNEY
•    Akrep Takımyıldızı, parlak kırmızı Antares.
•    Okçu Takımyıldızı, komşu yığın ve nebulalar izlemeye değer
•    Yılın bu zamanlarında Samanyolu’nun en yoğun kısmı izlenebilir.
•    Kış Üçgeni  Kuzey Yaz Üçgeni 14) (Kartal Altair, KuğuDeneb, VegaLir) kuzey ufuk çizgisi dolaylarında gözlenebilir.

Hava baharda daha sıcak, yani gece izlemelerine daha müsait
olabilir, ancak kış gecelerine özel bazı yıldız ve takımyıldızlar
(kuzey’de Avcı güneyde Yay) görüşten kaybolmaya başlarlar.
Ama yine de oldukça malzeme vardır.

NİSAN AYINDA KUZEY
Görülmesi gereken önemli şeyler….
•    OrionAvcı Takımyıldıziru, gecenin erken saatlerinde gözden kaybolmadan izleyebilirsiniz.
•    Boötes (Çoban) Takımyıldıziru, kuzeydeki en parlak yıldızlardan biri olan turuncu renkli Arcturus eğer dürbününüz varsa çift yıldız Delta’yı da görebilirsiniz.
•    Aslan (Leo) Takımyıldızımdan Regulus Yıldızı’nın noktasını oluşturduğu ters bir soru işaretine benzeyen Sickle Yıldız Grubu, akşam geç saatlerde.

EKİM AYINDA GÜNEY
•    Güneydoğuda Kılıçbalığı’ndan Büyük Macellan Bulutu ufuk çizgisine yakın bir noktada izlenebilir.
•    Hemen güneyinde Küçük Macellan Bulutu.
•    Ekim ayında gökyüzünün kuzeyi dört büyük parlak yıldız ile kuzey bölümünün en karanlık noktalarını aydınlatan Pegasus, Kanatlı At Takımyıldızı ile renklenir. Gökyüzünün nispeten karanlık bir bölgesinde dört yıldızın oluşturduğu büyük kare net olarak görülür. Bu dört yıldız saat yönünde sırayla Beta, Alpa, Gamma ve Andromeda ile ortak olan Alfa Andromeda’dır. Arapça isimleri sırasıyla: Şeat, Merkep, Algenip ve Alferatz’dır.

Yazın geç saatlere kadar hava kararmayabilir, eğer bekleyebilirseniz, yıldız izlemek için elverişli hava koşulları
işinize yarayacaktır.

TEMMUZ AYINDA KUZEY
•    Yaz Üçgeni .
•    Akrep ve Yay Takımyıldızları, güney kış gecelerini süsleyen yıldızlar ufuk çizgisinden battıktan sonra Kuzeyliler’e parlak kırmızı yıldız Antares’\ izleme imkanı sağlar.
•    Yılın bu zamanında Dünya’nın Galaksi’nin merkezine doğru dönmüş olmasıyla birlikte Samanyolu çok daha net izlenebilir.

OCAK AYINDA GÜNEY
•    Kuzeyde parlak yıldızları mavi Rigel ve kırmızımsı Betelgeuse ile Avcı Takımyıldızı.
•    Güneyde Güneyhaçı ve onu işaret eden, Erboğa Takımyıldızından Alfa ve Beta.
•    Yaz geceleri, kuzeyde 7 Ocak tarihinde saat 23:00’e kadar oldukça net görülebilen Auriga Takımyıldızı ile güzelleşir. Uçurtmaya benzeyen şekliyle bu takımyıldızın ortasında yer alan Capella Yıldızı’nı gözden kaçırmayın.
•    Haedi yıldız yığını Capella Yıldızı yakınlarında bir üçgen oluşturacak çekilde dizilmiş ve yalnızca dürbünle gözlenebilecek silik yıldızlardan oluşmuştur. Önemli iki yıldızı Epsilon ve Zeta aynı zamanda Ekliptik çift yıldızlardır 103).
Sonbahar yıldızlarını gözlemlemek için pek de iyi bir zaman
değildir. Sıklıkla ortaya çıkan bulutlar ve yağmurlu hava birçok
ana takımyıldızını bile görünmesini engeller. Ama yine de
görülmeye değer birkaç şey vardır.

EKİM AYINDA KUZEY
•    Dört büyük yıldız, Alpheratz (Alfa Andromeda) Şeat (Beta Pegasi) Merkep (Alfa Pegasi) ve Algenip (Gamma Pegasi) ile Pegasus (Kanatlı At) Takımyıldızı.
•    Pegasus’un oluşturduğu karenin sol alt köşesinden sağ üst köşesi doğrultusunda çizilecek hayali bir çizgi doğruca Andromeda Galaksisini işaret edecektir.
•    Doğuda ise parlak kırmızı yıldızı Aldebaran ve yığını Pleiades ile yükselen Öküz Takımyıldızı.

NİSAN AYINDA GÜNEY
•    Gecenin ilerleyen saatlerinde Aslan Takımyıldızı yakınlarında, noktasını Regulus Yıldızı olan ters bir soru işareti oluşturmuş Sickle yıldız grubu kuzeyde.
•    Parıltılı yıldızı Spica ile Başak Takımyıldızı doğuda.
•    En kolay görülebilir yıldızı Arcturus ile Çoban Takımyıldızı doğuda.
Profesyoneller

Bu yüzyıl içerisinde, astronomlar daha önceleri aklın almadığı uzaklıkları inceleyebilen teleskoplar kullanılabilme şansına sahip olmuşlardır. Bir yüzyıl önce bilinen en uzak nesne en fazla 15.000 ışık yılı uzaklıktaydı. Biraz daha uzaktaki nesneler görülebilse de tam olarak uzaklıkları hesaplanamıyordu. Şimdi ise astronomlar 13 milyar ışık yılı uzaklıktaki galaksileri, yani bir milyon kat daha uzağını bile görebiliyorlar. Bu kadar ileriyi görebilmeleri de daha önce kimsenin hayal bile etmemiş olduğu galaksi ve yıldızları inceleyebilmelerini sağladı.
Bu tıpkı bir gün öncesine kadar odanızdan hiç çıkmamışken, bir anda tüm dünyayı ayaklarının altına almış olmak gibidir.

fal bakma.gen.tr sundu…

astrolojide güney,astrolojide kuzey,kuzey ve güney mevsimleri

Optik Astronomi

Optik Astronomi
Profesyonel astronominin büyük bir bölümü tıpkı dürbün ve küçük teleskoplara benzeyen, biraz daha gelişmiş teleskoplarla yapılır. Ama yine de bir çok insan büyük ve gelişmiş bir teleskopla gökyüzüne baktıkları zaman, biraz hayal kırıklığına uğrar. Çünkü görüş o kadar da muhteşem değildir. Uzak yıldızların ve nebulaların detayları ancak fotoğraflarla incelenebilir. Profesyonel astronomlar sandığınız gibi tüm geceyi teleskop başında geçirmezler. Bunun yerine geceleri elde ettikleri fotoğrafları sabahları incelemekle uğraşırlar, çünkü uzak menzilli bu fotoğraflar teleskopla yaptığınız izleme sırasında çok belirsiz görünen detayları bile ortaya çıkarır. Bu fotoğraflar ayrıca üzerinde daima çalışılabilecek çok iyi bir arşiv oluştururlar.

Elektronik Gözler
Fotoğraflardaki tek problem, düşük ışık seviyelerinde doğru sonuç vermeme olasılığıdır. Bize uzak yıldız ve galaksilerden o kadar az ışık gelmektedir ki bunun fotoğraftaki kimyasalları reaksiyona sokup sokmayacağından emin olamayız. Şimdi bir çok astronom, fotoğraf çoğaltıcılar ve yük çiftleyen cihazlar (CCD) kullanıyor. CCD’ler milyonlarca pikselden bir ışık taneciğinin çarpması ile elektrik yüklenen küçük elektronik bir kutucuk oluşmuştur. CCD’ler oldukça duyarlıdır ve bir fotoğrafın gösterebileceğinden daha belirsiz yıldızları bile incelemenize yardımcı olur.
Geçen her saniye içinde, gece ve gündüz yıldızlar çevrelerine ve tabii ki bize de radyasyon yayarlar. Bazıları görünür ışık olarak adlandırılır ve adından da anlaşıldığı gibi görebildiğimiz ışıktır. Bir çoğu ise gözümüzün göremeyeceği, çok büyük veya çok küçük dalga boylarına sahip görünmeyen ışıklardır. Doğrudan göremiyor olmamıza rağmen, bu görünmeyen dalga boylarını özel teleskoplarla izlenebilir hale getirip, daha ayrıntılı incelemeler yapmak mümkündür. Işığın görünür veya görünmez dalga boylarının hepsine birden “elektromanyetik spektrum” adı verilir.
Dalga boyu çok büyük olanlar:

•    Radyo dalgaları, mikro dalga • Kızıl ötesi ışık
Uzun dalgaların enerjisi düşüktür ancak atmosferde kolayca bloke olmazlar.
Dalga boyu çok kısa olanlar:
•    Mor ötesi ışık • Xlşınları • Gamma ışınları
Kısa dalgalar çok büyük enerji ile yüklüdürler. Ancak ne mutlu ki atmosfer tarafından tutulurlar, çünkü oldukça tehlikedirler. Yani bu ışınların incelendiği laboratuarlar uzayda olmak zorundadırlar.

Radyo Teleskoplar
Radyo teleskoplar, yansıtıcı “optik” teleskoplarla aynı mantıkla çalışır ve ışınları toplayıp odaklayan çanak kullanırlar. Odakta ikinci bir lens yerine bir anten kullanılır. Radyo dalgalarının ışık dalgalarından daha uzun olması nedeniyle radyo teleskopları normal teleskoplarla aynı keskinlikte görüntü vermesi için onlardan çok, ama çok daha büyük olmalıdır. Bir çoğu 100 metreden daha büyük çevreli çanaklardan oluşur. Bazı radyo gözlem evleri küçük çanaklarla da iyi görüş elde etme yöntemleri geliştirmişlerdir. Interferometri adını verdikleri bir yöntemle bir çok çanağın sinyallerini ortaklayarak güçlendirmeyi başarmışlardır. Bu yöntemdeki kesinlik, çanakların boyutlarından ziyade birbirlerinden olan uzaklıklarına bağlıdır. Örnek olarak Uzun Ana Hat Dizimi (VLBA) Amerika’ya dağılmış on teleskoptan oluşmuştur.

Hubble Uzay teleskobu

Uzay Teleskopları
Evreni, atmosferi araya alarak incelemek buzlu bir camdan dışarıya bakmaya benzer. İşte bu yüzden astronomlar her zaman uzayda bir gözlem evi istediler. Bunun için gönderilen bir çok uydudan en önemli ve en ünlüleri 1990’da fırlatılan Hubble Uzay Teleskopudur (HST).

Alıcınızın Ayarıyla Oynayın
•    Radyo teleskopları genelde yer tabanlıdır, çünkü radyo dalgaları atmosfere çok iyi nüfuz eder. Tıpkı bir ev radyosu gibi farklı frekansları almaya ayarlanabilen bu teleskoplar, uzayın farklı yerlerinden gelmekte olan radyo dalgalarının yoğunluğunu ölçerek, o bölgenin bir radyo haritasını çıkarır. Radyo astronomi, Quasar ve Pulsar gibi oluşumları ortaya çıkarmıştır.
•    Radar yüksek enerjili radyo dalgaları yayıp yansıtmalarını inceleyerek çalışır. Bu yöntem astronomların Venüs ve Mars’ın yüzey haritasını çıkarmasına yardımcı olmuş, Satürn’ün halkalarını analiz etmeye ve nesneler arası uzaklıkları ölçmede çok büyük kolaylıklar sağlamıştır.

•    Mikrodalga ışımaları uzaydan Cobe uydusu tarafından incelenir. Büyük patlama (Big Bang) zamanından beri uzayda ışıldıyan radyasyonu inceleyebilir.
•    Submilimetre Mauna Kea, Hawaii’de bulunan Scuba teleskobu, çok uzak ve yaşlı galaksilerin çevresinde toz bulutları olduğunu gözlemleyebilmiştir.
Uzak kızıl ötesi ışımalar uzaydan Iras uydusuyla incelenir. Dünya çevresinde dönerek tüm gökyüzünün bir haritasını çıkarmış, astroid ve kuyruklu yıldız izlerini inceleyip yeni doğmuş yıldızlar hakkında bilgiler sağlamıştır. Kısa bir zaman içinde Iras, Sirtf uydusuyla değiştirilecektir.

Yakın kızıl ötesi teleskopları, gezegenlerin ısılarını yeryüzünden inceler.
Mor ötesi ışınlar (UV) yalnızca uzaydan görülebilir. En iyi bilinen UV (mor ötesi) uydularından biri 1978’de fırlatılan Mor ötesi Kaşifi’dir (IUE).
Xlşınları da tıpkı (UV) ışınları gibi sadece uzaydan izlenebilir. Bilinen en yararlı xışını uyduları 1978’de fırlatılan Einstein ve Rosat’dır (1990). Son zamanlarda fırlatılan en yeni xışını uydusu (1995’de) Rxte’dir.
Sadece uzaydan görülebilen gamma ışınları, 1991’de yörüngeye konan Compton Gamma Işınları Gözlemevi’nce izlenebilir.

fal bakma.gen.tr sundu…

elektronik gözler,optik astronomi nedir,uzay teleskopları

Uzaya Yolculuk

Uzaya Yolculuk
Uzay Mekiği
Uzay mekiği dünyanın tekrar kullanıbilen ilk uzay aracıdır. Bir roketin arkasında tıpkı diğer uzay araçları gibi fırlatılır, fakat geri dönüşünde bir uçak gibi iniş yapıp tekrar tekrar bir çok görevde kullanılabilir. Mekik ile ilgili en güzel şeylerden biri de geniş kullanım yelpazesidir.
Bilim adamlarını uzay laboratuarlarına taşımak dahil her işte kullanılabilirler.

Uydular
Her yıl düzinelerce uydu, bir çok farklı iş görmeleri için uzaya fırlatılırlar.
•    Uzay teleskopları, atmosfer olmaksızın daha net ve temiz bir görüş elde etmek için kullanılır. En önemli uzay teleskopu Hubble’dır. Ancak daha bir çokları kullanımdadır, 118’e bakınız).
•    Haberleşme uyduları televizyon yayınından telefon sinyallerine kadar tüm haberleşme cihazlarını Dünya’nın her yerine ulaştırırlar. Londra ve Avustralya arası yapılan bir konuşmanın her kelimesi mikro dalgalar halinde önce uyduya, daha sonra tekrar aşağıya, yeryüzüne gönderilir.
•    Gözlem uyduları Dünya’yı izlemek için kullanılır. Bazıları hava durumunu incelemek gibi bilimsel işlerle ilgilenirken, bazı uydular casusluk amacıyla kullanılır. Bu casus uydulardaki kameralar günümüzde öylesine gelişmiştir ki o denli uzaktan bile binaları tek tek ayırabilir.
•    Yön bulma uyduları (Küresel yer bulma sistemi veya GPS), insanların bir uydular ağından gelen sinyallerin yardımıyla pozisyonları hatasız olarak belirlemelerine yardımcı olur.

Uydu Yörüngeleri
Bir uydu fırlatılmadan önce bilim adamları uyduyu doğru yörüngeye oturtabilmek için tam hız ve yolunu belirlemek zorundadır. Yörünge Dünya’ya ne kadar yakın olursa uydu Dünya’ya düşmemek için o kadar hızlı dönecek şekilde fırlatılır.
•    Düşük Yörünge: Bir çok uydu, Dünya’nın 300 km uzağına düşük yörünge adı verilen ve uyduların fırlatılması için daha az enerji kullanılan bir yörüngeye oturtulmuştur.
•    Yüksek Yörünge: Bir uyduyu 30.000 km uzaklıktaki yüksek yörüngeye fırlatmak için iki set roket kullanır. Bu setlerden biri uyduyu 30.000’ye çıkarırken diğeri de uyduyu doğru yörüngeye sokmak için kullanılır.
•    Sabit Yörünge: Dünya’dan 36.000 km uzaklıktaki bir yörüngenin bir turda dönülmesi, tıpkı Dünya’nın bir turu gibi 24 saat alır. Ve bu yörüngedeki bir uydu yaklaşık olarak Ekvator’un üzerindeyse, her zaman dünyanın aynı yerinin üstünde demektir. İşte bu tip bir yörünge hava ve haberleşme uydularının yörüngesidir.
•    Kutupsal Yörüngedeki bir uydu, Dünyanın 850 km üzerinde kutuptan kutuba doğru bir yönde hareket eder. Ve her bir turunda Dünya’nın farklı bir dilimini inceleyebildiğinden, devamlı olarak Dünya’nın tüm yüzeyi hakkında hilni sandılar.

fal bakma.gen.tr sundu…

 

uzayda yolduluk,uzayda yolculuk yapmak,yörünge çeşitleri

Kutupsal Uydu yörüngeleri

Kutupsal Uydu yörüngeleri yörünge  Araştırma Araçları
Ay’a yapılan insanlı yolculuklar dışında, keşif amacı ile gönderilen tüm araçlarda robotlar kullanılıyordu. Bazıları inanılmaz derecede uzaklara yolculuk yapmış, diğer gezegenler ve Güneş sistemi hakkında fazlaca bilgi sağlamış, Pluto ve Merkür dışında tüm gezegenlerin fantastik fotoğraflarını çekebilmişlerdi. Voyager 2, altı milyon kilometreden fazla yol katetmiş, Jüpiter (1979), Satürn (1980), Uranüs (1986) ve Neptün (1989) yakınlarından geçmiş, şu sıralarda ise uzayın karanlık boşluğuna doğru hareket etmektedir. Bu araçların bir çoğu eksprestir. Yani hedeflerini sadece birkaç gün için inceleyip, tamamıyla geçmeden verileri Dünya’ya gönderip yollarına devam ederler. Gezegenlere iniş oldukça seyrektir, ama gerçekleştiklerinde çalışmalarını Dünya’dan izleyenlere gerçektende çok büyük bir heyecan verir. 1997’de Mars’a inen Pathfinder buna bir örnektir.

Uzay İstasyonları
1986’dan itibaren, Rus Mir Uzay İstasyonu, Dünya’nın yörüngesinde dönmekteydi ve bilim adamlarına uzayda bir laboratuar sağlamaktaydı. Mürettebat birkaç ayda bir değiştiriliyor (bazıları bir yılın üzerinde de kalmıştır) ve Mir, Dünya’da mümkün olmayan “yerçekimsiz ortam”a ihtiyaç duyulan deneylerin yapılmasını sağlıyordu.

Mir Uzay İstasyonu
Ağırlıksızlık
Mır veya diğer uzay araçtan içinde bulunan astronotlar hiç ağırlıkları yokmuş gibi (tabana yapışan botlar kullanmadıkları zaman) havada yüzerler. Aslında bu ağırlıklarının olmamasıyla değil, Dünya etrafında büyük bir Şa donen aracın yerçekiminin etkisini kaybettirmesiyle ppdir. Tıpkı son hızla düşen bir asansörün içindeymiş glbi! havada asılı dururlar. Ne mutlu ki bu asansör hiçbir zaman zfemin kata varmaz. Tabii ağırlıksız olmak günlük yaşantıda bazı problemlere yol açabilir Örnek oiarak tuvafet kesini» emici cihazlara sahip olup, atıklardan kurtulabilmeyi
Evrenin Sınırları

Son 40 yıldır, bilim adamları evrenin oluşumu hakkında gerçekten kafa karıştıran teorilerle çıkagelmişlerdir. İlk olarak, her şeyin 13 milyar yıl önce Big Bang adı verilen dev bir patlamayla oluştuğu fikri vardı. Daha sonraları kara delik yerçekiminin inanılmaz boyutlara ulaşıp, her şeyi hatta zamanı ve ışığı bile içine çeken noktateorisi ortaya atıldı. Hatta zamanda yolculuk da bunlardan biridir.
Şaşırtıcı olan ise astronomların bu teorilerin doğru olduğuna dair    günden güne kanıtlar bulmalarıdır. Tabii zaman yolculuğu hariç, ama yine de zamanın neler getireceğini kim bilebilir ki?

 

uydu yörüngeleri,uydu yörünge çeşitleri,kutupsal farklılıklar

Big Bang

Big Bang
Bilim adamlarının, evrenin 13 milyar yıl önce oluştuğuna inandığıı söylemiştik. Bundan 1 dakika önce hiçbir şey yoktu. Bir sonraki dakikada ise tahmin edemeyeceğiniz kadar küçük ve inanamayacağınız derecede sıcak bir küre vardı. Ve yine bir dakika kadar sonra evren oluşmuş, tüm zamanların en büyük patlamasıyla hayatına başlamıştı. Bu patlama öylesine büyük ki, evrenin büyük bir bölümü hala onun etkisiyle saçılmaya devam etmektedir. İşte bu da evrenin neden sürekli olarak büyüdüğünün cevabıdır
Big Bang Hikayesi
İlk önce, 10 milyar x milyar x milyar dereceye kadar soğuyarak bir futbol topu büyüklüğüne ulaşan sıcak ve küçük bir parçacık vardı.

1035 Saniye
Hemen ardındaki saniyelerde yerçekimi çılgına döndü. Nesneleri birbirine çekme yerine, onları etrafa püskürttü. Evren, bir saniyeden daha az bir zamanda bin milyar kere milyar kere milyar kat daha büyük bir hale geldi. Bir atomdan bile daha küçük bir parçacık, aniden bir galaksiden büyük bir hale geldi. Bilim adamları bunu, Evren’in genişlemesi için yeterli boşluğu sağlayan “şişme” olayı olarak adlandırdı.    A    A

Kara Madde
Evrenle ilgili ilginç bir diğer olayda son derece hızlı şekil almış olmasıdır. Yerçekiminin nesneleri çok hızlı çekebiliyor olmasına rağmen, ilk filamentler ancak bir milyon yılda ortaya çıkmıştır. Bilim adamlarının hesaplarına göre bunu gerçekleşebilmesi için evrenin şimdi görünenden 100 kat daha fazla maddeye sahip olması gerekiyordu. Bu nedenle evrenin yüzde 99’unun kesinlikle görüp ortaya çıkaramadığımız Kara Madde olduğu fikrine inanılmıştır. Orada olduğunu sadece yerçekimsel etkilerinden anlayabiliyoruz.

Evrenin Kaderi
Evren sonsuza dek büyümesini sürdürecek mi? Bunun cevabı,
çekimiyle bu büyümeyi frenleyebilecek Kara Madde miktarında saklı.
•    Açık Evren: Eğer bilim adamlarının “kritik yoğunluk” dediklerinden daha az madde varsa evren sürekli büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek, büyüyecek…
•    Ters Big Bang: Eğer kritik yoğunluktan daha çok madde varsa, tüm bu maddeler, Evren’i geri çekmeye başlayacak.
Hatta şu an yapıyor bile olabilir. Hızla küçülmeye devam eden Evren tıpkı ters bir Big Bang gibi, yeniden küçük bir parçacığa dönüşene kadar devam edecek.
•    Big Bang 2: Bazı kişiler bu küçülmeden sonra yine bir Big Bang olacağı inancındadırlar.
•    Durgun Hal: Birkaç kişi ise Evren’in ne büyüyüp ne de küçüldüğünü söylemektedir. Bizden uzaklaşmakta olan galaksilerin yerine yenilerinin geldiğini bu sayede bir denge içinde hep aynı boyutta kaldığını iddia etmektedir.
Zamanın Taze Günlerinden Söylentiler
1960’li yıllarda astronomlar, yıldıza benzer uzak nesnelerden bazı radyo sinyalleri aldılar. Aslında yıldız olmayan bu gerçekten uzak nesneler, quasar adı verilen 100 galaksi parlaklığında Evren’i aydınlatan oluşumlardır. O kadar yoğun bir radyo dalgası yayarlar ki milyonlarca ışık yılı uzaktan biz bile algılayabiliriz. Bir çoğu da aklın almayacağı kadar uzaktadır. Bugüne değin saptanabilmiş en uzak quasar 12 milyar ışık yılı uzaklıktadır.

 

big bang nedir, evrenin kaderi nedir,evrende big bang

Kara Deliğe Düşmek

Kara Deliğe Düşmek
Her kara delikte geriye dönüşün olmadığı, “madde ufku” adı verilen bir nokta vardır. Bu noktadan ötede zamanın bir anlamı kalmaz ve ışık bile buradan kaçamaz.

•    Eğer kara deliğe düşmüş birini görürseniz, ufkuna varmasını izleyemeyeceksiniz demektir. Görebileceğiniz tek şey yavaşça hareket ettiği, renginin kızardığı, solduğu ve sonunda tamamen yok olduğudur.
•    Eğer siz kendiniz bir kara deliğe düşürseniz, bir spagetti gibi uzayacağınızı garanti edebilirim. Bunun nedeni ayağınıza uygulanacak yerçekiminin kafanıza uygulanacağından çok daha fazla olmasıdır.
•    Siz yavaşça içeri gömülürken, zaman aşırı bir şekilde hızlanır ve siz geleceği seyretmeye başlarsınız. Tabii yarının kazanan piyango biletinin numaralarını bilmeniz size bir şey kazandırmaz. Çünkü oradan ne siz çıkabilir ne de bir başkasına ulaştırabilirsiniz.

Zaman Yolculuğu
Zamanda geriye doğru yolculuk yapabilmek her zaman için eğlenceli bir fikir olmuştur. Vikingler zamanına, şövalyeler ve şatoların bulunduğu günlere veya dinozorların dünyanın sahibi olduğu günlere dönmek mümkün olabilir mi? Einstein’ın zamanı tıpkı genişlik ve uzunluk gibi ayrı bir boyut olarak değerlendirmesinin ışığında, birçok bilim adamı bunun rüyadan öte bir şey olup olmayacağını araştırmaya başladı. Einstein bu fikri, ışık hızına ulaşan bir canlı için zamanın duracağını ve buna göre de canlılığının biteceğini savunarak anlamsız bulmuştur. Fakat 1930’larda Amerikalı matematikçi Kurt Gödel Einstein’ın Rölativite Teorisi’nde bir gedik olduğunu, boşlukta zamanın yönünün değiştirilebileceğini iddia etmiştir.

Zaman Yolculuğunun Kaçık Yönleri

•    Geriye dönüp büyükanne ve babanızı öldürürseniz, hiçbir zaman doğamazsınız.

Bu durumda onları kim öldürmüş oluyor? (İtiraz ediyorum. Ben henüz doğmadım, sayın hakim).
•    Yanınıza birkaç antibiyotik alıp milyonlarca insanı Kara Veba’dan kurtarabilirsiniz.
•    Taş devri insanlarına Rock müziği, dinozorlara ise Rap yapmayı öğretebilirsiniz.

uzay boşluğu,uzayda kara delik,uzaya düşmek

Zamanı Nasıl Bükebilirsiniz

Zamanı Nasıl Bükebilirsiniz
Zamanı bükmek teoride muhtemeldir, ancak gerçekte bunu nasıl yapabilirsiniz? Bir çok kişi asla çalışmayan fantastik yerçekimi makineleriyle çıkagelmiştir. Peki ya kara delikler: Kara delikler zamanı son derece güçlü bükebilirler. Bilim adamları, “Kara delikler bu iş için kullanabilir mi?” sorusunun cevabını aradılar. Ünlü bilim adamı Stephen Hawking’in yanıtı “Hayır, çünkü delik içine düşen her madde ‘teklik’ adı verilen sonsuz derecede küçük bir noktaya dönüşür” oldu. Fakat bazı bilim adamları ise bu noktanın hareket ettirilip, uzun ve ince bir tünelden geçerek, beyaz delik adı verilen bir yerden evrenin bir başka yerine veya bir başka evrene geçebileceğini savunmuşlardır. (Beyaz delik temel olarak kara deliğin karşıtı yani maddenin bir pınar gibi içinden fışkırdığı yerin adıdır).

Kurt Delikleri
Birçok bilim adamı Beyaz delik teorisinin saçma olduğunu düşünmüştür. Çünkü teklik adı verilen bu noktayı hareket ettiremezsiniz. Bunun ardından Amerikalı Cari Sağan Beyaz Kara delik tünellerinin bu noktalara ihtiyaç duyulmadan da var olabileceğini savundu. Evrenin çeşitli yerlerini birbirine bağlayan, tıpkı bir elma kurdunun açtığı tüneller gibi yapılar olabileceğini öne sürdü. Tüm matematiksel hesaplamalar, böylesine bir deliğin daha adım atar atmaz kapanacağını göstermiştir. Yani kapıyı açtığınızda size oğlunuzun oğlunun oğlu olduğunu söyleyen yaşlı bir adam görürseniz, işe yarayıp yaramadığını anlayabilirsiniz.

Orada Kimse Var mı?
Bildiğimiz kadarıyla tüm evrendeki gelişmiş canlılar sadece bizleriz. Ve yine bildiğimiz kadarıyla Dünya, üzerinde canlı olan tek gezegendir. Ancak bazı fikirlere göre evren, içinde sadece bizim olamayacağımız derecede büyüktür, yani bir yerlerde başka hayatların olduğuna inanırlar. Sorun bunu ortaya çıkarmaktır.
Hayat belirtileri arayacağımız en yakın yer bizim Güneş sistemimizdir; Fakat ne diğer gezegenlerde ne de uydularında böyle bir işarete rastlanmamıştır.
Bunun nedenlerinden biri, yaşam için olmazsa olmaz etkenlerden biri olan suyu yalnızca Dünya su halinde tutabiliyor. Venüs bunun için çok sıcak, Mars ise çok soğuk. Satürn’ün uydularından biri olan .Titan’da atmosfer görülmesi üzerine astronomlar Cassini uzay aracının ne bulabileceği konusunda çok heyecanlı idiler. Fakat büyük ihtimalle hevesleri kursaklarında kalacak, çünkü Titan öylesine soğuktur ki denizleri sıvı metandır. Umabileceğimiz en fazla şey organik kimyasallar, (canlı yapısında bulunan karmaşık kimyasal maddeler) olabilir.

Buna benzer olarak kuyruklu yıldızların kuyruklarında, tıpkı bazı meteorlar da olduğu gibi, bilim adamlarını yaşamı başka yere taşınmış olabileceğine inandırmış olan organik kimyasallara rastlanmıştır.

Bir yıldız üzerinde hiçbir şey yaşayamaz, eğer evrende bir yerlerde hayat varsa bu gezegenler üzerinde olmalıdır. Kendi yıldızları etrafında dönüp durmakta olduğu tahmin edilen milyonlarca gezegen olduğu sanılmaktadır. Işık yaymamalarından dolayı görünmeleri zordur. Son yıllarda astronomlar, komşu yıldızların yörüngesinde gezegenler bulmuşlardır. Eğer hayat varsa o kadar uzakta olmalıdır ki ilk buluşma bile çok uzun zaman alacaktır. Galaksinin diğer tarafında gelişmiş canlıların bulunduğunu kesin bilip “Merhaba, küçük yeşil adamlar” sözlerini radyo dalgalarıyla göndermeye kalkarsanız, mesajınızın ulaşması için 100.000 yıl, dev kırmızı kadının gelip burnunuza yumruk atması için yine bir 100.000 yıl daha gereklidir. Böylece bilim adamları yalnızca bizden daha gelişmiş bir toplumla bağlantı kurabileceğinin farkına vardı. Çok çok önceleri bir mesaj gönderip tek yapmamız gereken dinlemek. SETI’ye (Dünya Dışı Zeka Arama Projesi) ait bilim adamları gökyüzüne çevrilmiş alıcılarıyla dev bir kulak gibi, başka bir toplumdan gelebilecek mesajları dinlemektedir.

zamanı geri getirmek,zamanı bükmek,zaman nasıl bükülür

Yıldızlar rehberiniz

Açık bir gecede gökyüzüne baktığınızda ilk seferde göreceğiniz şeyler Ay ve yanıp sönen küçük ışıklardır. Bu yanıp sönen ışıkların bir çoğu yıldızdır. Ve yıldızlar gerçekten de çok fazla sayıdadır. Teleskop kullanmadan bile neredeyse 2000 tane yıldız görebiliriz. Peki yıldızlar bize, Dünya’da (veya Uzay’da ) nasıl rehberlik ederler?
Babil ve Mısırlı yıldız gözlemcileri, tek tek yıldızları noktaları birleştirme oyunu gibi, birleştirip, çeşitli hayvan şekillerine uyduruna dek insanlar yıldızların rehberliğinden yararlanmadılar. Bu uyduruk şekillere takımyıldızlar adı verildi ve bundan sonra astronomlar takımyıldızlarını göksel işaret olarak kullandılar.

Aslında takımyıldızları bir illüzyondur. Bir takımyıldızıyla yıldızlar arasında herhangi bir bağlantı yoktur. Çoğu zaman bu yıldızlar birbirlerine yakın bile değildirler. Sadece, öyle gibi görünürler. Örnek olarak Avcı Takımyıldızının yan yana görünen iki yıldızı Kappa ve Gamma gerçekte birbirlerinden milyarlarca kilometre uzaktadırlar.

Gece gökyüzünü kullanarak yolunuzu bulmak biraz zor bir iştir ama bugüne kadar kimse takımyıldızlardan daha iyi bir yöntem bulamamıştır.

Takımyıldızlar
• Bugün astronomlarca kabul edilen 88 takımyıldız vardır. Birçoğunun adları Latince olmasına rağmen takımyıldızlara, kendilerini ilk tanımlayan Yunan pstronomlar tarafından tanrılar, kahramanlar ve mitolojideki yaratıkiarm adları verilmiştir. Eski Yunan (ji takımyıldızlarından bazıları şunlardır:
• Modern adlandırmalar daha basitçedir.
• ÂntliaPompa , Microscopium (Mikroskop)

Tüm takımyıldızlardaki yıldızlar yunan alfabesinin harfleri ile adlandırılmıştık Takım yıldızdaki en parlak yıldız Alfa, ikinci parlak yıldız Beta ve üçüncüsü de Gamma diye isimlendirilir. Ve bu şekilde devam eder. Yani Alfa Centauri, Erboğa takımyıldızının en parlak yıldızıdır.

Gökyüzü dönüyor mu?

Gökyüzüne yeteri kadar uzun bakarsanız, doğudan batıya doğru yavaşça hareket ettiğini görürsünüz. Gerçekte dönen gökyüzü değil, Dünya’dır. Yıldızlar tamamen hareketsiz dururlar ve Dünya, tüm yıldız düzeni, belli zaman dilimlerinde görülebilecek şekilde dönüp durur. İşte bu dönüp durma sonucu yıldızları hareketli sanırız. Dünyanın kendi etrafında bir tur dönmesi 24 saat alır. Bu da her 24 saatte bir yıldız düzeni aynı halini alacak demektir (daha doğrusu 23 saat 56 dakika). Bunun sonucunda belirli bir yıldızı ararken, farklı saatlerde farklı yerlere bakarız.

Göksel Küre
Yıldızların hareketli görülmesi bizde, sanki Dünya ile aynı hareketleri yapan , aynı eksen üzerinde dönen içi yıldızlarla boyanmış bir büyük top varmış hayali görüntüsünü uyandırır. Eski astronomlar bu topu gerçekten var kabul ediyorlardı. Tabii ki böyle bir şey olmadığını biliyoruz ama yinede göksel küre denen bu hayal ürünü top, gözlem için halen iyi bir yoldur. Astronomlar bunu, yıldızların yerlerini daha kesin belirlemek için kullanırlar.

• Dünya’nın, kuzey ve güney kutupları arasında kendi ekseni etrafında döndüğü gibi, göksel küre de aynı şekilde kuzey ve güney göksel kutupları arasında, kendi ekseni etrafında dönmektedir.
• Göksel kürenin ortasındaki hayali çizgi, tıpkı Dünya’da olduğu gibi ekvator olarak adlandırılır (göksel ekvator).
• Dünya üzerinde konumlar enlem ve boylamlarla belirlenirken, yıldızlann konumu göksel kürede, batma ve doğru yükselme çizgileri ile belirlenir.
• Batma çizgisi enlem gibidir. Bir yıldızın, kutup ile ekvator arasındaki yerini belirtir.
• Doğru yükselme çizgisi ise boylama benzer. Bir yıldızın “Koç’un ilk noktası” adı verilen noktadan ne kadar uzakta olduğunu belirtir.

Kış Üçgeni

Ocak ayı ortalarında, gece yarısı doğuya doğru bakarsanız, üç büyük, parlak yıldızdan oluşmuş bir üçgen seçersiniz. Bu yıldızlardan Procyon (Küçükköpek) Takımyıldızı’ nda, Betelgeuse (Avcı) Takımyıldızı’nda ve Sirius da (Büyükköpek) Takımyıldızı’nda yer alır. Avcı Takımyıldızı tamamen parlak yıldızlardan oluşmuş, en kolay görülebilir takımyıldızlardan birisidir.

Tam ortada, avcının kemerini oluşturan üç yıldızın hemen altında sisli bir leke göreceksiniz. Dürbünle baktığınızda bunun Avcı Bulutu adı verilen harika bir oluşum olduğunu görürsünüz.

Güney yarımkürede yaşıyorsanız:
Scorpius, Akrep. Ağustos ayı ortasında sırt üstü yatıp tam tepenize bakarsanız görebileceğiniz Akrep Takımyıldızımdaki en parlak yıldız, bizim Güneş’imizin 700 katı büyüklüğünde “süperdev” bir yıldız olan Antares’dir Güney yarımküredeki kış üçgeni, kuzey yarım küredeki yaz üçgeni ile aynıdır. Bir kış gecesinde kuzeye bakarsanız Vega, Deneb ve Altair’in oluşturduğu üçgeni görürsünüz. (S, 14)

Göksel İşaretler
Bir takımyıldız görmenin en güzel yanı başka takımyıldızlar görmenize yardımcı olmasıdır. Takımyıldızlardaki yıldızları diğer takımyıldızların yerini bulmak için kullanabilirsiniz.

Kutup yıldızı. Büyükayı’yı bulduktan sonra kutup yıldızını bulmak hiç de zor değildir. Bunun için gözlerinizi Büyükayı’daki Merak ve Dubhe yıldızları doğrultusunda aşağı doğru kaydırmanız yeterlidir. Karşınıza çıkacak ilk parlak yıldız, Kutup Yıldızı olacaktır. Kutup Yıldızı ayrıca, Küçükayı Takımyıldızı’nın son yıldızıdır.
Yunus. Bir yaz üçgeni yıldızı olan Altair, Yunus Takımyıldızı’nı bulmanızda yardımcı olur. Bu sefer izleyeceğimiz yol, Kartal Takımyıldızı’nın kuyruğundan kuzeydoğu yönüne doğru gözlerimizi kaydırmak olacaktır.

Ejderha. Yaz üçgeninde Deneb yıldızını bulduktan sonra Kuğu Takımyıldızı’nın gökyüzünde tepesinde Deneb olan bir haç oluşturan diğer yıldızlarını göreceksiniz. Gözlerinizi, gördüğünüz bu haçın kısa kolunu oluşturan üç yıldız doğrultusunda kuzeybatıya doğru yönlendirirseniz, küçük bir uçurtma biçimi oluşturan dört yıldız bulacaksınız. İşte bu dört yıldız, Ejderha Takımyıldızı’nın adını veren baş kısmını oluşturur. Not: Buradaki üçgen 14. sayfada başka bir açı ile görülebilir.

Güneyhaçı. Güney yarımkürede, kutup yıldızının eşi niteliğindeki en yakın oluşum Güneyhaçı’dır. Gözlerimizi ufuk çizgisinden biraz daha yukarı doğru çevirdiğimizde bu yıldız grubunu kışın yukarıda, yazın ise biraz daha aşağıda görünen Erboğa Takımyıldızı’nın hemen yanında görebiliriz. Erboğa Takımyıldızı’nın en parlak iki yıldızı olan Alfa ve Beta yıldızları doğrultusunda çizilecek bir hayali çizgi bizi Güneyhaçı yıldız grubuna götürecektir.

Yıldız izleme

Haritalar yardımıyla belli başlı takımyıldızların yerlerini belirleyerek yön bulmaya başlayabilirsiniz. Şekildeki küçük yıldız grubunun, gökyüzünde buradakinden daha büyük ve geniş olacağını unutmayın. Yıldızların gece boyunca azar azar hareket ettiğini düşünürseniz, bir kısım takımyıldızların sürekli görünür, bir kısmının da yılın belli zamanlarında görünür olduğunu anlayabilirsiniz.

Büyükayı
Büyükayı yıldızlarını her zaman şekildeki gibi göremeyebilirsiniz. Gece boyunca gökyüzünde hareket eden bu yıldızları bulamazsanız, ınızı çevirmeyi deneyin.
Büyükayı tamamen ters bir durumda da duruyor olabilir.
Soldan sağa yedi yıldız:
Dubhe, Merak ,Phad, Megrez, ! Alioth, Mizar ve Alkaid. Dubhe Büyükayı’nın en parlak i yıldızıdır.

Kuzey yarımkürede yaşıyorsanız:
Büyükayı (Ursa Majör). Büyükayı belirlenmesi çok kolay olan yedi yıldızdan oluşur. Bu yıldız grubu Avrupa’da, eski model bir sabana benzemesinden ötürü Saban Takımyıldızı olarak adlandırılmıştır. Bir başka farklı isimlendirmede Kuzey Amerika’da Büyükkepçe diye bilinmesidir. Gerçekten de bir çorba kepçesine benziyor. Tabii tüm bunlar bize astronomların ne kadar yaratıcı olabildiğini gösteriyor. Büyükayı’yı bulmak için gökyüzünün kuzey kısmına bakmalısınız. Sonbaharda ufuk çizgisi dolaylarındayken, baharda neredeyse tam tepededir.

Büyükayı: Gökyüzünün hanımefendisi
Yunan mitolojisinde Büyükayı Callisto adında güzel, genç bir kızdır. Catfisto. Av Tanrıçası Artemıs’in ilgisini Sekiyordu. Ve böyiesıne güzel bir kıza ilgi duyan yalnız Artemis değildi. Tanrıların kralı Zeus da Callisto’nun çok Hoş bir kız olduğunu düşünüyordu. Böylece büyülü ( güçlennı kullanarak, Artemis’in kılığına giren Zeus Callisto’yla birlikte oldu ve ona Arcas adında bir oğlan I verdi. Zeus’un çapkınlığına (Bu sadece bir tanesi!) bozulan eşi Hera, Callisto’yu bir ayıya dönüştürdü. Yıllar ( sonra büyüyüp güçlü bir avcı olan Arcas, avlanmak için Sıktığı bir gün Callisto’yla karşılaştığında, onu sıradan btr yı sanıp öldürmek üzereyken imdada yetişen Zeus, Callisto’yu gökyüzüne kaldırdı, işte o zamandan beri pallısto, Büyükayı Takımyıldızı olarak bızlere yol göstermektedir.

Yaz üçgeni. Bir yaz gecesinde tam tepenizdeki noktadan itibaren güneye doğru gökyüzünü araştırın. Bu sırada göreceğiniz üç parlak yıldız Vega, Deneb ve Altair yaz üçgeni olarak adlandırılır. Bu üç yıldızın her biri bir takımyıldıza aittir. VegaLir, Deneb (Kuğu) ve Altair (Kartal) takımyıldızındandır.

Yunan mitolojisinde, Kral Zeus’un kılık değiştirerek kadi$tera yaklaşmak gibi bir alışkanlığı vardı. Sparta Kraliçesi tatlı Leda’ya da bir kuğu olarak görünmeye karaıfl/erdi. Ve Zeus’un bu oyunu işe yaradı.