Haziran 2014

Tanrı’nın Ruh’unda Tatmin ve Memnuniyet Bulmak

SİMYA TEMALARINDA YOĞUNLAŞAN RÖNESANS

Tatminsizliğin Kökü
Hangi durumlar ya da neler tatmin ve mutluluğunuzu sizden çalıyor? Doyumsuzluk duygusuyla baş etme yollarınız nelerdir?

Eski Kitap taki hangi olay insanlığın tatminsizliğini köklendirmiştir?

Sizce Âdem ve Havva Tanrıya itaatsizlik düşüncesine ilk sahip olmaya başladıklarında, Aden Bahçesi ni kaybetme riskini almışlar mıydı?

Bahçeden atıldıktan sonra, Adem ve Havva’nın yaşamı nasıl değişti?

Tanrının Âdem ve Havva için sevgisi, günahları nedeniyle değişti mi? Tanrıdan olmayan şeylerde tatmin aradığınızda Tanrının size olan sevgisi değişir mi?

Saklanacak Bir Yer İnşa Etmek
Kayin’in cinayet işleyerek kardeşini öldürmesini hangi duygu sağlamıştır? Günümüzde de aynı şiddeti ne şekilde görüyorsunuz?

Kayin günahından sonra gezinip durmaya başlamış, sonra Aden’in doğusunda yerleşmiştir. ‘Huzursuz bir şekilde oradan oraya dolanan’ biri olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz? En çok hangi durumlar huzursuz olmanıza neden olmaktadır?

Tanrı yaşamlarımızdaki günahı bize gösterebilmesi için  yaklaşmaya bizi çağırır. Günahımızı ve suçluluğu bizden almak ister. Tanrı sizi de kendisine yaklaşmanız için çağırdı mı? Cevabınız evetse, size ne söylemektedir?
İnsan eliyle yapılan şehrin Tanrıyla aramızdaki mesafeyi daha da arttırmaya yarayan dört özelliği nedir?
Bu dört özelliği kendi yaşamınızda en son ne zaman görmüştünüz? Bunların zararlı etkileri konusunda ne yapıyorsunuz?

Parakletos

Asaların Sekizlisi

Grekçe olan bu kelime bazı çevirilerde Teselli edici, bazılarında ise Yardımcı olarak çevrilmiştir. Bu kelimelerin ikisi de, eski zamanlarda bir kişinin yokluğunda ortaya çıkarak yardımcı olan ya da öğütçü ve yol gösterici olarak hizmet edenler için kullanılan parakletos kelimesinin doğru çevirileridir.

Kutsal Ruh un bizi teselli ettiğini düşündüğümüz zaman, genelde aklımıza O nun bizleri zor durumdan kurtarması gelir ve sıkıntılarımıza tesellinin Tanrı dan geldiği doğrudur.

Ama teselli edici kelimesinin İngilizce deki temel anlamı sıkıntıda avutmaktan çok Latince kökenli bir kelime olan confontare’dir ve bu büyük ölçüde güçlendirmek’ anlamına gelir. Teselli edicimiz olarak Kutsal Ruh, sıkıntıları atlatabilmemiz ve aldığımız güçle başkalarına da bu konuda yardımcı olabilmemiz için bizi güçlendirir, Bu gücü nasıl alırız?

Tanrının tahtına gelerek ve “cesaretle yaklaşarak; öyle ki, yardım gereksindiğimizde merhamet görelim ve lütuf bulalım Üçlü birlik olan Tanrımızın —Baba, Oğul ve Kutsal Ruh yargı tahtını, lütuf tahtına çevirmekteki rolünün farkında olmalıyız. Tanrının birliğinin her bir parçası dualarımızı duymakta ve cevaplamakta bir rol almaktadır.

Baba Tanrı çocuklarına güzel armağanlar vermek istemektedir. Başkâhinimiz olan Oğul Tanrı, çekmekte olduğumuz acıları ve zayıflıklarımızı anlamaktadır, ve O nun yüce lütfunu alabilmemiz için bizlere kapıları açmaktadır. Kutsal Ruh sıkıntı zamanlarında O na dönüp dua ettiğimizde bizleri güçlendirir ve teselli eder.

Bireysel mutluluğumuz

Asaların Altılısı

Bireysel mutluluğumuz, maddiyata dayalı hedeflere ulaşılarak arttırılmaz. Pozitif psikolojide gittikçe yaygınlaşan görüşe göre her birimizin bir “mutluluk seviyesi” ve artması ya da azalmasının maddi kazanım ve ödüllerle çok az alakalı olduğu bir duygusallık düzeyi vardır; ancak tekrar ve tekrar kendimize yine aynı hedefleri amaç ediniriz.
Geleceğe yönelik planlar yapmak için Dördüncü Adımda benliğin yerine oturması ve Beşinci Adımda kişinin gerçek durumunu görerek zengin bir bakış açısı elde etmesi gerekir. Planlama, kimliğimizin değerli olduğuna ikna edilmesi sonucunu değil, dünyada sürekli yeni in siyatifler alabileceği bir benlik seviyesini hedefler.

Bölünmüş bir benlik yanlış olduğunu zannettiği bir şeyi düzeltmeye çalışabilir. Planlarımız, düzeltilmesi gerektiğini düşündüğümüz meseleleri değiştirecek sonuçlar yaratmayı hedefler. Çocukların daha iyi davranmasını, gelecek çeyrekte satışlarda artış olmasını, sorun çıkaran ülkenin artık bir tehdit unsuru olmaktan çıkmasını isteriz. İsterseniz bu hedeflenen sonuç noktasına B diyelim.

Bizim planımızın çıkış noktası A noktasıdır. Hedefi bu noktada durarak belirleriz. Bu nokta “yanlış” olarak gördüğümüz noktadır ve plan B noktasına yani bunların sona ereceği noktaya doğru yol alır. Yaramaz çocuk örneğini düşünün. Çocuktaki problemin “hakkından gelmek” için çocukları azarlıyoruz fakat bundan sonra yeni bir problemle karşılaşıyoruz. Çocuklar daha iyi “davranmaya” başlasalar bile bu sefer de suçları yüzlerine vurulduğu için çok kızgın ve daha az angaje olacaklardır. Çocukların kızgınlıkla hareket ettikleri gerçeğini göz önünde bulundurarak, artık B noktasından değil de C noktasından meseleyi halletme ihtiyacı duyarak, problemi yeniden belirliyoruz. Dolayısıyla bu kızgınlıkları ve angaje eksikliklerinin üstesinden gelmek için C noktası ile ilgili yeni bir plan yapıyoruz.

Biraz huzur için ne yapmam gerekir?

Kahinlik

İçimizdeki sesleri susturmak üzere kendimize emirler vererek ya da dikkatimizi başka bir tarafa çekmeye gayret ederek bir uyum ve görüş birliği yakalamak asla mümkün değildir. Beynin kabul edebileceği ve beyne emirler veren merkezi bir denetleyici yoktur. Aslında bölünme ergenlikte doğaldır ve ancak bu bölünmenin sebeplerini anlayarak ve yetişkinlik döneminde etkin bağlantılar kurarak birleşik bir bütün haline gelebiliriz.

Bu kitapta da göstermeye çalıştığım gibi bu bütünlüğü sağlamak, nasıl görev yaptığımızı kontrol edebileceğini düşündüğümüz kimliği ortadan kaldırarak ve çatışmaların tatlıya bağlandığı yeni zekâ seviyeleri ile bağlantılı bir benlik haline gelerek olur. Bu da ancak hiçbir bölünmenin olmadığı bir seviyenin elde edilebileceği benlik özünü elde etmekle mümkündür.

Misyon, benlik ikiliğini daha büyük amaçlara hizmet eden yeni bir ilişkiye taşır.

En üst noktadaki görev tanımı, bilinçli bir benlik ifadesinin, büyük resmin uyumlu bir parçası ve ortağı olarak tanınmasıdır. Bu durum, dünyada bulunmamızın sebebi ve üstlendiğimiz anlamlı rolün bilincine varmaktır. Büyük işler yapan herkes bu büyük resmi vurgulamıştır. Büyüklük sadece yaptıklarımızla değil aynı zamanda bizim sayemizde dile dökülen ve harekete geçen yeni bir zekâ seviyesinin özgür bırakılmasıyla keşfedilir.

Örneğin Mozart’ın müziğini ele alalım. Dehadan bahsettiğimizde hemen Mozart gelir aklımıza ve onun hayattaki misyonunun muhteşem eserler vermek olduğu genel yargısmı kabul ederiz. Ancak Mozart’ın müziğinin neden iyinin de ötesinde, muhteşem olduğunu açıklamaz. Son yıllarda müziğinin sadece kulağa güzel gelmediğini aynı zamanda dinleyicide içsel bir huzur ve uyuma sebep olan belli beyin dalgalarıyla senkronize olduğunu keşfettik.

SQ benliği bilinen sonuçlarla ilgili planlamalar yapmaz

Kupaların Kraliçe

SQ benliği bilinen sonuçlarla ilgili planlamalar yapmaz; bunun yerine sonucu değil de olasılıkları değiştiren bir zekâ seviyesinden yola çıkarak planlar yapar. Bunun için de benliğin tepkisel boyutundan başka, bilinçli bir şekilde kullanılması gerekir.

Olacakları önceden kestirmek sadece iki zekâ modeli sayesinde etkitepki kanunlarını anlamak değil, yeni bir zekâ süreciyle ortaya yeni sonuçlar çıkmasını sağlayacak temellerin atılabileceği yeni bir alan planlamayı anlamaktır. İşte bu üçüncü tür zekâ modelidir.

New York belediye başkanı Rudolf Guiliani Liderlik adlı kitabında ‘kırık pencere teorisi’ olarak bilinen teoriyi şöyle tarif eder:

“Terkedilmiş binalardaki çok önemsiz gibi gözüken kırık pencere ler civarda çok daha ciddi bir dejenerasyona sebep olabilirler. Normal olarak, sağlam bir binaya taş fırlatmayacak olan kişi bir camı zaten ki rık olan binanın ikinci camını kırmak için hiç de o kadar gönülsüz davranmaz, ikinci camın kırıklığmdan daha da cesaret alan bir kimse ise çok daha büyük bir zarara yol açmaktan çekinmez, yeter ki etrafta bu kanunsuzluğa engel olacak binlerinin olmadığını fark etsin.”

Misyon Neden Burada Olduğumuzu Açıklar

Kupaların 2

Bilinç, beynin birleştirici rolüdür. Bilinç, tek başına tecrübeyle elde edilen, sadece beynin fonksiyonlarıyla bulunabilecek, yalnızca kalıtımsal olan veya çevreden damıtılan yeni bir benlik seviyesi değildir, sabit gerçeklerle kurduğumuz bağlantı ile benliğin işbirliği yapmasıdır. Bir zamanlar bizim için önemli olan ve emin olduğumuz şeyleri kaybedip sonra yeniden bulduğumuzda ancak bilinçleniriz.

Beyin, birçok farklı fonksiyonu tek bir merkezi zekâdan koordine ederek değil daha geniş bir birleştirici zekâ alanıyla bağlantılı olarak tek bir varlık gibi faaliyet gösterir.

The Chosen adlı enfes filmde İsrail Devleti’nin kurulduğu yıllarda New York’da yetişen iki erkek çocuk anlatılmaktadır. Çocuklardan biri hahamın oğludur ve Yahudi devletinin hiç kimsenin değil sadece Tanrı’nm malı olabileceğine inandırılacak şekilde eğitim görmüştür. Laik bir Yahudi ve Siyonist’in oğlu olan diğer çocuk ise devletin ordu gücüyle elde edilebileceğine inandırılarak eğitilmiştir.

Hikâye ilerledikçe hahamın oğlu çok başarılı bir öğrenci olur ve babasının izinden gitmeyi kendine misyon edinir. Ancak baba, bunun oğlunun kendi tercihi olmadığını ve üzerindeki geleneksel ağırlıktan dolayı bu şekilde davrandığını düşünerek kaygılanmaktadır. Oğlunun kendi tercihlerine kendisinin karar vermesini isteyen baba oğlunu reddeder. Bu durum her iki tarafa da acı vermektedir ama en çok da oğlunun kendinden uzaklaşmasına sebep olur ve onu sonsuza dek kaybedeceğinden korkan baba için bu çok acı bir durumdur.

Filmin sonuna doğru hahamın oğlu kısa kesilmiş saçları, şık takım elbisesi ile koleje giderken görülmektedir. Hahamın oğlu bu haliyle laik bir Yahudi’ye benzemektedir. Babasının cesur davranışı sayesinde, kendi yolunu bulmak için zorlu da olsa bir yolculuğa çıkan oğul için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır, babasıyla olan ilişkisi de. Filmin son sahnesinde görürüz ki babayla oğul arasındaki ilişki artık çocukluk döneminkinden çok farklı bir boyuta taşınmak zorunda kalmıştır. Film aşağıdaki hikayenin anlatılmasıyla biter.

Kral’ın doğru yoldan sapan bir oğlu vardır.
Oğula “Babana geri dön” derler.
Oğul “Yapamam” der.
Sonra babası oğluna bir mesaj gönderir, “sen bana ne kadar yaklaşabilirsen o kadar yaklaş, yolun geri kalanını da ben gelirim.”
Bu hikâye misyonumuz ile aramızdaki ortaklığı anlatmaktadır. Biz elimizden geldiğince gelelim, geri kalanında mutlaka bize yardım edilecektir. Bu gerçeği daha net ve görünür kılan şey, misyonumuzun farkına varmaktır. Aslında o her zaman oradaydı. Biz sadece onun orada olduğunu görebilmemizi sağlayacak zekâ ile irtibat halinde değildik.

Astroloji

Astrolojik inançlara götüren ilk gözlemler o denli modası geçmiş ve yanlıştırlar ki hipotez aynı sınırlamalardan dolayı sağlıksızdır. Bu belirsiz ve uygun olmayan biçimdeki genel hipotez o kadar geniş bir hata payına izin verir ki öngörüleri kesin olarak değerlendirilemez. İnsanların kolay yanıtlara açlığını doyurmada yardımcı olduğu için, hipotezi yerinden etmek zordur.

“Bilimsel” Hızlı Yaratılışçılık
“Bilimsel” hızlı yaratılışçılığın dayandığı gözlemler doğrudan bir bilim değil, din ı olan Tekvin’den gelmektedir. Bu yüzden, bunların üzerine bilimsel hipotezler kurmak uygun olmaz. Bu hipotezin adına sonradan geliştirilen tezler, umutsuz zorlu bir savaşla karşı karşıyadır; çünkü iyice doğruluğu ortaya konmuş olan birbiri ile bağlantılı bilimsel hipotezler ağıyla çarpışmaktadır.

Duyu Dışı Algılama ve Psikokinez
Olağan duyumsal algılama konusundaki anlayışımız, yinelenebilir gözlemlere dayanmaktadır. Bu olayların doğasına ilişkin hipotezler, öngörüleri üzerine yapılan deneylerin sonuçlarını incelemek yoluyla kolaylıkla sınanabilir. Diğer taraftan, duyu dışı algılama ve psikokinez, olsa olsa temelsizdir.

Açıklama iddiasında oldukları olayların kuşku uyandıran doğasından dolayı, bu hipotezleri değerlendirmek güçtür. Kişilerin olağandışı güçleri olduğu hüsnükuruntusu, bu ileri sürülen olaylar hakkındaki gerçeğin araştırılmasının önüne geçmektedir.

SQ odaklanma yöntemi

ZITLARIN BİRLİĞİ DEVİNİMLİ VE ANLAYIŞLI, KADIN VE ERKEK, AKIL VE İÇGÜDÜ BÜYÜCÜNÜN ÖZÜNDEKİ ANLAMDIR, BÜYÜCÜ KENDİ İÇİNDE TÜM ZITLIKLARI BARINDIRIR , ÇÜNKÜ O ERİL BİR VAROLUŞTUR.

Gerçek durumdan bakıp da ne yapabileceğimizi gördüğümüzde, kullanacağımız zekâya odaklanırız. Fikrin ne kadar hayali olduğunun bir önemi yoktur, bu fikre eşlik eden ve ılarımızı yöneten bir zekâ düzeyidir asıl önemli olan.

Gerçek bireysel liderlik SQ odaklanma yöntemidir. Bir farklılık yarattığımıza dair başkalarını ve kendimizi kandıran tavırlar takmmak tansa, SQ, diğer insanların da bu durumdan yarar sağlayabilecekleri bir zekâyı yayar.

SQ benliği, daha çok kâr elde etmek, daha iyi bir gelir ya da daha uzun ve egzotik tatillere çıkmak… gibi maddi bir hedefin peşinde değildir. Ne de olsa maddiyat, mutluluk ve başarı için tek başına yeterli olamaz. Durumlara yeni bir zekâ seviyesi ile yaklaşmamızı sağlayan SQ’sal planm iki önemli sonucu vardır:

Cehaleti (kimlik) ve cehaleti arttıran koşulları azaltır

Yeni fikirler ve yeni bir zekânın şekillenebileceği yeni koşullar planlama bilincini arttırır.

TANRI’YI SÖZLERİ ARACILIĞIYLA TANIMAK

Küçük Arkana

Eski bir hikâyede, duvar resimleri ve kıyafetler yaptırmak üzere işçi kiralayan bir kraldan söz edilir. Çalışanlar arasında özellikle genç ve çalışkan bir çocuk göze çarpar. Kral daha güzel tasarımlar yapabilmesi için bu gence çeşitli renkte malzemeler sağlar ve herhangi bir şeye ihtiyacı olursa kendisine haber vermesini söyler.

Diğerleri birçok problemle karşılaşıp yeterince iyi iş çıkaramazken, genç çocuk inanılmaz başarılıdır. Bir gün diğerleri gencin etrafına toplanarak, “Bizler bu kadar problem yaşarken sen neden bu kadar başarılısın?” diye sorarlar. “Bizim ya ipliklerimiz karışıyor ya da boyalarımızın rengi atıyor, her zaman bir şeyler yanlış gidiyor.”
Genç bir an düşünüp, şöyle der: “Kralımızın ne zaman yardıma ihtiyacımız olsa ondan yardım isteyebileceğimizi söylediğini hatırlamıyor musunuz?”

“Evet, biliyoruz” derler çocuğa. “Karışan ipimizi günlerce çözmeye çalıştıktan ve iyice karıştırdıktan sonra onun yardımcısını çağırdık.”

“Onu benim ne kadar sık çağırdığımın farkına vardınız mı?” dedi çocuk.
Diğer çalışanlar kızgın bir şekilde, “Evet ve senin kaba birisi olduğunu ve onu rahatsız ettiğini düşündük” derler.
“Kralın sözüne güvendim ve o da her zaman bana yardım etmeye hazırdı.

Gencin başarısının sırrı buydu, en küçük bir sorunda bile kralın sözüne güvenerek, itaat edip, sık sık kraldan yardım istiyordu. Eğer dünyasal bir kral bile sözüne sadık kalınmasına bu kadar seviniyor ve yardım ediyorsa, Göksel Babamız daha ne kadar fazla sevinecektir. Göksel Babamız bizi içeri, kendi yanma çağırmaktadır. Neden çekiniyoruz? Tanrının mükemmel lütfunu ve merhametini anladığımızda Onun tahtına koşmaktan çekinmeyiz. O andan sonra bu bizim için normal bir alışkanlık haline gelecektir.

Tanrı, sıkıntı zamanlarımızda O nun tahtına kendimizden emin bir şekilde yaklaşırsak, bize yardım edeceğine söz vermiştir. Kendi hayatlarımızla ilgili dua ettiğimiz zamanlarda, başkalarının da hayatlarında zorlandıkları ve yardıma ihtiyaç duydukları konularda güç ve teselli bulabiliriz.
“Bu nedenle, ey kardeşler, İsa’nın kanı sayesinde perdede, yani kendi bedeninde bize açtığı yeni ve diri yoldan kutsal yere girmeye cesaretimiz vardır… Öyleyse yüreklerimiz serpmeyle kötü vicdandan arınmış, bedenlerimiz temiz suyla yıllanmış olarak, imanın verdiği tam güvenceyle, yürekten bir içtenlikle Tanrıya yaklaşalım. Açıkça benimsediğimiz imana sımsıkı tutunalım. Çünkü vaat eden Tanrı güvenilirdir. Birbirimizi sevgi ve iyi işler için nasıl gayrete getirebileceğimizi düşünelim İsa, Aden Bahçesinde Tanrıyla sahip olduğumuz tam birliktelik ve paydaşlıktan, günahlı düşüşe ve oradan da yine Tanrı yla paydaşlığa uzanan yolculuğumuzu tamamlamak için, dua aracılığıyla Tanrının tahtına yaklaşabilmemiz için bizlere yol açmıştır. Ona korku ve utançla değil, cesaretle yaklaşabiliriz. Ve bir kez Tanrının lütfunun huzurunu ve gücünü gördüğümüzde, hâlâ yolculuk yapmakta olan ve ait oldukları yerin Tanrının lütuf yüreği olduğunun farkına henüz varamamış canlara da rehberlik edebiliriz.

YARGIDAN LÜTFA

İMPARATORİÇ

Ester insan olan bir krala yaklaşarak lütuf beklerken aynı zamanda ölüm cezasıyla karşılaşabileceğini biliyordu. Bizler ise tüm evrenin kralına yaklaşıyoruz ve yaklaşırken kralın bundan memnun olduğunu ve bizlere yargı değil, lütuf vaat ettiğini biliyoruz. Yargı tahtı üç yönden lütuf tahtına dönüşmüştür ve bunlardan her biri bizi Tanrı ya yaklaştırır.
Çocukları İstediğinde Tanrı Armağan Vermeyi Sevmektedir İsa, Tanrının bizlere lütuf ve merhamet vermek konusundaki istekliliğini şu sözlerle anlatır: “Hanginiz kendisinden ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse yılan verir? Sizler kötü yürekli olduğunuz halde çocuklarınıza güzel armağanlar vermeyi biliyorsanız, göklerdeki Babanızın, kendisinden dileyenlere güzel armağanlar vereceği çok daha kesin değil mi?”
Neden tamamen ümitsiz bir duruma gelene kadar, Tanrının önüne dualarımızla gelmeyi bir kenara bırakıyoruz? Bu çok anlamsız! Bizler sadece tahtın odasına girme hakkına sahip olmakla kalmayız, aynı zamanda Tanrımızın, bize verdikleriyle mutlu olduğunu da biliriz. Bize verdiklerini bize karşı kullanmaz ve kıskanarak vermez. Tanrı bizim dualarımızı yanıtlamak için hazır beklemektedir, yapmamız gereken tek şey Onun davetini kabul etmek ve tahtının önüne duayla gelmektir.

Balık Burcu Yorumu

Gezegensel Tehlikesiz Durumlar
10 Şubat’ta Yeni Ay Kova burcunda, On İkinci Evinizdedir. Kısa bir tatilin keyfini çıkaracaksınız. Akşamları rahatlayın, kendi kendinize ya da sevdiklerinizle zaman geçirin. 24’ünde aynı bölgede bulunacak Venüs’ün etkisiyle eşinizle romantik bir gün geçireceksiniz.

İlişkiler
25’inde Dolunay Başak burcunda, Yedinci Evinizdedir. Mart ayının başlarına kadar ilişkileriniz öne çıkıyor. Ay enerjisi yakın ilişkilerinizi destekleyecek. İş ve özel hayatınızdaki ilişkiler önem kazanacak. Ailenizle olmak isteyeceksiniz. Romantik bir ilişki gündeme gelebilir, adım atmadan önce iyi düşünün. Sonradan pişman olabilirsiniz.

deki bir yıl içinde nereye gelmek istediğinizi düşünün. Eşiniz ve yakın dostlarınızdan fikir alın. Merkür 17 sinde ters hareketine son verdiğinde de planlarınızı uygulamaya geçin. İlişkiler, yaratıcılık ve romantizm, 2014 yılının mart ayına kadar gündemde kalacaktır.

İlişkiler
Merkür’ün ters hareketi biter bitmez yanlış anlaşılmaları düzelteceksiniz. Venüs 21’inde burcunuzu terk edip Koç burcuna geçmeden önce kontrolü elinize almalısınız.

Para ve Başarı
İş hayatınız eski düzeninde devam edecek. Merkür’ün ters hareketi yüzünden bazı karışıklıklar olsa da Yeni Ay ve Mars’ın etkisiyle her şeyin üstesinden geleceksiniz. Takım çalışması ilerlemenizi sağlayacaktır.

BalıkŞubat