Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: Seçici, başarılı, titiz
Olumsuz Özellikler: Ukala, bencil, inatçı
Amacınıza ulaşmak için herşeyi planlıyor, hiç ter dökmeden istediğiniz yere geliyorsunuz. Çok açık sözlüsünüz, insanların tembel veya pasaklı olduklarını düşündüğünüzde hemen söylüyorsunuz. Sosyal açıdan sizden bir basamak yukarda biriyle ilişkiye girme fikri size çok uygun. En çok zevk aldığınız şey, spor yaparken veya bir toplantıda tanıştığınız insanlarla ileriye dönük yatırımlar planlamak.
14 OCAK
Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 6 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: Dürüst, gözlemci, arabulucu
Olumsuz Özellikler: Eleştirici, duygusuz, çekingen
Etrafınızdaki detayları gözden kaçırmıyorsunuz. Yarışan iş arkadaşlarını, ayrılmış eski dostları veya kavgalı kardeşleri barıştırabiliyor-sunuz. İyi huyluluğunuz ve nazik davranışlarınız sizi aranılan biri kılıyor. Sizin için ideal sevgili, arzulamayı sahip olmayla karıştırmayan biri olur. Yaratıcılığınızı fotoğrafçılıkla veya yazı yazmaya çalışarak değerlendirebilirsiniz.
15 OCAK
Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 7 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: İdealist, duygusal, nazik
Olumsuz Özellikler: Kendini beğenmiş, bencil, baskıcı
Takdir edileceğinizi bildiğiniz sürece yapmayacağınız iş yok. Sizi poh pohlayan bir sevgili, hayatınıza uyum sağlayacaktır. Sizden sevgi dolu bir eş ve samimi bir dost olur. Kalorilere dikkat, zevke düşkün tarafınız sizi uçlara götürebilir. Fazla kilolarınızı bir spor salonunda eritin, siz orada mükemmelliğe ulaşırken, başkaları da hayranlıkla sizi izleyecektir.
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 3 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu Özellikler: Eneıjik, yaratıcı, romantik
Olumsuz Özellikler: Savruk, her şeye karışan
Yeteneklerinize çok güvendiğinizden gözünüzü epey yükseklere dikmişsiniz. İş arkadaşlarınız eneıjini-ze hayran oluyor ve sizinle proje girişiminde bulunmaya bayılıyorlar. Evinizin içi, güzel zevkinizin bir aynası. Sağlığınızı koruma görevini doktorlara bırakmayın, sizin dikkat etmeniz gereken çok şey var.
2 KASIM
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 4 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu Özellikler: İkna edici, etkili
Olumsuz Özellikler: Güç peşinde koşan, baskıcı
Başkalarının fikirlerine saygınız var, ama onlara patronun kim olduğunu belirtmek istiyorsunuz. Seyahat edip, tuhaf yerlerde garip diller öğrenmek istiyorsunuz. Aşkta şıpsevdisiniz, ama aşklarınız ne kadar kısa ömürlü olursa olsun, eğlenceli oluyorlar.
3 KASIM
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu özellikleri: Girişken, geli-şimci
Olumsuz özellikleri: Patronluk taslayan, kibirli
Hiçbir şeyden memnun olmuyorsunuz. İşte de, evde de, inisiyatifi ele alıyor, yapılması gerekenleri sıraya sokuyorsunuz. Sevdiklerinizle konuşurken daha nazik olun, neyse ki iyi niyetlisiniz, yoksa yanınızda-kileri kaçırırdınız. Meyve yiyin, vitamine ihtiyacınız var.
Çocuğa temizlik alışkanlığı kazandırmak da çok önemlidir. Altı ıslandığında veya kirlendiğinde zaman geçirmeden bezi değiştirilmeli ve altı temizlenmelidir. Bezi uzun süre ıslak ve kirli bırakılan çocuk zamanla bu kirliliğe ve kokuya alışır, rahatsızlık duymaz.
Birçok anne, çişini veya kakasını haber vermediği için, altını ıslak ve kirli bırakarak çocuğu cezalandırdığını zanneder.
Altını kirli bırakmak veya ceza vermek çözüm değil, çözümsüzlüktür.
Size tavsiyem, çocuğunuz için kocanızı ihmal etmeyiniz. Çocuğun hakkını çocuğa, kocanın hakkını kocaya veriniz. Bana inanınız, iradesi zayıf çoğu erkekler böyle zamanlarda çocuğa olan düşkünlüğü kıskanmakta ve karısını aldatmaktadır. İşte “iki taşı birbirine bağlayan çimento harcı aynı zamanda ikisinin arasına mesafe de koymaktadır,” derken bunu kastetmiştim. Bebeğe olan aşırı sevgi ve şefkatlerinden dolayı kadınların kocalarına karşı duydukları cinsel arzuda bir soğuma olur. Erkek de karısından bulamadığı sıcaklığı başka bir kadında arar.
Sadakat, sevdiğimiz kimseye karşı gösterdiğimiz bağlılıktır. Eğer sevdiğimiz kimsenin de bizi sevdiğine emin isek, bağlılığımız devam eder. Gerçek evlilik ancak sadakat temeli üzerine kurulduğu zaman ayakta kalabilir. Zararsız gibi görünen küçük bir kaçamak, sadakat temelinden bir taşın kopması demektir. Temelden bir taş koptuğu zaman ona dayanan diğer taşlar gevşer. Gevşek taşların düşmesi kolaydır. Erkek veya kadın bir kere kaçamak yaptı mı gerisi kolayca gelir. Birbiri arkasından kopan taşlar evlilik binasının temelini zayıflatır. Zayıflayan temele artık güven olmaz. Güven, evlilik binasının güneşidir. Güneş battığı zaman bütün ev halkı karanlıkta kalır.
Kocanızın size sadık kalmasını istiyorsanız onu ihmal etmeyiniz. Sakın beni yanlış anlamayın, kocanızı ihmal ettiğinizi filan ima etmiyorum. Siz akıllı bir kadınsınız, kocanızı seviyorsunuz ve onun da sizi sevdiğini biliyorsunuz. Onu ihmal etmeyeceğinizi biliyorum. Bunları çocuklu kadınlara anlatasınız diye yazıyorum.
Ek gıdalara ne zaman geçmeniz gerektiğini ve memeden kesmeyi nasıl kolay atlatabileceğinizi soruyorsunuz. Memeden kesme, her genç annenin korkulu rüyası olmuştur. Çünkü ona memeden kesmenin çok zor olduğu anlatılmıştır. Bu kısmen doğrudur. Anneye aşırı bağımlı çocuklar memeyi kolay bırakmazlar. Kimi anneler, doktora danışmadan vaktinden önce ek gıdalara başlar. Ek gıdalara ne kadar erken geçerse memeden kesmenin o kadar kolay olacağını zanneder. Annenin sütü yettiği takdirde 6 aydan önce ek gıdalara geçilmesini tavsiye etmiyoruz. Normal şartlarda 6 ay süreyle anne sütü çocuğun tüm beslenme ihtiyacını karşılayacak özelliktedir. Suya dahi ihtiyacı yoktur. Çocuğu hastalık mikroplarına karşı korur, içerdiği maddelerin tamamına yakını vücutta kullandır. Bu nedenle boşaltım organları üzerine fazla yük binmez.
“Sütüm yetmiyor, çocuğuma yaramıyor, çocuğum kilo almıyor” gibi gerekçelerle emzirmenin kesilmesi sakıncalıdır. Çünkü bebek annesini emerken meme ucu uyarılır ve bu uyarılar beyine ulaşarak süt salgısını artıran hormonları harekete geçirir. Memelerde biriken süt boşaldıkça, boşalan sütün yerine yeni süt üretimi başlar. Süt üretimini artırmak için emzirmeden sonra memede kalan fazla süt vakumlu pompa ile boşaltılabilir.
6 aydan sonra emzirmeye devam etmekle birlikte yavaş yavaş ek gıdalara geçebilirsiniz. 2 yaşma kadar emzirmenin bir mahsuru yoktur, hatta faydası vardır. Emzirmeyi birden kesme yerine, kademeli olarak azaltmak ve sonra kesmek daha uygundur. Emzirmeyi kesmek için kış ayları tercih edilmelidir. Hastalık ve seyahat gibi çocuğun dengesini bozan günlerde emzirmeyi kesmek doğru değildir.
Burcu: Kova Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Ametist Olumlu Özellikler: Becerikli, uyumlu, dayanıklı.
Olumsuz Özellikler: Sorumsuz, dengesiz
Çok kolay yön değiştiriyorsunuz. Değişiklik iyidir, ama fazlası amaçlarınıza ulaşmanızı engeller. Biraz yerinizde durmaya çalışın ve bu kadar da çabuk yılmayın. İlişkilerinizdeki en ufak sorunda kaçmaya çalışıyorsunuz. Sizin en büyük özelliğiniz esnek olmanız. Her duruma uyabilen sizin aslında altından kalkamayacağınız dert de yok. Herkesin favorisisiniz. İlgi alanlarınız ve kıvrak zekamz sizi cazip kılıyor.
5 ŞUBAT
Burcu: Kova Uğurlu sayısı: 7 Uğurlu taşı: Ametist Olumlu Özellikler: Algılama gücü kuvvetli, zeki, güvenilir.
Olumsuz Özellikler: Aşağılayıcı, bastırılmış
Dillisiniz. İki cümleyle vaziyeti öyle güzel anlatıyorsunuz ki, bu da sizi üstün bir konuşmacı ve arabulucu yapıyor. Ancak karşınızdakiler sizin bu güzel yeteneğinizden faydalanmak istemiyorlarsa, siz de onlara yardımcı olmayın. Yüksek standard-lannıza uygun kişiyi bulduğunuzda içerlerde gizlediğiniz çekiciliğiniz su yüzüne çıkıyor ve aşk kapınızda beliriyor. Çok az insan sizin kadar güzel hikaye anlatır. Bu yeteneğinizi çevrenizden neden saklıyorsunuz?
6 ŞUBAT
Burcu: Kova Uğurlu sayısı: 8 Uğurlu taşı: Ametist Olumlu Özellikler: Popüler, sevimli.
Olumsuz Özellikler: Kendine güvensiz, başkalarının fikirlerine muhtaç
Başkalarının onayı sizin için hava ve su kadar önemli. Çevrenizi memnun etmek için herşeyi yapıyorsunuz. Aşkta da hayatta daverici bir insansınız. Dünyaya pozitif bakmanız takdir topluyor. Yalnız, etrafı memnun ederken kendi arzularınızı unutmayın. Anlayışlılığınız, iyi huy-luluğunuz, kıvrak zekanız ve alçak gönüllülüğünüz, popüleritenize katkıda bulunuyor. Aerobik sizi zinde tutacaktır, deneyin.
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 9 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu özellikleri: Usta, eğlendirici
Olumsuz özellikleri: Aşırıya kaçan, soğuk
İnsanları dikkate almıyorsunuz. İşinizde ustalık sergiliyorsunuz ve bu yüzden sizi kıskananlar var. Sessizliğiniz soğukluk olarak nitelendiriliyor, ama bir de konuşmaya başladınız mı, sizden daha eğlenceli biri daha yok. Sevgiliniz sizin başarılı olmanızda katkıda bulunacak biri.
8 KASIM
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 1 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu özellikleri: Güvenilir, yetenekli
Olumsuz özellikleri: Bastırılmış
Takdir edilmek sizin için çok önemli. Öyle ki bazen alkış almak için saçmalık yapıyorsunuz. Aslında sizin yeteneklerinizde bir insanın kendini bu yollarla kanıtlamaya çalışmasına gerek yok. Aşk ilişkilerinizde, sevgilinizin isteklerine sizinkilerden daha önem veriyorsunuz.
9 KASIM
Burcu: Akrep Uğurlu sayısı: 2 Uğurlu taşı: Topaz Olumlu özellikleri: Pratik, verici Olumsuz özellikleri: Fazla dikkatli, romantiklikten anlamayan
Gözünüzle görmediğiniz bir şeye asla inanmıyorsunuz. Pratikliğiniz takdir ediliyor, ama bu gereksiz ihtiyatınız yüzünden çok değerli avantajları kaçırıyorsunuz. Hiç romantik değilsiniz, ancak sevgiliniz sizi güvenilir buluyor. Ona biraz daha açılmayı deneyin.
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Yaratıcı, ilerici
Olumsuz Özellikler: Dedikoducu, dağınık
Geleceği gören bir insansınız. Acemi bir mucitsiniz. Saatlerce tuhaf icatlar üzerinde çalışabilirsiniz. Yaratıcılığınız ve enerjiniz aşk hayatınızı da etkiliyor. Sizinle hayat çok eğlenceli, ama bir o kadar da disiplinsiz. Bu durum arkadaşlarınızı ve çocuklarınızı rahatsız etmiyor.
11 MART
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 4 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Dikkatli, düşünceli
Olumsuz Özellikler: Kırılgan, titiz
Kim olduğunuzu ve hayattan ne beklediğinizi iyi biliyorsunuz. Ken-dizi ve çevrenizdekileri dinlediğiniz için, çok hassas bir insan olmuşsunuz. Sizin duygusallığınızı takdir edecek bir sevgiliye ihtiyacınız var. Başkalarının problemlerine üzülmekten vazgeçmelisiniz.
12 MART
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 6 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Cesur, dramatik
Olumsuz Özellikler: Dengesiz, sorumsuz, savruk
Risk almaya bayılıyorsunuz. İş hayatımzda daha çok para ve özgürlük kazanmak için, son derece güvenli olan işinizi bırakabiliyorsunuz. Aşk hayatınızda da başkalarının sevgililerine aşık oluyorsunuz. Ama bir gün tam vurulacaksınız, evliliğe kadar gideceksiniz.
Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: İnceleyici, özgür, yaratıcı
Olumsuz Özellikler: Baskıcı, duygusuz, hoşgörüsüz.
Kıvrak zekalı, düzenli, pragmatik ve yaratıcısınız. Fikirleriniz ve çözümleriniz, diğer insanlarınkinden daha çok tutuluyor. Sabırlı olduğunuz için mükemmel sevgiliyi bekliyorsunuz ve iyi de ediyorsunuz. Aşka da diğer işlere olduğu gibi mantıkla yaklaşıyorsunuz. Herkesin sizin kadar düzenli olmadığını kabullenirseniz tansiyonunuz hiç yükselmez.
5 OCAK
Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 6 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: Sağlam, kendine güvenen, bilgili
Olumsuz Özellikler: Kendini beğenmiş, dik kafalı, fazla optimist
Hiç yılmadan amacınıza ulaşmaya çalışıyorsunuz. Birini gözünüze kestirdiğinizde, onun kalbini kazanmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Sevgilinizin desteğini sağladığınızda siz de ona vazgeçemeyeceği duygular sunuyorsunuz. Engeller sizi endişelendirmiyor, aksine bir daha, bir daha denemeniz için kamçı görevi görüyor. Sağlığınız gayet iyi olmasına rağmen, şansınızı fazla zorlamayın.
6 OCAK
Burcu: Oğlak Uğurlu sayısı: 7 Uğurlu taşı: Lal Taşı Olumlu Özellikler: Felsefi, cesur, yüce gönüllü
Olumsuz Özellikler: Saf, egzant-rik, hayalci
Her insanın içinde ilahi bir ışık, her olayın ardında derin anlamlar arıyorsunuz. Bu bazılarınca yanlış yorumlanabilir, ayaklarınızın yere basmadığını düşünerek sizi aşağı görebilirler. Ama basit noktalara ta-kılmamanız sizi yükseklere de çıkartabilir. Çok kolay aşık oluyorsunuz. Çocuklarla çocuk oluyor, dünyaya onların gözleriyle bakıyorsu-
Çocuk yapma konusunda toplumumuzda ters işleyen bir anlayış var. Maddi durumu pek yüksek olmayan işçi, esnaf ve köylü sınıfı çok çocuk yaptığı halde, hali vakti yerinde olan iş adamı, bürokrat ve aydın sınıfı tek çocukla veya iki çocukla yetinmekte, daha fazlasını istememektedir. Tek çocukla yetinme isteği genellikle çalışan tahsilli annelerde daha yaygın. Giyim kuşamı, eğlenceyi ve gezmeyi seven, vücut güzelliğine düşkün annelerde de aynı isteği görüyoruz. Sebepleri ve gerekçeleri farklı olmakla birlikte her iki anne tipinde de çocuk eğitimi çoğu kez başkalarına bırakılır. Zaten zor olan tek çocuğun eğitimi başkalarına bırakıldığı zaman, anne baba çocuğunu tanıyamıyor. Onunla sağlıklı iletişim kuramıyor. Maddi ihtiyaçlarını yerine getirmekle görevini yaptıklarını zannediyorlar. Kreş öğretmenlerinin veya bebek bakıcısının eğitim yöntemlerine alışan çocuk, anne babanın yöntemlerine uyum gösteremiyor. Evde uyumsuz ve idare etmesi zor diye bize getirilen problemli tek çocukların bakıcısıyla ve kreş öğretmeniyle görüştüğümüzde çocuğun her konuda normal olduğunu kendilerine fazla problem çıkarmadığını ifade etmektedirler.
Anne ve babası çalışan tek çocuk büyükler arasında yetiştiği için yaşıtlarıyla oyun kurmayı, iş birliği yapmayı ve paylaşmayı öğrenemiyor. Kimi anne babalar, hastalık veya kötü huy kapacağı endişesi ile çocuklarını bilerek arkadaşsız bırakırlar. Arkadaşsız kalan çocuk oyun zevki kazanamaz. Kendi başına oyun kuramaz. Sıkıntılı, sinirli ve mızmız bir çocuk olur çıkar. Beslenmeyi çok önemseyen tek çocuklu ailelerle çocukla anne arasında sık çatışma yaşanır. Anne bir kaşık fazla yedirmeye çalıştıkça çocuk nazlanır, yemek istemez. Yemek yemeye zorlanan çocuklarda “çiğneme tembelliği” dediğimiz bir hastalık vardır.
Çocuk ağzına konan lokmayı uzun süre tutar, çiğnemez ve ilk fırsatta tükürür.
Bir gün genç bir anne bana geldi, iki yaşındaki kızında çiğneme tembelliği olduğunu, hiçbir cezanın ve ödülün fayda etmediğini, gıdasızlıktan ölmek üzere olduğu halde bu kötü huyundan bir türlü vazgeçmediğini söyledi. Çocuğu gördüğüm zaman annenin endişesine hak verdim. Hasta görünümü veren, soluk benizli, cılız vücutlu, fakat sevimli bir yüzü vardı. Gıdasızlıktan halsiz düştüğü belli oluyordu. Annesiyle konuşurken yıkanmaktan hoşlanmadığını, banyoya götürülürken ayak direttiğini, çığlık kopardığını da öğrendim. Yemek ve banyo isteksizliğinin ne zaman ortaya çıktığını sordum. “Bir erkek kardeşi dünyaya geldikten sonra,” diye cevap verdi annesi. Benim için problem çözülmüştü. Evet, bu küçük kız, aileye yeni katılan erkek kardeşini kıskanıyordu.
Anneye küçük kızın yemekte ve banyoda gösterdiği inatçılığın kardeş kıskançlığından kaynaklandığını anlattım. Kızın yanında bebeği emzirmemesini ve banyo yaptırmamasını söyledim. Önüne bir tabak sevdiği yemekten koymasını, ancak yemesi için asla zorlamamasını, ağzında lokma tuttuğunu veya tükürdüğünü görmezden gelmesini sıkı sıkıya tembihledim. Anne: “Siz böyle diyorsunuz, ama yemeyeceğinden eminim, açlıktan ölse de yemeyeçektir,” dedi. Sabırla dediklerimi yapmasını ve sonucu beklemesini söyledim.
Anne tavsiyelerime uyarak bebeği başka bir odada emzirdikten sonra yatağına yatırmış ve gelip küçük kızın önüne sevdiği yemekten bir tabak koymuş, ev işleriyle meşgul olmaya başlamış. Çocuk annesinin yemeği yemesi için yalvarmadığını, dayakla korkutmadığını görünce şaşırmış. Lokmayı ağzına almış, sesli bir şekilde tabağa geri tükürmüş, ama annesi hiç oralı olmamış. Bebek ortalarda görünmeyince açlık kıskançlıktan baskın çıkmış. Kızcağız önüne konan yemeğin tamamını yemiş, “bak anneciğim yemeğimi bitirdim,” demiş. Anne çok sevinmekle beraber, yine tavsiyeme uyarak, hiç belli etmemiş. Normal bir ses tonuyla, “sen bilirsin, demiş, buna kendin karar verdin.” iki gün sonra rahatsızlık tamamen ortadan kalkmıştı. Küçük kız, anne baba ile sofraya oturmanın zevkine varmış, eski inatçılığını unutmuştu. Aradan iki hafta geçtikten sonra küçük kızı çocuk parkında başka çocuklarla birlikte oyun oynarken gördüm. Eski cılızlığından eser kalmamıştı. Yanakları kızarmış, oradan oraya zıplayıp duruyordu. Bu sonuçtan fevkalade mutlu olan annesi bana teşekkür edecek kelime bulamıyordu.
Kardeş kıskançlığının temelinde yine anne babanın yanlış davranışları vardır. Eğer anne baba çocukları arasında ayırım yapmaz, büyüğün kıskançlığım körükleyecek şekilde küçüğe fazla düşkünlük göstermez ve küçüğü büyüğe karşı korumaz ise; kıskançlık normal sınırlarda kalacak, çocuk zamanla kardeşiyle anlaşma yolunu seçecektir. ikinci çocuk konusundaki sorunuzun cevabına gelince. Sanırım bu kadar açıklamadan sonra fikrimin ne olduğunu tahmin edersiniz. Evet, oğlunuza bir kardeş gereklidir. Arayı fazla uzatmamanızı tavsiye ederim. Aralarında yaş farkı az olan kardeşlerin daha iyi geçindiği, birbirine arkadaşlık ettiği bilinen bir gerçektir. Uzun zaman tek başına kalan bir çocukta kardeş kıskançlığı daha fazladır. Aralarında yaş farkı az olan çocukların eğitimi daha kolaydır.
“Çocuk eğitiminin bu kadar zor olduğunu tahmin etmemiştim,” diyorsunuz. Bir insan yetiştiriyorsunuz, domates veya patlıcan değil. Kaldı ki sebze yetiştirmek de bilgi ve tecrübe ister. Anatole France’ın çok haklı bir sözü var: “Çocuklar keşfedemediğimiz dehalardır. Onlar tahminlerimizin üzerinde yeteneklere sahiptir. Ancak biz cehaletimizle, atalarımızdan gördüğümüz yanlış eğitimle onların bu yeteneklerini köreltiyoruz.” Çocukları korkutarak ve sindirerek istediğimiz kalıba sokmaya çalışıyoruz. Müdahale dehanın önündeki en büyük engeldir. Neyi nasıl yapacağını söylediğimiz zaman deha kendisini keşfedemez. Tarihte kötü eğitimci tarafından “geri zekâlı” damgası vurulmuş Edison gibi pek çok deha örneği vardır. Yetişkinler arasında bu kadar beceriksizler, serseriler ve sadistler görünce şaşmamak gerekir. Çünkü bunlar çocuklarını yanlış eğiten, kendileri de çocukluğunda yanlış eğitilmiş eğitimcilerin, anne ve babaların eseridir.
Genellikle her anne baba çocuğunu zeki ve yetenekli bulur; onunla övünür. Hayattan beklediğini bulamamış, ideallerine ulaşamamış anne babalar bunu çocuklarında gerçekleştirmek ister. Çocuğuyla övünen anne babaların diğer ucunda mükemmeliyetçi anne babalar vardır. Bu anne babalar, çocuğun yaptığı her şeyde bir hata bulur, çabalarını görmezden gelir, ondan yeteneğinin üzerinde başarı beklerler. Çocuk ne yapsa yaranamaz, sonunda yenilgiyi kabul eder, yarıştan çekilir.
Burada J. J. Rousseau’dan birkaç cümle aktarmak istiyorum: “Bir odaya ilk defa giren bir kediye dikkat ediniz. Kulaklarını diker, etrafı dinler, koklar, kendini güvende hissetmedikçe bir girişimde bulunmaz. Köşeye sıkıştırıp alanını daralttığınız zaman korkar, huzursuz olur, alanını genişletmek için saldırıya geçer. Yeni yürümeye başlayan çocuk da böyledir. Şu farkla ki, kedi dış dünyayı tanımak için koklama duyusunu kullanırken çocuk ellerini kullanır. Alanı daraltıldığı ve çevresini tanımasına engel olunduğu zaman öfkelenir, saldırganlaşır. Çocuğa yapılacak en büyük kötülük, onu korkutarak eğitmeye çalışmaktır.”
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 1 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Sıcak, verici, sevimli
Olumsuz Özellikler: Hassas, kırılgan
Barşanlı olmak kadar, sevilmeyi de istiyorsunuz. Mesela iş yerinde doğum gününü hatırlamadığınız bir kimse yok. İnsanları herdiyelere boğuyorsunuz. Evin engenç üyesine bile, fikrini sormaktan yanasınız. Ufacık bir tartışmadan bile çok canınız yandığı için, sevgilinizle başınızı derde asla sokmuyorsunuz. Biraz girişken olun.
8 MART
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 2 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Boyun eğmez, tuttuğunu koparan
Olumsuz Özellikler: Zor beğenir, düşüncesiz
Dışardan yumuşak görünüyorsunuz, ama sert birisisiniz. Çevrenizdekilere kendi başlarına düşünmelerini tavsiye ediyorsunuz. Emir almaya karşı alerjiniz var. Ama iyi tavsiyelere de hayır demiyorsunuz. Güzel bir egsersiz bulun kendinize, durpduruken, selülite davetiye çıkartmayın. Girişkenliğiniz sayesinde dokturunuza sormadığgınız soru kalmıyor!
9 MART
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 3 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Renkli, cesur, yenilikçi
Olumsuz Özellikler: Kaba, huzursuz
Tam bir araştırmacısınız. Pek çok kişi girişimlerinizi harkülade buluyor. Birazcık geri kafalılar ise, kendinizi frenlemenizi süylüyorlar, ama siz bunlara kulak asmıyorsunuz. Arkadaşlarınız sizi takip etmeye bayılıyorlar. Sizi seyrederken, kendilerine güvenleri geliyor. Dramatik bir insan olduğunuz için heyecan verici bir sevgilisiniz. Çocuklar size bayılıyor.
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 4 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Zeki, çekici, çok yönlü
Olumsuz Özellikler: Hassas, kararsız, ödün veren
İyi gelişmiş kasların ve beynin dengesi sizde mevcut. Çekiciliğiniz zie kapılar açabilir ama asıl zekanız sayesinde ön plandasınız. Aklınıza saygı duyacak bir sevgili bulun. Siz çevrenizdekilere de görünüşe önem vermemelerini öğretiyorsunuz. Kitap okuyup tartışmalara girmeye bayılıyorsunuz ama spor yapıp vücudunuzu da korumayı ihmal etmiyorsunuz. Senelik doktor kontrollerinizi aksatmayın.
20 ŞUBAT
Burcu: Kova Uğurlu sayısı: 3 Uğurlu taşı: Ametist Olumlu Özellikler: Maceracı, cesur, samimi
Olumsuz Özellikler: Aşırıya kaçan, risk seven, delice cesur
Hayatı seviyorsunuz. Her gittiğiniz yerde tanınıyorsunuz. Bazen iyiye bazen de kötüye çıkıyor adınız. Yeni şeyleri ve insanları seviyorsunuz. Aşka aşıksınız. Delicesine atılıyorsunuz aşk maceralarına. Ailenizin karşı çıkacağı her tip insanla birlikte olmuşsunuz. Ama yılların verdiği tecrübeyle, bundan sonraki seçimlerinizde, size zarar vermeyecek, ama en az sizin kadar çılgın davranacak birini bulacaksınız.
21 ŞUBAT
Burcu: Balık Uğurlu sayısı: 5 Uğurlu taşı: Akuamarin Olumlu Özellikler: Güçlü, etkileyici, heybetli
Olumsuz Özellikler: Baskıcı, sakar, hassas
Siz liderlik için yaratılmışsınız. Kendiniz olun ve hak ettiğiniz yere geleceksiniz. Geri çekilmeyin, sizin gücünüzü destekleyecek bir sevgili bulun. Ailenize ve arkadaşlarınıza, baskı altında ezilmemeyi öğretiyorsunuz. Başkalarının fikirlerini de dikkate alın, hem liderlik yeteneğiniz gelişecek, hem de daha çok dostunuz olacaktır.
Bebekler altı açıldığı zaman ellerini cinsel organlarına götürmekten ve kakasıyla oynamaktan zevk alırlar. Bunun telaşa kapılacak veya iğrenecek bir yanı yoktur.
Bebek vücudunu ve vücudundan çıkan şeyi tanımaya çalışmaktadır. Telaşa kapılıp bebeğin elini zorla yanlarda tutan, hatta eline vuran anneler vardır. Sizin böyle yapmayacağınızı biliyorum.
Bebeğin altını açınca, elini kirletmesine fırsat vermeden, bezini çabukça toplayabilirsiniz. Altı temizledikten sonra kısa bir süre vücuduyla oynamasına izin verebilirsiniz.
Öyle çocuklar biliyorum ki, beş yaşma geldikleri halde sürekli annelerine seslenirler: “Anne çişim geldi! Anne karnım acıktı! Anne ayakkabımı giydir! Anne canım sıkılıyor, bana bir masal anlat!” Çocuklara verebileceğimiz en iyi hediye “bağımsızlık’tır. Bu hediyeyi ne kadar erken verirsek o kadar iyidir. Kendi ayakları üzerinde durmayı öğ-renemeyen, anneye bağımlı, hayatları boyunca çocuk kalan insan tiplerini ruh doktorları çok iyi tanır. Öyle genç kızlar vardır ki, evlenecek çağa geldiği halde bir yumurta pişirip karnını doyuramaz. Saçlarını anneleri tarar, giyinmesine annesi yardım eder, ne yiyeceğini annesi söyler.
Çocuk karı koca ilişkilerini, aile düzeninin ne olduğunu sizden öğrenecektir. Çocuk iyi bir gözlemcidir, hiçbir şey dikkatinden kaçmaz. Küçük bir bebek dahi anne baba kavgalarından rahatsız olur. Anne baba kavga ederken bebeklerin ağladığına çok şahit oldum.
Mutlu çiftler arasında bile arada bir tartışmalar görülebilir. Kırıcı olmayan, hakarete varmayan, anlayışla karşılanan tartışmalar normaldir. Çocuğun bu gerçeği öğrenmeye de ihtiyacı vardır. Çocuğun duyguları zannedildiğinden daha güçlüdür. Dinlemediğini veya ilgi göstermediğini zannettiğiniz sahneleri veya sözleri hafızasına kaydetmektedir. Çoktan unuttuğunuz bir karı koca diyalogunu günler sonra oyun sırasında taklit ettiğini görür hayretler içinde kalırsınız.
Bebeğiniz tırnaklarıyla cildini tırmalaması sizi rahatsız ediyormuş, bir komşu kadın ellerine eldiven geçirmenizi tavsiye etmiş. İyi ki ellerini bağlamanızı söylememiş. Bebeğin dokunma hissini engellediği için eldiven kullanmanızı tavsiye etmem. En iyi çare tırnaklarını kesmektir. Parmaklarını gözüne götürüp bir kaza yapacak diye korkmayın. Göz, bir tehlike anında, kendini koruyacak hızlı bir kapanma refleksine sahiptir.
